Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1668 Esas
KARAR NO: 2020/1309 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/733 Esas – 2019/60 Karar
TARİH: 10/10/2019
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Ticaret Sicil Memurluğunun …-… sicil numarasına kayıtlı, … vergi numaralı … A.Ş.’nin haricen yapabildikleri istihbarattan, uzun yıllar evvel tasfiye edildiğini ve sicil kayıtlarından silindiğini öğrendiklerini, son tasfiye kurulunun kimlerden oluştuğunu bilmediklerini, müvekkili …’e ait tapunun Muğla İli, Marmaris İlçesi, … Köyü, … Mevkiinde bulunan … pafta, … parselde kayıtlı mesken nitelikli, 5 bağımsız bölüm nolu gayrimenkul üzerinde, ihyası istenen … A.Ş. lehine kurulu bulunan ipotek olduğunu ve ipotek kaydının halen devam ettiğini, Marmaris Tapu Sicil Müdürlüğünün 18/05/1999 tarih ve … yevmiye numarası ile kurulu bulunan ipoteğin teminatlandırdığı borcun yıllar evvel … A.Ş.’ye ödendiğini, ancak şirketin lehine kurulu bulunan bu ipoteği kaldırmadan tasfiyeye girdiğini ve ticaret sicil kaydından silindiğini, halihazırda müvekkili … adına tapuda kayıtlı bulunan gayrimenkul üzerinde devam eden ipotek ve ipotek lehdarının bulunmayışı, gayrimenkulün kredilendirilebilme ve satış kabiliyetini ortadan kaldırdığını, müvekkilinin bu sebeple maliki olduğu gayrimenkul üzerindeki tasarruf hakkını kaybettiğini belirterek … A.Ş.’nin ihya edilerek tapunun Muğla İli, Marmaris İlçesi, … Köyü, … Mevkiinde bulunan … pafta, … parselde kayıtlı mesken nitelikli, 5 bağımsız bölüm nolu gayrimenkul üzerinde bulunan ipoteğin fekki için şirkete kayyum tayin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile, ihyası talep edilen şirketin, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2002/404 sayılı kararı gereğince; 14.11.2002’de iflası açılmış olmakla birlikte, iflasının henüz kapatılmadığını, iflas süreci iflas masasının sorumluluğunda devam etmekte olan bir şirket olduğunu, müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün, davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü m.28 hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin “tasfiye memuru”nda olup, iflas halinde ise iflas idaresine geçtiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutalamayacağını belirterek müvekkili yönünden açılan davanın öncelikle husumet bakımından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/10/2019 tarih 2019/733 Esas – 2019/60 Karar sayılı kararında; ” İhyası istenen şirketin iflasına karar verilmiş olup 2. Alacaklılar toplantısı yapılmış, tasfiye memurları belirlenmiş ve tasfiye işlemleri …’nün … iflas dosyası devam etmekte ve henüz tamamlanmamıştır. Bu durumda ihyası istenen şirket tüzel kişiliği devam etmekte olup ihya gerektiren bir durum yoktur. Davacı, maliki olduğu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkini şirket tüzel kişiliği iflas idare memurlarına yönelterek talep edebilir. …”gerekçesi ile, Davanın usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, ipoteğin fekki talebinin tasfiye memurlarına karşı ileri sürülemeyeceğinden davanın usulden reddinin hatalı olduğunu,Davada müvekkili ile tasfiye halindeki … A.Ş arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, talep edilen hususun haksız olarak varlığını sürdüren ipoteğin kaldırılması olduğunu, tasfiye memurlarının yetkilerinin tasfiye amacı kapsamında tasfiye süresince bulunan şirketin gelirleri ile borçlarını ödemek olduğundan ipoteğin fekki ile ilgili olarak işlem yapmaya tasfiye memurunun yetkisi bulunmadığını, İpoteğin fekki talebinin tasfiye memurlarına karşı ileri sürülebileceğinin kabulü halinde dahi davanın usulden reddinin usul ekonomisi ilkesine aykırı olacağını, Şirketin ihyasına karar verilmesi durumunda ihya edilen şirketin yalnızca ihya sebebiyle işlem yapabileceğini, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilden terkin edildiği iddia edilen şirketin TTK 547. Maddesine göre ek tasfiye amacıyla ihyasına ilişkindir. Ticaret sicilden gelen kayıtlara göre ihyası talep edilen şirket ticaret sicilden terkin edilmemiş olup sicilde kayıtlıdır. Sadece iflas etmiş olup iflas işlemleri İstanbul … İflas idaresince sürdürülmektedir. İflas eden şirketin iflas tasfiye işlemleri devam etmekte olup ticaret sicilinden terkin işlemi yapılmadığından ihyası da talep edilemeyecektir. İlgili şirket tüzel kişiliği devam etmekte olup temsili iflas idaresince yapılmaktadır. Buna göre şirkete kayyım atanmasına da gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1 Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/11/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.