Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1586 E. 2020/1265 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1586 Esas
KARAR NO : 2020/1265 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/420 Esas 2020/169 Karar
TARİH: 18/03/2020
DAVA: İtirazın İptali.
KARAR TARİHİ: 12/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili ile borçlular … Tic.Ltd.Şti. ve … Ltd.Şti. aleyhine İSTANBUL Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, icra borçlularının icra takibine haksız itirazda bulunulduğunu, dava şartı olarak arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak anlaşamama tutanağının düzenlendiğini, dava dışı sigortalı … ve ortağı … numaralı ve 23.03.2018 – 22.05.2018 vadeli Emtia Blok Abonman Poliçesi ile müvekkil … A.Ş. tarafından teminat altına alındığını, sigorta konusu emtia, sigortalı firmanın adresinde … firmasının sorumluluğunda yüklendiğini, taşımaya konu hava emiş makinesine ait sac parçaları türündeki muhtelif malzemelerin fabrikaya teslim anında … Makine Almanya temsilcisi ve alıcı Alman firmasının yöneticileri ve çalışanları tarafından hasar gördüğü ve kullanılamaz durumda olduğu sigortalı firmaya bildirildiğini, hasar CMR evrakının üzerine şerh düşüldüğünü, davacı müvekkilinin ekspertiz işlerinin yürütülmesi için başkaca ekspertiz şirketi ile anlaştığını ve rapor hazırlandığını, rapora göre “…-Almanya arasında yapılan karayolu taşıması sırasında sandıkların araç içindeki sabitlemesinin yetersiz olması sonucu birbiri üzerine devrilmesiyle meydana gelmiş olabileceği kanaatine varıldığını, tespit edilen 9.047,20 Euro hasar tazminatını zarar görene ödediğini, icra dosyası borçlusu … itirazda bulunarak sorumluluğun alt taşıyıcı … olduğunu beyan etmiş olduğunu, meydana gelen hasarın müvekkili tarafından karşılandığını ve takibin devamı ile alacağın icra borçlularından tahsili gerektiğini, zarara yol açan fiil, ister haksız fiilden, ister akitten, isterse kusursuz sorumluluk hallerinden doğsun, sigortacı sorumlu kişiye karşı rücu hakkını kullanabildiğini, bu nedenle dava ve takip haklarının olduğunu, müvekkil tarafından eksper raporunun bağlayıcı olduğunu ve icra inkar tazminatı taleplerinde haklı olduklarını, davamızın kabulüne, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, davaya konu icra takibinin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkilinin adresinin Beylikdüzü olması nedeniyle yetkili icra müdürlüğünün Büyükçekmece olduğundan yetkili mahkemenin de Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının delilleri tarafımıza tebliğ edilmediğini, davacı taleplerinin zamanaşımı sebebiyle usulden reddi gerektiğini, dava konusu taşıma esnasında oluşan hasarın ispata muhtaç olduğunu, cmr belgesinde hasara ilişkin bir çekince bulunmaması eşyanın tam ve eksiksiz tespit edildiğini ispatladığını, emtiaların yükleme, sabitleme ve boşaltma işlemi müvekkili tarafından yapılmadığını, davacı tarafından alınan ekspertiz raporunun yanlı olduğunu, kesin bulgular içerdiğini, raporda rücu talebinin davalı … yöneltildiğini, bu nedenle müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, davacı firmanın sigortalısı tarafından müvekkiline hasara ilişkin herhangi bir ihbarı veya bildirimi olmadığını, davanın …. Firmasına da ihbar edilmesi gerektiğini, hülasa dava şartı yokluğu ve haksız alacak taleplerinden dolayı davanın reddini, davacının icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/03/2020 tarih ve 2020/420 Esas – 2020/169 Karar sayılı kararında;”….Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; genel yetki kuralları gereği takibin, Büyükçekmece İcra dairelerinde yapılması gerekirken Anadolu İcra Müdürlüklerinde başlatıldığı, bu durumda icra takibinin yetkili yer icra dairesinde yapılmayarak itirazın iptaline dair dava şartının yerine getirilmemiş olduğu kanaatine varılarak 6100 sayılı yasanın 114/2 maddesinde düzenlenen yasal düzenleme de göz önünde bulundurularak aynı yasanın 115. Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, Davanın 6100 sayılı HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince verilen usulden ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,Mahkemece icra takibi yetkili icra dairesinde başlatılmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verildiği, ancak itirazın iptaline konu olan icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, İlamsız icra takiplerinde genel yetki kurallarına göre yetkili icra dairesi; genel olarak borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğunu, İcra ve iflas hukukunda genel yetki kurallarında HMK madde 5-19’daki yetki kuralları, ilamsız icra takiplerinde kıyasen uygulanmakta oludğu ve usul hukukunda olduğu gibi, yetki kural olarak, kamu düzeni ile ilgili olmadığını, bu nedenle, icra müdürü, yetkisizliğini kendiliğinden dikkate almadığını, Buna karşılık, takip konusu borcun, birden fazla borçlusu bulunması halinde alacaklının bunlardan birisinin ikametgahının bulunduğu yerde tüm borçlular hakkında icra takibi yapabileceğini, (HMK m. 7/I), ancak bu hüküm yalnızca “borçlulardan birinin ikametgahındaki (yerleşim yerindeki) icra dairesinde takip yapılması halinde” geçerlilik bulacağını, İSTANBUL Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile alacaklı müvekkili … A.