Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1574 E. 2022/1730 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1574
KARAR NO: 2022/1730
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2020
NUMARASI: 2015/262 Esas – 2020/345 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki anlaşma uyarınca müvekkilinin davalıya 08.03.2013 tarih … numaralı 44.380,98 TL bedelli irsaliyeli fatura düzenlediğini, satışa konu ürünleri nakliyeci … araclığıyla … Dış Tic. Ltd. Şti kaşesi ile birlikte … imzasıyla teslim ettiğini, söz konusu şirketin faaliyet adreslerinin, konularının ve ayrıca şirket yetkilileri ile ortaklarının davalı ile aynı olduğunu, hatta internet sitelerinin de benzer olduğunu, bu durumun davalının söz konusu malları teslim aldığını kanıtladığını, davalının müvekkili şirket yetkilisi … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan Samsun CB’nın 2013/22280 SR dosyasında şikayette bulunduğunu, anılan dosyada takipsizlik kararı verildiğini, müvekkilinin de davalının bu kötü niyetli davaranışları karşısında Çatalca ASCM 2014/902 E sayılı dosyada şikayette bulunup dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama sonucunda iddianamede şüpheli isminde hata yapıldığından sanık hakkında beraat kararı verildiğini, şirketin genel müdürü olan … hakkında ise Çatalca CB’na dosyanın gönderilmesine karar verildiğini, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibine de davalı tarafça itiraz edildiği belirtilerek, davalının Çatalca İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptaline, müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir, Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, dava konusu irsaliyeli faturanın müvekkiline değil dava dışı 3. kişi şirketin çalışanına teslim edildiği iddiasına dayandığını, bu nedenle müvekkili hakkında husumet itirazında bulunduklarını, dava konusu faturanın gerçek olup olmadığının tartışmalı olduğunu, söz konusu faturanın müvekkiline teslim edilmediğini, ayrıca … tarafından verilen takipsizlik kararının kaldırıldığını belirterek, davanın reddine davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 25/06/2020 tarih 2015/262 Esas 2020/345 Karar sayılı kararında;
“…Dava konusu fatura bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olup, davalı tarafın ve şirket yetkilisi ve adresi aynı olan dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtlarında mevcut değildir. Yine dava konusu irsaliyeli faturada teslim alan olarak isim ve imzası bulunan …’ın davalı ve dava dışı şirket çalışanı olduğuna ilişkin SGK kaydı bulunmamaktadır. Buna karşın; Davalı taraf icra takibine itirazında ve cevap dilekçesinde davacı ile bir ticari ilişkisi bulunmadığını beyan etmiş ve yemin teklifine icabetle verdiği beyanında davacı şirketle ticari ilişki kapsamında hiçbir görüşme yapmadığını, … koltuk altı jelleri olduğunu söyleyerek satmak istediğini, kendisinden alıp müşteriye satabilirse …’a ödeyebileceğini, satamazsa iade edeceğini söylediğini beyan etmişse de davalı şirket yetkilisi savcılıktaki beyanında davacının belirtmiş olduğu koltuk altı jeli satışının doğru olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkinin kurulduğunu kabul etmiştir. Kaldı ki soruşturma dosyasındaki beyanlarda davacı şirket yetkilisi, davalı şirket yetkilisi ve … taraflar arasındaki ticari ilişkiye …’ın aracılık ettiğini beyan ettiklerinden, davalının dava konusu ürünleri …’dan değil davacıdan sipariş ettiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf ürünleri nakliyeci … aracılığıyla davalıya gönderdiğini beyan etmiş, … tarafından düzenlenen taşıma irsaliyesi ve faturadan, dosya kapsamına sunulan irsaliyeli faturaya konu ürünlerin … plakalı araçla … tarafından teslim alındığı anlaşılmaktadır. Yine dosya kapsamına sunulan dava konusu … numaralı irsaliyeli faturada dava konusu ürünler ve fatura bedelinin yazıldığı, teslim alan kısmında … isminin yazılı olduğu, imza mevcut olduğu ve … Dış Tic. Ltd. Şti’nin kaşesinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu irsaliye faturada dava dışı … Şirketi’nin