Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1580 E. 2022/1984 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1580 Esas
KARAR NO: 2022/1984 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2014/725 Esas – 2019/1208 Karar
TARİH: 13/12/2019
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı … A.Ş. Ile müvekkili arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşme uyarınca müvekkilinin davalı taraftan temin ettiği akaryakıtı, mülkiyeti kendisinde bulunan akaryakıt istasyonunda satışa sunmaya başladığını, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin vadeli aldığı akaryakıtın bedellerini ve sözleşmenin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde davalının uğrayabileceği zararları temin etmek için 2 adet toplam 160.000,00.-TL bedelli teminat mektubunu davalı tarafa verdiğini, müvekkilinin yaptığı yatırımlar karşılığında kendisine yardımcı olunmadığını müvekkili ile ilgilenmedikleri ve sorunlar için açılan telefonlara dahi cevap alınamaması üzerine 25/06/2013 tarihinde çekilen ihtarname ile akaryakıt bayilik sözleşmesinin fesih edildiğini, karşı tarafın fesih iradesinin kendisine ulaştığı 26/06/2013 tarihinde müvekkilinin teminat mektubu verdiği bankaya başvurarak bayilik sözleşmesinden kaynaklanan doğmuş borçların ödenmemesi nedeni ile teminat mektuplarının paraya çevrilmesini talep etmiş ve teminat mektubu karşılığı olan 160.000,00.-TL bedeli tahsil ettiğini, davalının müvekkiline verdiği teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeniyle müvekkilinin davalıya vermiş olduğu 28/06/2013 keşide tarihli 33.350,00.-TL bedelli … referans nolu … seri nolu … Antalya Şubesinden verilme lehtarı … A.Ş olan yine 03/07/2013 keşide tarihli 38.500,00.-TL bedelli … referans nolu … seri nolu … Antalya Şubesinden verilme lehtarı … A.ş olan iki adet çek ödeme nedeniyle bedelsiz kaldığını belirterek söz konusu çekler yönünden borçlu olunmadığının tespiti ile haksız ve kötü niyetli olan davalı şirketin % 40’tan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, ihtiyati tedbir kararını veren mahkemece taraflar arasındaki ticari ilişki, sözleşmeler, taahhütler ve yükümlülükler bilinmeden bu konularla ilgili belgeler incelenmeden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davacı yanın müvekkili şirkete karşı olan taahhütlerini yerine getirmediğinden dolayı yüksek miktarda borcu ve ticari ilişkiden kaynaklanan sair riskleri bulunduğunu, tedbir konulması gereken hukuki ve fiili hiçbir sebebin mevcut olmadığını, davacı tarafın sözleşme ve taahhütlerden kaynaklanan yükümlüklüklerini ifa etmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 04/10/2012 tarihli akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesi 13. Maddesi uyarınca sözleşme imzalandığını, davacı tarafın sözleşme hükümlerine uymayarak bayinin tonaj taahhüdünü yerine getirmediğini ve bunun dışında bayinin müvekkili şirketin rızası olmaksızın istasyonu devretmesi, kiraya vermesi, ortak alması ve ticari bünyesinde değişiklik yapması sayılarak fesih hallerinin düzenlendiğini, ancak davacı şirketin müvekkili şirkete Üsküdar … Noterliği aracılığı ile 26/06/2013 tarihli … nolu ihtarname keşide edilerek müvekkil şirketin muvafakati olmaksızın akaryakıt istasyonunun devredildiğini, ayrıca müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki bayilik protokolü ve akaryakıt istasyonu işletme sözleşmesinde taraflar arasındaki ihtilaflarda İstanbul Mahkemelerinin ve icra dairlerinin yetkili olduğunu, bu nedenle yetki itirazlarının kabulü ile, dosyanın yetkili mahkemelere gönderilmesini, beyan etmiş olup, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 13/12/2019 tarih 2014/725 Esas 2019/1208 Karar sayılı kararında; “….Tarafların dilekçelerinde talep ettikleri tüm delilleri toplanmış ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi hususunda mahkememizce dosyanın bir Mali müşavir bilirkişiye tevdii sağlanmış ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmiştir. Daha sonrasında davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla şirket merkezi olan Antalya Nöbetçi ATM ye talimat yazılmış fakat defter incelemesi yapılamamıştır. İncelenen