Ş. borçlular ….Tic.Ltd.Şti ve …Ltd.Şti. aleyhine takip başlatmış olup, takip tarihinde borçlu … yurtiçi işyeri adresi “… Mah. … Cad. … Sok. … No:… K:… D:… Ataşehir/ …” ve borçlu … yurtiçi işyeri adresi “… Sitesi, … Cadde No:… Beylikdüzü/ …” olduğunu, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Tarih 17.09.2008 Esas No 2008/12-543 Karar No 2008/522)Kabul anlamına gelmemek ile birlikte gerekçeli kararda mahkemenin uyuşmazlığın çözümünde genel yetki kuralının işletilmesi gerektiğinin tespit olunduğunu, Mahkemenin takibin niteliğine ve bu işletilecek yetki kuralına ilişkin tespitlerini kabul anlamına gelmemek ile birlikte bahsi geçen genel yetki kurallarının işletilmesi ile borçlu şirketin merkezinin bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olması gerektiği kanaatine katılmadıklarını, itirazın iptali davasına konu İSTANBUL Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında aleyhine takip başlatılmış iki borçlu bulunduğnu, İlamsız icra takiplerinde genel yetki kurallarına göre yetkili icra dairesi; genel olarak borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğu, takip konusu borcun birden fazla borçlusu bulunması halinde alacaklıya bir seçimlik hak doğduğu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 7- (1) “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. ” hükmünün ilamsız icra takiplerinde kıyasen uygulanması söz konusu olacağını, İlamsız icraya konu takibin borçlusu Hellmann Lojistik firmasının adresi Büyükçekmece/ … iken diğer borçlusu … firmasının takip tarihindeki yerleşim yeri Ataşehir/ … olduğu, işbu halde birden fazla borçlusu bulunan icra takibi bakımından alacaklı müvekkili …A.Ş.’nin seçimlik hakkı mevcut olduğu, borçlu/ davalı … bakımından yetkili icra daireleri … Anadolu İcra Müdürlükleri olduğu, icra takibinin seçimlik hak kullanılarak İSTANBUL Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nde başlatılması yetkili icra müdürlüğünde başlatılmış ve geçerli bir takip olduğunu ifade etmekte oluğunu, Emsal Yargıtay kararında görüleceği üzere “İİK.’nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken H.U.M.K.’nun 9/2. maddesinin 1. cümlesine göre, davalı birden fazla ise bunlardan birinin ikametgahında takip yapılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar” hükmü bulunduğunu, (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2006/20724 K. 2006/23558) Mahkeme’nin ara kararı gereğince davalı … Ltd. Şti. yönünden açılan davanın, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatılması gerekçe gösterilerek 2019/650 Esas sayılı dosyadan tefrik edilmesi usule aykırılık taşıdığı, gerekçede ifade edildiği üzere “geçerli bir icra takibinin bulunmadığı durumlar” bakımından itirazın iptali davasının görülmesine usulen olanak olmadığı belirtildiği, ancak işbu dava bakımından yapılan ilamsız icra takibini yukarıda detayları anlatıldığı üzere birden fazla borçlunun bulunması ve alacaklının bu durumda doğan seçimlik hakkı doğrultusunda “Ataşehir/ …” adresinde yerleşik borçlu bakımından yetkili “… Anadolu İcra Müdürlüklerinde” başlatıldığı, İlgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yetkili icra dairesinde başlatılan icra takibine emsal Yargıtay kararında belirtildiği üzere yapılan yetki itirazı hükümsüz olduğu,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, tehir-i icra kararı verilmesine, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı … şirketinin sigortalısı firmanın emtiasının hasarlanmasından dolayı davacı sigortacının nakliyat emtea sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına yaptığı ödemeden dolayı 6102 sayılı TTK’ nın 1472. maddesine göre kanuni ve akdi halefiyete istinadan yaptığı ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın 6100 sayılı HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,Somut olayda, dava dışı Sigortalı … ile dosyası tefrik edilen davalı …TİCARET LTD. ŞTİ.(Vergi No:…), arasında sigortalının Başakşehir/… adresindeki emtianın Almanya’ya götürülmesi konusunda taşıma sözleşmesi yapıldığı, davalı …TİCARET LTD. ŞTİ.