Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1571 E. 2020/1296 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1571
KARAR NO : 2020/1296
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2019
DOSYA NUMARASI : 2019/1018 Esas – 2019/1170 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; müvekkili şirketin ticari faaliyeti esnasında ticari alım satımı nedeniyle davalı şirkete ve onun sahibi olan diğer davalı …’a borca karşılık bona verildiğini, bono bedeline ilişkin olarak İstanbul …. İcra Dairesi’ nin .. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkillerinin tekstil firmasındaki makine ve mallarına haciz konulduğunu, icraen satış işlemleri başlatıldığını, dava konusu apartman dairesinin 2014 yılında müvekkili şirket adına tapuda tescilinin yapıldığını, müvekkili şirketin borcun karşılık olmak üzere tarafların uzlaşmaları neticesinde bu taşınmazın tapusunu davalılara bedelsiz olarak devrettiğini, ancak devirden sonra haciz işlemlerinden feragat edilmediğini, yediemine teslim edilen hacizli malların iade edilmediğini, ayrıca icra ceza mahkemesindeki şikayetten vazgeçilmediği gibi üste yapılması gereken 100.000,-TL’ lik fark ödemesinin de yapılmadığını belirterek, taşınmazın 3. kişilere devrinin engellenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi konulmasına, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı şirket adına tapuya tesciline, bu mümkün olmaz ise, bedelinin devir tarihinden itibaren müvekkiline faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 31/12/2019 tarih ve 2019/1018 Esas – 2019/1170 Karar sayılı kararı ile; ” … Dosyanın incelenmesinde; davacı vekili tarafından davalı aleyhine itirazın iptali davası açılmış ise de, 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı kanunun 20. maddesinde açıklandığı üzere, “…….ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce Arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” ve aynı kanunun 23. maddesinin 2. fıkrasında “…..arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” denildiğinden davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davada arabulucuya başvurma dava şartı gerçekleşmediğinden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerektiği … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalılar arasında ihtilaflı olan taşınmazın mülkiyeti ile ilgili olarak dava konusu alacağın, mevcudiyeti itibariyle de ihtilaf bulunduğunu, davalılar tarafından müvekkillerinin alacak hakkı kabul edilmediğinden, tarafların arabuluculuk safhası ile uzlaşmalarının da mümkün olmadığını, taraf teşkili sağlanılarak davanın esasına girildiği halde, arabuluculuk safhasının dava şartı olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, şirketler ve taraflar arasındaki ihtilafın yargı yolu ile çözümlenmesi gerektiğini, Davalıların, müvekkilerine ait dairenin mülkiyetini hukuka ve kanuna aykırı şekilde elde ettiklerini, taşınmazda oturan müvekkilinin ailesini tahliye tehdidi altında bırakıldıklarını, mahkemece bu hususlar incelenmeksizin eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise res’en gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Mahkemece, uyuşmazlığın dava şartı olan arabuluculuk kapsamında olduğu kabul edilerek davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosyanın incelenmesinde, dava konusu taşınmazın …AŞ adına kayıtlı olduğu, taraflar arasında yapılan Kadıköy …. Noterliğinin 19/09/2019 tarih … yevmiye no’lu Düzenleme Şeklinde Sözleşme ile, …’nin yüzde yüz hak sahibi bulunduğu İstanbul ili … ilçesi … ada … parsel numarasında kayıtlı A Blok 208 No’ lu bağımsız bölümle ilgili olarak 205.794,74 TL bedelli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin aynı şartlarla bütün hak ve vecibeleri ile …’ne devrettiği, bu devre …AŞ yetkilisinin muvafakat ettiği anlaşılmaktadır. 19/12/2018 günlü Resmi Gazete de yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 06/12/2018 tarih 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle Türk Ticaret Kanunu’ na eklenen 5/A maddesi “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir. Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, taraflar arasında dava konusu taşınmaz ile ilgili taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin devri sözleşmesi yapıldığı, davacılar vekilince dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde taşınmaz bedelinin tahsili talep edilmekle terditli talepte bulunulduğu, ilk talep olan tapu iptali ve tescil yönünden, davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebine ilişkin olmadığı, dolayısıyla davanın TTK’nın 5/A maddesinde düzenlenen arabuluculuk dava şartına tabi bulunmadığı dikkate alınarak, taraf delilleri toplanılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 31/12/2019 tarih ve 2019/1018 Esas 2019/1170 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/11/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.