Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1555 E. 2022/2015 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1555 Esas
KARAR NO: 2022/2015 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/452 Esas – 2020/313 Karar
TARİHİ: 22/06/2020
DAVA: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı taraf aleyhine 01/10/2009 tarihinde Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … sayılı (eski … sayılı) dosya ile icra takibi başlatıldığı, icra dosyası alacaklısı ilk önce Davalı … T.A.Ş iken, icra dosyasının diğer Davalı … A.Ş’ye devredilmesi ile dosya alacaklısının taraf değiştirdiği, taraf olarak Davalı … A.Ş olduğu .haksız ve hukuka aykırı talep ile takibi başlatanın Davalı … T.A.Ş olduğu, İTO internet sitesindeki şirket kaydına bakıldığında diğer davalı taraf Davalı … A.Ş’nin sicil kaydının kapalı olduğu web adresi olarak verilen www…com.tr adresine bakıldığında … A.Ş’nin, … A.Ş ile birleşmesinden dolayı bütün hakların … A.Ş’ye geçtiğinden dolayı 2.Davalı olarak gösterildiği, icra dosyası incelendiğinde borcun,kredi sözleşmesinden kaynaklı borç olduğunun göründüğü, bu borçların 2 ayrı şekilde gösterildiği ve iki ayrı faiz talep edildiği, 1 .sinde 6.797,37 TL asıl alacak, ve ferileriyle birlikte toplam 9.810,39 TL tutarlı, 2.sinde 17.795,81 TL asıl alacak, ve ferileriyle birlikte toplam 20.978,52 TL tutarlı hesaplandığı, talep kısımında tablolarında belirtilen oranlardan işleyecek temerrüt faizleri belirtilerek talep edildiği, banka kayıtlarında dahi aylık faiz oranının bu oranlarda olmadığı halde Davalı … yüksek oranlar üzerinden icra takibine girişildiği, Bankalar Birliği ile Merkez Bankasının belirlediği oranları aşan şekilde faiz talep edilmesinin hukuksuz olduğunun ortada olduğu , bu icra takibi devam ederken icra dosyasının diğer borçlusu … tarafından 30.000 TL 29/05/2015 tarihinde, yine 60.000 TL’de 28/12/2015 tarihinde haricen alacaklı tarafa ödeme yapıldığı, bu ödemelerin icra dosyasına ödeme tarihinde hemen yansıtılmadığı, ödemeler yapıldıktan sonra neredeyse 2 sene sonra , müvekkillerinin kayıtlı olan taşınmaz arsa payı hissesi icra dosyası üzerinden satıldıktan sonra 08/03/2017 tarihinde beyan edildiği, haricen tahsil beyanının geç yapılması nedeniyle 90.000 TL üzerinden müvekkilden alınması gereken %4,55 harç oranı yerine fazladan % 11,38 oranında harç alındığı, bu yönden de müvekkillerine zarar verildiği, ayrıca alacaklı taraf diğer icra borçlusu … ile haricen anlaşılmış ve onun hakkıdaki takipten feragat edildiği ve sadece müvekkilleri aleyhine icra takibine devam edildiği, icra dosyasına bu ödemeler yapılmasına rağmen , yani toplamda 90.000 TL haricen ödeme ve 81.367,00 TL de taşınmaz satışından gelen para tahsilatı yapılmak sureti ile dosyadan toplam 171.367,00 TL tahsilat yapıldığı, alacaklının istemiş olduğu faiz oranlarının hukuka aykırı olduğu, davacının talep ettiği bu faiz oranlarına göre hesap yapılamayacağı, yine müvekkillerine noter ihtarı tebliğ edilmediği, icra dosyasında herhangi bir noter ihtarnamesi bulunmadığı, oysaki kefiller için faiz noter ihtarı ile başladığı ve buna aykırı icra takibi ile istenen faiz kalemlerini de kabul etmedikleri, ayrıca bankaya haricen 5.000 TL ödeme yapılmasına rağmen bu ödemenin de icra dosyasında beyan edilmediği, icra dosyasında Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/189 Esas 2011/309 sayılı kararının mevcut olduğu, bu kararda görüleceği üzere diğer icra borçlusu …’ün itirazı üzerine bir karar verilmiş ve bu kararda alacaklı tarafın 1 .asıl alacak kalemi yönünden %126 oranında temerrüt faizi talep etmesinin yanlış ve hukuk dışı bulunmuş olduğu bu alacak kalemi için en fazla %72 oranında temerrüt faizi talep