Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1661 E. 2022/1855 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1661
KARAR NO: 2022/1855
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
DOSYA NUMARASI: 2016/1430 Esas – 2020/131 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı…karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalının taşımayı üstlendiği … Eğitim Kurumlarına bağlı okulun öğrenci ve öğretmen taşıma işini 2015-2016 eğitim-öğretim yılı başından 30 Nisan 2016 tarihine kadar yaptığını, davalının geçen bu sürede hiçbir ayın ücretini gününde ve tam olarak ödemediğini, müvekkilinin ödeme yapılmayınca 30 Nisan 2016 tarihinde okulun taşıma işini bıraktığını, söz konusu tarihe kadar davalıdan faturalara ilişkin toplamda 61.502,50-TL alacağı bulunduğunu, bunun davalıya 16/06/2016 tarihinde bildirildiğini, fakat davalının borcunun bulunmadığını beyan ettiğini, bunun üzerine icra takibine gidildiğini, takibin davalı tarafından itiraz nedeniyle durduğunu, ihbardan takibe kadar geçen sürenin yasal faizi ve 74,73-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 62.291,07-TL alacaklarının bulunduğunu belirterek, davalının icra dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı…karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında düzenlenmiş Personel ve Öğrenci Taşıma, Aracı Kiralama Sözleşmesinin davacı tarafından müvekkilini zora sokacak şekilde feshedildiğini, sözleşmenin 2015-2016 eğitim öğretim yılını kapsadığını, Sözleşmenin 3-1.maddesinde “…Haksız nedenle kiralayanın süresinden önce sözleşmeyi feshetmesi halinde son 1 aylığı cezai şart olarak ödenmeyecektir. ” hükmü bulunduğunu, davacının haksız, tek taraflı ve daha önceden bildirimde bulunmadan 30/04/2016 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, davacı tarafından kesilmiş olan 30/04/2016 tarihli 16.274,07 TL bedelli ve 30/04/2016 tarihli 6.240,00 TL bedelli faturaların taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin ilgili maddesine istinaden müvekkili firma tarafından ödenmediğini, idida edildiğinin aksine davalı firmaya gönderilmiş olan ve ödemesinde gecikilmiş herhangi bir faturanın bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.2 maddesinde düzenlenen haksız rekabet yasağına rağmen müvekkili firma ile olan sözleşmesini feshettiğini müvekkili firma ile yaptığı sözleşmeye istinaden servis işini yaptığı yerin işlerini … isimli başka bir firma ile devam ettirdiğini, bu nedenle sözleşmenin 4.2 maddesinde belirtilmiş olan 20.000,00 TL cezai şartı ödemesi gerektiğini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 20.000-TL cezai şartın davacı…karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/02/2020 tarih ve 2016/1430 Esas – 2020/131 Karar sayılı kararı ile; “…Davacı tarafça düzenlenen 29.02.2016 tarih ve 5.616,00-TL miktarlı ve 29.02.2016 tarih ve 10.858,00-TL miktarlı faturaların sözleşmeye göre ödeme tarihlerinin 25.04.2016 olduğu, 31.03.2016 tarih ve 16.274,08-TL miktarlı ve 6.240,00-TL miktarlı faturaların ödeme tarihlerinin 25.05.2016 olduğu, işin bırakıldığı tarih itibariyle ilk iki faturanın davalı tarafça ödenmediği ve temerrüde düşüldüğü, sonraki iki faturanın 13.06.2016 tarihli İhtarname tarihi itibariyle ödenmediği ve temerüde düşüldüğü, 30.04.2016 tarihli ve 16.274,08 TL miktarlı ve aynı tarihli 6.240,00-Tl miktarlı faturaların ödeme tarihinin 25.06.2016 olduğu söz konusu faturalarında gününde ödenmediği ve davalının temerüde düştüğü görülmektedir. Davalı taraf işin bırakıldığı tarih itibariyle iki adet fatura tutarını ödemeyerek temerüde düşmüştür. Dolayısıyla davacı taraf sözleşmeyi sonlandırarak sunduğu hizmete karşılık ödenmeyen fatura tutarlarını talep etmekte haklı bulunmaktadır. Bu bakımdan davalı taraf işin sonlandırıldığı tarih itibariyle kendi üzerine düşen edimi yerine getirmediğinden, davacıya ödenmemiş borcu bulunduğundan Sözleşmenin 3.1 maddesine dayanarak cezai şart talep edemez. Davalı