Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1626 E. 2022/1987 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1626 Esas
KARAR NO: 2022/1987 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/511 Esas – 2020/372 Karar
TARİH: 02/07/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında, araç alım satımını ihtiva eden 27/09/2016 ve 11/11/2016 tarihli 2 adet sözleşmenin akdedildiğini, davalının sözleşmeler uyarınca edimini yerine getirmediğini, sözleşmeler uyarınca edimini yerine getirmeyen davalı yana yönelik Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlattıkları icra takibine davalı yan tarafından itiraz edildiğini, icra takibine yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili ile davalı arasında akdedilen 27/09/2016 tarihli protokol ile davalıya ait 15 adet aracın 738.500,00-TL bedel karşılığında müvekkiline satışı hususunda anlaşıldığını, protokol ile satışa konu araçların marka, model, plaka gibi özelliklerinin belirtildiğini, her bir araç için anlaşılan bedellerin ayrı ayrı yazılmadığını, anlaşılan toplam bedelin kararlaştırıldığını, protokolde müvekkilinin anlaşılan bedelin 100.000,00 TL kısmını nakit olarak ödediğini, kalan bedelin müvekkil tarafından davalıyla tanzim edilen … Bankası Şanlıurfa Merkez Şubesi’ne ait 02/11/2016 tarih ve … seri numaralı 106.000,00-TL bedelli, 17/11/2016 tarih … seri numaralı 106.000,00-TL bedelli, 27/11/2016 tarih … seri numaralı 106.000,00-TL bedelli 07/12/2016 tarih … seri numaralı 106.000,00-TL bedelli, 17/12/2016 tarih … seri numaralı 106.000,00-TL bedelli ve 02/01/2017 tarih … seri numaralı 108.500,00-TL bedelli çekler ile ödendiğinin belirtildiğini, bilgileri verilen çeklerin sürelerimde ödendiğini, ödemelerin yapıldığına ilişkin çek sahibi olan … Bankası Şanlıurfa Merkez Şubesi’ne müzekkere yazılmasını talep ettiklerini, protokol ile devri kararlaştırılan araçlardan olan … plakalı … Marka 15800 km 2015 modeldeki aracın davalı tarafından teslim edilmeyeceğinin belirtilerek tarafların anlaşması ile … plakalı 48.000,00-TL bedelli aracın devri olarak şifahen değiştirildiğini, ancak protokol gereğinin davalı tarafından yerine getirilmediğini, müvekkili adına devri taahhüt edilen … plakalı 48.500,00-TL bedelli … marka 54146 km 2014 modeldeki araç ile sonradan şifahen değiştirilen … plakalı 48.000,00-TL bedelli araçların müvekkili adına tescilinden davalı şirketçe imtina edildiğini, taraflar arasında tanzim edilen 11/11/2016 tarihli oto satış sözleşmesi ile … ve … plakalı 2015 model … marka araçların devri hususunda anlaşıldığını, satış bedelinin müvekkili tarafından 11/11/2016 tarihinde peşin olarak ödendiğini, mezkur sözleşmeye ilişkin olarak … plakalı aracın müvekkiline devredilmişse de 57.000,00-TL bedelli … 2015 model … marka aracın müvekkiline tescilinden davalı tarafından imtina edildiğini, davalının, müvekkili ile pek çok araç satış sözleşmesi akdettiğini ve mezkur plakalı araçlar dışında kalan araçların müvekkil adına tescilini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini zamanında ve eksiksiz yerine getirdiğini, davalı şirketin herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını, buna rağmen davalı şirketin 27.09.2016 tarihli protokol gereği … ve … plakalı, 11/11/2016 tarihli oto satış sözleşmesi gereği … plakalı araçları müvekkili adına tescil etmediğini, bahsi geçen tescili yapılmamış araçların müvekkili adına tescili, tescili yapılmayacak ise müvekkili tarafından ödenen araçlar bedelinin toplamının 153.500,00-TL’nin ödemelerin yapıldığı tarih itibariyle işleyecek olan ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesi için davalı şirkete Ankara … Noterliği’nin 04/12/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, araçların müvekkili adına tescilinin gerçekleştirilmemesi veya yapılan ödemelerin müvekkile iade edilmemesi halinde hukuki sürecin başlatılacağının davalıya bildirildiğini, davalı tarafından gönderilen Bakırköy … Noterliği’nin 11/12/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalının sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmediğini belirterek ödemenin yapılması hususunu ihtar ettiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin birden fazla araç satımını içerdiğinden ve taraflar arasında sık sık gerçekleştirilen araç alım satımından gelişen güven ilişkisi nedeniyle araç bedellerinin her bir araç için ayrı ayrı yazılmaksızın tanzim edildiğini, buna göre; … plakalı aracın 48.500,00-TL bedelle, … plakalı aracın 48.000,00-TL bedelle, … plakalı aracın 57.000,00-TL bedelle satın alındığını, 27/09/2016 tarihli protokol ile müvekkiline devri kararlaştırılan … ve … plakalı araçlar için faiz başlangıç tarihinin son çek tarihi olan 02/01/2017 olarak icra takibinde talep edildiğini, 11/11/2016 tarihli sözleşme uyarınca devredilmesi gereken … plakalı araç için ise faiz başlangıç tarihinin bütün ödeme sözleşme tarihinde yapıldığını ve bu hususun sözleşme metninden anlaşıldığını, bu nedenle icra takibinde 11/11/2016 tarihi olarak belirtildiğini, davalının icra takibinde belirtilen faiz başlangıç tarihlerine itiraz etmekte haksız olduğunu, tarafların araç bedellerini her bir araç için ayrı ayrı şifahen kararlaştırdığını, akabinde o tarihte alınacak araçların toplam bedeli üzerinden sözleşme tanzim ettiklerini, bu nedenle müvekkili adına tescili yapılmayan; …, …, … plakalı araçların marka, model, kilometre gibi değerine etki edecek tüm hususların nazara alınarak ayrı ayrı bedellerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini talep ettiklerini, davalı tarafla akdedilen sözleşn ;reği davalıya sözleşme içeriğinde belirtilen 153.000,00-TL meblağı ödediğini, fakat davalının söz konusu araçların müvekkili adına tescilden imtina ettiği için sebepsiz zenginleştiğini ve müvekkilinin bu oranda zararının doğduğunu, müvekkili tarafından söz konusu araçların adına tescili için defalarca görüşüldüğünü, ve son olarak başlatılan icra takibine davalının itiraz etmesi nedeni ile sonuç alınamadığını, neticeten; Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın, harca esas alınması gereken dava değerini belirtmeksizin huzurda görülen davayı ikame ettiğini, davacı tarafa HMK md. 119 gereğince, harca esas değeri belirtmesi ve eksik olan harcı tamamlaması için bir haftalık kesin süre verilmesi; kesin süre içinde belirtilen hususların gereği yerine getirilmediği takdirde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde araçlarının bedellerinin şifahen kararlaştırıldığını iddia ederek protokol kapsamında yer alan araçların bedellerini ayrı ayrı belirttiğini, davacı tarafın bu iddiasının ve araçların belirtilen bedellerinin somut gerçekleri yansıtmadığını, tarafların satımı gerçekleştirilecek olan araçların bedellerini ayrı ayrı belirtmediğini, toplam bedel üzerinden uzlaşmaya vardıklarını, protokol kapsamında yer alan araçların bedellerinin ayrıca şifahen kararlaştırmadığını, dava konusu araçların bedelinin belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiğini, takibin likit ve belirli olmayan alacağa istinaden ikame edildiğini, bu nedenle takibin iptal edilmesi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu protokollerin gereğini yerine getirdiği ve müvekkili şirket tarafından tescil edilmesi gereken araçların bedelini tam olarak ödemiş olduğu iddiasının somut gerçekleri yansıtmadığını, davacı taraf adına tescil edilmesi gereken araçlara karşılık olarak, davacı tarafça müvekkili şirket lehine keşide edilen çeklerin ilgili banka şubesine ibraz edilmesi neticesinde tam olarak karşılığının bulunmadığının anlaşıldığını, çeklerin bedelinin tam olarak müvekkili şirkete ödenmediğini, müvekkili şirketin çeklerde yazan bedelleri tam olarak tahsil edemediğini, davacı tarafın borcunun gereğini tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getiremediğini, bu hususun çeklerin ibraz edildiği bankaya yazılan müzekkere neticesinde ortaya çıkacağını, davacı tarafın borcunun gereğini tam olarak yerine getirmemesine karşın mezkur takip dosyasını başlattığım, davacı