Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1616 E. 2020/1268 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1616 Esas
KARAR NO: 2020/1268 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/390 Esas 2020/268 Karar
TARİH: 02/07/2020
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 12/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,Bakırköy 3.ATM 2018/562 esas 2020/87 karar sayılı dosyada konkordato borçlusu tarafından itiraz edilen ve çekişmeli alacak niteliğine haiz olan 638.504,65-TL konkordato nisabına dahil edilmesi ve bu tutarın avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/07/2020 tarih ve 2020/390 Esas – 2020/268 Karar sayılı kararında; “Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine çekişmeli alacak niteliğine haiz olan 638.504,65-TL konkordato nisabına dahil edilmesi ve bu tutarın avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsili talepli alacak davası açtığı, davanın konusu ve mahiyeti itibariyle 7155 Sayılı Yasanın 20 ve 6102 Sayılı Yasanın 5/A maddesi gereğince konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasını dava şartı olarak düzenlendiği, davacı tarafın arabuluculuğa başvurduğuna dair dosyaya herhangi bir belge sunmadığı gibi, bu yönde bir iddiasının da bulunmadığı dikkate alınarak; davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının HMK 114/2 ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile, Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında, arabuluculuk dava şartı bulunmadığından açılan davanın HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Doktrindeki baskın görüş 2004 sayılı İİK’nın 308/b bendi tahtında ikame edilecek davalarda arabuluculuk dava şartının aranmayacağına ilişkin olduğu, (Ermenek, Azaklı Arslan, İcra Ve İflas Hukuku Açısından Ticari Davalarda Arabulucuya Başvuru Zorunluluğu) Çekişmeli alacaklara ilişkin arabuluculuk dava şartının işletilip işletilmeyeceği hususunda İstinaf Mahkemesi tarafından henüz emsal bir karar verilmemiş olmakla, konkordato süreci içerisinde konkordato borçlusu ile alacaklının çekişmeli alacak üzerinde görüşme sağlanmış olması ve konkordato borçlusu ile alacaklının münferiden arabuluculukta anlaşmasının diğer alacaklıların menfaatlerine aykırı olacak olması sebebiyle İİK’nın 308/b bendi tahtında ikame edilecek davalarda arabuluculuk dava şartı aranmayacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, konkordato davasında davalı tarafından itiraz edilen ve çekişmeli hale dönüşen miktarın konkordato nisabına dahil edilmesi talepli açılan alacak davasıdır. Mahkemece, davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında, arabuluculuk dava şartı bulunmadığından açılan davanın HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. UYUŞMAZLIK, İİK. 308/b maddesi uyarınca açılan alacak davasının arabuluculuğa tabi olup olmadığı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya,dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasındadır. İİK. 308/b Maddesinde;” (Ek madde: 28/2/2018-7101 S.K./37. md) Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir,” hükmü düzenlenmiştir. “İlgili maddede davanın açılacağı mahkemenin görevi ve yetkisi konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu itibarla davanın genel yetkili mahkemede açılması gerekmektedir. İİK m.308/b gereğince açılacak olan dava, genel hükümlere tabi bir dava olduğundan yargılama usulünün davanın niteliğine göre belirlenmesi gerekmektedir. Davanın kabulü halinde alacaklı, konkordato şartları dairesinde alacağına kavuşacaktır. Bu durumun kararda belirtilmesi yerinde olacaktır. Şayet dava devam ederken konkordato feshedilmişse, artık alacaklı konkordatoya tabi olmadan alacağını borçludan talep edebilecektir. ” (Yeni Konkordato Hukuku Adalet Yayınları Ankara 2018, Tunç Yücel, Öztek – Konkordato Şerhi, shf 414) Somut olayda, dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK 5/A maddesinde ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK 5/A maddesine göre TTK’nın 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut dava, davalı tarafından itiraz edilen ve çekişmeli hale dönüşen miktarın konkordato nisabına dahil edilmesi talepli İİK 308/b madde kapsamında açılan ve genel hükümlere göre görülmesi gereken ticari nitelikli alacak davası olduğundan, TTK 5/A maddesi kapsamında arabuluculuk dava şartına tabi davalardandır. Davacı, dava açmadan önce arabuluculuğu başvurduğuna dair beyanda bulunmadığı gibi dosya içerisinde de arabuluculağa başvurulduğuna (ve sona ermesine) ilişkin belge de bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesine göre davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum söz konusu değildir. Sonuç itibariyle; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı, istinaf eden tarafından yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 12/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.