Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1619 E. 2022/1986 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1619 Esas
KARAR NO: 2022/1986 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/641 Esas – 2020/377 Karar
TARİH: 25/06/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin, davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı tarafın takip dosyasına yaptığı hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli itirazının iptali ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin ticari faaliyeti gereği davalı ile pirinç, bulgur, yağ vs. gıda malzemelerinin satımı için anlaşıldığını, işbu gıda ve temizlik malzemelerinin detayları, adedi ve fiyat bilgisinin irsaliyeli faturalarda mevcut olduğunu, müvekkili ile davalı şirket yetkilisi anlaşmaya vararak davalı yanın borcunun belli olduğu, irsaliyeli faturanın eksiksiz teslim alındığına dair davalı şirket yetkilisinin kaşesi imzasının ve ayrıca davalı şirket bünyesinde çalışanların imzasının bulunduğunu, dava konusu borcun davalı tarafından irsaliyeli faturalara eksiksiz teslim alındığına dair imza atarak iş bu malların tesliminin ve borcun kabul edildiğini, ancak davalı yanca teslimatı yapılan gıda malzemelerinin bedellerinin ödemesinin gerçekleşmediğini, davalı taraf ile müvekkili şirket arasında anlaşma gereği sözleşme konusu malların tesliminin gerçekleştirilmesine rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile aleyhlerinde başlatılan icra takibine hiçbir gerekçe göstermeden kötü niyetli ve hukuken mesnetsiz itirazın iptali ile müvekkili şirketin tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiği tarih itibariyle ödediği bedellere faiz işletilerek tahsili gerektiğini belirterek; davanın kabulü ile davalı tarafın takip dosyasına mesnetten yoksun ve kötü niyetli itirazın iptal edilmesine ve takip konusu alacağa 20.04.2016 olan temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, davalı hakkında alacağın %40’ından az olmamak kaydı ile kötü niyet ve yine alacağın %40’mdan az olmamak kaydı icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, huzurdaki davanın usul ve esasa aykırı olduğunu, müvekkilinin adresinin Başiskele /Kocaeli olduğundan yetkili icra dairesinin Kocaeli İcra Daireleri ve yetkili Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep ettiğini, davacı tarafından müvekkili şirketin gıda malzemeleri bedellerinin ödemediğinin iddia edildiğini, ancak bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketçe alınan tüm malzemelerin bedellerinin ödendiğini, bu nedenle yapılan takibin hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, davacının 03.02.2015 tarihli … sıra nolu faturasında eksiksiz teslim alan olarak imzası ve adı bulunan … isimli şahsın müvekkili şirket yetkilisi yahut çalışanı olmadığını, müvekkili şirket ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacı taraf alacağının %40’ından az olmayacak şekilde icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiğini, hukuken bu oranda tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığını, kötü niyetli ve haksız olarak takip başlatan tarafın davacı olduğundan taleplerinin kabulü için elverişli şartlar oluşmadığını, müvekkili şirketin davacıya borcu olmaması nedeniyle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın yetki itirazıyla usulen reddinin gerektiğini belirterek; hukuki mesnetten yoksun davanın öncelikle yetki yönünden usulden reddi ile mahkeme aksi kanaatte ise açıklanan ve resen göz önünde bulundurulacak nedenlerle esastan reddine karar verilerek mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine ve davacı taraf hakkında kötü niyetle takip başlattığından bahisle İİK madde 67 gereğince dava konusu değerin %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/06/2020 tarih 2016/641 Esas 2020/377 Karar sayılı kararında; “….Belirtilen tüm hususların birlikte değerlendirilmiesinde 16.743,40 TL tutarlı irsaliyeli faturanın teslim alan kısmındaki imzanın davalı çalışanına ait olmaması, bu faturanın davalı kayıtlarında ve vergi beyanlarında yer almaması, davacı tarafın ticari defterlerinin kendisi lehine delil vasfını taşımaması sebebiyle netice itibariyle davacının davalıya teslimi yapıldığı davalı kayıtları ile belirlenen faturalar ve buna karşılık davalı kayıtlarında yer almakla birlikte davcıya teslim ve iade edildiği ispatlanayan iade faturaları dikkate alınarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 9.725,92 TL tutarında alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı alacağı takip öncesi belirli bulunduğundan kabul edilen tutarın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, tarafların tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, buna karşılık takip öncesinde davacı tarafça davalının temerrüte düşürülmesi söz konusu olmadığından takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davanın kısmen kabulü ile, Davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 9.725,92 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile takibin devamına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Kabul edilen tutarın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkemenin ilamında; ” …davacı tarafın ticari defterlerinin kendisi lehine delil vasfını taşımaması sebebiyle netice itibariyle davacının davalıya teslimi yapıldığı davalı kayıtları ile belirlenen faturalar ve buna karşılık davalı kayıtlarında yer almakla birlikte davcıya teslim ve iade edildiği ispatlanayan iade faturaları dikkate alınarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 9.725,92 TL tutarında alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır…” şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, Dosyaya 10.10.2017’de ibraz edilen Bilirkişi Raporu’nun 4.maddesine göre; Davacı …San.Tic.A.Ş.’nin 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin süresinde kapanış tasdikinin yapılmadığını, Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair ilgili yasal mevzuat gereği 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin davacı lehine delil vasfı bulunmadığını, 2015 ve 2016 yılları davacı şirket ticari defterlerinin incelerek davacının alacak iddiasının değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 02.12.2019 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında, “…İncelenen davacı şirket kayıtlarına göre tüm dosya ve deliller ile birlikte değerlendirildiğinde davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 9.725,92 TL tutarında alacaklı olduğu…” şeklinde değerlendirme yapıldığını, Bilirkişi ek raporundaki bu değerlendirmeye itiraz edilmesine rağmen yerel mahkemece dikkate alınmadığını, Dosyaya ek rapor alınmadan önce sunulan 2.000.TL havaleye ilişkin davacı tarafça tanzim edilen 21.10.2015 tarihli 2.000.TL’lik tahsilat makbuzu, 7.036,29 TL mal iadesi ve fiyat farkına ilişkin faturaların dosyaya ibraz edilmesine rağmen, sunulan belgelere itibar edilmeden müvekkilinin davacı şirkete 9.725,92.TL borçlu olduğu yönünde yapılan değerlendirmenin usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bahse konu fiyat farkı ve iade faturalarını altındaki imzalara da davacının herhangi bir itirazının bulunmadığını, faturaların davacıya teslim edildiği hususunun faturaların altındaki imzalar ile sabit olduğunu, Bilirkişi raporu ve ek raporuna göre hüküm tesis edilmemesi, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/31 Tal. Sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre hüküm tesis edilmesi yönündeki taleplerinin reddedildiğini, talimat mahkemesinden alınan bilirkişi raporunun, müvekkili şirketin 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin, yasal süresi içinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı ve defterlerin müvekkili lehine delil olma vasfına haiz olduğu, müvekkili şirketin cari kayıtlarına göre davacıya 28,43 TL borçlu olduğunun tespit edilmesine rağmen, mahkeme tarafından işbu raporun hükme esas alınmadığını, Borcu kabul etmemekle birlikte; davanın kısmen kabul olması ve reddedilen kısma ait faturadaki imzanın sahte olması ve sahte faturanın icra takibine konu edilmesi nedeniyle kötü niyetle hareket eden davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece bu talebin reddedildiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi ek raporunda; davalı tarafça cari hesaba ilişkin ödendiği belirtilen 21/10/2015 tarihli … nolu 2.000,00 TL. Bedelli tahsilat makbuzunun davalı kayıtlarına … gönderilen havale açıklaması ile kaydedildiği ancak tahsilat makbuzunda nakit olarak ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu ancak bu ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece dosyaya ibraz edilen tahsilat makbuzu eklenmek suretiyle davacı şirket yetkilisine isticvap davetiyesi çıkartılıp tahsilat makbuzu yönünde beyanının alınması ve gerektiğinde taraflara yemin delili de hatırlatılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın reddine karar verilerek İİK. 67/2 madde uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği halde mahkemece ret edilen miktar yönünden davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebi hakkında olumlu/olumsuz bir karar verilmediği tesbit edilmiştir. HMK’ nın 297/2 maddesine göre mahkemenin tarafların taleplerinin her biri hakkında karar vereceği düzenlenmiş olup, yine 297/1-c. fıkrasına göre gerekçe yazılması zorunlu bulunmaktadır. HMK’ nın 297. maddesine uygun olarak verilmeyen kararın istinaf aşamasında denetlenmesine imkan bulunmamaktadır. HMK.nun (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2020 tarih ve 2016/641 Esas – 2020/377 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.