tarafın, müvekkili şirketin kötü niyetli olduğu ve davacı tarafın başlatmış olduğu icra takibine müvekkili şirketin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz ettiği iddiasının gerçekleri yansıtmadığını, müvekkili şirketin taraflar arasında akdedilen protokol gereğince dava konusu araçları davacı tarafa fiili olarak teslim ettiğini, davacı tarafın borcunu tam olarak ödememiş olmasından ötürü bu araçları davacı taraf adına tescil ettirmediğini, davacı tarafın dava konusu araçları fiili olarak teslim aldığını, bu araçların, araçlar adına tescil edilmemiş olmasına rağmen dava dışı üçüncü kişilere devrettiğini, davacı tarafın bu devir işlemini gerçekleştirirken üçüncü kişilere hitaben, müvekkili şirketin araçlarım kendileri adına vaat tescil edeceğini vaat ettiğini, araçların bedelini üçüncü kişilerden nakit olarak aldığını, üçüncü kişilerin bu hal üzerine defaatle ve ısrarla müvekkili şirketle iletişime geçerek müvekkili şirketten araçların adlarına tescil işlemini yapmalarını istediklerini, ancak davacı tarafın borcunu tam olarak ifa etmemiş olmasından ötürü araçların tescil işleminin gerçekleştirilmediğini, davacı tarafın araçların bedelini ödemediğini ve araçların adına tescil edilmediğini, buna rağmen araçları üçüncü kişilere devrettiğini, davacı tarafın araçların bedelini ödememekle birlikte, araçları devrettiği üçüncü kişilerden araçların bedelini peşin olarak aldığını, araçların müvekkili şirket tarafından kendileri lehine tescil edileceğini vaat ettiğini, neticeten; huzurda görülmekte olan davanın reddine, davacı taraf aleyhine %40’tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/07/2020 tarih ve 2018/511 Esas – 2020/372 Karar sayılı kararında; “…Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları karşılıklı olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşmeler ile toplam 17 adet aracın davalı tarafından davacıya satımı konusunda tarafların anlaştıkların, bu araçlardan 14 adedi davacı ya da davacının bulduğu başka alıcılar adına tescilinin yapıldığı, dava konusu 3 aracın ise tescilinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf davacının sözleşmelere konu borcunu tam olarak ifa etmemesi nedeniyle dava konusu araçların tescillerinin davacı adına yapılmadığını, buna rağmen söz konusu araçların davacıya fiilen teslim edildiğini ve davacının araçları fiilen 3. kişilere devrettiğini savunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmelerde her bir aracın değeri ayrı ayrı tespit edilmemiş olup, yapılan bilirkişi incelemesinde dava konusu 3 adet aracın protokol tarihindeki rayiç bedellerinin toplam 153.500,00-TL olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki protokol hükümlerine göre satış bedelinin 100.000,00-TL nakit ve 6 adet çek ile beraber toplamda 638.500,00-TL olduğu ve satış bedelinin 11/11/2016 tarihinde peşin olarak ödendiği 11/11/2016 tarihli toplu satış sözleşmesinde belirtilmiştir. Davalı taraf davacının ödeme yükümlülüklerini tamamen yerine getirmediği iddiasında bulunmuşsa da davacı tarafça verilen çeklerin kendisince bankaya ibraz edildiği ve fakat bunların karşılıksız çıktığını ispata yönelik herhangi bir delil sunmamıştır. Yine davalı taraf dava konusu araçların davacıya fiilen teslim edildiğini, davacının araçları haricen satıp 3. kişilere teslim ettiğini iddia etmişse de bu iddiasını ispata yönelikte de bir delil sunmamıştır. Buna göre davacı tarafça sözleşme kapsamındaki ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı tarafça sözleşmeye konu 3 adet aracın tescil edilmemesi nedeniyle davacının bu araçlara ilişkin satış bedelinin ödenmesine yönelik davalıya noter ihtarnamesinin gönderilmesi ve ardından icra takibi yapması nedeniyle söz konusu araçlara ilişkin sözleşmeden döndüğünün kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle 3 adet araç bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte talep edebileceği 27/09/2016 tarihli sözleşmeye konu … ve … plakalı araçlar için toplam 96.500,00-TL bedele 02/01/2017 tarihli