Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1566 E. 2022/1703 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1566 Esas
KARAR NO: 2022/1703 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/787 Esas – 2019/1179 Karar
TARİH: 10/12/2019
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı tarafından … T.A.Ş. Atatürk Şubesi’nden … ile 5.000 Euro paranın eşi … adına ödenmek üzere Fransa’ya transfer edildiğini, ödemenin gönderilen isme yapılacağının sözlü olarak belirtildiği ve transfer işleminin gerçekleştirilmesi için imzalanan bildiride yer almakta olduğu halde dava konusu bedelin davacının eşine değil üçüncü şahsa ödendiğini bu nedenle 5.217 Euro olan alacağın işlem tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının davasına husumet itirazlarının olduğunu, davacının yaptığı işlemin … işlemi olduğunu müvekkilinin bu şirketin acentesi olduğunu, dolasıyla davayı bu şirkete açabileceğini, davacının para gönderme işlemi yaptığını bu işlem gereği kendisine verilen makbuzda para çekme numarasının olduğunu, bu numaranın sadece müşteri ile paylaşıldığını, ayrıca para çekme esnasında bu numara ve kimlik göstermenin zorunlu olduğunu, davacının bu numarayı 3. Şahıslar ile paylaşmaması gerektiğini, tanımadığı kişiler ile para gönderme formunu paylaşması durumunda ortaya çıkacak zararın kendi kusuru olacağını, formda da belirtildiği üzere müvekkili bankanın sorumluluğu olmadığı paranın çekileceği ülke … acentesinin sorumlu olduğunu, davacının kendi kusuru ile zarara uğradığını, davanın reddine karar verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/12/2019 tarih ve 2016/787 Esas – 2019/1179 Karar sayılı kararında; ” ……Netice olarak bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere, davacının iddia ve taleplerinin yerinde olmadığı, var ise uğranılan zarardan davalıların sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır. Zira yapılan yargılamada iddia,savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, … sistemiyle gerçekleştirilen para transferlerinde paranın çekilebilmesi için gerekli olan asıl bilginin MTCN olarak kısaltılan şifre olduğu, bu şifrenin alıcı tarafından bildirilmemesi halinde sadece kimlik bilgileri ile ödeme almanın imkansız olduğu, davacı tarafından eşi adına gönderilen para davalı banka tarafından … sistemine aktarılıp, Fransa’da … acentesi yahut ödeme noktası olduğu anlaşılan … şubesinden MTCN bildirilmek suretiyle çekildiği, sadece davacının bilgisi dahilinde bulunan MTCN’nin üçüncü kişilerin eline geçmiş olmasından davalı bankaya atfı mümkün bir kusur bulunmadığı, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde de sunulmuş olan müşteri bilgilendirme formunun B/1 bendinde havale bilgilerinin … sistemine aktarılmasından sonra bizzat …’dan ve/veya onun ödeme noktası yahut acentesinden kaynaklanan nedenlerle havalenin alıcısına ulaşmaması veya geç ulaşmasından ötürü bankanın sorumlu olmayacağına dair hükmün yer aldığı, hükmün davalı bankanın kendisinin ağır yahut hafif kusurundan ötürü sorumlu olmayacağına dair düzenleme içermediğinden TBK’nun 115 maddesi kapsamında geçersizliğinden söz edilemeyeceği anlaşılmış olup, bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir….”gerekçesi ile, Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hatalı olduğu, kaldırılması gerektiğini, Müvekkili …’un davalılardan … T.A.Ş. Atatürk Havalimanı Şubesi ile yapmış olduğu görüşmelerde … Hızlı Para Transferleri ile transfer edilen bedellerin sadece gönderilen isme ödeneceği bilgisini almış olması sebebiyle, davalılardan … T.A.Ş. Atatürk Şubesi’nden … Hızlı Para Transferleri ile eşi …’a ödenmek üzere Fransa’ya 5.000 EURO transfer ettiğini, Ancak … Hızlı Para Transferleri ile transfer edilen bedellerin sadece gönderilen isme ödeneceği gerek yüz yüze yapılan şifahi görüşmelerde bildirilmesine gerekse para transfer işleminin gerçekleştirilmesi için imzalanan bildiri formlarında yer almaktaysa da söz konusu bedelin müvekkilinin eşine değil de üçüncü bir şahsa ödendiğini öğrenmesinin akabinde müvekkilim tarafından Bakırköy … Noterliği’ nin … yevmiye numaralı, 04.09.2014 tarihli ihtarnamesiyle davalılara ihtarname keşide edilerek ortaya çıkan zararın ödenmesi talep ettiğini, davalılardan … T.A.