davalı şirket defterleri neticesinde tarafların iddia ve savunmaları araştırılmış sonucunda ise davalı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlarında davacı tarafça verilen teminat mektubunun nakde çevrildiği tarihte herhangi bir alacağının bulunmadığı görülmüştür. Buna rağmen teminat mektubunun nakde çevrilmesi ile kendi defterlerinde 160.098,00 TL borçlu hale gelmiştir. Daha sonraki bir tarihte ise davalı şirketçe davaya konu çeklerin davacı tarafa iade edildiğine dair deftere kayıt girilmiş fakat iade edildiğine dair düzenlenen bordroda çeki teslim alan kısmında herhangi bir kimsenin imzası görülmemiştir. 2014 yılı defterlerinde ise davacının 88.248,34 TL alacağının davalı şirket tarafından sözleşmenin feshi nedeniyle gelir kaydı yapıldığı görülmüştür. Bu noktada İstanbul Anadolu 13. ATMnin 2014/493 E 2014/381 K sayılı ilamı ile davalı şirket lehine davacı şirket aleyhine 12.500,00 USD cezai şart 14.536,86 TL mahrum kalınan kar kaybına hükmedilmiştir. Ve bu karar Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. Daha sonrasında davalı şirket tarafından davacı şirket aleyhine icra takibi başlatılarak 160.000,00 TL bedelli teminat mektubundan 71.850,00 TL cari hesaptan kaynaklanan borç (davaya konu çeklerin bedeli) 14.536,86 TL mahkemece hükmedilen kar mahrumiyeti 24.150,00 TL mahkemece hükmedilen cezai şart 4.542,90 TL mahkemece hükmedilen vekalet ücreti 328,35 TL mahkemece hükmedilen yargılama giderinin mahsubu ile kalan 44.591,89 TL ve işlemiş temerrüt faizi talep edilmiştir. Davacı şirket tarafından da davalı şirkete toplamda 70.030,00 TL ödeme yapılarak protokol yapılmış ve herhangi bir alacak borç ilişkisi kalmamış sona ermiştir. Davalı lehine düzenlenen teminat mektubu hukuki niteliği itibariyle şirketin alacaklarını güvence altına almayı amaçlamaktadır. Güvence miktarı 160.000,00 TL’dir ve bu miktar İstanbul Anadolu 13. ATM tarafından hükmedilen cezai şart, kar mahrumiyeti, cari hesaptan kalan borç, vekalet ücreti ve yargılama gideri olmak üzere tamamını fazlasıyla karşılamıştır. Bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşmeye binaen teminat amacıyla verilen davaya konu çeklerin bedelsiz kaldığı anlaşılmış olup davanın kabulüne dair karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir….”gerekçesi ile, Davanın kabulü ile; 1-Davacının ; 28/06/2013 keşide tarihli 33.350,00 TL bedelli … seri nolu muhatabı … Antalya Şubesi olan çek ve 03/07/2013 keşide tarihli 38.500,00 TL bedelli … seri nolu muhatabı … Antalya Şubesi olan çek sebebi ile borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkilinin dağıtım firması ile davacı arasında 04/10/2012 bayilik sözleşmesi ile akaryakıt ve sair ürün satımı amacıyla bayilik ilişkisi kurulduğunu, sözleşme ve bayilik ilişkisinin tabiatı gereği bayi müvekkiline karşı basiretli tacir olarak pek çok yükümlülüğe girdiğini, bayi tarafından verilen teminatların sözleşme kapsamındaki tüm yükümlülükleri güvence altına aldığını, Türkiye çapında akaryakıt ve sair ürün dağıtım hizmeti veren ve bayilik ağı ile her geçen gün genişleyen müvekkilinin ticaretinin çoğunlukla bayileri üzerinden yaptığı satışlara dayandığını bu nedenle bayilerine oldukça yüklü yatırımlar yapan müvekkilinin yaptığı masrafların karşılığını alıp kar edebilmesi için bayilik ilişkilerinin süresinden önce feshedilmemesi gerektiğini, bayilerinin sözleşmelerini haksız ve sözleşmeye aykırı olarak erken feshetmeleri nedeniyle yaptığı yaptırımları boşa giden müvekkilinin, yatırımını koruma amacı ile sözleşmenin akdi sırasında bir takım teminatlar talep ettiğini, müvekkilinin doğabilecek zararlarından bazıları alım taahhüdünden kaynaklı cezai şart, sözleşmenin erken feshinden dolayı kar kaybı, ariyet bedeli, intifa bedeli, verilen hibeler olduğunu, olası zararlar bakımından kendini güvence altına almak durumunda kalan müvekkilinin işbu davadakine benzer olarak bayilerinden teminat mektubu alarak rizikosunu önlemeye çalıştığını, pek çok zarar kaleminden dolayı davacı bayiden alacaklı olabilecek müvekkili için sadece cezai şart ve kar mahrumiyeti bakımından verilen karar dayanak yapılarak borcunun kalmadığına hükmedildiğini fakat