Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/155 E. 2020/218 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/155 Esas
KARAR NO: 2020/218 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/207 Esas (Ara Karar)
TARİH: 14/11/2019
DAVA: Ticari Şirket – İhtiyati Tedbir Talebi.
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili …’ın, dava dışı diğer ortaklar … ve …’un cebir ve tehdidi nedeni ile ortağı olduğu şirkete giremediğini, şirket yönetimde rol alamadığından dava dışı diğer ortaklar … ve …’un şirketin malvarlıklarını kaçırma amacı güttüğünün açıkça ortada olduğunu bu nedenle; müvekkilinin şirket nezdindeki hak ve alacaklarının zayi olmaması adına şirket adına kayıtlı araçlar üzerine tedbir konulmasını, bu yönde haksız ve usulsüz bir şekilde alınan mezkur genel kurul kararın iptal edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/11/2019 tarih 2019/207 Esas sayılı kararında; “İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 389/1 maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya geçikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nun 390/3 maddesine göre tedbir talebi eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunun kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle ihtayit tedbire karar verilirken haksız olma ihtamali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar verilmemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını gözetilmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan Hakime geniş bir taktir alanı bırakmış ise de, Hakim her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre, ihtiyati tedbir kararı verdiğinin kararında belirtilmelidir, ihtayit tedbir şartları mevcut değilse kanunun ön gördüğü ölçüde ıspat edilememişse, veya yaklaşıkda olsa ıspatı yargılamayı gerekiyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nun 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verilmelidir. Bu itibarla yargılamanın bulunduğu bu aşama, mahkememizin 06/11/2019 tarihli duruşma zaptında …’ın sunduğu beyanları gözetilerek ayrıca uyuşmazlığı çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceğinden HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediği kanaatiyle…”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin koşulları bulunmadığından REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Dava dilekçesinde ayrıntıları ile izah edildiği üzere, müvekkili ile davalı şirketin diğer ortakları olan dava dışı … ve … arasında bir çok hukuki husumet olduğunu, bu husumetlerin devam ettiği süreçte şirkete ait demirbaş ve araçların satımı isteminin kötüniyetle şirkete ait malvarlıkların kaçırılması saikinden ibaret olduğunu, Ayrıca taraflarınca yapılan harici araştırmalarda … Ltd. Şti’nin adına kayıtlı malvarlıklarının, dava dışı diğer ortaklarca kaçırıldığı; şirketin içinin boşaltıldığı bilgisine ulaşıldığını, … Ltd. Şti’nin kayıtlı araçlarından ve demirbaşlardan başka malvarlığı da bulunmadığını, Dava dilekçesi ekinde sunulu toplantı tutanağından da dava dışı diğer ortaklar … ve …’un şirket adına kayıtlı demirbaş ve malvarlıklarını kaçırmak amacı güttüklerinin açıkça ortaya çıktığından müvekkilinin şirket nezdindeki alacak ve haklarının zayi olmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, İhtiyati tedbir kurumunun HMK 389.maddesinde düzenlendiğini, Mahkemece ihtiyati tedbir kararının reddine gerekçe olarak; verilecek kararın uyuşmazlığı çözeceği mahiyeti gösterilmiş ise de bu gerekçenin de taraflarınca kabul edilmediğini, zira HMK madde 389’a göre verilecek tedbir kararının uyuşmazlık konusu hakkında olduğunu, uyuşmazlık konusu hakkında verilecek tedbir kararının uyuşmazlığı çözer mahiyette olabileceği yorumunun HMK madde 386’nın varlık amacına ve lafzına uygun olmadığını, Ayrıca huzurdaki uyuşmazlık bakımından ihtilaf konusu 27.03.2019 tarihli genel kurul kararı olmakla; tedbir talep ettikleri asıl hususun şirkete ait malvarlıklarının ve demirbaşların satışına dava sonuçlanıncaya değin engel olmak olduğunu, Kaldı ki tedbir konusunun huzurdaki husumeti çözecek nitelikte olduğu kabul edilse dahi; huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar dava dışı ortaklarca şirkete ait araç ve demirbaşların satımı ile huzurdaki davada müvekkilinin bir menfaatinin de kalmayacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 29/04/2019 tarihli ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davalı … Ltd. Şti’nin 27.03.2019 tarihi saat 14.00’de taraflarının da katılımı ile yapılan Olağan Genel Kurul toplantısında alınan şirkete ait demirbaş ve araçların satımı yolundaki genel kurul kararının iptali davası sonuçlanıncaya değin, davalı … Ltd. Şti’nin üzerine kayıtlı araç ve demirbaşlar üzerine, müvekkilinin hak ve alacaklarının zayi olmaması adına ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/207 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, şirket genel kurulu kararının iptali davasında, şirkete ait mal varlığı üzerine tedbir konulmasına ilişkindir. TTK’nın 622/1 maddesi yollaması ile limited şirket genel kurul kararının iptalinde de uygulanacak olan 449. Maddesinde genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceği düzenlenmiştir. Maddede mahkemeye takdir hakkı tanınmış olup, mahkemece durum ve şartlar gerektirmesi halinde genel kurul kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verilebilecektir. Söz konusu karar tedbir mahiyetinde olacağından HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin genel hükümleri uygulanacaktır. Söz konusu maddede yönetim kurulu üyelerinin (davalı limited şirket olduğundan müdürün) dinlenmesinden bahsedilmiş olup, davalı şirket müdürü duruşmada bu konuda dinlenilmiştir, davacının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. İhtiyati tedbir HMK’nın 389/1 maddesinde düzenlenmiş olup, maddeye göre Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, şirket genel kurul kararının iptalinin gerekip gerekmediği hususundadır. Dava konusu genel kurul kararı şirkete ait demirbaşların ve araçların satışına ilişkindir. Genel kurul kararının yürütmesinin geri bırakılmasına dair tedbir kararı verilmediği durumda, HMK 389/1 maddesinde belirtilen Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin gerçekleştiğine ilişkin delil sunulmamıştır. Dinlenilen şirket müdürünün beyanına göre şirketin kamu borçları bulunup bunların ödenebilmesi amacı ile bu karar alınmıştır. Buna göre şirketin kamu borçlarının şirketçe ödenmemesi halinde davacı ortakta bu borçlardan hissesi oranında sorumlu olacağından kamu borçlarının ödenmesi durumunda davacı ortağın şirkette bulunan hak ve alacaklarının zayi olmasından bahsedilemeyecektir. Ayrıca dava şirket genel kurul kararının iptaline ilişkin olup, şirket feshi veya ortaklıktan çıkma davası değildir. Dava dosyası içindeki belge ve bilgilere, yargılamanın bulunduğu aşamaya, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,.00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/02/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.