Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1628 E. 2022/1751 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1628
KARAR NO: 2022/1751
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2018
NUMARASI: 2017/455 Esas – 2018/211 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım)
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin Türkmenistan’da işler yapan bir şirket olduğunu, son birkaç yıldan beri Türkiye’de bir şirket kurarak Türkiye ile Türkmenistan arasında ticaret yaptığını, müvekkili ile davalı arasında Türkmenistan’da futbol stadyumundaki saha aydınlatma projesi için malzeme, montaj, işçilik ve çalışır vaziyette teslim etme üzerine anlaşıldığını, iş karşılığı için davalıya 31/05/2017 tarihli, 110.000,00 USD bedelli çekin ve 15/06/2017 tarihinde de 32.272,00 USD bedelli çekin verildiğini, yazışmalardan görüleceği üzere, anlaşılan bu malzemelerin bir kısmının hemen, bir kısmının da 4-6 hafta içinde teslim edileceğini, fakat çekler teslim edildikten sonra hiçbir malzeme teslim edilmediğini, davalı şirket sahibinin müvekkilini oyaladığını, daha sonrasında işyerini kapattığını, müvekkilinin çekleri verdiğini ancak çek bedelleriyle ilgili herhangi bir malzeme almadığını, çeklerin karşılıksız çıkma tehlikesinin ortaya çıktığını beyanla çeklerin müvekkiline iadesine, mümkün olmadığı takdirde iptaline, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/03/2018 tarih 2017/455 Esas 2018/211 Karar sayılı kararında; “…Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde, davacı, davalı ile yaptıkları sözlü anlaşma uyarınca, davalıya dava konusu çekleri verdiğini ancak sözleşme konusu malların kendisine teslim edilmediğinden bahisle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş,davalı davaya cevap vermemiştir. Mal satış ilişkisinde alıcı ve satıcının edimlerini aynı anda ifa ettikleri kabul edilir. Peşin satış karinesinin aksini iddia eden tarafın bu iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerekir. Davacının çeklerin avans olarak verildiğini,malların teslim alınmadığını kanıtlaması gerekir.Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan deliller çeklerin avans olarak verildiğini ve davalının sözleşmeye konu malları teslim etmediğini kanıtlamaya yeterli görülmemiştir.Davacı vekili,dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından,davacı vekiline yemin delili hatırlatılmış ancak davacı vekili yemin deliline dayanmamıştır. Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı,davalı ile yaptıkları sözlü anlaşma uyarınca,davalıya dava konusu çekleri verdiğini ancak sözleşme konusu malların kendisine teslim edilmediğinden bahisle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş ise de;dava konusu çeklerin avans çeki olduğu ve davalının malları teslim etmediği usulüne uygun deliller ile ispat edilemediğinden ve davacı vekili yemin deliline de dayanmadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.”gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili şirketin yıllardan beri Türkmenistan’da işler yapan bir şirket olduğunu ancak son birkaç yıldan beri Türkiye’de de bir şirket kurarak Türkiye ile Türkmenistan arasında ticaret yaptığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Türkmenistan’daki futbol stadyumundaki saha aydınlatma projesi için malzeme, montaj, işçilik ve çalışır vaziyette teslim etme üzerine anlaşıldığını, davalı firmanın daha önce Türkmenistan’da çalışmaları olduğu için sözleşme yapılmadığını, proforma fatura üstünden anlaşıldığını ve işlemlere başlanıldığını, aydınlatma işleri için tarafların 142.272 USD’ye anlaştığını, iş karşılığı için … ‘ne 31.05.2017 tarihli 110.000 USD bedelli, 15.06.2017 tarihinde de 32.272 USD bedelli olmak üzere iki adet çekin verildiğini, anlaşılan malzemelerin bir kısmının hemen, bir kısmının da 4-6 hafta içinde teslim edilmesi gerektiğini fakat çekler teslim edildikten sonra hiçbir malzeme tesliminin olmadığını, davalı şirket sahibinin müvekkillerini oyaladığını, daha sonra da telefonlarına çıkmadığını ve işyerini de kapattığını, müvekkilinin çekleri verdiğini ancak herhangi bir malzeme almadığını, yerel Mahkemenin davayı reddettiğini ancak davayı açtıkları tarihte dava konusu çeklerin vadesinin dahi gelmediğini, peşin satış olma ihtimalinin ortadan kalktığını, bununla beraber dosyada atanan bilirkişinin de tüm ticari defterleri incelediğini ve malların tespit edildiğine dair bir belge ve bilgiye ulaşamadığını, davalının da böyle bir iddiasının olmadığını, hatta davalının ticari merkezini terk etmesinden kaynaklı tebliğatı almadığını, bu delillere göre bu peşin satın alınma ihtimalinin olmadığını, olayların müvekkili olan şirket ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişkiyi ve müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak davalı şirket yetkilisi tarafından dolandırıldığını açıkça gösterdiğini, belirtilen işin zamanında ve hemen yapılmaması, tarafların anlaştığı hiçbir süreye uyulmaması, hiçbir malzemenin verilmemesi nedenleriyle, verilen çeklerin ve ödemelerin işveren müvekkili şirket tarafından ödenmeyeceğini yine kanunen feshedilecek olan sözleşme neticesinde oluşacak zarar ve ziyanların tamamından davalı şirketin sorumlu olacağını beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, avans olarak verildiği iddia edilen çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, çeklerin iadesi ve kötü niyet tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı tarafından, … Bankası A.Ş.’ye ait lehtarı davalı olan, 31.05.2017 tarihli ve 110.000 USD bedelli çek ile 15.06.2017 tarihli ve 32.273 USD bedelli çekin davalıya aralarında yaptıkları yazılı olmayan saha aydınlatma projesi için verildiği, davalı tarafından herhangi bir mal teslim edilmediği, çeklerin karşılıksız kaldığı iddia edilmiş, davalı tarafından davaya cevap verilmemiş, Mahkemece taraflar arasındaki ticari ilişkide peşin satış hükümlerinin geçerli olduğu, davacı tarafından peşin satış yapılmadığı ve malların teslim edilmediği iddiasının yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiği, sunulan delillerin bu iddianın ispatını sağlamadığı ve davalıya yemin de teklif edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı tarafından dosyaya çek tahsilat makbuzu, davalı tarafından düzenlenen 01.02.2017 tarihli ve 2.350 USD bedelli fatura, 31.01.2017 tarihli ve 140.003,64 USD bedelli proforma fatura sunulmuş, ilgili bankaca dava konusu çeklerin yargılama sırasında ibraz edilerek tahsil edildikleri bildirilmiş ve alınan bilirkişi raporunda davacının usulüne uygun şekilde tutulmuş ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı tarafından dava konusu çeklerin davalıya avans mahiyetinde verildiği, davalı tarafından düzenlenen 2.773 USD bedelli faturanın defterlere kaydedildiği ve davacının 139.500 USD alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davacı davaya konu çeklerin avans çeki olduğunu iddia etmiş olduğundan ispat yükü kendisine ait olup, çeklerin avans çeki olduğu, peşin satış yapılmadığı ve malların teslim edilmediği iddiasını ispatlayamamıştır. Davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 24/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.