Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1674 E. 2020/1373 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1674
KARAR NO: 2020/1373
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2020 ( Ara Karar )
NUMARASI: 2020/468 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA: Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2020/68 D.iş sayılı dosyası ile verilmiş olan, Teminat mektubunun bedelinin, davalıya ödenmesinin durdurulması şeklindeki kararının, mahkemece kurulacak olan hüküm kesinleşinceye kadar devam etmesine, ürün alım taahhütnamesinin hükümsüz olduğunun tespitine, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve taminat mektubunun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/09/2020 tarih ve 2020/468 Esas sayılı ara kararı ile; ” Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/68 D.iş sayılı dosyası ile verilmiş olan, … bankasına ait 19/02/2020 tarihli … nolu, 100.000 TL bedelli, garanti süresi 11/09/2020 tarihine kadar olan ilgili teminat mektubunun davalıya ödenmesinin tedbiren durdurulması kararının, MAHKEMEMİZCE KURULACAK HÜKÜM KESİNLEŞİNCEYE KADAR DEVAMINA, 2-İş bu kararın taraflara tebliğine, HMK 341/1 ve 345 maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. … ” şeklinde istinaf kanun yolunun açık olduğu belirtilerek karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usul ve esasa ilişkin ileri sürdüğü sebeplere binaen, ilk derece mahkemesinin tedbir kararının devamına ilişkin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle itiraz ettiklerini belirterek, teminat mektubu üzerindeki tedbir kararının kaldırılmasına, müvekkilinin zararlarının davacının dosyaya yatırdığı teminattan karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: 6100 sayılı HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesine göre, “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” Söz konusu maddenin gerekçesinde de değinildiği üzere, ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacze ilişkin geçici hukukî koruma taleplerinin kabulü hâlinde itiraz imkânı bulunduğundan, önce bu yola (itiraz) başvurulması gerekli olup, ancak itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması mümkündür. Nitekim HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde de ihtiyati tedbir konusu düzenlenmiş olup, aynı Kanun’ un 394/1. maddesinde “karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir” denilmek suretiyle, bu durumda öncelikle kararı veren mahkemeye itiraz yolu öngörülmüştür. HMK’nın 394/4. maddesinde, ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz başlığı altında “İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.”, 394/5.maddesinde de, “İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.” düzenlemesi mevcuttur. Somut olaya bakıldığında; Ara karara karşı davalı vekilince ibraz edilen dilekçe ile ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmiş, mahkemece itiraz hakkında bir karar verilmeden dosya istinaf incelemesi için dairemize gönderilmiştir. Mahkemece öncelikle itirazlar hakkında bir karar verilmeli, bu karar taraflara tebliğ edildikten sonra kanun yoluna başvurulması halinde istinaf incelemesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekir. Tedbir kararında istinaf yoluna başvurulabileceğine ilişkin yasa yolunun gösterilmesi sonuca etkili değildir. Yukarıda açıklandığı üzere tedbirin devamına ilişkin ara karar itiraza tabi olup öncelikle mahkemenin itirazı değerlendirmesi ve itiraz hakkında bir karar vermesi gerekmektedir. Kanunda ön görülen itiraz yolunun ara kararda istinaf olarak gösterilmesi hatalı olup, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin tedbir kararına karşı itiraz olarak değerlendirilip HMK 394/5 uyarınca karar verilmeden dosyanın istinaf incelemesine gönderilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Mahkemece verilen ara karar yönünden ise; Geçici hukuki koruma niteliğinde bulunan ihtiyati tedbir kararının nasıl yazılacağı HMK’nın 391. maddesinde düzenlenmiş olup, mahkemece belirtilen yasa hükmündeki düzenlemeye uygun olarak gerekçeli bir karar yazılmaması da doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; HMK’ nın 341/1. maddesinde belirtildiği şekilde itiraz üzerine verilmiş ve istinaf edilebilir mahiyette bir karar bulunmadığından, davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’ nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/11/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.