edebileceğinin belirtildiği, diğer 2. Alacak kalemi için %34,80 oranındaki temerrüt faizinin aynen devamına karar verildiği, oysa ki Müvekkilleri aleyhine yapılan hesaplamada icra dosyasında borç kalemleri için temerrüt faizi %126-%34,80 üzerinden hesaplandığı,alacaklıya bu şekilde ödeme yapıldığı,Alacaklı taraf müvekilleri … için diğer borçlu lehine verilen mahkeme kararına rağmen temerrüt faizi konusundaki gayri hukuki talebini değiştirmediği fahiş miktarlı faiz oranlarına göre dosyasını tahsil ettiği, müvekkillerine ait taşınmazı sattırdığı, müvekkilleri aleyhine yapılan takibe konu alacak isteminin esası Taşıt alım kredisi olduğu, kredinin asıl borçlusunun … Tic.Ltd.Şti.olduğu, bu taşıt alımı nedeniyle taksitli borçları zamanında ödenemediğinden iş bu takibin başlatıldığı, bu aracında Alacaklı tarafından satıldığı bu tutarında dosya borcundan düşülmediği, davalı … tarafından satılan araç için yapılan ödemenin kredi dosyasına ve icra dosyasına bildirilmemesi nedeni ile müvekkillerinin borç tutarının artırıldığı, alacaklı tarafın hukuka aykırı olarak %126 oranında temerrüt faizi ile dosyayı tahsil etmiş olmasının mevzuata ve hukuka aykırı olduğu, alacaklı tarafa 90.000 TL haricen tahsil bildirimini geç yapmış olması nedeni ile %4,55 olarak ödenmesi gerekirken , tahsil harcı oranı %11.38 üzerinden hesaplandığı, oysa ki hacizli icra dosyasında haricen ödemelerde tahsil harcı oranı %4,55 olduğu, buna aykırı hesap yapılması ve alacaklı tarafın dosyaya zamanında bildirmemesi üzerine bu külfetin Müvekkile yüklenmesi hukuki olmadığın fazla ödenen bu bedelin de hesaptan düşülmesi gerektiği dosyadaki alacağın 08/02/2017 (satış) tarihi esas alınmak yerine 1 ay sonrası için 08/03/2017 tarihi itibariyle hesap yapılmak suretiyle 1 aylık fazladan faiz tahsil edildiği ayrıca 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni 6098 sayılı TBK gereğince , eldeki kredi sözleşmesine de uygulanması gereken ve kamu düzeni ile ilgili olan faiz kuralları gereği (TBK M.88) Akdi faiz, kanuni faizin %50’sini aşamaz, Yine temerrüt faizi (TBK M.120) de kanuni faizin %100’ünü aşamaz.01/07/2012 tarihinden itibaren yasal faiz yıllık %9’dur.Akdi faiz oranı %14,50’yi temerrüt faizi de %21,75’i aşamaz. Dosya faiz oranında buna göre talep edilmesi gerekirken davalılar tarafınca aşırı faiz miktarı ile borçlunun mahfına neden olduğu belirtilip külli tespit ve kısmi eda(istirdat) talebi, dava yoluyla iddia ve talep edilmiştir.Davalı … A.Ş’ye ait Cevap dilekçesi dava dosyasında tespit edilmemiştir.Davalı … T.A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, iş bu davaya mesnet icra dosyasının 01/10/2012 tarihinde Banka ile … Şirketi arasında akdedilen Tahsili Gecikmiş Alacakların satışı Devrine ilişkin Sözleşmeye istinaden temlik edildiği, alacaklı bankaya haricen 5.000 TL ödeme yapılmış olduğunu ve bunun icra dosyasına yansıtılmamış olduğunu iddiasına karşılık, belirtilen ödemenin haricen bankaya ödenmemiş olup icra dosyasından borçlunun rehinli aracının satılması neticesinde müvekkillerine yapılan ödeme olduğu, davacının iddiasının mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğu, dava dilekçesinde davacı yan talep edilen faizlerin TBK hükümlerine aykırı olduğunu ve hukuka aykırı olduğunu belirttiğini, TTK’ya göre tacirler arasında imzalanan işler karine olarak ticari iş sayıldığını,dava konusu yapılan kredi sözleşmesinin taraflarının tacir olmasının nedeniyle TTK M.8’e göre taraflar faiz oranlarını serbestçe kararlaştırabilecekleri, iş bu davadaki dava konusu takip alacağının … Şirketine temlik edilmiş olması nedeniyle Davalı … T.A.