Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1728 E. 2020/1414 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1728 Esas
KARAR NO : 2020/1414 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/190 Esas – 2020/252 Karar
TARİH: 09/03/2020
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili tarafından 29/04/2015 tarihinde davalı … satın alınan ve davacıya ait … Plaka sayılı 2009 model …. marka beyaz renkli otobüsün, 25/07/2018 tarihinde polis ekipleri tarafından durdurulduğunu ve incelemeye alındığını, aracın ön kaput altı göğüste bulunan şase numarası ile aracın şoför koltuğu altında yanda yapışık bulunan şase numarasının uyuşmadığınının tespit edildiğini, aracın çalıntı olduğundan bahisle tutunak tutulduğunu, arcın otoparka çekildiğini, yapılan incelemede üretici firmanın incelenen araca hatalı şasi numarası etiketi yapıştırdığının tespit edildiğini, davacının maddi ve manevi zarara uğradığını, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bu mümkün değil ise ayıp oranında bedelden indirim yapılmasını, buda mümkün değil ise sözleşmeden dönülerek araç bedelinin faizi ile birlikte davacıya ödenmesini, ayrıca ayıplı mal nedeniyle davacının uğramış olduğu zararlara karşılık şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın ve 5.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmilini talep ve dava etmiştir Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bu davada taraf sıfatının olmadığını, hiçbir hukuki ve ticari münasebetin söz konusu olmadığını, dava konusu aracın 2.el olarak satın alındığını müvekkili şirketin satıcı olmadığından iş bu davanın pasif husumet yokluğundan reddini talep etmiştir. Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın oto alım satım işi yaptığını, 29/04/20158 tarihinde davacı … araba sattığını, aradan 4 yıl geçtikten sonra ayıplı mal iddiası ile aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, dava konusu aracın ticari araç olduğunu bu yüzden davanın görevli mahkemesinin Ticaret Mahkemesi olduğunu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkiline malın ayıplı olması konusunda ihbarda bulunulmadığını, mal ayıplı olsa dahi tedarikçisinin ve imalatçısının müvekkili olmadığını ve ayıba sebep olmadığını bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 09/03/2020 tarih 2019/190 Esas – 2020/252 Karar sayılı kararında;” Somut olayımızda ayıba konu araç 26.07.2018 yılında trafikten men edilmiş, 07.08.2018’de araca ilişkin ilgili kollukça rapor alınmış ve rapor üzerine söz konusu araç davacıya en son 14.08.2018’de teslim tutanağı tutularak ile teslim edilmiş. Davacının, aracın ayıblı olduğunu en son öğrenme tarihi olarak 14.08.2018 tarihinin kabulü gerekir. Bu haliyle yukarıdaki hükümler ışığında olayımıza bakacak olur isek, davacı ayıplı olduğunu iddia ettiği aracın kendisine tesliminden bir ay sonra yani 14.09.2018 tarihinde taraflara ayıp ihbarında bulunmuştur. Söz konusu 1 aylık sürenin makul süre olmadığı, aracı bu haliyle kabul etmiş sayılacağı, hak düşürücü süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı…”gerekçesi ile, Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, TBK 223.maddenin gizli ayıbı fark eder etmez zaman geçirmeksizin alıcının satıcıya durumu ihbar etme yükümlülüğü koyduğunu, ancak eğer ayıp hile ile gizlenmişse veya satıcı ağır kusurlu ise BK. m.255 e göre ihbarın süresinde yapılmadığı savunmasına başvuramayacağını, satıcı ayıbı hile ile gizlemişse ya da ağır kusurlu ise ihbar sürelerine bakılamayacağını, satıcının ağır kusurlu ise ya da hile ile ayıbı gizlemişse alıcı derhal ihbarda bulunmasa dahi satıcıdan zararın tazminini isteyebileceğini, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/4-291 E. 2009/318 K.) – (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 13/10/2015 T. 2015/8094 E. – 2015/12630 K. )Davacı müvekkili tarafından makul süre içerisinde ayıp ihbarı yapılmış olup makul sürenin somut olaya göre farklılık gösterebileceğini, ayrıca TBK 225. maddenin açık hükmü yine yukarıda belirtilen Yargıtay kararları doğrultusunda somut olayda ihbar sürelerine uyulmaksızın müvekkilinin kanundan doğan haklarını kullanabileceğini, aracın ön kaput üzerindeki şase numarası ile koltuk altı şase numarasının uyuşmamasından ağır kusurlu olduğunu, Davacının uğramış olduğu maddi ve manevi zararların telafisi amaçlı maddi-manevi tazminat talep edildiğini, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının bozularak, talep doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ayıplı mal nedeniyle TBK 125. Maddede öngörülen hakların terditli olarak kullanılması ile uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini talebine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan … Ltd. Şti’den 29/04/2015 tarihinde satın aldığı, diğer davalının ithalatçısı olduğu ikince el …. marka otobüsün 25/07/2018 tarihinde trafik polisince yapılan kontrolünde aracın ön kaput altı göğüste bulunan şasi numarası ile aracın şoför koltuğu altında yapışık bulunan şasi numarasının uyuşmadığı tespiti ile trafikten men edilerek oto parka çekildiğini, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda “üretici firmanın araca hatalı şasi numarası etiketi yapıştırdığı” tespitinin yapıldığını, aracın 20 gün boyunca otoparkta kaldığını, trafik cezası kesildiğini, arasın teknik incelemesi, otoparkta kaldığı süre, trafik cezası ve aracı kullanamamaktan dolayı masraflar yaptığını bu nedenle zarara uğradığını belrterek, öncelikle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bu mümkün değilse ayıp oranında bedel indirimi yapılmasını, buda mümkün değilse sözleşmeden dönülerek araç bedelinin faizi ile ödenmesini, ayrıca ayıplı mal satımı nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararın davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı gerekçesi ile hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosya içeriğine, belgelere ve beyanlara göre davaya konu araç davacı tarafından davalı …otomotiv’den 2. el olarak 29/04/2015 tarihinde satın alınmıştır.25/07/2018 tarihinde trafik polisince yapılan kontrolde aracın şasi numarasının farklı olduğundan bahisle araç trafikten men edilerek otoparka çekilmiş, yapılan teknik incelemede araç ön göğüs havuz sacında gömme şasi numarası ile şoför koltuğu bağlantı sacında bulunan yapıştırma etikette şasi numarasının farklı olduğu tespit edilmiş, bu hususun üretici firma tarafından hataen yapıldığı tespiti üzerine aracın change olmadığı belirlenerek araç davacıya teslim edilmiştir.Teslim belgesine ve davacı vekilinin beyanına göre araç bu şekilde 14/08/2018 tarihinde davacıya teslim edilmiş, davacı araçtaki ayıbı en gç bu tarihte öğrenmiştir. Davacı ayıp ihbarını 14/09/2018 tarihinde gönderdiği ihbarname ile davalılara bildirmiştir.Ayıp ihbarı süresinde yapılmadığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/12/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.