olan son çekin ödeme tarihinden itibaren icra takip tarihine kadar 9.975,85-TL işlemiş faiz ve 11/11/2016 sözleşmeye konu … plakalı araç için 57.000,00-TL bedele 11/11/2016 tarihinden icra takip tarihine kadar 6.684,23-TL işlemiş faiz talep edebileceği, buna göre davacının 153.500,00-TL asıl alacak ve 16.660,08-TL işlemiş faiz yönünden icra takibinde haklı olduğu, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, dava konusu araçların bedelleri taraflar arasındaki sözleşmede tek tek belirtilmemiş olup bilirkişi raporuyla piyasa rayiçlerine göre tespit edildiğinden alacağın likit olmadığı anlaşılmakla icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. …”gerekçesi ile, 1-Davanın kısmen kabulüne, Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının asıl alacak olan 153.500,00 TL ve işlemiş faiz olarak 16.660,08 TL yönünden iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, işlemiş faize ilişki fazlaca talebin reddine, 2-İcra inkar tazminatı talebinin alacağın likit olmaması nedeniyle reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiğini, Müvekkili şirket tarafından toplu şekilde alınan ve bedelleri müvekkili tarafından çek ile ödenen araçların 3 tanesinin, davalı tarafından müvekkiline devredilmemesi sonucu müvekkilinin ödediği ve davalının tahsil ettiği bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptalini talep ettiğini, araçların bedellerinin sözleşmede tek tek belirtilmemiş olması ve bilirkişi raporuyla belirlenmesi nedeniyle icra inkar tazminatının reddine karar verildiğini, taraflarca araç bedellerinin şifahi olarak ayrı ayrı belirlendiğini, bu nedenle de dava öncesi gönderilen ihtarnamelerde ve davada dilekçesinde belirtilen araçlara ilişkin bedeller bilirkişi tarafından da aynı miktarlarla tespit edildiğini, taraflarca imzalanan protokolde araç bedellerinin ayrı ayrı belirtilmemişse de şüphesiz ki taraflar aldıkları ve sattıkları araçların bedellerini ayrı ayrı kararlaştırdıklarını ve bu bedelleri tarafların bildiklerini, Davalı şirketin ana faaliyet konularından biri araç alım satımı olduğunu, bu nedenle, sattığı aracın bedelleri ayrı ayrı yazmasa da davalı tarafından bilindiğini, ana faaliyet konusu doğrultusunda davalının, bir aracın rayic bedelini de bilebilecek durum da olduğunu, bu nedenle icra takibine itiraz edildiği tarihte araç bedellerinin davalı şirket tarafından da bilindiğini, Dava açılmadan önce davalıya gönderilen ihtarnameye davalı tarafından verilen cevabi ihtarnamede ve yargılama esnasında davalı tarafından verilen dilekçelerde, davalı tarafından araç bedellerine yönelik bir itirazda bulunulmadığını, davalının araç bedellerini, bilirkişi raporu düzenlenmeden de sattığı araçlar olması sebebiyle bildiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının icra inkar tazminatının reddine ilişkin olan kısmının kaldırılmasını, davalının istinaf taleplerinin reddine ve yargılama gideri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Davacı tarafın, müvekkili şirket ile aralarında akdedilen protokol gereklerini yerine getirilmediğini, müvekkili şirkete eksik ödeme yaptığını, Davacı ile müvekkili arasındaki ilişkinin tüm dosya kapsamı ile sabit olacağı üzere sözlü şekilde ilerlemiş olduğunu, taraflar arasındaki ilişkide sözlü iletişim ve güvenin ticari teamül haline geldiğini, davacı ile müvekkili şirket arasındaki ticari teamül, davacı tarafın dava dilekçesinde; ”sonradan şifahen değiştirilen …” ve ”…Taraflar araç bedellerini her bir araç için ayrı ayrı şifahen kararlaştırmış…” denilmek sureti ile kabul ve ikrar edildiğini, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde taraflar arasındaki ticari teamülün dikkate alınması gerektiğini, davacı tarafından dava konusu edilen …, … ve … plakalı araçlar yerine davacı ile müvekkili arasında şifahen görüşme yapılarak, …, … ve … plakalı araçların devredilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin işbu değişiklik gereği devrini taahhüt ettiği araçları da davacıya devir ve teslim