zamanaşımı süresi içinde müvekkilinin başka zararlarından kaynaklı haklarını talep etme hakkı bulunduğunu, işbu davanın diğer zararlar ve teminat mektubu için değil hükümsüzlüğü talep edilen 2 adet çekin karşılığının tespiti bakımından görüldüğünü,Davacının 27.06.2013 tarihli dava dilekçesinde ikrar ettiği üzere vadeli alınan mallar için müvekkili şirkete 2 adet çek keşide edildiğini, yerel mahkemenin verdiği kararda çeklerin karşılıksız olduğuna hükmettiğini,Müvekkili tarafından nakde çevrilen teminat mektubu karşılığının işbu davanın konusu olmayıp, bu teminat kapsamına girebilecek borçlar bakımından müvekkilininrıca talep ve dava hakkının mevcut olduğunu, teminat mektubunun nakde çevrildiğinden bahisle karşılığı bulunan çeklerin hükümsüzlüğüne tespit edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Dilekçelerinde belirtilen ve araştırılması talep edilen hususların bilirkişi raporunda dikkate alınmadığını, yerel mahkemenin 04/04/2017 tarihli duruşma zaptında bilirkişiden dava konusu çeklerin davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunup bulunmadığı, kayıtlı ise ne şekilde muhasebeleştirildiği ve dava tarihi ve inceleme tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu bulunup bulunmadığı hususunda denetime elverişli bir rapor düzenlenmesini istediğini, bilirkişinin alacak-borç bakiyesinin ve hangi tarafın ne gibi kalemlerden dolayı sorumlu olduğunu ve takas-mahsup uygulanıp uygulanmayacağını tespit etmesi gerektiğini ancak bilirkişinin bu konuların hiçbirini değerlendirmediğini ve incelemediğini, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporlarına dayanan kararların Yargıtay tarafından istinasız olarak bozulduğunu, ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/848 E. 2020/2358 K. 16.3.2020 tarihli kararı) Müvekkili şirketin alacaklı olduğunun İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/493 E. ve 2014/381 K. Sayılı kararı ile sabit olduğunu, sadece bu dosyadan tespit edilen alacakların tarafların arasındaki tüm cari hesabı oluşturduğu kabulü bayilik ilişkisinin niteliğine aykırı olduğunu, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davanın 27/06/2013 tarihinde Antalya 4 ATM.’de açıldığı, 12/02/2014 tarih ve 2013/274 Esas- 2014/57 Karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine dosyanın İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır. Dava, dava dilekçesinde özellikleri belirtilen iki adet çekin ödeme nedeniyle bedelsiz kaldığı iddiasıyla söz konusu çekler yönünden borçlu olunmadığının tespiti talebiyle açılan menfi tesbit davasıdır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 146.maddesine göre hakim delillerden davanın yeterince aydınlandığı kanaatine varırsa tahkikatı bitirebilir. Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı verdiği beyan dilekçesinde sadece müvekkili şirketin defterlerinin incelenmesinin bilirkişi raporunun eksik bir şekilde düzenlenmesine sebebiyet verdiğini belirtip itiraz etmiş isede taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin 11 maddesinde davacı bayinin, davalı … tarafından tutulan defter ve kayıtları ile sözleşme metinlerini esas delil olarak kabul edileceğinin düzenlendiği tesbit edilmekle, uyuşmazlık halinde davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının delil olarak kabul edileceği hükmü gözetildiğinde davacı ticari defterlerinin incelenmediğine ilişkin itirazın yerinde olmadığı, diğer taraftan, HMK’nın 282.maddesi uyarınca bilirkişi raporu takdiri delil olup mahkemece, diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirileceğinden ve mahkemenin vardığı sonuç gerekçeli ve denetime elverişli olduğundan, davalı vekilinin, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğine yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. HMK 282 maddesinde “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” yasal düzenlemesi yer almaktadır. Davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yargılama aşamasında verilen beyan dilekçeleri ile de ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda bu iddialar değerlendirilmiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı; somut olayda, taraflar