kaşesi bulunsa da ve teslim alan olarak isim ve imzası bulunan …, davalı ve dava dışı şirket kayıtlarında çalışan olarak görünmese de davalı şirket ile dava dışı … şirketinin hakim ortağı ve yetkilisinin … olması, her iki şirketin faaliyet adreslerinin aynı olması, …’ın yukarıda belirtilen soruşturma dosyasındaki beyanında dava konusu ürünlerin bir kamyonla işyeri adreslerine gönderildiğini kabul etmesi nazara alındığında ürünlerin davalı tarafça teslim alındığı kanaati oluşmaktadır. Davalı şirket yetkilisinin bir taraftan dava konusu ürünlerin davalı şirkete gönderildiğini fakat son kullanma tarihleri geçtiği için teslim alınmadığını beyan edip, diğer taraftan irsaliyeli fatura altındaki kaşenin yetkilisi olduğu ve aynı adreste faaliyet gösteren dava dışı diğer şirkete ait olduğunu ileri sürmesi şeklindeki çelişki de bu kanaati oluşturmuştur. Kaldı ki nakliyeci … da savcılık ifadesinde dava konusu ürünleri davalıya teslim ettiğini, ürünlerin kontrol edilerek teslim alındığını beyan etmiştir. Bu durumda davalının dava konusu ürünleri teslim aldığı sonucuna varılmıştır. Buna karşın; davalı taraf ürünlerin son kullanma tarihlerinin geçmesi nedeniyle iade edildiğini beyan etmişse de buna ilişkin tutanak veya başka bir delil sunamamış, bu husustaki iddiasını ispatlayamamıştır. Davacı taraf soruşturma dosyaları ve ceza dosyasına da delil olarak dayanmış olup, davalı şirket yetkilisinin çelişkili beyanları ve yukarıda tespit edilen hususlar ile davacı tarafın soruşturma dosyasındaki tespitlerle uyumlu iddiası nazara alındığında davacının davasını ispatladığı, davalının icra takibine itirazının haksız olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne, dava konusu alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. “gerekçesi ile, Davanın kabulüne, Çatalca İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında yapılan icra takibine davalının itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, ispat edilemediği halde davanın kabulüne karar verildiğini, davacının müvekkiline mal teslim ettiğini iddia ederek, malın teslim alındığını, bedelinin ödenmediğini beyan ettiğini, faturanın müvekkili tarafından kabul edilmediğini, dosyada delillerin eksik ve hatalı değerlendirildiğini, müvekkili şirketin davacı ile herhangi bir şekilde ticari ilişkisinin olmadığını, mahkemenin delil değerlendirmesini yaparken Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/22280 Soruşturma numaralı, 2013/14638 karar numaralı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararını incelediğini ancak söz konusu kararın Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaldırıldığını bildirmelerine rağmen yargılama sırasında ve de gerekçeli kararda söz konusu kararın incelenmediğini, mahkeme’nin hissiyat üzerine hareket ettiğini, somut gerçeklikten uzak şekilde davanın kabulüne karar verdiğini, dosya kapsamında müvekkili şirket yetkilisi …’ın davacı ile ticari ilişki yürüttüğünü beyan etmediğini, …’ın davacının çalışanı vs olmayıp müvekkilinin başkaca çalıştığı firmalarla ilişkili olduğunu, …’ ın SGK sorgusunun yapılması halinde davacı bünyesinde çalışmadığını, davacı adına hareket ettiğine dair herhangi bir belge ya da bilgisinin bulunmadığını, Dosya kapsamında hazırlanan bilirkişi raporlarında, dava dışı … Kozmetiğin defterlerinin incelenmesinin çeşitli sebeplerle yapılamadığının açık olduğunu ancak dosya kapsamında da savcılık dosyasına defterlerin ibraz edildiğini, ibraz edilen defterlerde dava dışı üçüncü kişiye ait de herhangi bir kayda rastlanılmadığını, bu hususun dosyaya celbedilen ceza dosyasında sabit olduğunu, Bilirkişi raporundaki tespitin daha önceki tespitlerinin devamı şeklinde olduğunu m bendindeki tespitte “davacı tarafından 08.03.2013 tarih … nolu 44.380,98 TL bedelli İrsaliyeli faturaya konu .. Malların davalıya teslim ettiğini ispat için yeterli delil niteliğinin bulunmadığı…” yönünde kanaate varıldığını; bilirkişinin bu yöndeki tespitine katıldıklarını; davacının müvekkiline mal teslim ettiğini ispat etmediğini, Dava kapsamında müvekkilinin ve dava dışı üçüncü kişi