Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1604 E. 2020/1331 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1604
KARAR NO: 2020/1331
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2020
DOSYA NUMARASI: 2019/683 Esas – 2020/167 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; İşsizlik sigortası alacağını başvurusuna rağmen davalının ödemediğini, davalıya karşı Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesi’nde 2014/980 Esas sayılı dosyasıyla dava açtığını, davanın 6000 TL olarak lehine sonuçlandığını, bundan sonra davalının alacağının tamamını değil yalnız 3950 TL’ lik kısmını ödediğini, fakat …’ın kendisine İstanbul 10. Tüketici Mahkemesi’nde açtığı 2015/145 esas numaralı davada 1.500 TL olan borcunu 6090 TL olarak tahsil ettiğini belirterek, ölümlü trafik kazası nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 6100 sayılı HMK’ nun 107. maddesi uyarınca belirlenecek tazminatın, yevmiyelerinin, ödemiş olduğu inkar tazminatının, bilirkişi ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket bünyesinde yapılan incelemelerde davacının taleplerini karşılayan poliçe bulunmadığını, davaya ilişkin sorumluluklarının olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/02/2020 tarih ve 2019/683 Esas – 2020/167 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Mahkememizce, davacıya, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları açıklayıp talep neticesini her bir alacak kalemi yönüden somutlaştırmak üzere süre verilmesine rağmen bu hususta herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, mevcut delil durumuna göre davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Kendisinin Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesi ve Çağlayan 10. Tüketici Mahkemesi’ nden yazılı olarak istenmesini ve oradan gelen bilirkişi raporlarına göre karar vermesini belirttiğini, deliller gelmeden duruşma günü verilmeden karar verildiğini belirterek; kararın değerlendirilmesini talep etmiştir. Davacı istinaf dilekçesine ek beyan dilekçesinde özetle; 23/01/2020 tarihinde mahkemeye sunmuş olduğu dilekçeyle davanın sebebi ve davanın ispatına yönelik açılmış olan dava ve icra takip dosya numaralarının mahkemeye bildirildiğini, yerel mahkemece açıklayıcı dilekçe vermediği sebebi ile davanın reddine karar verilmiş olmasının, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı haksız bir karar olduğunu, Dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde sehven davanın ölümlü trafik kazası nedeniyle tazminat istemi olduğunun belirtildiğini, ancak dava dilekçesinin içeriğinden dava sebebinin trafik kazası olmadığının açıkça anlaşıldığını, Davanın sebebinin, davalı tarafça tanzim edilen sigorta poliçesinde, sözleşmede belirlenen şartların gerçekleşmesi ve işsiz kalması halinde 10.000,00 TL azami tazminat tutarının kendisine ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiğini, sigorta poliçesinin tanzim edildiği esnada, 05/05/2011 tarihinden beri çalışmış olduğu … Ltd. Şti. unvanlı işyerinden, haksız ve tazminatsız olarak 14/02/2013 tarihinde iş akdi fesih edilerek işten çıkartıldığını, iş akdinin işverenlik tarafından haksız fesih edilmesi sebebiyle işsiz kaldığından dolayı, davalı … ile akdetmiş olduğu … poliçe numaralı Kredi Kartı İşsizlik Sigorta poliçesi uyarınca, işsizlik teminatına ait tazminatın kendisine ödenmesini talep ettiğini ve gerekli evrakları kendilerine ulaştırdığını, davalı … tarafından … nolu hasar dosyası açılarak 06/12/2013 tarihinde tanzim edilen yazı ile ” 30 günlük bekleme süresi içinde işe girmek ” sebebine dayanarak kendisine ödeme yapılamayacağının bildirildiğini, bunun üzerine kendisi tarafından Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesi’nin 2014/980 Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine açmış olduğu davada, davalı … şirketinin haksız olduğu ve 04/02/2013 tarihi itibariyle kredi kartı borcunun tutarının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verildiğini, Dava dışı … A.Ş. tarafından ise, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile, aynı dönem için ( Kredi kartı işsizlik sigortasından faydalandığı dönem ) borcun ödenmemesi sebebiyle hakkında icra takibi başlatıldığını, itirazı üzerine, Bakırköy 10. Tüketici Mahkemesi’ nin 2015/145 Esas sayısı ile görülen itirazın iptali davasında takip tarihi itibariyle 1.507,17 TL’ nin yasal faizi, icra inkar tazminatı ve diğer masraflarla kendisinden tahsiline hükmedildiğini, mahkemece belirlenen tutar üzerinden söz konusu icra dosyası borcunun, icra tehdidi altında, kendisinden 6.090,00 TL olarak tahsil edildiğini, İşbu istinafa konu davada da, kredi kartı işsizlik sigortasından yararlanması gerektiğinin Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesi’ nin 2014/980 Esas sayılı dosyasında tespit edilip, davalı