ettiğini, işbu değişikliğin gereği şifahen değiştirilip teslim edilen araçlara ilişkin satış sözleşmeleri ve faturaların ilk derece mahkemesi dosyasına ibraz edildiğini, ilk derece mahkemesince işbu iddiaların dinlenip değerlendirilmediğini, Yerel mahkemece alınan bilirkişi raporlarına itiraz edildiğini yerel mahkeme tarafından itirazların dinlenilmediğini ve işbu itirazları karşılar nitelikte bilirkişi raporu alınmadığını, Taraflar arasında şifahen yapılan anlaşma neticesinde farklı plakalı dört aracın teslim edildiğini, taraflar arasındaki ilişkinin sözlü ve şifahen anlaşma şeklinde olduğunun tüm dosya kapsamı ile sabit iken yerel mahkeme tarafından işbu hususun göz ardı edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Davacının dava konusu ettiği …, … ve … plakalı araçlar yerine davacı ile müvekkilinin şifahen anlaşarak …, … ve … plakalı araçların devredilmesi hususunda mutabık kaldığını ve müvekkili tarafından değişiklik gereği devri taahhüt edilen araçların davacıya teslim edildiğini ancak davacıya fiilen teslimi sağlanan bu araçlar bakımından müvekkilinin, davacıdan alacaklı olup, bu alacağının müvekkiline ödenmediğini, araçların müvekkiline iadesinin de sağlanmadığını,Yerel mahkemece alınan kök raporda, protokoller kapsamında tamamı davacıya teslimi gereken 17 aracın sadece 4 adetinin davacıya teslim edildiğini ancak teslim edilmeyen 10 araç için davacının talebinin olmadığını, protokol kapsamındaki diğer 9 aracın …, …, …, …, … ve … isimli şahıslara fatura edilmiş olduğunu ve davacının da bu teslimlere itirazının olmadığı belirttiğini, Sunulan delillerin ve bulunulan itirazların değerlendirilmemesi, hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup, müvekkilinin adil yargılanma hakkını ihlal eder nitelikte olduğunu, Müvekkili tarafından şifahen değiştirilen araçlara ilişkin delillerin dosyaya ibraz edildiğini ancak alınan bilirkişi raporlarında değerlendirilmeye tabi tutulmadığını, bilirkişi incelemesi esnasında bilirkişilere sunulmuş olan faturaların bilirkişiler tarafından dikkate alınmadığını, teslim edilmiş olan 20 adet araç faturası ve satış sözleşmesinin bilirkişiler tarafından değerlendirmeye alınmış olması halinde müvekkili şirketin davacıya olan borcunu tamamıyla yerine getirdiğini hatta davacıya fazladan teslim etmiş olduğu 3 araç bakımından da alacaklı olduğunun ispat edileceğini, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; “davacının sözleşmeler ile üstlenmiş olduğu satım bedellerinin tamamını davalıya ödediği, bu nedenle de davalının, davacı adına tescilini yapmamış olduğu dava konusu 3 adet aracın bedelini davalıya ödemekle yükümlü olduğu” kanaatine vardıklarını ve 16.660,08-TL de işlemiş temerrüt faizi alacağının bulunduğuna kanaat getirdiklerini, bilirkişilerin hakimin yerine geçerek hüküm kurduğunu, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı ile davalı arasında 27/09/2016 ve 11/11/2016 tarihli araç alım satımına ilişkin yapılan 2 adet sözleşme konusu araçların bedelinin davalı tarafa ödendiği halde davalı tarafça sözleşme konusu araçlardan 3 adedinin teslim edilmediği iddiasıyla araç bedellerinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, davacı ile davalı yan arasında, araç alım satımını ihtiva eden 27.09.2016 ve 11.11.2016 tarihli 2 adet sözleşme akdedildiği,taraflar arasında akdedilen 27.09.2016 tarihli protokol ile davalıya ait 15 adet aracın 738.500,00 TL bedel karşılığında davacıya satışı hususunda anlaşıldığı, Protokol ile satışa konu araçların marka, model, plaka gibi özellikleri belirtilmiş, ancak her bir araç için anlaşılan bedeller ayrı ayrı yazılmayıp anlaşılan toplam bedelin kararlaştırıldığı, 27.09.2016 tarihli Protokolde anlaşılan bedelin 100.000,00 TL.lik kısmını davacı tarafça nakit olarak ödediği, kalan bedelin davacı tarafından davalıya tanzim edilen … Bankası Şanlıurfa Merkez Şubesi’ne ait 02.11.2016 tarih … seri numaralı 106.000,00 TL bedelli, 17.11.2016 tarih … seri numaralı 106.000,00 TL bedelli, 27.11.2016 tarih … seri