Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1698 E. 2020/1382 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1698 Esas
KARAR NO: 2020/1382 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2014/129 Esas – 2017/687 Karar
TARİH: 11/09/2017
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının dayandığı senedin emlak alım satım sözleşmesiyle alakalı ve kapora olarak imzalanmış olan senet olduğunu, davalı ile her ne kadar emlak alım satımı ile ilgili anlaşılmışsa da henüz kredi işlemleri onaylanmadan evi satın almaktan vazgeçtiklerini, vazgeçtiklerini bildirdikleri zaman 80.000.TL para istediklerini ancak bu şekilde vazgeçebileceğini yoksa daireyi almak zorunda olduğunu söylediklerini, davalıların kaparo bedeli olarak 1.000.TL senet imzalattığını ancak takipte taraflarına gönderilen senet bedelinin 6.180.TL olduğunu, davalı şirkette çalışan ve sözleşmeyi yapılan … ile yapılan telefon konuşmasında da 1.000.TL senet imzaladığını senet miktarının 6.180,00.TL olmadığını belirttiğini, şahısla arasındaki telefon konuşma kayıtlarını da CD içerisinde ekte sunulduğunu, davalıların kötü niyetli olarak yetkileri olmadığı halde tarafından kaparo karşılığı 1.000.TL lik senet imzalatmalarına rağmen 6.180.TL lik senet ile takip başlatıldığını, gayrimenkul sahibi ile aralarında hiçbir anlaşma olmamasına rağmen ev satacakları bahsiyle kaparo aldıklarını, sözleşmenin geçersizliğine rağmen haksız olarak hakkında açtıkları icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin yeminli ifadesinde söz konusu bonunun verilmesine gerekçe olarak, taşınmaz alım satımı için karşı tarafa verilen kapora, ekspertiz giderleri ve bu iş için harcanan emek giderleri olarak belirtildiğini, bu iş için müvekkilinin, satıcı tarafa 1.000.TL kapora verdiğini, davacının da bu bedel karşılığı 1.000.TL bono verdiğini, bilahare davacının satın alma işleminden vazgeçtiğini, müvekkilinin beyanında geçen ekspertiz raporu için 800.TL masraf yapıldığını, geriye kalan kısım için müvekkilinin bu iş için harcamış olduğu emek ve mesai ücreti olarak belirlendiğini, söz konusu bononun müvekkiline yukarıda dökümü yapılan giderleri için netice de varılan anlaşma ile özgür irade ile verildiğini ileri sürerek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/09/2017 tarih 2014/129 Esas – 2017/687 Karar sayılı kararında; ” Davacının emlak satımına ilişkin senet düzenlendiği iddiasına, dair 1.3.2016 tarihli oturumda davalı şirket yetkilisinin de davacıyla o dönem şirket çalışanı olan …’ın sözleşme imzaladığı ve masraflar için dava konusu senedin imzalandığı beyanı sabittir. Şu haliyle yanlar arasında temel ilişkinin konut alımı olduğu ve senedin bu nedenle imzalandığının kabulü zorunludur. Davaya konu belge incelendiğinde adi yazılı 103.000.TL bedelle taşınmaz satışı olduğu % 3 komisyon ücreti kararlaştırıldığı, ancak şu haliyle belgenin adi yazılı taşınmaz satışı içeren belge olmakla geçersiz olduğu sabittir. Bu durumda yanlar verdiğini geri isteyebilir. Davalı şirket yetkilisi açıkça bononun bu sözleşme çerçevesinde alındığını başka bir ticari ilişki olmadığını 1.3.2016 tarihli beyanıyla kabul ettiğine göre kambiyo senedinin sebepten mücerrettiği bu aşamada dikkate alınamaz. Davacı taşınmaz satın almadığından bono bedeli kadar borçlu değildir. Sözleşme geçersiz olmakla davalı şirket de komisyon ücreti talep edemez. Bu nedenle davanın kabulü gerekmiş bilirkişi incelemesine gerek duyulmamıştır. Her ne kadar davalı yan 800.TL ekspertiz gideri olduğu, harcamalar için bono düzenlendiği