Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1664 E. 2020/1371 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1664
KARAR NO: 2020/1371
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2020 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2019/882 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalıdan alınacak mal karşılığı davalıya bono verildiğini, ancak davalı tarafça mal teslimi yapılmaması nedeniyle bononun bedelsiz kaldığını belirterek, müvekkillerinin, davalıya Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasının dayanağı olan 02.07.2019 düzenleme tarihli 15.09.2019 vade tarihli 69.000 TL. bedelli bono tutarında borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 23/06/2020 tarihli dilekçesi ile; bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, müvekkillerinin davalıya davaya konu bono miktarında borçlarının bulunmadığını, davalının ticari defter kayıtlarında gözükmeyen bir alacak için müvekkilleri hakkında icra takibi başlatmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, İİK m:72/2 uyarınca; Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Yerel mahkemenin 12/08/2020 tarihli Ara Kararıyla; İİK’nun 72/2. maddesi gereğince takip miktarının %20’si oranında teminat mukabilinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası için icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş, 20/08/2020 tarihli tutanakta; dosyanın sehven yanlış yazıldığı, tedbirin Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası yönünden uygulanması belirtilmiştir. Davalı vekili yerel mahkemeye sunmuş olduğu 19/08/2020 havale tarihli itiraz dilekçesi ile; davacının iddia ve savunmalarını değiştirmesini ve genişletmesini kabul etmediklerini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın soruşturma dosyasında müvekkili tarafından verilen ifadenin, dava dosyasında aleyhine kullanılmasının hukuka aykırı olduğunu, davanın icra takibi başlatıldıktan sonra açıldığını, bu nedenle icra takibinin durdurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ara kararda müvekkilinin savcılık ifadesindeki beyanlarının senedin ihdas nedeninin talil’i anlamına geldiğinin değerlendirildiğini, ancak yapılan bu değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, senedin ihdas nedeninin talil edildiği düşünülse dahi davacı senedin ihdas nedenini talil ettiği için çift taraflı talilin söz konusu olacağını, çift taraflı talilde ispat külfetinin yer değiştirmeyeceğini ve ispat külfetinin senedin bedelsiz olduğunu iddia eden davacı tarafta olduğunu belirterek, icra takibinin durdurulması yönünde verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 29/09/2020 tarih ve 2019/882 Esas sayılı ara kararı ile; “Dosyada yapılan incelemeden her ne kadar davalı tarafın daha önce sunduğu tedbir talebi bononun soyut bir borç ikrarı ve illetten mücerret olmasından ötürü reddedilmiş ise de, davacı tarafın talebi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/161361 CBS sayılı soruşturma dosyası istenmiş ve celse arasında dosya re’sen incelenmiştir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın 2019/161361 CBS sayılı soruşturma dosyasında davalı şirket yetkilisinin dilekçe sunduğu ve müşteki sıfatı ile ifade verdiği, ifadesinde senedin sebebine dair beyanlarda bulunduğu, öncelikle inşaatta yaptığı işlerden dolayı senet aldığını ifade ettiği, daha sonra bu senetleri başka senetler ile değiştirdiğini belirtmiştir. Bonoda bedel kaydı varsa bononun bu nedenle düzenlendiği doğru kabul edilir, bedel kaydının aksini ileri süren bu iddiasını ispatla mükelleftir. Bono, esasen bağımsız borç ikrarı içeren bir senettir. Bu nedenle ispat yükü, kural olarak, senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak, bedel kaydının mevcut olması halinde ispat yükü bu kaydın aksini savunan tarafa ait olacaktır. Bir alacak borç ilişkisine dayandığı “nakten” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin ta’lili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda kanıt yükümlülüğü yer değiştirir ve senedi talil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer (YHGK 17.12.2003, 19-791/768) (Dr. Adnan Deynekli, Bonoda Bedel Kaydının Ve Talilin İspat Yüküne Etkisi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, s.7 vd.). Bu durumda davalının savcılık nezdinde verdiği ifadesinde bononun sebebini talil eden davalının ispat yükünü üzerine aldığının kabulü yukarıda belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararının bir gereğidir. Her ne kadar davalı tarafça iki taraflı talil olduğu belirtilmiş ise de, talil sebeplerinin farklı olmadığı, her iki tarafın da senedin taraflar arasındaki ticari işten kaynaklandığına dair senedi talil ettikleri anlaşılmaktadır. İspat yükünün davalıya geçtiği yeni durumda davalı tarafın ticari defterlerinden davalılara dair herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı tarafın yaklaşık ispat şartını yerine getirdiği ve diğer tedbir talebinin şartlarının oluştuğu … ” gerekçeleri ile; ” İtiraz eden/ Davalı vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine, … ” karar verilmiş ve verilen ara karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının iddia ve savunmalarını değiştirmesine ve genişletmesine muvafakatleri olmadığını, savcılık soruşturma dosyasında müvekkili tarafından verilen ifadenin, dava dosyasında aleyhlerine kullanılmasının hukuka aykırı olduğunu ve muvafakatleri bulunmadığını, Davanın, icra takibi başlatıldıktan sonra açıldığını, bu nedenle İİK72/2’ye göre icra takibinin durdurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkeme ara kararında; müvekkilin