Ş yönünden davalı sıfatının kalmadığı ve husumet yokluğundan davanın reddi gerektiği hususları savunulmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 22/06/2020 tarih 2017/452 – Esas 2020/313 Karar sayılı kararında; “Dava, davacı aleyhine başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas (… eski esas) sayılı dosyada hukuka aykırı bir şekilde yüksek faiz oranı uygulandığı, haricen tahsil beyanının geç yapılması nedeni ile fazla oranda tahsil harcı yüklendiği, davacıya noter ihtarnamesinin tebliğ edilmemesi nedeni ile haksız olarak işlemiş faiz işletildiği, bankaya haricen 5.000,00 TL ödeme yapılmasına rağmen ödemenin icra dosyasına bildirilmediği, alacaklı tarafından satılan … plakalı aracın dosya borcundan düşülmesi gerekirken düşülmediği sebepleri ile davalının fazladan para tahsil ettiğinden bahisle bu paraların faiziyle birlikte istirdatı talebidir. Dava, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 15.000,00 TL üzerinden açılmıştır. İlgili icra dosyaları ile mahkememizin 2010/189 Esas sayılı dava dosyası celp olunarak dosya arasına alınmış ve incelenmiştir. Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır. Dava, davacı aleyhine başlatılan icra takibinde haksız yere fazladan tahsilat yapıldığından bahisle istirdat davasıdır. Davalı … T.A.Ş’nin husumet itirazının öncelikli olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Dava konusu icra takibini alacaklı sıfatı ile … T.A.Ş’nin başlattığı, ancak icra takibi devam ederken alacağın … A.Ş.’ye temlik edilmiş olduğu (… A.Ş.’den en son … A.Ş.’ye geçtiği anlaşılmıştır) hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde de bu temlikten söz edilmiş olup, dava tarihi alacağın temlikinden sonraki tarihtedir. HMK’nun dava konusunun devrine ilişkin 125.maddesi dava konusunun davanın açılmasından sonra devrine ilişkin olup, dava tarihinde zaten söz konusu temlik işlemi yapıldığından ve davacı taraf da bu temlik işlemini bildiğinden, alacağın bir kısmının temlik eden tarafından tahsil edilmesi sonucu değiştirmeyeceğinden, davalı … T.AŞ’nin pasif husumet ehliyeti bulunmayıp davanın bu davalı yönünden taraf sıfatı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkememizce, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların değerlendirilmesi açısından teknik hesap incelemesi gerektiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. İlk olarak hesap bilirkişisi …’nın 28/12/2017 tarihli raporu, akabinde itirazlar üzerine bu bilirkişiden 15/08/2018 tarihli ek rapor aldırılmıştır. Akabinde icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak kapak hesabı istenilmiş ve kapak hesabı ile birlikte taraf itirazlarının değerlendirilmesi için hesap bilirkişisi … ve Bankacı bilirkişi …’dan teşekkül eden bilirkişi heyetinden 13/11/2018 tarihli rapor aldırılmış, yine taraf itirazları üzerine bu kez aynı bilirkişi heyetine Doç.Dr. … ve SMMM bilirkişisi … eklenerek dörtlü bilirkişiden taraf itirazlarının tek tek değerlendirilmesi için 15/08/2019 tarihli heyet raporu aldırılmıştır. Yine itirazlar üzerine bu kez aynı heyetten (heyette Doç.Dr. … bulunmaksızın) üçlü bilirkişi olarak 19/04/2019 tarihli ek rapor aldırılmıştır. Ve son olarak, 19/04/2019 tarihli 1.ek raporla 15/08/2019 tarihli 2.ek rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi, ayrıca mahkememizin 2010/189 esas sayılı itirazın iptali dosyası ile hükmolunan alacak kalemlerinden itirazın iptali neden ile hüküm altına alınan feri alacakların (yargılama giderleri, vekalet ücreti, harçlar ve icra inkar tazminatı) hesaplamaya dahil edildiği ve dahil edilmediği şeklinde alternatifli hesaplama yapılması için aynı dörtlü bilirkişi heyetinden 30/12/2019 tarihli ek rapor (3.ek rapor) aldırılmıştır. Davacı vekili tarafından sunulan 19/02/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde talep edilen 15.000,00 TL alacağın 14.802,85 TL daha artırılmak sureti ile 29.802,85 TL’ye çıkardıkları bildirilerek bu alacağın 08/02/2017 ihale/satış tarihinden itibaren yıllık % 72 faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep edilmiş, bakiye harcın yatırıldığı anlaşılmıştır.Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davalı tarafça davacı aleyhine yapılan icra takibinde, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporlarında yapılan hesaplamalardan da anlaşıldığı üzere, araç satışı suretiyle yapılan 5.900,49 TL lik ödemenin dosya borcundan düşürülmesi gerektiği, taşınmaz satışından elde edilen 84.000,00 TL satış bedelinden kesintiler yapıldıktan sonra dosyaya giren paranın dosya borcundan düşülmesi gerektiği, icra takibinin diğer borçlusu … tarafından dosyaya haricen yapılan 30.000,00 TL ve 60.000,00 TL ödemelerin de dosya borcundan düşülmesi gerektiği, her iki kredi için icara takibinde talep edilen faiz oranlarının TBK hükümleri uyarınca yasanın sınırları dahilinde olmayıp fazladan faiz talep edildiği, faiz oranlarının her ne kadar davacı tarafın dosya tarafı bulunmasa da mahkememizin 2010/189 Esas sayılı dosyasında kabul edilen faiz oranlarının (% 72 ve % 34,80) uygulanması gerektiği, tahsil harcının takipte talep edilen takip çıkışı meblağ üzerinden alınması gerektiği ve yine haricen yapılan tahsilatlarda tahsil harcı oranının 1/2 olarak uygulanması gerektiği, yapılan tüm ödemelerin TBKnun 100.maddesi uyarınca öncelikle icra giderleri ve faizlerden mahsup edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Yine, davacının mahkememizin 2010/189 Esas sayılı dosyasının tarafı olmadığı, bu davanın dosyanın diğer borçlusu tarafından icra takibine yapılan itiraz nedeni ile takibin devamı için açılmış bulunan itirazın iptali davası olduğu, dolayısıyla bu dosyanın tarafı olmayan davacının bu dosyada verilen kararda geçen yargılama giderleri, vekalet ücreti, harç ve icra inkar tazminatından sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır. Bu kabul ve ilkeler doğrultusunda mahkememizce aldırılan 30/12/2019 tarihli ek raporun (3.ek raporun) hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, raporda davacı aleyhine tahsil edilmiş farkın 29.802,85 TL olduğunun hesaplandığı anlaşılmakla davacının ıslah dilekçesi de göz önünde bulundurularak davanın davalı … A.Ş. yönünden kabulüne, davanın yukarıda belirtildiği üzere davalı … T.AŞ yönünden ise husumet yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı taraf her ne kadar talep edilen alacağın 08/02/2017 ihale/satış tarihinden itibaren yıllık % 72 faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş ise de; dava tarihinden önce davalı tarafın temerrüde düşürülmemesi nedeni ile faiz başlangıcının dava dilekçesiyle talep edilen meblağ için dava tarihi ve ıslahla artırılan meblağ açısından ıslah tarihi olarak kabulünün gerektiği, yine davacı taraf her ne kadar davalı tarafın kendisinden talep ettiğini ileri sürdüğü % 72 oranında faiz talep etmiş ise de mahkememizce yapılan bilirkişi incelemelerinde uygulanması gereken faiz oranlarına göre hesaplama yapıldığı, dolayısıyla fazladan talep edilen faiz oranını zaten iade meblağı içerisinde yer aldığı anlaşılmakla davacı tarafın faize ilişkin bu şekildeki talebi mahkememizce kabul görmemiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile, -Davanın davalı … T.A.Ş. yönünden taraf sıfatı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE -Davanın davalı … A.