(Vergi No:…)’nin akdi taşıyıcı, davalı …. LTD. ŞTİ.’nin ise fiili taşıyıcı olduğu, taşıma sırasında emtianın hasar görmesi sonucu, davacı sigortacının nakliyat emtea sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına yaptığı ödemeden dolayı 6102 sayılı TTK’ nın 1472. maddesine göre kanuni ve akdi halefiyete istinadan yaptığı ilamsız icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali talep edilmektedir. Sigorta poliçesi kapsamında ödenen sigorta tazminatının rucüen tahsili istemli davalarda mahkemenin görevi ve yetkisi, 22.03.1944 gün ve 37-9 sayılı İBK uyarınca, davacının sigortalısı ile davalı arasındaki temel ilişkiye göre belirlenir. TTK 1472/1. madde ile; sigortacının, sigorta tazminatı ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçtiği, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı var ise bu hak tazmin ettiği bedel kadar olup, sigortacıya intikal etmektedir. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Halefiyet bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir. Halefiyet ilkesi gereği sigortalı hangi yetkili icra müdürlüğünde takip yapacak ise, sigorta şirketi de aynı yetkili icra dairesinde takip yapabilecektir. Aynı şekilde zarar gören hangi yer mahkemesinde davasını açacaksa, sigortacınında halefiyet gereği aynı yetkili mahkemede dava açması gerekmektedir. İcra dairesinin yetkisi İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK hükümleri çerçevesinde hadise şeklinde incelenip değerlendirilmelidir. Borçlu davalı … LTD. ŞTİ. Vekili tarafından İcra takibine yapılan itirazda açıkça icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz etmiştir.HMK 6.madde uyarınca; genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. HMK’nın 16. maddesinde; haksız fiilden doğan davalarda ise haksız fiilin işlendiği yer dışında zararın meydana geldiği yer, gelme ihtimalinin bulunduğu yer veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 17 Hukuk Dairesi’ nin 2015/6761 Esas, 2015/6539 Karar sayılı içtihadı, Yargıtay HGK. Nun 29/03/2017 tarih ve 2014/2163 Esas,2017/555 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere birden fazla davalı hakkında varsa ortak yetkili mahkemede dava açılmasının gerektiği yoksa Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 7. maddesinin somut olayda uygulanması gerektiği belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK 7 maddesinde; “davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa mahkeme ilgili davalının itirazı üzerine onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” hükmü düzenlenmiştir. Kesin yetki halleri 6100 sayılı HMK’ da 11, 12/1, 15/2 maddelerinde tadat edilmiş olup bir mahkemenin yetkisinin kesin olduğunun kabul edilebilmesi için madde metninde açıkça yetkinin kesin olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Yargıtay 11 HD.nin 06/12/2017 tarih ve 2016/12801 Esas, 217/6955 Karar sayılı içtihadında ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında, taşıma ilişkisinden kaynaklı borcun para borcu olup 6098 sayılı TBK’nın 89. madde hükmü uyarınca para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği belirtilmiştir. Davanın açıldığı … Anadolu Asliye Ticaret Mahkemes’nin ve takibin yapıldığı … Anadolu İcra Dairelerinin genel yetki kuralını taşıyan HMK 6, 7 maddesine göre yetkili olup olmadığının belirlenmesi gerekir.Davalılardan … LTD. ŞTİ.’nin yerleşim yeri BEYLÜKDÜZÜ/…’da bulunmakla birlikte dosyası tefrik edilen diğer davalı … TİCARET LTD. ŞTİ.(Vergi No:…)’nin yerleşim yeri sicil kaydına göre ÇEKMEKÖY/…’da olduğu, davanın açıldığı mahkemenin ve icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yargı sınırları içindedir. Davalılardan …. LTD. ŞTİ. yönünden mahkeme ve icra dairesi yetkisiz olmakla birlikte dosyası tefrik edilen diğer davalı … TİCARET LTD. ŞTİ.(Vergi No:…) yönünden yetkilidir.HMK 7/2 maddesinde öngörüldüğü gibi, davanın Davalılardan … LTD. ŞTİ.’ni sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye (… Anadolu) getirmek amacıyla açıldığı iddia ve ispat edilmediğinden uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden … Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi ve İcra Daireleri yetkilidir.Mahkemece, Davalılardan …. LTD. ŞTİ.’nin … Anadolu İcra Dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddi ile davanın esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş olup bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüştür.Sonuç itibari ile; yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1- İSTANBUL Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 18/03/2020 tarih ve 2020/420 Esas – 2020/169 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dava dosyasının mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/11/2020 tarihinde HMK’ nın 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.