Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1525 E. 2022/2012 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1525 Esas
KARAR NO: 2022/2012 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/992 Esas – 2020/131 Karar
TARİHİ: 18/02/2020
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı … A.Ş. tarafından muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtialarının davalı taşıyıcı şirket sorumluluğunda karayolu ile taşınması sırasında hasarlanması nedeniyle, müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacı ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden davalılar taşıyıcı şirket ile onun sigortacısı konumundaki sigorta şirketi aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak, davalı şirketler tarafından asıl alacağa ve ferilerine itiraz edildiğini, davalı şirketler tarafından icra dosyasına yapılan itiraz haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirket nezdinde … numaralı Nakliyat Abonman Blok Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan dava dışı sigortalı … A.Ş. tarafından yurt içindeki muhtelif bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtiaları, davalı … Nakliyat şirketinin sorumluluğunda gerçekleştirilen nakliye sırasında hasarlandığını, dava konusu hasarın müvekkil şirkete ihbar edilmesi üzerine yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde tanzim edilen ekspertiz raporunda … A.Ş.’nin ortaya çıkan hasardan sorumlu olduğu ifade edildiğini, işbu hasarlanma olayı sonucu müvekkil sigorta şirketi, ilgili nakliyat sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısı … A.Ş.’ ye, %20 poliçe marjı ilavesiyle 04.03.2016 tarihinde 18.991,28 TL hasar tazminatı ödemiş olduğunu; bu ödeme ile TTK madde 1472, alacağın temliki ve sair kanun maddeleri uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu ve zarar sorumlusuna %20 poliçe marjı hariç tutulmak suretiyle hasar tazminatı olarak ödenen 15.826,07 TL için rücu hakkı doğduğunu, davalıların işbu sorumluluğu gereği müvekkil şirket tarafından davalı şirketlere rücu başvurusunda bulunulduğunu, davacı şirket tarafından davalı firmaya gönderilen rücu yazısından olumlu bir netice alınamaması üzerine davalı şirketler aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketler tarafından işbu takibe haksız olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalıların icra dairesine yaptıkları itirazın iptali ile takibin devamını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin sigortalısı … ile Davacı Şirket sigortalısı … arasında imzalanan Taşıma İşleri Sözleşmesi gereğince, … aleyhine açılan İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/662 E. sayılı dava dosyasının konusu ve taraflarının aynı olduğunu, Davacı Şirketin rücu talebinin dayanağının; sigortalısı … ile 2002 yılında imzaladığı “Nakliye Sözleşmesi” ve müvekkili tarafından düzenlenen … no.’lu Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi olduğunu, Davacı Şirket taralından açılan davaların konularının aynı olduğunu, iş bu nedenle huzurda görülmekte olan dava dosyasının ve davacı Şirket tarafından mahkememizde seri dava olarak açılan tüm davaların HMK 166. madde gereğince İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/662 E. sayılı dava dosyası ve seri halinde acılan diğer dosyalarla birlikte tek bir dosyada birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca davacı, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/9 E., İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/486 E ve İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/484 E, sayılı dosyalannda da işbu dosya ile aynı hasar tarihlerini içerir şekilde talepte bulunduğundan ilgili dosyadaki talepler ile iş bu dosyadaki taleplerin mükerrer olup olmadığının tespiti için ilgili dosyalann celbini de talep ettiklerini, davacı Şirket’in “yedek parça” hasarına dair taleplerinin hiçbir geçerli yasal dayanağı bulunmadığını, davacı şirketin işbu davaya dayanak yaptığı müvekkiline ait poliçelerin, hasarların gerçekleşeme tarihi itibariyle yürürlükte olan veya konusu itibariyle davayla ilgisi bulunan poliçeler olmadığını, davacı şirketin delil listesinde dayandığı ve müvekkilinin düzenlediği … No.’lu Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin konusunun araç taşımaları olduğunu, huzurdaki davanın konusunun ise, Peugeot’a ait yedek parça taşımalarından kaynaklanan hasarlar olduğunu, bu nedenle ilgili poliçenin, huzurdaki dava ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, … No.’lu Yurtiçi Sorumluluk Sigorta Poliçesi ise, 01.09.2014-30.09.2014 tarihinde gerçeklesen taşımalardan kaynaklanan hasarlan poliçe şartlan kapsamında teminat altına aldığını, dava konusu hasarların gerçekleşme tarihi 06.10.2015-26.11.2015 olduğundan, davacı şirketin hasarların gerçekleme tarihi itibariyle yürürlükte olmayan işbu poliçe kapsamında teminat talebinde bulunmasının söz konusu olamayacağını, keza … No.’lu Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin de 01.02.2014-01.02.2015 tarihinde gerçeklesen taşımalardan kaynaklı hasarları poliçe şartları kapsamında teminat altına aldığını, davacı şirkettin hasarların gerçekleşme tarihi itibariyle yürürlükte olmayan işbu poliçe kapsamında da