numaralı 106.000,00 TL bedelli, 07.12.2016 tarih …seri numaralı 106.000,00 TL bedelli, 17.12.2016 tarih … seri numaralı 106.000,00 TL bedelli ve 02.01.2017 tarih … seri numaralı 108.500,00 TL bedelli çekler ile ödenmesinin kararlaştırılıp çeklerin davalıya verildiği, Protokol ile devri kararlaştırılan araçlardan olan … plakalı … Marka 15800 km 2015 modeldeki araç davalı tarafından teslim edilemeyeceği belirtilerek tarafların anlaşması ile … plakalı 48.000,00 TL bedelli aracın devri olarak şifahen değiştirildiği, protokol gereği davalı tarafından yerine getirilmeyip davacı adına devri taahhüt edilen … plakalı 48.500,00 TL bedelli … marka 54146 km 2014 modeldeki araç ile sonradan şifahen değiştirilen … plakalı 48.000,00 TL bedelli araçların davacı adına tescil edilmediği , yine taraflar arasında tanzim edilen 11.11.2016 tarihli oto satış sözleşmesi ile … ve… plakalı 2015 model … marka araçların devri hususunda tarafların anlaştığı, sözleşmede satış bedelinin miktar olarak belirtilmediği ve satış bedelinin davacı tarafından 11.11.2016 tarihinde peşin olarak ödendiğinin belirtildiği, sözleşmeye konu … plakalı araç davacıya devredilmişse de 57.000,00 TL bedelli … plakalı 2015 model … marka aracın davacıya devredilmediği, davacı tarafça davalı muhataba gönderdiği Ankara … Noterliği’nin 04.12.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, tescili yapılmamış …, … ve … plakalı araçların davacı adına tescili, tescili yapılmayacak ise davacıl tarafından araç bedeli olarak ödenen toplam 153.500,00 TL’nin ödemelerin yapıldığı tarih itibariyle işleyecek olan ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesinin ihtaren bildirildiği, davalı tarafından davacıya gönderilen Bakırköy …. Noterliği’nin 11.12.2017 tarihli … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile, taraflar arasında imzalanan sözleşmelere konu araçların tamamının davacıya teslim edildiği halde sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmediği gibi araçların geri teslimininde yapılmadığı belirtilerek firma yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ihtaren bildirildiği, davacı tarafça teslim edilmediği iddia olunan 3 adet araç bedelinin tahsili talebiyle toplam 170.219, 81 TL. Üzerinden icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine tevzi formuna göre 170.219,81 TL. Üzerinden itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE, Davacı vekili istinaf dilekçesinde İcra İnkar Tazminatı Talebinin Reddine İlişkin Kararın yerinde olmadığını ileri sürmüş ise de, mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere, davaya konu alacak ve miktarı yargılama ile belirlenip alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı koşulları oluşmamıştır. Bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE, HMK’nın 146.maddesine göre hakim delillerden davanın yeterince aydınlandığı kanaatine varırsa tahkikatı bitirebilir. İlk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde, davalı vekilinin eksik inceleme ile adil yargılanma hakkı ihlal edilmek suretiyle hüküm kurulduğuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde davacı tarafından dava konusu edilen …, … ve … plakalı araçlar yerine davacı ile müvekkili arasında şifahen görüşme yapılarak, …, … ve … plakalı araçların devredilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin işbu değişiklik gereği devrini taahhüt ettiği araçları da davacıya devir ve teslim ettiğini, işbu değişikliğin gereği şifahen değiştirilip teslim edilen araçlara ilişkin satış sözleşmeleri ve faturaların ilk derece mahkemesi dosyasına ibraz edildiğini, ilk derece mahkemesince işbu iddiaların dinlenip değerlendirilmediğini ileri sürmüş ise de; Davalı tarafça davadan önce davacı muhataba gönderdiği Bakırköy … Noterliği’nin 11.12.2017 tarih … yevmiye sayılı cevabi ihtarnamesinde, dava konusu araçların da içinde yer aldığı 15 adet aracın devri konusunda anlaşıldığını kabul ederek, araçların teslim edildiğini ancak bedellerinin ödenmemesi nedeniyle devir işlemlerinin