Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1657 E. 2020/1464 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1657
KARAR NO: 2020/1464
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
DOSYA NUMARASI: 2019/602 Esas – 2019/1177 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … Limited Şirketi’nin, müvekkili şirkete borçlu olduğunu, müvekkilinin alacağını tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından takip başlattığını, icra dosyasında yapılacak satış işlemleri nedeniyle borçlu şirketin adresinin tespiti için Ticaret Sicil Gazetesinden yaptıkları sorguda şirketin TTK. Geçizi 7. maddesi uyarınca 12/08/2013 tarihinde sicilden resen terkin edildiğini tespit ettiklerini belirterek, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı iken 12/08/2013 tarihinde sicilden terkin işlemi yapılan … Limited Şirketinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyası kapsamında tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilerek ticaret siciline yeniten tescil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, TTK’nın 32. maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği 34.madde hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, hukuka aykırılığın bulunmadığını, dava açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek, davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/12/2019 tarih ve 2019/602 Esas – 2019/1177 Karar sayılı kararı ile; ” Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Davacı tarafın davasının, Ticaret sicilinden resen terkin edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … nosunda kayıtlı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin aleyhine açılmış bulunan İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası bulunduğunu bu icra takip dosyasında taraf teşkilini sağlamak için şirketin ihyasının gerektiği iddiasına dayandığı görülmüştür. Davacı tarafın davasının ihya davası niteliğinde bulunduğu, ihyası talep edilen şirketin Sicil Kaydının 31/07/2013 Tarihinde resen terkin edildiği, davanın yasal dayanağının 6102 Sayılı Kanunun Geçici 7.md.si olduğu, 6102 Sayılı Kanunun Geçici 7.md.-15 uyarınca Ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak ihyası istenebileceğinden, davanın 11/09/2019 Tarihinde 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı anlaşılmakla davacı tarafın davalı Ticaret Sicil Müdürlüğüne karşı açtığı davasının Hak düşürücü süre nedeni ile reddi yönünde … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-)Davacı tarafın davasının ihya davası niteliğinde bulunduğu, ihyası talep edilen şirketin Sicil Kaydının 31/07/2013 Tarihinde resen terkin edildiği, davanın yasal dayanağının 6102 Sayılı Kanunun Geçici 7.md.si olduğu, 6102 Sayılı Kanunun Geçici 7.md.-15 uyarınca Ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak ihyası istenebileceğinden, davanın 11/09/2019 Tarihinde 5 yıllık süre dolduktan sonra açıldığı anlaşılmakla davacı tarafın davalı Ticaret Sicil Müdürlüğüne karşı açtığı davasının HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE NEDENİ İLE REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce terkin işlemini 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi hükmüne göre yaptığını, ancak bu madde hükümlerine uygun işlem tesis etmediğini, geçici 7. maddenin 7-a bendi hükmü gereğince, terkin işlemi yapılacak şirkete ihtar yapılması ve bu ihtarın Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanması gerektiğini, Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları incelendiğinde, böyle bir ihtarın yayınlanmadığının görüleceğini, bu nedenle yapılan terkinin hukuka aykırı olduğunu, Ayrıca terkin işleminin TTK’nın geçici 7. maddesi 2. bendi hükmüne de aykırı olduğunu, ihyasını talep ettikleri … Limited Şirketi’nin, terkin tarihinde Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/527 Esas sayılı dosyasında ” davalı ” sıfatı ile yer aldığını, dosyanın bir dizi Yargıtay incelemesinden geçerek nihai olarak 16/07/2020 tarihinde Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2020/1005 Esas 2020/2295 Karar sayılı ilamı ile onanarak sonuçlandığını, terkin işleminin ise, ortada derdest bir dava varken 2013 yılında yapıldığını, Terkin tarihinde … Limited Şirketi’ nin müvekkiline Ankara … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile de kesinleşmiş icra borcu bulunduğunu, terkin işlemi sırasında bu dosyanın da derdest olduğunu ve şirketin ” borçlu ” sıfatı bulunduğunu, her ne kadar kanun hükmünde açıkça yazmasa da, kanun koyucunun amacı bakımından, davacı/ davalı sıfatları ile alacaklı/ borçlu sıfatlarının tasfiyeyi doğrudan etkilemeleri nedeniyle aynı sayılması gerektiğini, Müvekkilinin, ihyasını talep ettikleri şirketin taşınmazında ipotek alacaklısı olduğunu, ipotek alacaklarının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile takibe koyulduğunu, tasfiye usulüne göre yapılmadığı için, üzerinde ipotekleri olan, ihyasını talep ettikleri şirketin de hala malik gözüktüğü taşınmaz ve icra dosyasının ortada kaldığını, TTK geçici 7. maddenin amacının bu olmadığını, TMK gereği zamanaşımına dahi uğramayan ipotekle temin edilmiş alacaklarının, TTK’nın amacına aykırı yorumla talep edilemez hale düştüğünü, Yargıtay’ ın vermiş olduğu pek çok kararda özellikle TTK geçici md 7’ye göre yapılan terkinlerin, usulüne göre yapılmadığı müddetçe hüküm doğurmayacağını açıkça ortaya koyduğunu ( Yargıtay 23. HD E.2016/8792 – K.2020/161, T.16/01/2020 )belirterek, Usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, yerine kaim olmak üzere davanın kabulü veya yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesi’ ne iadesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise res’en gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’ nın geçici 7. maddesine göre ticaret sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut uyuşmazlıkta, ihyası istenilen şirketin 31/07/2013 tarihinde 6102 Sayılı TTK’ nun geçici 7. madde uyarınca re’sen ticaret sicil kaydının silindiği, davacı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile 12/03/2015 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, 11/09/2019 tarihinde ise işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile, TTK’ nın geçici 7. maddesi uyarınca kaydı res’en terkin edilen şirketin ihyası için açılan işbu davanın aynı yasanın 7/15. bendinde belirtilen 5 yıllık süre içerisinde açılmadığı, mahkemece hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin Ankara … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasında da ihyası talep olunan şirketten alacaklı olduğu, yine aynı şirket hakkında terkin tarihinde Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/527 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan bir dava bulunduğu ileri sürülmüş ise de, belirtilen hususlar yargılama sırasında ileri sürülmeyip ilk kez istinaf aşamasında ileri sürüldüğünden, Dairemizce HMK’ nın 357. maddesi uyarınca belirtilen hususlarda bir değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca Uyap üzerinden yapılan incelemeye göre Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/527 Esas 2011/547 Karar sayılı dosyasında davacının taraf da olmadığı görülmektedir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/12/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.