Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1645 E. 2022/2022 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1645 Esas
KARAR NO: 2022/2022 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1403 Esas – 2020/331 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalıya bir adet miktar ve vade kısmı boş asli unsurları eksik olan bir senet verdiğini, senedi muhtemel alışverişine mukabil teminat olarak verdiğini, senet sonradan doldurularak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, müvekkilinin gerek Cumhuriyet Başsavcılığı ve icra dosyasına itirazda bulunulduğunu, icra mahkemesinin sadece şekli inceleme yaptığından itiraz davasının reddedildiğini ve kararın aleyhe istinaf yoluna başvurulduğunu ancak davalının müvekkilinin araçlarını bağlattığını, hakkında haciz işlemleri yaptığını, borcu cebri icra yoluyla tahsil ettiğini, müvekkilinin borcu icra dairesine ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin bahse konu senetle ilgili hiçbir borcunun bulunmadığını, davalının müvekkilinden haksız olarak tahsil ettiği 148.508,15-TL’nin ödeme günü olan 03/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini, davalının icra inkar tazminatına çarptırılmasını, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının senedin teminat senedi olduğu, bazı kısımların sonradan doldurulduğu, senedin arka yüzünde yer alan teminat senedi ibaresinin kimyasal madde ile silindiğini bu nedenle borcu olmadığından bahisle İstanbul Anadolu 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/1046 E. sayılı dosyası ile borca itiraz ettiğini, bu dosyada yapılmış olan iki bilirkişi incelemesinde de senedin arka yüzünde yazılmış her hangi bir yazıya ve kimyasal silinti bulgusu elde edilmediğini ve davanın reddine karar verildiğini, istinaf edildiğinden kararın henüz kesinleşmediğini, davacının senedi muhtemel alışverişine mukabil olarak verildiği mal almadığını iddia ettiğini ancak alışveriş yapmamış olması karşısında senedi geri istemediğini, icra takibi yapıldıktan sonra borca itiraz ettiğini, davacının … Paz. Ltd. Şti.’nin sahibi olduğunu, şirketin borcuna karşılık müvekkiline senedi verdiğini, davanın reddine karar verilmesini, %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/07/2020 tarih 2017/1403 Esas 2020/331 Karar sayılı kararında; “Dava, hukuki niteliği itibari ile istirdat istemine ilişkindir. Davacı, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile davalı tarafından bonoya dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, oysa davalıya bir borcun bulunmadığını, bononun teminat bonosu olarak davalıya verildiğini, davalı tarafından bononun boş kısımları doldurularak bononun haksız yere takibe konulduğunu, cebri icra tehdidi altında borcun icra dairesine ödenmek zorunda kalındığını, haksız olarak tahsil edilen bu bedelin faizi ile davalıdan istirdadını talep etmiştir. Davalı ise, davacının iddialarını kabul etmediğini, davacının aynı iddialarla İstanbul Anadolu 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/1046 E.sayılı dosyası ile açmış olduğu davanın reddedildiğini ancak hükmün henüz kesinleşmediğini, davanın haksız olduğunu savunmuştur. İstanbul Anadolu 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/1046 E.sayılı dosyası getirtilerek incelenmiş; davanın icra takibine itiraz (borca itiraz) davası olduğu, davacı tarafından davalı hasım gösterilerek dosyamıza konu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasına ilişkin borca itiraz niteliğinde olduğu, mahkemece davacının tahrifat iddiasının araştırılarak bononun teminat bonosu olduğu yönünde yazılı bir delilin sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, yargılamamız sırasında hükmün henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı taraf, icra hukuk mahkemesi tarafından verilen karar gereğince bu davanın da reddedilmesi gerektiğini savunmuş ise de, icra mahkemelerinin dar yetkili mahkeme olması nedeniyle orada verilen kararın yargılamamız yönünden kesin hüküm niteliğinde olmayacağı anlaşıldığından, belirtilen dava dosyasında verilen kararın içeriği ile bağlı kalınmamış ve kesinleşmesi beklenmemiştir. Mahkememizce tarafların bildirmiş oldukları delil ve belgeler toplanmış, akabinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla tarafların defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılmıştır. İncelenen taraf defterlerinin usulüne uygun olarak tutuldukları, davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunmadığı ve istirdat istemine ilişkin olduğu anlaşılan bonoya dair taraf defterlerinde bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır. İcra takibine konu edilen 10/04/2016 tanzim ve 20/08/2016 vade tarihli, 120.000,00-TL tutarlı bono üzerinde “Malen” kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre bononun keşidecisi olan davacı ile bononun lehdarı olan davalı şirket arasında mal alışverişini gösterir bir ticari kaydın veya başkaca delilin bulunması gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere incelenen taraf defteri ile “Taraflar arasında her hangi bir alışverişin veya ticari