arasında imzalanan 04.10.2012 tarihli Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesinin Davacı şirket tarafından davalı muhataba Üsküdar … Noterliğinden gönderilen 26/06/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile feshedildiğinin ihtar edildiği, Davalı tarafından davacı muhataba Üsküdar … Noterliğinden gönderilen 27/06/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile; sözleşmenin haksız fesih edilmesinden dolayı 128.480 USD karşılığı 247.968.TL kar kaybı ve 25.000 USD cezai şart ve şirkete verilen 71.850,00 TL vadeli çekler olmak üzere toplam 384.883 TL alacakları bulunduğu alacak tutarının teminat mektubunu nakde çevrilmesi ile karşılanacağı, bakiye tutarının ise 3 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, Davalı tarafından davacı muhataba Üsküdar … Noterliğinden gönderilen 05/07/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, şirkete verilen 160.000,00.TL bedelli banka teminat mektubunun paraya çevrildiği önceki ihtarnamede belirtilen 71.850,00 TL vadeli çeklerden kaynaklanan alacak ve 88.150,00.TL tutar cezai şarta ve kar mahrumiyetinden kaynaklanan alacağın mahsup edildiği, bakiye 224.883 TL tutarın ise 3 gün içinde ödenmesi ihtaren bildirildiği, davalı tarafından davacı bayi aleyhine 19/07/2013 tarihinde İstanbul 13 ATM (kapatılan İstanbul 27 ATM.)’ de Sözleşmenin haksız olarak feshedildiği belirtilerek davalı şirketin verdiği teminatların paraya çevrilmesi ile karşılanmayan toplam 224.883,00 TL cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının tahsili talebiyle alacak davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucu 10/11/2014 tarih ve 2014/493-2014/381Esas-Karar sayılı kararı ile; davalı tarafın sözleşmeyi feshetmesinde haklı bir nedenin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı taraf lehine davanın mahiyeti ve hakkaniyet ilkesi gereğince bilirkişice belirlenen cezai şart miktarı üzerinden % 50 hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle 12.500 USD cezai şartın, 14.536,86 TL mahrum kalınan kar kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19 HD.’nin 30.11.2015 tarih ve 2015/6071 Esas- 2015/15845 Karar sayılı kararı ile onandığı, Daha sonrasında davalı şirket tarafından davacı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatılarak 160.000,00 TL bedelli teminat mektubundan 71.850,00 TL cari hesaptan kaynaklanan borç (davaya konu çeklerin toplam bedeli bedeli) 14.536,86 TL mahkemece hükmedilen kar mahrumiyeti, 24.150,00 TL mahkemece hükmedilen cezai şart, 4.542,90 TL mahkemece hükmedilen vekalet ücreti, 328,35 TL mahkemece hükmedilen yargılama giderinin mahsubu ile bakiye 44.591,89 TL ve işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 62.824,17 TL. talep edilmiştir. Davacı şirket ile davalı şirket arasında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasındaki borcun toplamda 70.030,00 TL. ödeme yapılarak kapatılması konusunda 10/03/2017 tarihinde protokol yapıldığı, protokol kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirketin hesabına 13/03/2017 tarihinde 70.030,00 TL. ödeme yapıldığı, davalının ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle düzenlenen mali müşavir bilirkişi raporunda, davalının davacıdan alacaklı olmadığı, davalı ticari defter kayıtlarına göre dava konusu 33.350,00 TL. Bedelli çekin 01/07/2013 tarihinde, 38.500,00 TL. Bedelli çekinde 04/07/2013 tarihinde davacıya iade şeklinde kayıt edildiği halde çek çıkış/iade bodroları üzerinde çeklerin davacı tarafından teslim alındığına ilişkin bir kaydın olmadığının belirtildiği, davalı tarafça çeklerin davacıya teslim edildiğine ilişkin delil ibraz edilmediği, dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı ve bu çeklerden kaynaklı davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşılmakla; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde; mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davalı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.908,07.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan (54,40.TL+ 1.172,61.TL= ) 1.227,01.TL harcın mahsubu ile bakiye 3.681,06.TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.