Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1641 E. 2022/1853 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1641
KARAR NO: 2022/1853
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/805 Esas – 2018/1054 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari alışveriş sonucunda alacaklı bulunduğu … San. Tic. Ltd. Şti. alacağına mahsuben 30/03/2015 tarihli çek çıkış bordrosu ile müşteri çeklerini teslim aldığını, bahse konu çeklerin firma yetkilisi … nezdinde iken 01/04/2015 tarihinnde rızası hilafında elinden çıktığını, çekler ile ilgili olarak İstanbul 7. ATM.’nin 2015/372 Esas sayılı dosyası ile 15 adet çekle ilgili zayi nedeni ile çeklerin iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile alacaklarının tahsili için takibe geçildiğini, davalıların itirazı nedeni ile takibin durdurulduğunu belirterek, ilgili icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … ve … Tic. A. Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … Bankası Van Şubesine ait, 30/09/2015 tarihli çek ile ilgili olarak iptal kararı verilmediğini, İstanbul 7. ATM’nin 2015/372 Esas sayılı dosyasından 10.000,00 TL tutarlı çekin … Davutpaşa Şubesi aracılığıyla ibraz edilen 5 adet çekin zayi olmadığı anlaşılmakla bu çekler yönünden talebin reddine karar verildiğini, bu nedenle icra takibine konu çekle ilgili olarak iptal kararı verilmediğini, ne takip dayanağı ne de çek iptaline konu edilen çeklerden herhangi birinin keşidecisinin müvekkili şirketlerden olmadığını, davacı ile müvekkilinin hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, mahkeme kararının hüküm kısmında belirtilen diğer davalı şirketleri ile de müvekkilinin ticari ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaya itiraz ettiklerini belirterek, ilgili icra takibinin iptaline, açılan davanın da reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; çekin tanzim edildiği yerin Van olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunu ve dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini istediklerini, çek asıl ödeme gününde bankaya ibraz edilseydi ödemenin yapılacağının kuşkusuz olduğunu, çek incelendiğinde bankaya ibraz edilmediğini karşılıksız kaşesinin vurulmadığını, çekin ön ve arka yüzünde şirketin alacaklı ve yetkili hamil veya ciranta olduğuna dair herhangi bir ibarenin bulunmadığını, davacı tarafından kendilerine herhangi bir fatura gönderilmediğini, bu yüzden derdest davanın esas yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, çekte belirtilen paranın ellerinde mevcut olduğunu, davacının gerçek hamil olduğu kesinleşinceye kadar mahkemece uygun görülmesi halinde belirlenen yere çek bedelinin tevdi edileceğini, davacının her ne kadar çek ile ilgili mahkemece iptal kararı verildiğini belirtmiş ise de davaya konu çekin bankaya ibraz edilmesi nedeniyle çekin iptaline karar verilmediğini, bu nedenle mahkeme bir karar verilmeden müvekkilinin çek bedelini davacıya ödemesinin düşünülemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/10/2018 tarih ve 2017/805 Esas – 2018/1054 Karar sayılı kararı ile; ” …. her ne kadar … A.Ş. İle … A.Ş. Arasında vuku bulan ticari ilişki nedeniyle takip dayanağı çekin davacı şirkete beyaza ciro suretiyle ciro edilerek teslim edildiği tespit edilmiş ve de davacının iddia ettiği gibi bu çek 01/04/2015 tarihinde rızası hilafına davacının elinden çıkmış ise de salt çekin davacının elinden rıza dışı çıkmış olması keşidecinin ve alacağa temlik edenlerin son temlik alana karşı sorumluluğunu sona erdirmeye yeterli gelmeyecektir. Aksi deyişle gerek keşidecinin gerek lehtarın gerekse de cirantaların temlik edilen borç bakımından son temlik alana karşı sorumlulukları devam etmektedir. Bu nedenle de işbu çeke konu alacağa talep ve dava hakkıda son temlik alanda bulunmaktadır. Bu nedenle takibe konu alacak bakımından davacının aktif husumeti bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … San. Tic. Ltd. Şti. firmasından alacağına mahsuben 30.03.2015 tarihli çek çıkış bordrosunda yer alan müşteri çeklerini teslim aldığını, 30.03.2015 tarihinde teslim alınan çeklerin müvekkili şirket yetkilisi …’ta iken bir gün sonra 01.04.2015 tarihinde rızası hilafına elinden çıktığını, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/372 E. sayılı dava dosyası ile çeklerin zayi nedeniyle iptali davası açtıklarını, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/372 E. sayılı dosyasından verilen 10.04.2015 tarihli tensip 5 nolu ara kararı ile ödeme yasağı taleplerinin teminat karşılığı olarak kabul edildiğini, teminat tutarının kendileri tarafından yatırıldığını ve çeklere ilişkin olarak verilen ödeme yasağı kararının ilgili banka şubelerine gönderildiğini, … Bankası A.