Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1716 E. 2022/1784 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1716 Esas
KARAR NO: 2022/1784 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/134 Esas – 2019/583 Karar
TARİH: 02/10/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin yapı/ev dekor ve yapı malzemesi üretimi ve satımı ticaretinde bulunduğunu, davalı yan ile mal alımı/satımı yaptığını malları davalıya teslim ettiğini, davalının tüm uyarılara rağmen ödeme yapmadığını müvekkilinin alacağınının temini için İstanbul …İcra Müdürlüğü nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalı borçlu … tarafından yetkiye,borca,faize ve tüm fer ilerine haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini icra takibinin durmasına neden olunduğunu, dava konusu borcun götürülecek kabul edilen para borcu olduğundan icra takibi ve dava tarihi itibarı ile müvekkilinin Beşiktaş ilçesinde kaldığını ve istanbul icra daireleri ve Mahkemesinin yetkili olduğunu itirazın haksız olduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davalı tarafça yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı tarafın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile, Davacının kendisini borçlu göstererek İstanbul … icra Müdürlüğü … E. dosyası ile takip başlattığını, ancak bu şirket ile arasında herhangi bir hukuki ya da ticari ilişki olmadığını, bu sebeple bir borcu olmadığını, takibe bu sebeple itiraz ettiğini, ikametgahının Ereğli olması sebebi ile de yetki yönünden itiraz ettiğini, başlatılan icra takibinin yetkisiz icra dairesinde ve davanın da yetkisiz Mahkemede açıldığını talep edilen icra inkar tazminatının haksız ve dayanaksız olduğunu, davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, vekalet ücreti ve dava masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/10/2019 tarih 2018/134 Esas 2019/583 Karar sayılı kararında; “….Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Davacı … San. A.Ş 2016 – 2017 yılları yasal E defterlerinin beratlarının yasal süresinde onaylandığı, muhasebe kayıtlarının günlük ve muhasebe standartların uygun tutulduğu, düzenlenen faturaların Vergi Usul Kanunu ve TTK’nın gerektirdiği yasal belge niteliğinde bulunduğu, davacının ticari defterlerinin HMK m.222 gereğince kendi lehine delil teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle cari hesap alacağının varlığı ve miktarı açısından yaptırılan defter incelemesi sonucunda, taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğu anlaşılmış olup, davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve asıl alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. …”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜNE, 2-İstanbul … İcra Müd’nün … esas sayılı takip dosyasında davalıların yaptıkları itirazların iptali ile takibin 6.544,81-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 değişen oranlarda ticari faiz yürütülmek suretiyle devamına, 3-Kabul edilen asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalılardan tahsiline karar verilmiş ve karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Davacı şirket ile arasında herhangi bir ticari, hukuki ilişki bulunmadığını, aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin kötü niyetli olduğunu, bu nedenle borca itiraz edildiğini,Yerel mahkeme tarafından yalnızca davacı şirkete ait ticari defterlerin incelendiğini, bu kayıtların kesin delil olarak nitelendirildiğini ve karar verildiğini, (HMK 222/3) kendisinin ticari defter kayıtlarının incelenmediğini, iki defterin karşılaştırılmadan davacı şirket lehine delil olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu,Davacı şirket ile arasında bulunan dava konusu borca ilişkin herhangi bir ilişkinin varlığı, ispat külfeti bulunan davacı şirket tarafından kanıtlamadığını, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı borçlu icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesi ile; icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini belirtmişdir. Davalı cevap dilekçesi ile, davacı şirket ile arasında herhangi bir hukuki yada ticari ilişkisi olmadığını, bu yüzden borcununda olmadığını, takibe bu sebeple itiraz ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İtirazın iptali davası açısından takibin yetkili yerde yapılması, HMK 114/2. maddesi uyarınca davanın görülebilmesi için zorunlu bir dava şartıdır. Mahkemece İİK 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı incelenmelidir. Somut olaya döndüğümüzde, davalı borçlu icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde, ikamet adresinin Karadeniz Ereğli olup İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkili olmayıp Karadeniz Ereğli İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu belirtilerek icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiği halde mahkemece davalı borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik yaptığı itirazı konusunda olumlu/olumsuz karar verilmediği anlaşılmıştır. Dosya arasında bulunan taraflar arasında imzalanan 26.08.2016 tarihli …, … SAN. VE TİC. A.