savcılık ifadesindeki beyanlarının senedin ihdas nedeninin talil’i anlamına geldiğinin değerlendirildiğini, yapılan bu değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin savcılıkta alınan beyanlarının senedin ihdas nedeninin müvekkili tarafından talil edildiği anlamına gelmeyeceğini, kabul etmemekle birlikte, müvekkilinin, savcılıkta vermiş olduğu ifadeyle, senedin ihdas nedeninin talil edildiği düşünülse dahi, davacı senedin ihdas nedenini talil ettiği için çift taraflı talil söz konusu olduğunu, çift taraflı talilde ispat külfetinin yer değiştirmeyeceğini, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da çift taraflı talil söz konusu olduğu zaman ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği ve ispat külfetinin senedin bedelsiz olduğunu iddia eden davacı tarafta olduğunun belirtildiğini bu, nedenle aleyhlerine tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkeme ara kararında: müvekkilinin ticari defterlerinden davalılara dair herhangi bir kaydın bulunmadığı gerekçesiyle aleyhlerine tedbir kararı verilmişse de; bu kararın hukuka aykırı olduğunu, kambiyo senetlerinin ticari defterlere kaydının zorunlu olmadığını belirterek, – İlk Derece Mahkemesinin icra takibinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise res’en gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine dair ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. Davacılar vekili 14/11/2019 tarihli dilekçesi ile; İİK madde 72/2 gereği bononun icra takibine konu edilmemesi, üçüncü şahıslara ciro edilmemesi veya iş bu davadan sonra bono bedelinin tahsili için olası bir icra takibine maruz kalındığında, icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemenin 25/11/2019 tarihli ara kararı ile, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 13/02/2020 tarih 2020/91 Esas 2020/200 Karar sayılı kararı ile; “Davacıların istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir. Davacı tarafça işbu dava açılmadan önce 20.09/2019 tarihinde İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/1311 D. İş – 2019/1335 Karar sayılı dosyasında ihtiyati tedbir talep edilmiş, mahkemenin 29/09/2019 tarihli kararı ile; İİK.72/2 maddesi uyarınca %15 teminat karşılığında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas Sayılı icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş, karara itiraz üzerine İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince 13/11/2019 tarih ve 2019/1311 D. İş Esas, 2019/1335 D. İş karar sayılı ek kararı ile, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 19/03/2020 tarih 2020/287 Esas 2020/409 Karar sayılı kararı ile: ” …talebe konu bonoya dayalı olarak ihtiyati tedbir talep edenler tarafından alacaklı karşı taraf aleyhine İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2019/882 E. sayılı menfi tespit davası açıldığı, buna göre ihtiyati tedbire itiraz konusunda inceleme yaparak karar verme görevinin HMK 390/1 maddesine göre asıl davanın görüldüğü mahkemeye ait olduğu, mahkemece itiraz hususunda karar verilmek üzere dosyanın asıl davanın görüldüğü mahkemeye gönderilmesi gerekirken inceleme yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2019 tarih ve 2019/1311 D. İş – 2019/1335 Karar sayılı – ihtiyati tedbire itirazın kabulüne – dair ek kararının HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kaldırılmasına, …İhtiyati tedbire itiraz edenin itirazının incelenmesi için dosyanın İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/882 Esas sayılı dosyasına gönderilmesine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin 23/06/2020 tarihli dilekçesiyle talebi üzerine; mahkemenin 12/08/2020 tarihli ara kararıyla, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, davalı tarafça tedbire itiraz edilmesi üzerine mahkemenin 29/09/2020 tarihli ara kararı ile itirazın reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı davalı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur. HMK’nın 389. maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” düzenlemesi yer almaktadır. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Görülmekte olan menfi tespit davasının, icra takibinden sonra açıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nun 72/3. maddesinde; ”İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği düzenlenmiştir. Takibe konu bonodan kaynaklı davacıların takip alacaklısına borçlu olup olmadığı, talep konusu bononun bedelsiz olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği ve İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, bu hali ile ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli koşulların oluşmadığı nazara alınarak, itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin 29/09/2020 tarihli itirazın reddine dair ara kararının kaldırılmasına, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/892 Esas sayılı dosyası kapsamında verilen 29/09/2020 tarihli ara kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; Davalının itirazının KABULÜNE, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/892 Esas sayılı dosyası kapsamında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair verilen 12/08/2020 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA, 2-İstinaf yönünden Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL karar harcının karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-Davalılar tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf aşamasında davalı avansından sarf edilen 23,5 TL masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/11/2020 tarihinde İİK. 258/2 ve HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.