Ş. Genel Müdürlüğü’nden 22.10.2014 tarihli cevabi yazıyla menfi yanıt verildiğinden oluşan zararın giderilmesi amacıyla açılan dava sonrasında dosyanın bilirkişiye tevdi edildiğini, bilirkişi raporunun objektif değerlendirme kriterlerini yansıtmayan gerçeklikten uzak ve değişen bankacılık ve para transfer işlemlerini anlamlandırma yönünden zayıf ve dava dilekçesindeki iddiaların, taleplerin çok uzağında olduğunu ancak yerel mahkeme tarafından hükme elverişli bulunduğunu, Gerek davalı tarafından gerekse de bilirkişi raporunda üzerinde mutabakat sağlanan hususun … Paris temsilciliğinin, kusuru ile kendi bünyesinde bulunan parayı şirket kriterlerini göz ardı edilerek kimlik gösterilmeden paranın 3. bir kişiye verilmesi ve müvekkili davacıyı zarara uğratması olduğunu, davanın esasının her iki tarafça da kabul edildiğini, Hükme esas alınan Bilirkişinin tanzim ettiği raporun, Türk Ticaret Kanunu hükümleri değerlendirilmeden ve göz ardı edilerek rapordaki açıklamalarını dava dosyasına giren hiç bir sözleşmeye dayandırmadan basit havale ilişkisini açıklayarak ve açıklamış olduğu tarafların sorumluluklarını da hiç bir sözleşmeye atıf yapmaksızın düzenlendiğini,(Ek 1: Emsal Karar Yargıtay 15. HD 2004/3652 E. Ve 2005/634 K. 09.02.2005 tarihli kararı) Bilirkişi raporunda havale hukuku anlamında genel açıklamalar, bankanın sorumlu olduğu hususlar ve bankanın sorumlu olmadığı hususlar başlığı altında başlıklar halinde yapılan açıklamalar havale alıcısı ile göndericisinin sorumluluklarını genel olarak açıkladığını ancak yapılan açıklamaların TBK bağlamındaki özellikle yurt içindeki havale eden ile edilen arasındaki klasik ilişkiyi düzenlerken dava dilekçesinde belirtilen ve talep edilen hususun davalı tarafın para transferindeki parayı uhdesine aldıktan sonra acentesi olduğu … firmasının Paris’teki ödeme noktasının kusuru ile müvekkili zarara uğratması olduğunu ve davanın da husumet olarak acente sıfatı ile hareket eden davalıya bu davanın yöneltilmesi gerektiğini, Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri gereğince davalı tarafın pasif dava ehliyeti olması ve kusurun davalıya izafe edilmesi hususunda bir tereddüt olmamasına rağmen davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğunu, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davanın 02/10/2015 tarihinde İstanbul 7 AHM.’de açıldığı, İstanbul 7 AHM. tarafından davanın bankacılık işleminden kaynaklandığı ve ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle 08/04/2016 tarih ve 2015/434 Esas-2016/180 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararı üzerine dosyanın İstanbul 12 ATM.’ye tevzi edildiği, bu mahkemece yapılan yargılama sonucunda istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır.Dava, … sistemi üzerinden davalı banka aracılığıyla havale edilen paranın alıcısından başkasına ödenmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili görev konusunu istinaf nedeni yapmamış ise de, görev kamu düzenine ilişkin olduğundan HMK’nun 355.maddesi gereğince Dairemizce resen bu konu irdelenmiştir. Davanın 6502 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra 02/10/2015 tarihinde açıldığı, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı kanunun 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu dava, Kanunda “bankacılık ve benzeri sözleşmeler” olarak ifade edilen ve tahdidi olarak sayılmayan bir hukuki işlemine dayandığından tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK 115/2 maddesi gereğince dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın esası hakkında kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/13152 Esas- 2018/1046 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun usulen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’ nın 355 ve 353/1-a3 maddeleri gereğince kaldırılarak, kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun usulen KABULÜ ile;İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2019 tarih ve 2016/787 Esas – 2019/1179 Karar sayılı kararının HMK’ nın 355 ve 353/1-a3 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.