Ş. yönünden KABULÜ ile, 29.802,85 TL’nin 15.000,00 TL’sinin dava tarihinden 14.802,85 TL’sinin ıslah tarihi olan 19/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle, diğer Davalı … tarafından … Tic. Ltd. Şti. grubuna ait aşağıdaki 2 adet icra takibine ait hak ve alacakların 01/10/2012 Tarih ve … Yevmiye numaralı temlik sözleşmesi ile müvekkili şirkete devredildiğini, (Ek-1 ve Ek-3), (Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. (Yeni Esası : … E.),- Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. (Yeni Esası : 2014/ 12079 E.)) Temlik konusu icra takiplerinden; Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. (Yeni Esası: … E.) dosyasında davacı …’ nın da borçlu-kefil olarak taraf bulunduğu dosyanın diğer borçlusu …’ün takibe itiraz ettiğini, ilgili itirazın iptali için açılan davanın temlik veren … lehine sonuçlandığını ve takibin devamına karar verildiğini, (Ek-2. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/189E. 2011/309 K. – GKS – İhtarname) İşbu dosyadan yapılan satış ve tahsilatlar neticesinde -temlik edilen icra dosyaları incelendiğinde davacı borçlunun haksız ve mesnetsiz iddialarının anlaşılacağını – müvekkili şirketin icra dairesince kendisine yapılan fazla tutarı olan 28.240,46-TL’ yi de 28/03/2017 tarihinde icra dosyasına iade ettiğini, Müvekkili şirketin icra dairesinin yaptığı yanlış kapak hesabını düzelttiğini ve re’sen yapılan fazla ödemeyi ilgili dosyaya iade ettiğini; davacı tarafın çizdiği mizansen gibi kötü niyetli bir anlayışa sahip olunsaydı, re’ sen böyle bir iadenin yapılmayacağının aşikar olduğunu, Davanın ana fikrinin; davacı tarafın, icra dosyasından iade aldığı tutarın kendisini tatmin etmemesi olduğunu; ancak bu durumun müvekkili şirketin problemi olmadığını, kanun ve hukuk çerçevesinde yapılan satış ve tahsilatlardan arta kalan ve iade edilen rakam dışında bir ödeme veya iade sorumluluğunun bulunmadığını, İcra müdürlüğünün yapmış olduğu işlemlerden ötürü müvekkili aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu; müvekkilinin herhangi bir kötüniyetinin bulunmadığını, Aksine re’sen aksiyon aldığını ve yine icra müdürlüğü tarafından yapılan hesap uyarınca hesaplanan bedeli iade ettiğini, Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporlarındaki hesaplamaların hatalı olduğunu; dolayısıyla, ilk derece mahkemesince verilen kararın hukuka aykırı nitelikte olduğunu; iki adet icra dosyası olmasına rağmen yapılan hesaplamada toplamda sadece bir dosya için bu vekalet ücretinin eklendiğini belirttiğini; dolayısıyla hesaplamada eksiklik bulunduğunu; bu ücret kaleminin olmadığı bir tablonun sağlıklı ve doğru bir tablo olmadığını; bunun yanında da ilgili raporlarda birçok yanlışlık bulunduğunu, İleri sürerek, yukarıda izah olunan nedenlerle; tehir-i icra kararı verilmesine, hukuka aykırı İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353/1(a)4-6 hükümleri çerçevesinde uyuşmazlığın esasına girilmeden kaldırılmasını ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, istinaf talebinin kabulü ile Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/452 E., 2020/313 K. sayılı ve 22.06.2020 tarihli kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; davacı aleyhine genel kredi ve kefalet sözleşmesine dayalı başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı ( Eski esas …) takip dosyasında, haricen yapılan tahsilatların geç bildirilmesi ve faiz oranlarının yanlış hesap edilmesi nedeniyle fazla ödendiği belirtilen tutarların tespiti ile davacıya iadesine ilişkin İİK’nun 72 maddesine dayalı kısmi istirdat davasıdır. Mahkemece davanın davalı … Anonim Şirketi yönünden ıslah ile talep edilen tutar üzerinden kabulüne karar verilmiş, karar karşı davalı … Anonim Şirketi tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; icra dairesinin yapmış olduğu hatalı kapak hesabının kendilerince düzeltildiği ve icra