yapılmadığını iddia etmiştir. Bu ihtarnamede araç plakalarına bir itirazı olmamıştır. Davalı taraf cevap dilekçesinde, çeklerin karşılıksız olduğunu, ödemenin bu suretle eksik yapıldığını ve araçların teslim edildiğini savunmuştur. Davalı tarafça davacı şirket ve yetkilileri hakkında …, …, … Plakalı araçları satıp teslim ettiği halde satış bedelinin ödenmediği iddiasıyla BÜYÜKÇEKMECE CBS’ ye şikayet te bulunduğu, CBS TARAFINDAN 2017/33551 soruşturma, 2017/18446 karar sayılı KARARI ile kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği, karar örneğinin davalı tarafça dosya içerisine ibraz edildiği, buna göre dava dilekçesinde belirtilen dava konusu araçların satış sözleşmesine konu olduğu davalı tarafında kabulünde olduğu ve satış bedellerinin ödenmediği iddia edilmiştir. Davalı taraf ilk defa kök bilirkişi raporuna karşı verdiği itiraz dilekçesinde ve daha sonra istinaf dilekçesinde, dava konusu …, … ve … plakalı araçlar yerine …, …, … plakalı araçların devredildiğini savunmuştur. Davalının, bilirkişi raporu tanzim edildikten sonra ilk defa ileri sürdüğü hususlara, ” savunmanın genişletilme yasağı” doğrultusunda davacı tarafça muvafakat edilmediği belirtilmiştir. Davalı tarafın bu iddiası, savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olup, bu hususta usulünce yapılmış bir ıslah ya da davacının açık muvafakatı bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. HMK 282 maddesinde “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” yasal düzenlemesi yer almaktadır. Davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yargılama aşamasında verilen itiraz ve beyan dilekçeleri ile de ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi ek raporlarında bu iddialar ve itirazlar değerlendirilmiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı; Taraflar arasındaki sözleşmelerde her bir aracın değeri ayrı ayrı tespit edilmemiş olup, yapılan bilirkişi incelemesinde dava konusu 3 adet aracın protokol tarihindeki rayiç bedellerinin toplam 153.500,00-TL olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki 27/09/2016 tarihli protokol hükümlerine göre satış bedelinin 100.000,00-TL nakit ve 6 adet çek ile beraber toplamda 738.500,00-TL olduğu,11/11/2016 tarihli oto satış sözleşmesinde ise satış bedelinin gösterilmediği ve satış bedelinin 11/11/2016 tarihinde peşin olarak ödendiği belirtilmiştir. Davalı taraf davacının ödeme yükümlülüklerini tamamen yerine getirmediği iddiasında bulunmuşsa da davacı tarafça uyap sisteminden cevaba cevap dilekçesi olarak gönderilen beyan dilekçesi ekinde çeklerin ödendiğine dair banka dekontlarının ibraz edildiği, davalı tarafça kendisine teslim edilen çeklerin karşılıksız çıktığını ispata yönelik herhangi bir delil sunmamıştır. Yine davalı taraf dava konusu araçların davacıya fiilen teslim edildiğini, davacının araçları haricen satıp 3. kişilere teslim ettiğini iddia etmişse de bu iddiasını ispata yönelikte de bir delil sunmadığı, dava konusu araçların trafik kaydına göre davalı adına kayıtlı olduğu, … Plakalı aracın KTK. 34 maddesi uyarınca 12/04/2018 tarihinde trafikten men edildiğinin anlaşıldığı, buna göre davacı tarafça sözleşme kapsamındaki ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı tarafça sözleşmeye konu 3 adet aracın tescil edilmemesi nedeniyle davacının bu araçlara ilişkin satış bedelinin ödenmesine yönelik davalıya noter ihtarnamesinin gönderilmesi ve ardından icra takibi yapması nedeniyle TBK. 230 maddesi uyarınca söz konusu araçlara ilişkin sözleşmeden döndüğünün kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde; mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davalı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 11.623,63.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 2.905,91.TL harcın mahsubu ile bakiye 8.717,72.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran taraflara ayrı ayrı iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 29/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.