tarafça Şubat 2016 ayına ilişkin fatura bedellerini süresinde ödemiş olsaydı cezai şart talep etmesi mümkündü, ancak mevcut durumda davalı/karşı davacının talebi yerinde bulunmamaktadır. Dosya kapsamında alınan bilirkişi tespitlerine göre davacı tarafça toplamda 140.404,67-TL fatura düzenlenmiş, buna karşılık davalı tarafça 82.310,84-TL ödeme yapılmıştır buna göre davacı alacağı 58.093,83-TL bulunmaktadır. Bununla birlikte bilirkişi heyeti tarafından davalı tarafça dosyaya sunulan ve davacı taraf imzasını taşıyan 25.01.2016 tarih ve 1.500-TL miktarlı tahsilat makbuzunun hesaplamada dikkate alınmadığı görülerek ve davacı tarafın sunulan tahsilat makbuzuna makbuzda yer alan davacı taraf imzasına itirazı bulunmadığı göz önüne alınarak davalı tarafça davacıya yapıldığı anlaşılan bu ödemeninde düşülmesi suretiyle davacının davalı/karşı davacıdan takip tarihi itibariyle 56.593,83-TL alacağı bulunduğu, buna göre alacağın davalı temerrüdünden itibaren işlemiş faizinin 683,73-TL olduğu bu rakama 74,73-TL ihtarname masrafının da eklenmesi suretiyle takibin toplam 57.277,60-TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile devamı gerektiği değerlendirilmiştir. Belirtilen sebeplerle, asıl davadaki talebin kısmen kabulüne karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, ayrıca davacı alacağı takip öncesinde belirli(likit) bulunduğundan kabul edilen asıl alacak tutarının %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile; Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 56.593,83-TL asıl alacak, 683,73-TL işlemiş faiz ,74,73-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 57.277,60-TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin devamına,fazlaya ilişkin istemin reddine, Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının 11.318,77-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Karşı davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı – karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı/ karşı davalı tarafın hiçbir ön bildirim ve ihtarda bulunmaksızın haksız olarak iş akdini feshettiğini, davacının iş akdini feshettiği tarih itibari ile müvekkil firmadan sözleşme kapsamında muaccel hale gelmiş bir alacağı bulunmadığını, bu nedenle davacının ücretini alamaması sebebi ile iş akdini haklı sebeple feshettiğine ilişkin iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, tarafların sözleşme ile ödemelerin çalışılan ayı takiben 2. ayın 25. günü yapılacağı hususunda anlaştıklarını, davacı 30.04.2016 tarihinde iş akdini feshettiğinde sadece 29.02.2016 tarihli … ve … sıra numaralı faturaların ödemesinin gelmiş olup, bu faturaların da ödeme tarihinin 25.04.2016 tarihi olduğunu, davacının 29.02.2016 tarihli … ve … sıra numaralı faturaların ödeme tarihlerinden sadece 5 gün sonra iş akdini feshettiğini, ticari ilişkilerde ödemenin 5 gün gecikmesinin tek başına haklı fesih imkanı tanımadığını, ticari ilişkilerde 5 günlük gecikmenin makul bir süre olduğunu, TTK hükümlerine göre tebliğ edilen faturaya 8 günlük itiraz süresi mevcut olup, TTK anlamında henüz kesinleşmemiş faturalara rağmen davacının faturalara dayalı ücretini alamaması sebebi ile iş akdini haklı sebeple feshettiği ve müvekkil şirketin faturaları ödemeyerek temerrüte düştüğü yönündeki tespitlere katılmanın mümkün olmadığını, Yine Yerel Mahkemece alınan 1. ek raporda davalının temerrüdü nedeniyle davacının sözleşmeyi feshetmeye hak kazanabilmesi için, TBK m. 123 uyarınca davalıya ihtar çekerek uygun bir süre(ödeme süresi) vermesi gerekmektedir. Fakat davacının davalıya ihtar çekmek suretiyle uygun bir süre vermediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle de davacının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği kanaatine varılmaktadır “ denilmekte olup, sözleşmenin davacı tarafından haksız feshedildiğinin ortaya konulduğunu, Davacının, müvekkili firma ile arasındaki iş akdini feshetmesine müteakip … isimli başka bir firma ile çalışmasına