şirketin tazminata mahkum edilmesine ve söz konusu mahkeme kararının kesinleşmiş olmasına rağmen, aynı dönem için, dava dışı bankaya ödemek zorunda kaldığı icra borcu, inkar tazminatı vs diğer fer’ilerinin davalıdan tahsili olduğunu, yani hem kredi kartı işsizlik sigortasından yararlanması gerektiğinin mahkemece hüküm altına alındığını, ancak hem de bu karara rağmen, aynı dönem için kredi kartı borcunun kendisi tarafından ödenmek zorunda kalındığını, Davalı aleyhine açmış olduğu davanın, belirtmiş olduğu usuli sebeple (dava dilekçesinin açıklanmaması) ret edildiğini, yerel mahkeme tensip ara kararına istinaden, 23/01/2020 tarihinde ve süresi içerisinde mahkemeye sunmuş olduğu dilekçesinde gerekli açıklamaların yapıldığını, yerel mahkemece söz konusu dilekçesi ve dilekçesinde sunmuş olduğu delil ve dava dosyaları celp edilip incelenmeksizin, eksik araştırma neticesi karar verilmiş olup, kararın bu nedenle ortadan kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiğini belirterek, Yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına ve mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise res’en gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Mahkemece, tensip tutanağı ile “Davacı tarafa, dava dilekçesini açıklayıp talep neticesini her bir alacak kalemi yönünden somutlaştırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde davanın usulden reddinin ihtarına ” şeklinde verilen ara kararın davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen 23.01.2020 tarihli dilekçe ile beyanda bulunduğu, ancak dilekçenin dosyaya ibraz edildiği tarihin tespitine ilişkin üzerinde havale vs bulunmadığı görülmektedir. Mahkemece, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları açıklayıp talep neticesini her bir alacak kalemi yönüden somutlaştırmak üzere süre verilmesine rağmen bu hususta herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, mevcut delil durumuna göre davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119.maddesinde; “(1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur: a) Mahkemenin adı. b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri. c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası. ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri. d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri. e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği. g) Dayanılan hukuki sebepler. ğ) Açık bir şekilde talep sonucu. h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası. (2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu düzenlemeye göre, davacı ve davalının ad, soyad veya unvanları, davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa yasal temsilcinin veya vekilin adı, talep sonucu ve davacı veya vekilinin imzası dava dilekçesinde bulunmuyorsa hâkimin davacıya vereceği kesin süre içinde bunları tamamlamasını istemesi ve bunların tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi gerekir. Ancak mahkemenin adı, davanın konusu veya değeri, vakıaların özetleri ve bunların ne şekilde ispatlanacağı hususları ile dayanılan hukukî sebepler dava dilekçesinde belirtilmemiş ise davacıya kesin süre verileceğine ve bunların tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına dair karar verileceğine dair bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. HMK’ nın 31. maddesi gereğince, hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukukî açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde hâkim, önce HMK’nın 31. maddesi ve 119/1-e maddesi gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse taraflara açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir. Somut olayda; davacıya, dava dilekçesini açıklayıp talep neticesini her bir alacak kalemi yönünden somutlaştırmak üzere kesin süre verilerek, aksi halde davanın usulden reddedileceği belirtilmesine rağmen, bir bildirimde bulunulmadığı, mevcut delil durumuna göre davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın esastan reddine karar verilmesi, verilen kesin süre uygun olmamakla birlikte ihtarın sonucundan da farklı hüküm oluşturulması usul ve yasaya uygun değildir. Mahkemece. HMK’ nın 31. maddesi uyarınca davacının dava dilekçesi ve 23.01.2020 tarihli dilekçesinde bildirdiği delilleri toplanılarak, HMK’nın 137. maddesine göre yapılacak ön incelemede, maddi veya hukukî açıdan belirsiz yahut çelişkili görülen hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırarak uyuşmazlığı tespit edip, tespit edilecek uyuşmazlık kapsamında yargılamaya devam olunarak taraf delilleri toplanılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’ nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 24/02/2020 tarih ve 2019/683 Esas 2020/167 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/11/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.