Ş. YETKİLİ SERVİS SÖZLEŞMESİ başlıklı sözleşme incelendiğinde, davacının ŞİRKET, davalının ise yetkili servis olduğuna ilişkin sözleşme imzalanmıştır. Somut olayda, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinin varlığı davalı tarafça kabul edilmediğinden, davalının itirazının mahiyetine göre taraflar arasında ticari bir ilişki bulunup bulunmadığı, takibin yetkili yerde yapılıp yapılmadığının değerlendirilebilmesi için davacının sunduğu belgelerin hukuki durumu araştırılmalıdır. Davacının ibraz ettiği belgelerin sıhhati araştırılmadan İcra dairesinin yetkisine yapılan itirazın mahkemece değerlendirilmeden davanın esası hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Mahkemenin kabulüne yönelik davalının, davacı şirket ile arasında bulunan dava konusu borca ilişkin herhangi bir ilişkinin varlığı ispat külfeti üzerinde bulunan davacı şirket tarafından ispatlanmadığı, kendisinin ticari defter kayıtları incelenmeden, iki tarafın defterleri karşılaştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiğine yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde; Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 Esas – 2017/2738 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, fatura içeriği malın teslim edildiğinin ispat külfeti davacıya aittir. Davacı tarafça davaya konu cari hesap alacağına dayanak faturalar ibraz ettiği ancak bu faturaların davalıya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ belgesi ve fatura içeriği malların teslim edildiğine yönelik de irsaliyelerin ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Somut olayda, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinin varlığı davalı tarafça kabul edilmediği, davacı vekili delil listesinde davalı tarafından ticari ilişkinin inkarı halinde vergi kayıtlarının istenmesinin belirtildiği halde mahkemece mal ve hizmet alımına ilişkin davalının ilgili döneme ait BA formlarının getirtilip incelenmediği anlaşılmıştır. Davacı delil listesinde,davacı ve davalının ticari defterler ve kayıtlarına delil olarak dayanmıştır. Davacı tarafından münhasıran davalının ticari defterlerine delil olarak dayanılmamış olduğuna göre davalı defterlerinin sunulmaması tek başına davacının defterlerine göre davacının alacaklı olduğunun kabulüne olanak vermez. Kaldı ki, davalının adresinin Kdz. Ereğli /Zonguldak olup davalının adresi itibariyle mahkemece davalının ticari defterleri incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor alınması için talımat yazılması gerektiği halde davetiye çıkartılması yerinde görülmemiştir. Mahkemece yapılması gereken iş, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen sözleşme, eklenmek suretiyle davalıya isticvap davetiyesi çıkartılıp sözleşme altındaki imzanın kendisine veya çalışanına ait olup olmadığı yönünde beyanının alınması için davalının adresi itibariyle ilgili mahkemeye talimat yazılması, davalının ilgili döneme ait BA formlarının ilgili vergi dairesi müdürlüğünden getirtilmek suretiyle dosya arasına konulup mahkemece, davalı tarafa incelenecek döneme ait ticari defterlerini inceleme gün ve saatinde bilirkişi incelemesi için ibraz etmesi, edilmediği taktirde sonuçları da hatırlatılmak suretiyle davetiye çıkartılıp mali müşavir bilirkişiden rapor alınması için davalının adresine göre ilgili mahkemeye talimat yazılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp davalının istinaf sebebi yerinde görülmüştür. HMK.nun (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Sonuç itibariyle, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-4,6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2019 tarih ve 2018/134 Esas- 2019/583 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4,a6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.