kesintisiz olarak devam ettiğini, işbu hususta tanıkların dinlenmesi ile haklılıklarının ortaya konulduğunu, Karşı davada, davacının iş akdini haksız feshi ile rekabet etmeme hükümlerine aykırı hareket ettiği, davacının Personel ve Öğrenci Taşıma, Aracı Kiralama Sözleşmesinin “Diğer Bölümler“ başlıklı 4-2. maddesine açıkça aykırı davrandığının tanık beyanları ile ortaya konmuş/ ispatlanmış olup, davacı/ karşı davalının müvekkili firmaya 20.000,00-TL tazminat ödeme yükümlüğü doğduğunu, söz konusu karşı dava yönünden gerek dosyadaki … araçlarının belirtilen tarihte … Kurumlarında servis çektiğine dair fotoğraflar ve tanık beyanları kapsamında iddialarının ispatlandığını, Mahkemenin 12.03.2019 tarihli celse 1 nolu ara kararında … Kurumlarından 2015-2016 öğretim yılında taşıma işinin hangi şirket ve hangi şirketlere yaptırıldığı, yıl içerisinde taşıyıcı şirketlerde değişiklik olup olmadığı ve konuya ilişkin tüm kayıtların gönderilmesinin istenilmesine dair ara karar oluşturulduğunu, ancak gelen yazı cevabında sadece “…, …, …, …, … Plakalı servis araçları 2015/2016 eğitim-öğretim yılı başından 30.04.2016 tarihine kadar öğrenci ve öğretmen taşımacılığı yapmıştır.” denilmekle 30.04.2016 tarihinden sonra taşımanın hangi firma ya da firmalar tarafından yapıldığının belirtilmediğini, bu nedenle söz konusu ara kararın gereğinin yerine getirilmesi için 2. ek raporuna ilişkin itirazlarında yerel mahkemenin 12.03.2019 tarihli celse 1 nolu ara kararının gereğinin yerine getirilmesinin talep edildiğini, ancak bu talepleri yerine getirilmediğinden eksik inceleme sonucunda karşı davanın haksız ve hukuka aykırı olarak reddine karar verildiğini, Yerel mahkeme dosyasından alınan raporların denetime elverişli olmayıp, çelişkili olduğunu ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, a)Dosyadan alınan Bilirkişi 1.Ek kurul raporda “ davalının temerrüdü nedeniyle davacının sözleşmeyi feshetmeye hak kazanabilmesi için, TBK m. 123 uyarınca davalıya ihtar çekerek uygun bir süre(ödeme süresi) vermesi gerekmektedir. Fakat davacının davalıya ihtar çekmek suretiyle uygun bir süre vermediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle de davacının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği kanaatine varılmaktadır “ denilmekte olup, sözleşmenin davacı tarafından haksız feshedildiği ortaya konmuş iken, bilirkişilerin 2. ek kurul raporunda “ davacı tarafından davalıya çekilmiş olan 13.06.2016 tarihli ihtarnamede davacı, “Şubat 2016’dan bu yana ödeme yapmayınca da (yani davalı ödeme yapmayınca da) 30 Nisan 2016 tarihinde okul taşıma işini bırakmıştır. (yani davalı bırakmıştır)” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı tarafından davacıya çekilmiş olan 30.06.2016 tarihli ihtarnamede de davalı” ancak … Taşımacılık ile anlaşmalarımız gereğince o tarihlerde aramızdaki iş ilişkisi sonlandırmışızdır” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu beyanlardan kanaatimizce, davacının sözleşmeyi haksız olarak feshetmediği hususu anlaşılmaktadır. “ demek suretiyle bilirkişi ek kurul rapordaki görüşlerini değiştirdiklerini, Ancak davacının iş akdini feshettiği tarih itibari ile müvekkili firmadan sözleşme kapsamında muaccel hale gelmiş bir alacağı bulunmadığını, yine davacı tarafın sözleşmeyi haksız feshederek … isimli firma ile rekabet etmeme hükümlerine aykırı hareket ederek, davacının Personel ve Öğrenci Taşıma, Aracı Kiralama Sözleşmesinin “Diğer Bölümler“ bölümler başlıklı 4-2. maddesine açıkça aykırı olarak çalışmasına … isimli firma ile devam ettiğinden ihtarnamede de bu husususun açıklanmaya çalışıldığı hususunun aşikar olduğunu, bu nedenle davacının ücretini alamaması sebebi ile iş akdini haklı sebeple feshettiğine ilişkin iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, mahkemece dosya kapsamındaki mevcut deliller hatalı değerlendirilerek davacının haksız davasının kabulü, karşı davanın ise reddi ile usul ve yasaya aykırı bir karar