Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1684 E. 2020/1392 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1684
KARAR NO: 2020/1392
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2020
DOSYA NUMARASI: 2019/1124 Esas – 2020/266 Karar
DAVA: Şirket İhyası (TTK 547/2 maddesine göre)
KARAR TARİHİ : 03/12/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hissedarı olduğu Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’ nin ticaret sicil kaydının tasfiye sonrası silindiğini, daha sonra şirket adına kayıtlı araç ve telefon hattı bulunduğunun tespit edildiğini belirterek, söz konusu aracın devri ve telefon hattının kapatılması için Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’ nin ticaret siciline yeniden tescili ile ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun, şirketin tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/07/2020 tarih ve 2019/1124 Esas – 2020/266 Karar sayılı kararı ile; ” ….Davacı tarafın hissedarı olduğu şirket adına kayıtlı bulunan aracın devrini ve cep telefonu hattının kapatılmasını sağlamak için dava konusu şirketin ihyasın talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. Ancak davacı tarafça ihyası istenilen şirketin sicilden 26/03/2013 tarihinde terkin edilmesine rağmen eldeki dava 24/10/2019 tarihinde açıldığından TTK’ nın geçici 7. maddesinin 15 numaralı bendinde belirtilen ihya davası açma süresine yönelik 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ihya davası açılmadığı sabittir. Davacı tarafından ihyası istenilen şirket aleyhine açılmış derdest bir dava bulunmadığından 6102 sayılı TTK’ nın geçici 7/2 fıkrasında, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanmayacağına ilişkin hak düşürücü süreye yönelik istisna içeren bu düzenlemenin eldeki davada uygulanma olanağı da bulunmamaktadır. Bu kapsamda davacı tarafça dava konusu şirketin ihyası davası TTK’ nın geçici 7. maddesinin 15 numaralı bendinde belirtilen ihya davası açma süresine yönelik 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından dava şartı yokluğundan açılan davanın usulden reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, TTK’ nın geçici 7. maddesinin 15 numaralı bendi uyarınca 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından HMK’ nın 114/2 ve 115/2. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tasfiye Halinde … Ltd. üzerine halihazırda kayıtlı bulunan … plakalı araç olduğunu, şirketin hissedarı olan müvekkilinin, şirketin tasfiye memurluğunu yürüttüğünü, müvekkilinin, sehven yaptığı hata sonucu araç ve mobil telefon hattını şirket üzerinde unuttuğunu, TTK 547. maddesinde ‘Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler’ hükmünün bulunduğunu, ayrıca Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1277 E ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’ nin 2019/1924 Esas – 2019/1911 Karar sayılı ve 25/12/2019 tarihli ilamından da görüleceği üzere açılan davada zamanaşımı veya hak düşürücü süre olmadığını, bu nedenle mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin, dava dışı ihyası talep edilen şirkete tasfiye memuru olarak atanarak şirket üzerinde bulunan … plakalı araç ve mobil telefon hattının (… operatörü ise …) eksik kalan tasfiye işlemlerinin tamamlanması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda davanın kabulüne, müvekkili …’ in Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’ye tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK 547. madde gereğince açılan, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. TTK 547. maddesine göre “(1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” İhyası istenen Tasfiye Halinde … Ltd.Şti’nin, 09/12/2012 tarihinde tasfiyesine karar verildiği ve tasfiyenin tamamlanarak şirketin son tescilinin 26/03/2013 tarihinde yaptırıldığı ve sicil kaydının terkin olunduğu, …’in ise tasfiye memuru olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece TTK’nın Geçici 7/15. bendi hükmüne göre, hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, ihyası talep olunan şirket TTK’ nın 547. maddesi uyarınca Ticaret Sicilinden terkin edilmiş olup, uyuşmazlığın çözümünde TTK’nın Geçici 7. maddesi hükümlerinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Gelen yazı cevaplarına göre; …plakalı araç ve … … no’lu mobil telefon hattının terkin edilen şirket adına kayıtlı olduğu görülmekle, davacının, bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu, belirtilen araç ve telefon hattının tasfiyesi için terkin edilmiş şirketin yeniden tescilinin zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu işlemler yapılmaksızın, tasfiyenin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1277 E.) Ayrıca, TTK’ nın 547. maddesi kapsamında açılan davada, zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir. Bu hali ile mahkemece, sicilden terkin edilen şirket adına kayıtlı araç ve mobil telefon hattının tasfiyesi ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Sonuç olarak; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’ nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 09/07/2020 tarih ve 2019/1124 Esas 2020/266 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; Davanın KABULÜ ile, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’ nun … sicil numarasına kayıtlı iken terkin edilen Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’ nin TTK 547. maddesi gereğince göre tüzel kişiliğinin adı geçen şirket adına kaytılı … plakalı araç ile … no’lu (…) mobil telefon hattının tasfiyesi ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, 2-TTK’ nın 547/2. maddesine göre, davacı …’ in (T.C.No:… ) tasfiye memuru olarak atanmasına, 3-Kararın tescil ve ilanına,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 4-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harçtan davacı tarafından yatırılan peşin harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 6-Bakiye gider avansı var ise talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-İstinaf aşamasında davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 8-İstinaf aşamasında davacı tarafından sarf edilen harç ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 9-Bakiye gider avansı var ise talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/12/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.