ilişkinin bulunmadığı” sabittir. Davalı dosyaya sunduğu beyanlarda “Dava dışı … şirketi ile ticari ilişkisinin bulunduğu, davacının bu şirketin sahibi olduğu ve dava konusu bonoyu bu nedenle verdiği”ni iddia etmiş ise de; incelenen davalı defterlerinde davaya konu bonoya ilişkin her hangi bir kaydın bulunmadığı görülerek davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiş ve kendi kayıtlarında buna ilişkin bir kayıt olmadığından dava dışı şirketin defterlerinin incelenmesi düşünülmemiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında, icra takibine konu edilen bono üzerinde “Malen” kaydı bulunmasına rağmen tarafların ticari kayıt ve belgelerinde aralarında ticari ilişki olduğunu gösterir hiçbir kaydın bulunmaması ve davalı defterlerinde bonoya ilişkin her hangi bir kaydın olmaması nedeniyle, davacının bu bono dolayısıyla davalıya borçlu olmadığının kabulü ile davacının bono nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasında yapmış olduğu ödemenin ödeme tarihi olan 03/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdadına karar verilmiştir.”gerekçesi ile, -Davanın kabulü ile, 148.508,15 TL’nin 03/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, -Şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının icra takibe konu olan senedin teminat senedi olduğunu bazı kısımlarının sonradan doldurulduğunu , senedin arka yüzünde yer alan teminat senedi ibaresinin kimyasal madde ile silindiğini bu sebeple borçlu olmadıkları bahisle İstanbul Anadolu 16.İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1046 E.sayılı dosyası ile borca itiraz ettiğini, mahkemenin yargılama sırasında hükmün kesinleşmediğini ve icra mahkemelerinin dar yetkili mahkeme olması sebebiyle orada verilmiş buluna kararın kesin hüküm niteliğinde olmadığından kesinleşmesi beklenmeden hüküm kurulduğunu; icra hukuk mahkemesi kararının yargılama devam ederken 16.07.2018 tarihinde kesinleşmiş bulunmakla davacının taleplerinin red olunduğunu, Mahkemenin hüküm tesis ederken taraflar arasında ihtilafa konu olan bononun taraflar arasındaki ticari ilişkinin olmamasını esas aldığını; müvekkili şirketin dava dışı olan ve davacının temsil etmiş olduğu … Gıda.Paz.Ltd.Şti.’ ile ticari ilişkiye girdiğini; davacının ise şirketinin borcuna karşılık şahsi senedi tanzim ederek müvekkiline verdiğini; bilirkişi raporlarının incelendiğinde müvekkili şirketin dava dışı şirketten alacağının olduğunu, Müvekkili şirketin davacı ile şahsi ticari ilişkisinin bulunmadığını; temsil etmiş olduğu şirketi adına alışverişlerinin bulunduğunu; mahkemenin gerekçeli kararında 20.08.2020 vadeli 120.000-TL meblağlı bono üzerinde “malen” kaydının bulunduğunu, taraflar arasında alışverişi gösterir defter kaydının bulunmadığını ve aralarında ticari ilişkinin bulunmadığını ve müvekkili şirketin defterlerinde bono kaydı gerekçesiyle savunmalarına itibar edilmeyerek dava dışı şirketin defterlerinin bu yönde incelenmesi düşünülmediğini gerekçeli kararda belirttiğini; davacının temsil etmiş olduğu şirket borcuna karşılık şahsi olarak düzenlenmiş olduğu bonoyu verdiğini; müvekkili şirketin davacının şahsı ile alışverişi olmadığını, şirket temsilcisi olarak ticari ilişkilerinin mevcut olduğunu; mahkemenin her ne kadar bono kaydının davalı müvekkili şirketin ticari defterlerinde yer almadığını belirtse de davacıya ait bono için İstanbul Anadolu …İcra Müd. … E.sayılı dosyası ile tahsil edilen meblağların dava dışı şirketin borcuna mahsup edildiğini; bilirkişi incelemesinde de icra dosyasından tahsil edilen meblağların dava dışı şirket borcundan mahsup edildiğini, Mahkemenin müvekkili şirketin kayıtlarında bonoya icra dosyasından yapılan tahsilatı dava dışı şirket borcundan düşmesi karşısında dava dışı şirket kayıtların bu yönden incelenmemesinin savunmalarında dikkate alınmamasının hukuka ve yasalarına aykırı olduğu kanaatinde olduklarını, Davacının bono üzerinde “malen “ yazdığı bahisle kendilerine her hangi bir mal gelmediğini bu sebeple borçlu olmadıklarını beyan ettiklerini ancak ticari hayatın olağan akışında davacının bu yönde haklı olması halinde tarafın kendisine mal gönderilmesini ya da bedelsiz senedin kendisine iade etmesini müvekkili şirkete iletmesi gerekeceğini; davacının ne mal istediğini nede senedini geri istediğini; bu durumun bu bononun dava dışı olan sahibi olduğu şirketin borcunu ödemek için verildiğini gösterdiğini; senedin üzerinde “malen” yazılmış olmasının tarafların gerçek iradelerini ortadan kardırmadığını, Davacının ödeme olarak vermiş bulunduğu senedi geri istemediğini, icra takibi yapıldıktan sonra borçlu olmadığını iddia ettiğini; davacının bonodan dolayı borcunun bulunmadığına yönelik talep ve beyanlarının TMK. 2.maddede belirtilen dürüstlük kuralına aykırı olduğu gibi hakkın kötüye kullanılması olduğunu; müvekkili şirketin ise tahsil edilen bono meblağını dava dışı şirket borcundan mahsup ettiğini ve ticari defterlerine işlediğini, Mahkemenin anlatılanlar ışığında davacın davalı ile ticari ilişkisinin olmadığı gerekçesiyle hüküm tesis etmesinin hukuka ve yasalarımıza aykırı olduğunu ve iş