Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1704 E. 2022/1827 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1704 Esas
KARAR NO: 2022/1827 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2020
DOSYA NUMARASI: 2019/148 Esas – 2020/46 Karar
DAVA: Ayıplı malın ve satış bedelinin iadesi
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin … bayilerinden biri olduğunu, bu kapsamda herhangi bir ticari faaliyete konu edilmeksizin yalnızca şirket temizliğinde kullanmak üzere davalıdan yıkama otomatı satın aldığını, düzenlenen 04/02/2015 tarih, … sıra no’lu, 4.130,00 TL bedelli fatura bedelinin ödendiğini, satın alma işlemine müteakip bahse konu otomatın müvekkilinin şirketinde ticari faaliyetlerden bağımsız olarak yalnızca şirket temizliği için kullanıldığını, şirket personeli tarafından kullanma talimatlarına uygun olarak azami dikkat ve özenle kullanılmasına karşın, söz konusu otomatta dışarı doğru şişme ve çatlamalar görüldüğünü, bu durumun davalıya detaylı olarak izah edildiğini, üründe daha büyük zarara yol açılmaması adına otomatın kullanımına son verildiğini, makine ile ilgili olarak İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/113 D.iş, sayılı dosyasında bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, alınan bilirkişi raporu ile otomatın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, bu durumun davalıya bildirildiğini ancak davalı tarafından kabul edilmediğini beyanla satın alınan yer yıkama otomatının davalıya teslimi karşılığında ödenen bedelin davalı tarafından müvekkiline eksiksiz iade edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu … yer yıkama otomatının davacıya fatura tarihinde sağlam ve eksiksiz şekilde teslim edildiğini, anılan hasarın dış etki olmadan dava konusu üründe ortaya çıkmasının fizik kurallarına aykırı olduğunu, delil tespiti diye sunulan ve delil olarak dayanılan raporu kabul etmediklerini, raporun hiçbir bilimsel inceleme ve açıklama içermediğini, tarafların tacir olması sebebiyle görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu beyanla davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 29/01/2020 tarih ve 2019/148 Esas – 2020/46 Karar sayılı kararı ile;
“…Delil tespiti dosyasında alınan raporla … tarafından sunulan bilirkişi raporlarında çelişki oluşması nedeniyle 2015/880 dosyasından yeniden keşfen inceleme yapılarak Makine Yüksek Mühendisi … ve Av. …’den rapor alınmış, alınan raporda neticeten ve özetle; dava konusu yer temizleme otomatındaki hasar, 6502 sayılı TKHK kapsamında değerlendirildiğinde hasarın üretimden kaynaklı olmayan kullanım kaynaklı problemlerden olduğu, yer temizleme otomatının kullanılması sonucu ortaya çıktığı ve bu sebeple gizli ayıplı olarak sayılmaması gerektiği tespitlerinde bulunulmuştur. Dosyanın mahkememize tevzi edilmesi akabinde öncelikle dava dilekçesindeki talep sonucuna nazaran eksik harcın ikmali sağlanmıştır. Davacı vekilince yeniden inceleme talebinde bulunulmuşsa da İstanbul 9. Sulh hukuk Mahkemesi’nin 2015/113 D. İş sayılı delil tespiti dosyasında alınan rapor ile İstanbul 10. Tüketici Mahkemesi’nin 2015/880 Esas sayılı dosyasında Makine Yüksek Mühendisi …’den alınan rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından keşfen inceleme sonucunda Makine Yüksek Mühendisi … ve Av. …’den rapor alınmış olması ve bu raporun hüküm kurmaya elverişli görülmesi karşısında davacı vekilinin yeniden inceleme talebinin reddine karar verilmiştir. İddia, savunma, toplanan tüm deliller ile dosyaya yansıyan bilirkişi raporlarının kül halinde değerlendirilmesi sonucunda; davaya konu … marka yer temizleme makinesi üzerinde bulunan çatlamaların dışarıdan gelen darbe nedeniyle (gövdenin her iki taraftan sıkışması nedeniyle, örneğin bir aracın tampon altında kalıp sıkışması v.b.) meydana geldiği ve yer temizleme makinesinin polietilen gövdesinde herhangi bir üretim hatasının olmadığının tespit edilmesi nedeniyle ayıplı mal olarak nitelendirilemeyeceğine ve davalının 6098 sayılı yasanın 219 ve devamı maddeleri uyarınca sorumluluğunun bulunmadığına kanaat getirilmiş, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur. ” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkeme tarafından verilen davanın reddi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurduklarını, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, malın ayıplı olmadığı, kullanıma bağlı olarak arızaların meydana geldiği yönünde karar verilerek davanın reddedildiğini, yapılan yargılamanın dayanağı olarak yaptırılan bilirkişi incelemeleri gösterilmiş olsa da davanın açılmasından önce müvekkili tarafından yaptırılan delil tespitinin dikkate alınmadığını, malın ayıplı olduğunun müvekkili tarafından anlaşılması üzerine yapılacak yargılamanın uzunluğu dikkate alınarak hak kaybına uğramamaları için İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/113 D. İş sayılı delil tespiti dosyasından tespit talep edildiğini, bu dosyada Makine Yüksek Mühendisi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, … yer yıkama otomatı üzerinde yapılan incelemede malın uygun evsaf ve nitelikte yapılmamış olduğu, satın alındıktan 7 ay gibi kısa süre sonra otomatın gövdesinin her iki yanından yırtılarak hasara uğramış olduğu ve yer yıkama otomatının gizli ayıplı olabileceği tespitlerinde bulunulduğunu, dava tarihinin 01.10.2015, karar tarihinin ise 29.01.2020 olduğunu, dava ile karar tarihi arasında yaklasık olarak 5 yıllık bir süre geçtiğini, müvekkili tarafından bu süre öngörülerek yaptırılan delil tespitinin mahkemece hiç dikkate alınmadığını, davalıdan ayıplı olarak satın alınan yer yıkama makinesinin ayıplı olarak kullanılmak zorunda kalması nedeni ile zaman içerisinde daha da kötü bir hal aldığını ve mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemelerinde de ayıbın kullanıma bağlı olarak meydana geldiği hususunun belirtildiğini, alınan bilirkişi raporlarına süresi içerisinde itiraz edildiğini beyanla yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucundan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Mahkemece taraf delillerinin ibrazı sağlanarak, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 2 ayrı rapor alınarak istinafa konu karar verilmiştir. HMK’nın 282. maddesinde “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” yasal düzenlemesi yer almaktadır. Davalı tarafça ileri sürülen tüm istinaf sebepleri yargılama aşamasında sunulan cevap, itiraz ve beyan dilekçeleri ile de ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında bu iddialar ve itirazlar değerlendirilmiş, gerekçeli kararda ne şekilde değerlendirme yapıldığı açıklanmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı anlaşılmakla; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı görülmüştür.Sonuç itibariyle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğu ve kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 68,00 TL (54,40 TL+13,60 TL) harcın mahsubu ile bakiye 12,70 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/12/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.