verildiğini, B) Bilirkişinin Kök Raporunda defter ve kayıtlar üzerinden yapmış olduğu inceleme doğrultusunda “ davalı kayıtlarında olmayan 30.04.2016 tarihli 127527 sıra numaralı 16.274,08-TL fatura ile 30.04.2016 tarih, … sıra numaralı 6.240,00-TL bedelli 2 adet davacı faturası içeriği hizmetin yapıldığının ispatının davacı tarafta olacağı ve ispatlanması halinde,…..” denilerek “……….. davacı yanın davalı yandan 58.093,83-TL alacağı olabileceği…” görüş ve kanaatinde olduğunu belirttiğini, 1.Ek raporda ise defter ve kayıtlar değerlendirilmeden sadece faturalar üzerinden bir değerlendirme yapılarak, (30.04.2016 tarihli … sıra numaralı 16.274,08-TL fatura ile 30.04.2016 tarih, … sıra numaralı 6.240,00-TL bedelli faturalar düşülerek) davacının 38.988,43-TL alacaklı olduğu sonucuna varıldığını, bilirkişi 2. Ek Kurul raporunda ise sunmuş oldukları makbuzların düşülmesine rağmen yine kök rapordaki gibi 58.093,83-TL davacının alacaklı olduğu sonucuna ulaşıldığını, bu meyanda kök raporda belirtilen itiraza konu faturaların çıkarılmasına rağmen kök rapordaki aynı miktara ulaşılmış olmasını anlayamadıklarını, Bilirkişi 1.ek Raporunda müvekkil kayıtlarında olmayan 30.04.2016 tarihli … sıra numaralı 16.274,08-TL fatura ile … sıra numaralı 6.240,00-TL bedelli 2 adet davacı faturası içeriği hizmetin yapıldığının ispatının davacı tarafta olacağının belirtildiğini, bu durumda davacının 38.988,43-TL alacaklı olduğu sonucuna varılmış olup, kabul anlamına gelmemekle birlikte sunmuş oldukları ödemelerin de düşülmesi ile 82.310,84-TL-78.902,14=3.408,70-TL (müvekkil fazla ödeme) 38.988,43-TL-3408,70- 1.500(2. Ek raporda unutulan 25.01.2016 tarih 79 numaralı makbuz) =34.079,75-TL olduğunu, Her üç raporda yapılan değerlendirmeler, hesaplama ve sonuçta ortaya konan miktarların kafa karıştırıcı olduğunu ve raporlar arasında çelişkili sonuçlar ortaya konulduğunu, kök raporda defter ve kayıtlar üzerinden değerlendirme yapılmış iken, ek raporda sadece faturalara ilişkin değerlendirme yapılarak birbiri ile çelişen, iki farklı sonuca ulaşıldığını, bilirkişi 2. ek kurul raporunda ise sunmuş oldukları ödeme makbuzlarına rağmen yine farklı bir sonuca ulaşıldığını, ayrıca yukarıda açıklandığı üzere müvekkili tarafından yapılan ödemelere ilişkin makbuzların bir kısmı ödeme kaydı olarak düşülmüş ise de 25.01.2016 tarih 79 numaralı makbuz ile …’ın kendisine yapılan 1.500,00-TL’lik ödeme makbuzunun hesaplamada dikkate alınmadığını, yine dosyada mevcut deliller de değerlendirilmeden, karşı davadaki taleplerinin haksız olduğu sonucuna varıldığını, söz konusu raporların mevcut halleri ile hem değerlendirme hem de teknik yönden hatalı olup, yerel mahkemece hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığını, Davanın safahati ve dosyadan alınmış olan bilirkişi heyet raporlarından görüleceği üzere davacının alacağının likit olmadığını, bu kapsamda mahkemenin davacı alacağının likit olduğu yönündeki tespiti ile %20 inkar tazminatına hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davacının davasının reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, sürücülü taşıma aracı kiralanmasından kaynaklı fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali; karşı dava ise, taraflar arasında yapılan “Personel ve Öğrenci Taşıma Aracı Kiralama Sözleşmesi’nin 4.2 maddesi uyarınca cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında yapılan Personel ve Öğrenci Taşıma Aracı Kiralama Sözleşmesi’nin 3.1 maddesinde; “İş bu sözleşme 2015 2016 eğitim öğretim yılı için geçerlidir. Haksız nedenle kiralayanın süresinden önce sözleşmeyi feshetmesi halinde son bir aylığı cezai şart olarak ödenmeyecektir.” düzenlemesi, 4.2 maddesinde ise; “Kiralayan işbu sözleşmenin feshi ya da sözleşme süresinin sonunda iki yıl süre ile bu sözleşme uyarınca servis yaptığı yerler ile … Turizm şirketinin ihaleye girdiği yerlere gerek kendi adına gerek ortağı bulunduğu şirket adına gerekse üçüncü kişilere ait şirketlerin