Ş./ Van Şubesi’nin 18.05.2015 tarihli cevabi yazısında davaya konu çekin ödemeden men edildiğinin bildirildiğini, kararın kesinleşmesine müteakip çek bedelinin tahsili için davalılar ile irtibata geçildiğini, durumun izah edildiğini, ancak davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine alacaklarının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, söz konusu takibe borçlu taraflarca yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, bu haksız itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi talebi ile işbu itirazın iptali davasının ikame edildiğini, mahkemece yazılı gerekçeler ile açılan davanın reddine karar verildiğini, Dosyaya mübrez bilirkişi raporunda; müvekkiline ait ticari defterlerin delil vasfında olduğu, müvekkili ile … San. Tic. Ltd. Şti. arasında geçmişten gelen ve halen devam eden yoğun bir ticari ilişki olduğu, davaya konu çekin dava dışı 3. kişi… San. Tic.Ltd.Şti. tarafından cari hesap ilişkisine mahsuben 30.03.2015 tarihinde 24 adet çek ile birlikte müvekkiline verildiği, takibe dayanak çekin … A.Ş. tarafından ciro edilerek davalı… San. Tic. Ltd. Şti.’ye, … San.Tic.Ltd.Şti.’nin de ciro etmek suretiyle davacı … San. A.Ş’ye beyaza ciro şeklinde teslim ederek çek çıkış bordrosu düzenlendiği, çekin ciro edilmeden müvekkilinin elinden çıktığı, ancak ticari defter kayıtlarında işli olduğu ve… San. Tic. Ltd. Şti.’nin borcuna mahsuben davacı muhasebe kayıtlarına alındığı, müvekkil şirket defter kayıtları ile 3. kişi… San. Tic.Ltd.Şti. defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, müvekkilinin çekte meşru hamil olduğu, TTK. 783/2 md.’ye göre çeki düzenleyen muhatap nezdinde çekin ancak bir kısım karşılığını hazır bulundurduğu takdirde muhatabın bu tutarı ödemekle yükümlü olduğunu, yani muhatap davalının bahse konu çekin bedelini hazır bulundurmak durumunda olacağı, çek bedelini hazır bulundurmaması halinde ödeme tarihine kadar geçen sürede tahakkuk edecek temerrüt faizi ve diğer ferilerini ödemekle sorumlu olması gerektiği; davacının diğer davalılar ile ilgili herhangi bir ticari ilişkileri bulunmadığı ancak takibe konu çek nedeni ile çekin silsile yolu ile davacı yana intikal etmesi nedeni ile TTK.md. 790 uyarınca yasal sorumluluklarının devam ettiği, davacının rızası hilafında çalınan 10.000,00-TL tutarındaki çek bedeli nedeni ile davalı keşidecinin 05.06.2017 takip tarihinden infaz tarihine kadar tüm ferilerden sorumlu olması gerektiği hususlarının tespit ve mütalaa edildiğini, Davaya konu … Bankası Van Şubesine ait … hesap, … Seri nolu, 30.09.2015 Tarihli çek ile 30.03.2015 tarihli çekin tevdi bordrosuna istinaden… San. Tic. Ltd. Şti. firmasından teslim alınmış olup çekin meşru hamilinin müvekkili olduğunu, arz edilen bilirkişi raporuna göre Topsan firmasından sonraki ciroların meşru hamil olmadığını, davalı firmalardan … Tic. A.Ş.’nin davaya konu çeki keşideci … San. Tic. Ltd. Şti. firmasından almış olup diğer davalı …Ş.’ye, … A.Ş.’nin ise … Ltd. Şti.’ ne ciro ettiğini, buraya kadar düzgün olan crio silsilesinin müvekkilinin çekleri çaldırması neticesinde bundan sonrasında bozulduğunu, diğer davalı keşideci … San. Tic. Ltd. Şti.’nin ise cevap dilekçesinde, takibe konu çek bankaya ibraz edilmiş olsaydı ödemenin kuşkusuz yapılacağını, çekin arkasında karşılıksızdır kaşesinin vurulmadığını bu nedenle bankaya ibraz edilmediğini, çekin ön ve arka yüzünde müvekkilinin hamil ya da ciranta olduğunu gösterir herhangi bir ibare olmadığını, dolayısıyla da çek aslının alacaklı davacı elinde bulunmadığını, çek süresinde bankaya ibraz edilmediği için faiz ve ferilerinin talep edilmesinin mümkün olmadığı hususlarını beyan ve iddia ettiğini, Öncelikle davalı keşideci bu iddiasında samimi olsa ve basiretli bir tacir gibi hareket etse idi çek bedelini zaten ibraz süresi içinde bankada hazır bulunduracağını ya da tevdii mahalli tayini için her zaman bir talepte bulunabilecek olduğunu, zaten ellerinde olsaydı müvekkilinin meşru hamil olduğunun tespiti ve alacaklarının tahsili için bu kadar emek ve zaman harcamayacağını, çekin ilgili bankaya çek ibrazı ile alacaklarına kavuşmuş olacaklarını, iddia edilenin aksine; davalı keşideci tarafın bilirkişi raporlarında ispatın Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere zayi olması halinde çek bedelini çekin tarihinden itibaren bankada blokede tutmayan keşidecinin çek bedeli ve tüm ferilerinden sorumlu olduğunu(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2000/7018E-2001/931K.05.02.2001T. ) Ciro silsilesinde müvekkilinin yer alması gereken yerde … Ltd. Şti. olduğunun görüldüğünü, buna göre … Ltd. Şti.’nin meşru hamil olabilmesi için… Ltd.