bu müracaat zorunluluğunun hasıl olduğunu, İleri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesine, iş bu davanın dairemizce yeniden görülmesi mümkün değilse hükmün kaldırılmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini, yargılama harç ve gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; bonoya dayalı menfi tespit ve icra dosyasına ödenen paranın istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı; dava konusu senedin sadece imza atılarak ve boş olarak, ilerde yapılması muhtemel alışverişe istinaden teminat amacıyla davalıya verildiğini, davalının senedi rıza hilafına doldurarak takibe koyduğunu, senet üzerinde malen kaydı bulunduğunu, davalıdan senet karşılığında herhangi bir mal alınmadığını ileri sürmüştür. Davalı; dava konusu senedin, davacının sahibi ve yetkilisi olduğu dava dışı … Gıda Paz. Ltd Şti’nin davacıya olan borcunun ödenmesi amacıyla davacı tarafından keşide edilerek davalıya verildiğini, senedin teminat senedi olmadığını savunmuştur. Davacı; dava konusu senedin teminat senedi olduğunu ve rıza hilafına doldurulduğunu yazılı delil ile ispatlamak zorunda olup, bu iddialar yazılı delil ile kanıtlanamamış, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmamıştır. Davacının diğer iddiası ise senette yer alan malen kaydına karşı, davalıdan teslim alınan bir mal bulunmadığı yönündedir. Davalı cevap dilekçesi ile senedin, davacının sahibi ve yetkilisi olduğu dava dışı … firmasının davalıya olan borcunun ifası uğruna verildiğini savunmuştur. Davalının savunmasına göre; bononun veriliş nedeni üçüncü kişinin borcunun ifası olarak talil edilmiş olup, senedin davacı tarafından üçüncü kişinin borcunu ifa kapsamında davalıya verildiğini yazılı delil ile ispat yükü davalı üzerindedir. Davalı bu ispat külfetini yerine getirdikten sonra ise senet karşılığı dava dışı şirkete mal teslim ettiğini ve dava dışı şirketten senet bedeli kadar borçlu olduğunu ispatlamak durumundadır. Diğer değişle, davalının kendi ticari defter ve kayıtlarında dava dışı … Şirketi’nden alacaklı olarak görünmesi, dava konusu senedin bu borcun ifası uğruna verildiğini ispata yeterli olmayacaktır. Öncelikle senedin üçüncü kişinin borcunun ifası uğruna verildiği davalı yanca ispat olunmalıdır. Somut olayda; davalı, dava konusu senedin davacı tarafından üçüncü kişinin(… Otomotiv) borcunun ifası uğruna keşide edilerek davalıya verildiğine dair dosyaya yazılı delil sunamamıştır. Cevap dilekçesinde yemin deliline dayanıldığı, mahkemece davacıya yemin delili hatırlatılmadan sonuca gidildiği, ancak bu hususunun istinaf sebebi yapılmadığı, kamu düzenine ilişkin olmayan bu hususun dairemizce re’sen nazara alınamayacağı anlaşılmıştır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; dava konusu bononun davacı tarafından üçüncü kişinin (… Otomotiv) borcunun ifası uğruna keşide edilerek davalıya verildiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, davalının kendi ticari defter ve kayıtlarında dava dışı … Şirketi’nden alacaklı görünmesinin, dava konusu senedin, davacı tarafından bu borcun ifası uğruna verildiğini ispata yeterli olmadığı, kaldı ki davalı defterlerinde anılan bonoya ilişkin herhangi bir kaydın da yer almadığı anlaşılmış olup, ilk derece mahkemesi kararı sonuç itibariyle doğru ise de; farklı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olduğundan, davalının istinaf başvurusunun usulen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun USULEN KABULÜNE; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/07/2020 tarih ve 2017/1403 Esas – 2020/331 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak sureti ile; 2- Davanın KABULÜ ile, davacının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine dayanak; 10/04/2016 tanzim ve 20/08/2016 vade tarihli, 120.000,00-TL tutarlı bonodan ötürü davalıya borçlu olmadığının tespiti ile; bu takip nedeniyle yapılan 148.508,15 TL ödemenin 03/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gereken 10.144,59-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 2.536,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.608,44-TL nispi karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına 4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.629,00-TL yargılama gideri, 2.536,15-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı toplamı 4.196,55-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 10/1 fıkrası uyarınca hesap olunan 23.276,22-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Artan gider avansı bulunduğu takdirde talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,9-Davalı tarafından yatırılan (54,40.TL + 2.536,20.TL=) 2.590,60.TL istinaf karar harçlarının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine, 10-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-Dosyanın istinafa gidiş-dönüş ücreti davacı gider avansından karşılandığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 12-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 13-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 29/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.