çalışanı olarak fiyat teklifi veremez servis çekemez aksi halde haksız rekabet sayılır ve kiralayan bu durumda 20.000 TL tazminat ödemeyi gayri kabili rücu kabul beyan ve taahhüt eder.” düzenlemesi yer almaktadır. Karşı davacı tarafça, sözleşmenin 4.2 maddesi uyarınca davacının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği, davalı firma ile yaptığı sözleşmeye istinaden servis işini yaptığı yerin işlerini … isimli başka bir firma ile devam ettirdiği belirtilerek cezai şart talep edilmektedir. Davalının taşımayı üstlendiği … Kurumları tarafından mahkemeye gönderilen cevabi yazıda, 2015 2016 eğitim öğretim yılında okulun öğretmen ve öğrenci taşıma ihalesinin … Tic.Ltd.Şti. firmasına verildiği, 2015 eğitim öğretim sezon başından 2016 Nisan ayı sonuna kadar taşıma işini sürdürdüğü, taşımadaki aksaklıklardan dolayı sözleşmesinin feshedilerek Mayıs ve Haziran aylarının taşıma işinin … Limited Şirketi’ne yaptırıldığı bildirilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; gerek davalının davadan önce davacıya gönderdiği cevabi ihtarnamesindeki ” ihtarda bulunan tarafından 30/04/2016 tarihinde işi bırakmasının nedeni olarak ödemelerde bulunulmadığını iddia olunmuştur. Ancak … ile anlaşmalarımız gereğince o tarihlerde aramızdaki mevcut iş ilişkisini sonlandırmışızdır” şeklindeki ifade, gerekse … Kurumları tarafından mahkemeye gönderilen cevabi yazı içeriği dikkate alındığında, nisan ayı sonu itibarı ile … Kurumları ile davalının sözleşmesinin feshedildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin de sonlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar alındığı, bilirkişiler tarafından tarafların ticari defterleri incelenmek suretiyle davacı alacağının belirlendiği, mahkemece de 1.500-TL miktarlı tahsilat makbuzunun hesaplamada dikkate alınmadığı tespit edilerek bu ödemenin davacı alacağından mahsup edildiği, davalı tarafça cevap dilekçesinde, ihtilafa konu 30/04/2016 tarihli 16.274,07 TL bedelli ve 30/04/2016 tarihli 6.240,00 TL bedelli faturaların taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin 3.1 maddesine istinaden ödenmediği savunulmuş olup, önceki döneme ilişkin takibe dayanak fatura bedellerinin de ödenmediği tespit edilmekle feshin haksız olduğu, buna göre bu iki fatura bedelinin de davacı tarafça talep edilebileceği, yapılan hesaplamaların dosya kapsamına usul ve yasaya uygun olduğu, mahkemece HMK 282. madde hükmü uyarınca bilirkişi raporundaki tespitlerin diğer delillerle birlikte değerlendirilerek hüküm kurulduğu, eksik inceleme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Karşı dava yönünden ise; taraflar arasındaki sözleşmenin, davalının taşıma hizmeti verdiği … Kurumları ile olan taşıma sözleşmesinin feshi ve davalı şirketin başka firma ile anlaşması nedeniyle sona erdirildiği kanaatine varılmakla, davacı tarafça yapılmış haksız bir fesih bulunmadığı gibi mevcut durumda davacının başka bir firma ile çalışmasının haksız rekabet teşkil etmeyeceği, dolayısıyla cezai şart talebi için yasal koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, aksi yönde ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı/ karşı davacı vekilinin asıl ve karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı/ karşı davacı … Ticaret Limited Şirketi’nin asıl ve karşı davaya yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından asıl ve karşı davaya yönelik olarak yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 3.912,63 TL istinaf karar harcından, peşin olarak yatırılan 978,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.934,47‬ TL harcın davalı- karşı davacı … Ticaret Limited Şirketi’ nden tahsili lie hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince karşı dava yönünden alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 341,55TL’den mahsubu ile bakiye 260,85‬ TL harcın talep halinde davalı- karşı davacı … Ticaret Limited Şirketi’ne iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.