olan şirket açısından değerlendirme yapıldığında müvekkili şirkete teslim edilen herhangi bir mal olmadığını; dosyaya gelen tüm cevabi yazılarda müvekkili ile davacı arasında herhangi bir bağ olmadığının açıkça görülebildiğini ve ispat külfeti kendisinde olan, alacaklı olduğunu iddia eden davacının açtığı itirazın iptali davasını ispat edemediğini; faturaya dayalı itirazın iptali davalarında davalının akdi ilişkiyi kabul etmemiş olması halinde ispat külfetinin faturayı düzenleyen tarafta olduğunu; davacının davasını mutlaka HMK 200. Maddesinde belirtilen ispat araçları ile ispat etmesi gerektiğini, Davacı tarafın anılan faturayı, tek başına ispat vasıtası olarak kullanamayacağını; kullanacaksa bile faturanın geçerli olması için davalı müvekkiline tebliğini ve faturanın teslim edildiğini belgelemek ve ispat etmek zorunda olduğunu; davacı tarafın, faturanın tebliği ve teslimi hususlarını ispat edemediğini, zira faturayı teslim alan …’ın, müvekkili bünyesinde çalışmadığını; bu hususun SGK’dan gelen cevaplarla ispatlandığını, Yargıtay kararları’nda da faturanın tek başına ispat vasıtası olarak kullanılamayacağının taraflar arasındaki akdi ilişkinin ispat edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, Davacı alacaklının aleyhlerine icra takibi başlatmakta ve işbu davayı ikame etmekte kötü niyetli olduğundan dolayı alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, takibin iptaline ve davacı yan aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari satımdan kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı tarafça, davalıya yapılan mal satışına istinaden düzenlenen faturadan kaynaklanan borcun ödenmediği, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine de itiraz edildiği belirtilerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmesi talep edilmiş; davalı ise, mal alım satımına dair ticari ilişkiyi ve mal teslimi iddiasını inkar ederek, takibe dayanak fatura nedeniyle davacıya borcunun bulunmadığını savunmuştur.Malın teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını ispatı için yeterli olmayıp, alacağın varlığının başka delillerle alacaklı tarafından ispatlanması gerekir. Takibe ve davaya konu faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların/hizmetin davalıya teslim edildiğinin/verildiğinin kabulü gerekir. (Emsal: Yargıtay 19. HD’ nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı ilamı)Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafından düzenlenen takibe dayanak fatura davacı ticari defterlerinde kayıtlı ise de, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi, davalı tarafça faturanın BA formu ile bildiriminin de yapılmadığı, SGK yazı cevabına göre faturada teslim alan olarak imzası bulunan … isimli şahsın davalı çalışanı olmadığı, davalı şirket yetkilisinin duruşmada fatura ve irsaliyeye konu ürünleri teslim almadığı ve aldırmadığı, bu faturaya ilişkin davacıya bir borcunun olmadığı hususunda yemin ettiği, bu hali ile faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması tek başına mal teslimini ispata yeterli olmadığı, dosya kapsamı ile davacının takibe dayanak faturaya konu malları davalıya sattığı ve teslim ettiğinin ispatlanamadığı gözetilerek mahkemece davanın reddine, davacının kötüniyetli olarak icra takibi başlattığı kabul edilemeyeceğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verimiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2020 tarih ve 2015/262 Esas – 2020/345 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; Davanın REDDİNE,2-Dosya kapsamı itibariyle koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 536,02 TL harçtan mahsubu ile bakiye 455,32‬ TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Davalı tarafından sarf edilen 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 9-Davalı tarafından yatırılan 757,92 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 10-Davalı tarafından sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 52,5.TL tebligat/ posta masrafı olmak üzere; toplam 201,1 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.