Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1624 E. 2020/1391 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1624
KARAR NO: 2020/1391
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2020
DOSYA NUMARASI: 2020/154 Esas – 2020/277 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Simsarlık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, emlak alım satım komisyonculuğu yaptığını, davalı ile aralarında 19/08/2019 tarihli Paylaşımlı Gayrimenkul Görme Formu ve Hizmet Bedeli sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmeden sonra müvekkilinin davalı tarafa birden fazla taşınmaz gösterdiğini ve en sonunda Sarıyer ilçesindeki … No:… deki taşınmazı davalının beğenerek satın aldığını ancak emlak komisyon bedelini ödemediğini, bu nedenle davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki itirazında bulunduklarını, davaya bakmaya İstanbul Anadolu Adliyesi Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının icra takibine konu ettiği belgenin, davalı müvekkili ile 19.08.2019 tarihinde yapılan ”Paylaşımlı Gayrimenkul Görme Formu ve Hizmet Bedeli Sözleşmesi”ne ilişkin bir belge olduğunu, ancak davacının takip alacağına konu ettiği “İstanbul ili Sarıyer İlçesi … Sitesi N: … ” kısmının, belgeye sonradan davacı tarafça eklendiğini, üstelik bu takip konusu edilen taşınmazı davalıya gösterenin davacı değil, bir başka emlakçı olduğunu, söz konusu belge üzerinde ”… Sitesi; …” ibareleri dışında yazılı tüm hususların davacı tarafından müvekkilinin rızası hilafına sonradan doldurulduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/07/2020 tarih ve 2020/154 Esas – 2020/277 Karar sayılı kararı ile; “… Somut olayda dava konusu ihtilaf davacı ile davalı arasındaki emlak alım satımına ilişkin sözleşmeden kaynaklı alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, tarafların tacir olmaması ve dava konusu alacağın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve ticari iş niteliğinde olmaması, dava konusu taşınmazın mesken niteliğinde olması, işyeri/ticarethane olmaması, her ne kadar sözleşmeye konu taşınmazın davalının yetkilisi olduğu şirket adına devri gerçekleşmiş ise de dava konusunun taraflar arasında akdedilen Paylaşımlı Gayrimenkul Görme Formu ve Hizmet Bedeli Sözleşmesi olması ve bu sözleşmeyi davalının şirket yetkili sıfatıyla değil şahsi olarak imzaladığı, sözleşmede ve imza üzerinde şirket kaşesi ve ünvanının yazılmamış olması yada şirket adına alındığına dair bir kayıt düşülmemesi nedeniyle sözleşmenin tarafının davalı olduğu ve sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğunun davalıya ait olup dava dışı şirkete yüklenemeyeceğinin tartışmasız olması yanı sıra mahkememizin de dava konusu edilen sözleşmeyle bağlı olması nedeniyle somut olayda dava TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan değildir. Bu itibarla davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkememizin görev alanında değildir. Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Somut olayda; davacının simsar olup bu hukuki işlem içerisinde müvekkilinin tüketici konumunda bulunduğunu, bu nedenle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin, tüketici işlemi olduğunun kabulü gerektiğini, dava tarihi itibari ile uyuşmazlığa konu hususun 6502 sayılı Tüketici Kanunu’nda açıkça yer alması karşısında davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmesi gerekirken, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, Yerel Mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve dosyanın yetkili Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Somut olayda; davacı simsar olup, bu hukuki işlem içerisinde davalı tüketici konumundadır. Bu nedenle, taraflar arasındaki hukuki ilişki tüketici işlemi olup, simsarlık, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinde açıkça düzenlenmiş olduğundan, davaya bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi sonucu itibarı ile doğru olmakla birlikte davaya bakacak görevli mahkemenin hatalı belirlendiği görülmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemeleri’ ne gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 14/07/2020 tarih ve 2020/154 Esas 2020/277 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMELERİ’ NE gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davalı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, avansın yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/12/2020 tarihinde HMK’ nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.