dosyasından fazladan tahsil edilen 28.240,46-TL’ yi de 28/03/2017 tarihinde icra dosyasına iade edildiğini, buna rağmen bilirkişi raporlarında hatalı hesaplama yapıldığını, fazla alınan tutar dosyaya iade edilmesine rağmen aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece taraflarca gösterilen deliller toplanmış, dava konusu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı ( Eski esas … ) takip dosyası, Bakırköy 6 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, aynı takibe diğer borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin 2010/189 esas, 2011/309 karar sayılı dosyası, Tekirdağ .. İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyası celbedilmiş, bankacı bilirkişiden alınan ilk rapora yapılan itirazlar üzerine, ek rapor alındığı, bu rapora yapılan itirazlar üzerine; kapak hesabını da bilen uzman bilirkişinin de bulunduğu bankacı ve hesap uzmanından oluşan yeni bir heyet oluşturularak yeni bir rapor alındığı, taraf itirazları üzerine heyete hukukçu ve SMMM bilirkişi de eklenerek 15/08/2019 tarihli ek 1. heyet raporu aldırıldığı, bu rapora itirazlar üzerine heyetin bankacı SMMM ve hesap uzmanı bilirkişilerinden 19/04/2019 tarihli 2 ek heyet raporunun aldırıldığı, birinci ve ikinci ek heyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla, ayrıca Bakırköy 6 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin mahkememizin 2010/189 esas sayılı itirazın iptali dosyası ile hükmolunan alacak kalemlerinden itirazın iptali nedeni ile hüküm altına alınan feri alacaklar (yargılama giderleri, vekalet ücreti, harçlar ve icra inkar tazminatı) hesaplamaya dahil edilecek ve edilemeyecek şekilde alternatifli 30/12/2019 tarihli 3. Ek heyet raporunun aldırıldığı, bu son rapora karşı davalı vekilinin herhangi bir itiraz ileri sürmediği anlaşılmıştır. Alınan son bilirkişi heyet raporunda; hem satış yolu ile hem de haricen yapılan, ancak borçtan mahsubu gerçekleşmeyen tüm tahsilatlar tek tek TBK 100 maddesine göre hesaplanmış, davalının icra dosyasına 28/03/2017 tarihinde 28.240,46-TL’ de mahsup edilerek; Bakırköy 6 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/189 esas sayılı itirazın iptali dosyası ile hükmolunan alacak kalemlerinden itirazın iptali nedeni ile hüküm altına alınan feri alacaklar hesaba dahil edilirse davalıya yapılan ve iadesi gereken fazla ödemenin 9.207,51-TL olduğu, bu alacaklar hesaba dahil edilmez ise davalıya yapılan ve iadesi gereken fazla ödemenin 29.802,85-TL olduğu tespit edilmiştir. Hükme esas alınan bu üçüncü ek bilirkişi raporunda, önceki iki rapor arasındaki hesap farklılıklarının açıklandığı ve çelişkinin giderildiği, raporun teknik açıdan yeterli ve denetime açık bulunduğu, mahkemece rapordaki hesaplamaların hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkeme gerekçesinde de isabetle belirtildiği üzere; davacı Bakırköy 6 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/189 Esas sayılı dosyasının tarafı olmayıp, anılan itirazın iptali davasının davalısı aleyhine hükmedilen yargılama giderleri, vekalet ücreti, harç ve icra inkar tazminatının davacıya yüklenemez. Bu nedenle mahkemece davalının icra dosyasına iade ettiği 28.240,46-TL’ tutarın mahsubu sonucu halen iadesi gereken 29.802,85-TL bulunduğuna yönelik tespit yerinde olduğu gibi, iadesi gereken bu tutar yönünden davalının aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde bulunmamıştır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da saptanmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.035,83.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 509,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.526,83.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.