Şti. ile ticari münasebetinin olması gerektiğini, … Ltd. Şti. tarafından… Ltd. Şti.’ne usulüne uygun düzenlenmiş ve defter kayıtlarıyla sabit olan fatura ve irsaliye olmadıkça meşru hamil kabul edilmesinin söz konusu olamayacağını, bir limited şirket olan … Ltd. Şti. ile bir gerçek kişi olan sonraki ciro … arasında da bir ticari ilişkiden söz edilemeyeceğini, aynı açıklamaların sonraki ciro silsilesi olan; … ile … Alım Satımı Avram Komando ciro ilişkisi için de geçerli olduğunu, Tüm bu sebeplerle çekteki… Ltd. Şti. cirosundan sonraki ciroların meşru olmadığını, kötü niyetli olduklarını, meşru hamil olmayan ciroların alacağın temliki hükümlerine dayalı olarak talep hakları olduğundan söz edilerek hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığını, İlk derece mahkemesinin, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/480 E. – 2016/505 K. sayılı ve İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/372 E. – 2016/359 K. sayılı dosyalarıyla hüküm altına alınan ve dosyalara mübrez bilirkişi raporlarıyla ispata kavuşmuş müvekkilinin meşru hamil olduğu hususunu yok saydığını, dava ve talepleri dışında inceleme yaparak usul ve yasaya aykırı hükmü tesis ettiğini, davada inceleme ve talep konusunun, davalıların iş bu çeki ödeme borcunun bulunup bulunmaması, akabinde söz konusu icra takibine itirazlarının yerinde olup olmadığı ve haksız çıkmaları halinde itirazın iptali ile meşru hamil müvekkili tarafından başlatılan icra takibinin devamına karar verilip verilemeyeceği hususları olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının resen tespit edilecek ve istinaf dilekçesi ile belirtilen gerekçelerle ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, icra takibine yapılan itirazın İİK’nın 67 vd maddeleri uyarına iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça ticari ilişki gereği alacaklı olduğu dava dışı… San. Tic. Ltd. Şti.’nden ödeme için aldığı çekin ellerinde iken zayi olduğu, bu hususta İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/372 E. – 2016/359 K. sayılı dosyası ile açtıkları dava sonucunda dava konusu çekin iptaline karar verildiği, söz konusu karara istinaden davalılar ve dava dışı borçlular aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu belirtilerek, davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Dava konusu 30/09/2015 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli çekin keşidecisinin davalı … İnş. Ltd. Şti., lehtarının davalı … A.Ş. olduğu, … A.Ş. tarafından çekin davalı …Ş.’ye, … A.Ş. tarafından dava dışı … Ltd. Şti’ne, … Ltd. Şti tarafından … ltd. Şti’ne ciro edildiği, sonraki ciro silsilesinin ise … , … , … ve … Alım Satımı Avran Komando olduğu; davacının çekte lehtar, ciranta veya başka bir sıfatla isim veya imzasının bulunmadığı, davacı vekilinin çekin, … Ltd. Şti’nden beyaz ciro ile ve çek tevdi bordrosu ile alındığını beyan ettiği, bilirkişi raporunda, çekin davacı ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, çek çıkış bordrosu ile davacıya verildiğinin belirlendiği görülmektedir. Her ne kadar davacı vekilince dava ve takip dayanağı çekin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/372 E. – 2016/359 K. sayılı dosyası ile açtıkları dava sonucunda iptaline karar verildiği ileri sürülmüş ise de, söz konusu mahkeme kararında dava konusu çek ve bu çek dışında dört adet çekin ibraz edildiği belirtilerek, ibraz edilen beş adet çek yönünden zayi olmadıkları anlaşılmakla, bu çekler yönünden açılmış olan davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmekle, dava konusu çekin iptali yönünden verilmiş bir karar tespit edilmemiştir. Dolayısıyla davacının, iptal kararının olumlu sonucu olan senette mündemiç bulunan ve iptal ile artık senetten ayrılan hakkın sahibi olduğuna ilişkin karineden faydalanması mümkün değildir. Bu durumda davacının öncelikle takip dayanağı çekte hak sahibi olduğunu ispatlaması gerekmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere davacının söz konusu çekte lehtar, ciranta veya başka bir sıfatla isim veya imzasının bulunmadığı, dosya kapsamı ile davacı ile davalılar arasında bir ticari ilişki olduğunun da iddia ve ispat edilmediği, yine beyaz cironun varlığı kabul edilse dahi davacı tarafça temel ilişki ve sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak talepte bulunulmadığı, davaya konu çekte davalıların son yetkili hamile karşı halen ödeme sorumluluklarının devam ettiği dikkate alındığında mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, aksi yönde ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/12/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.