iddia etmiş ise de yanlar arasında geçerli bir borçlandırıcı sözleşme bulunmadığı …”gerekçesi ile, Davanın kabulü ile davacının 20/02/2014 vadeli 6.180 TL meblağlı 17/2/2014 düzenleme tarihli keşidecisi … olan bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bono üzerinde nakden ibaresi olduğundan, neden verildiğinin ispatının davacı tarafa yükleneceğini, davacının neden verildiğini ispatlayamadığını, müvekkilinin yemin davetine çağrıldığını, müvekkilinin etmiş olduğu yeminde söz konusu bonoyu davacı tarafın bir takım borçlarına karşı ödeme aracı olarak verdiği şeklinde beyanda bulunduğunu, Müvekkilinin hiç bir şekilde söz konusu bononun sözleşmeye bağlı olarak verildiğini beyan etmediğini, İspat külfeti davacıda olmasına rağmen sırf davacının beyanlarına itibar edilemeyeceğini, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, takip dayanağı bononun bedelsizliği nedeniyle boçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davacı, takip alacaklısı ile taşınmaz alımı konusunda yaptıkları sözleşme ile alakalı kapora olarak 1.000TL bedelli senet imzaladığını, taşınmazı satın almaktan vazgeçtiğini, bunu davalı tarafa bildirdiğinde kendisinden yüksek miktarda para istediklerini, kapora olarak 1.000 TL bedelli senet imzalamış olmasına rağmen hakkında 6.180 TL bedelli senede dayanılarak takip yapıldığını, davalı tarafın geçersiz sözleşmeye dayalı olarak aldığı bedelsiz senetle hakkında takip başlattığını belirterek takip dayanağı senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı yekilisi mahkemece isticvap edilmiş olup, 01/03/2016 tarihli duruşmada imzası ile onayladığı beyanında, davaya konu bononun komisyon ücreti karşılığında düzenlenmediğini, taşınmazın satışına aracılık için masraf yaptıklarını, ekspertiz ücreti ödediklerini, kapora verildiğini, alıcı davacının satıştan vazgeçmesi üzerine bu masraflarına karşılık olarak davaya konu bonoyu imzalayarak verdiğini kabul etmiştir. Davaya konu bonoda nakden kaydı mevcut ise de davalı isticvabında bononun veriliş sebebini talil etmiş bunun yaptıkları masrafların karşılığı olarak düzenlendiğini belirtmiştir. Buna göre bononun düzenlenmesine neden olan masrafların yapıldığını ispat külfeti davalıya aittir. Mahkemece 04/05/2016 tarihli duruşmada davalı vekiline senedin düzenlenme sebebi olarak belirtilen masraflara ilişkin yazılı belge ve delillerini sunması için 2 hafta kesin süre verilmesine rağmen davalı tarafça masraflara ilişkin her hangi bir belge dosyaya sunulmamıştır. Buna göre bononun yapılan masraflara karşılık alındığı davalı tarafça belirtildiğinden ve bononun düzenlenme sebebi olan masrafların yapıldığı davalı tarafça ispatlanamadığından bono bedelsiz kalmıştır. Bedelsiz kalan bonoya dayalı olarak alacak talep edilmesine olanak bulunmamaktadır. Dosya içinde bulunan belge ve bilgilere göre; taraflar arasındaki adi yazılı ve geçersiz taşınmaz alım ve satım sözleşmesi kapsamında olan davaya konu bononun, yapılan masraflara karşılık düzenlendiği, bono dayanağı yapıldığı ileri sürülen masrafların kanıtlanamadığı, böylece bononun bedelsiz olduğu sabit olduğundan mahkeme kararı esas itibarıyla doğru olmakla davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi ile esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 422,15.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan (74,00.TL + 31,40.TL =) 105,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 316,75.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/11/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.