teminat talebinde bulunmasının söz konusu olamayacağını, hiçbir şekilde davacı şirketin haksız taleplerini kabul anlamına gelmemekle birlikte, davaya konu hasar tarihleri dikkate alındığında, davayla ilgili olabilecek poliçelerin, 01.10.2015- 31.10.2015 tarihli … No.’lu ve 01.11.2015-30.11.2015 tarihli, … No.’lu Yurtiçi Sorumluluk Poliçeleri ile 01.02.2015-01.02.2016 vadeli, … No.’lu Yurtiçi Malı Mesuliyet Sigorta Poliçesi olabileceğini, ancak ilgili poliçeler, davaya konu hasarların gerçekleştiği tarihleri kapsamakla birlikte, poliçe genel ve özel şartları dikkate alındığında, gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleştiyse sigortalı … tarafından mı gerçekleştiği belirsiz olan hasarlar bakımından sağlanan herhangi bir teminat bulunmadığını, davacı şirket tarafından sunulan hasar tespit tutanaklarında müvekkil şirket sigortalısı … yetkilisinin imzasının ve onayının bulunmadığını, ilgili tutanaklar hangi şirketin sürücüsü olduğu belirsiz ve hasar tespiti hususunda ehil olup olmadığı dahi bilinmeyen şahıslara imzalatıldığını, bu nedenle tek taraflı düzenlenen tutanakların delil niteliğinin olmadığını, bir an için davacı şirketin delil olarak sunduğu hasar tespit tutanaklarının usulüne uygun tutulduğu ve yetkili kişiler tarafından imza altına alındığı kabul edilse dahi, bir bayiye tek seferde teslim edilen emtia miktarı dikkate alındığında, araçtan indirilen her ürünün hemen o anda paketinin açılarak incelenmesi ve hasar tespiti yapılması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca oldukça teknik bilgi gerektiren araç parçalarının, hasarlanıp hasarlanmadığını anlayabilecek yetkinlikte olmayan ve hangi şirket adına çalıştığı dahi belirsiz olan birtakım şoförlere imzalatılan tutanakların sonradan düzenlenmiş olma olasılığı yüksek olduğunu, bu hususun araştırmaya muhtaç olduğunu, davacı şirket tarafından delil olarak sunulan 18.02.2016 tarihli ekspertiz raporunun tek taraflı olduğunu, rücu imkânı yaratmak amacıyla düzenlendiğini, ancak ilgili raporda dahi, hasara uğradığı iddia edilen emtiaların hangi firmalar tarafından taşındığının anlaşılamadığının belirtildiğini, malî mesuliyet sigorta poliçesi ön şartına göre, süresinde tespit edilmiş bir hasar bulunmadığını, bu nedenle müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, mali mesuliyet Sigorta Poliçesi Özel Şartların 5. maddesinde, teminatım çalışması için gereken ön şartın “Yedek parçalann stok sahasına girdiği andan itibaren ilk 60 gün içinde tespit edilen hasarlar teminata dahildir” olduğunu, dava konusu emtiaların, sigortalı …’nun deposuna hangi tarihte teslim edildiği ve depoya teslim edildikten ne kadar süre sonra hasara uğradığı belirsiz olduğunu, bu nedenle taleplerin kabulü anlamına gelmemesi kaydıyla öncelikle Özel Şartlar ‘da yer alan ilgili düzenleme kapsamında, hasar tespitinin ilk 60 gün içinde yapılıp yapılmadığı hususunun da netleştirilmesinin gerektiğini, davacı şirket kendi poliçelerinin teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemesi sayılabilecek (ex-gratıa) ödemeler yaptığını, bu nedenle, yaptığı ödemelerin rücu talebine konu edilemeyeceğini, davacı Şirketin … No.lu Nakliyat Abonman Blok Poliçesi teminat şartlarında ver alan bir takım ön şart ve klozlara bakıldığında, bu şartlara aykırı şekilde Davacı Sigorta Şirketi tarafından sigortalısı …’a yapılan ödemelerin lütuf ödemesi (ex-gratıa) niteliğinde olduğunun görüldüğünü, davacı şirketin Poliçesinin 1. sayfasında “Sefer Açıklaması: Avrupa Ülkeleri’nden Türkiye’ye yapılacak sevkıyatlar” açıklaması yer aldığını, Davacı Şirkefin sunduğu Ekspertiz Raporu’nda da ver aldığı üzere, … tarafından yapılan taşıma; Tuzla da bulunan depodan, Türkiye içindeki muhtelif bayilere yapıldığını, bu kapsamda Türkiye içinde yapılan sevkiyat sırasında hasarlandığı belirtilen emtia için ödendiği belirtilen zarar, teminat kapsamı dışında olduğunu. Poliçenin 2. sayfasında, Davacı Sigorta Şirketinin sorumluluğu için, ‘yedek parçalann stok sahasına girdiği andan itibaren ilk 60 gün içinde tespit edilmesi” gerektiğini, bu tespitin Davacı Şirket tarafından ortaya konulamadığını, Poliçenin 3. sayfasında ver alan “Teminat Sının Klozu” gereğince, Davacı Şirketin sorumluluğu için toplam azami sorumluluk sınırının, 100.000,00 EURO olduğunu, bu meblağ aşıldığı takdirde, peşin onay şartı arandığını, Poliçenin 4. sayfasında yer alan “Branda Klozu” başlığı altında “Sevkiyatı gerçekleştirecek kamyonun/vagonun açık kasalı olmasına veya brandasının yetersiz, yırtık olmasına atfedilebilecek her türlü hasar teminat dışıdır.” düzenlemesi yer aldığını, bu şartlara uyulup uyulmadığı, davacı şirket tarafından hasar tazminatının ödenmesi sırasında poliçe genel ve özel şartları ile poliçe teminat kapsamının değerlendirilip değerlendirilmediği ortaya konulamadığını, bu şartlara uymayan ve davacı şirketi tarafından buna rağmen yapılmış ödemelerin aslında bir hatır ödemesi olacağından halefiyet hükümlerine dayanarak müvekkiline rücu edilebilmesinin mümkün olmadığını, asıl taşımacı … ve müvekkilinin sorumluluğu, gerek TTK 882. madde ve gerekse CMR 21. madde gereğince sınırlı bir sorumluluk olduğunu, bu çerçevede davacı şirketin anılan maddelere göre hesap edilecek tutar üzerinde ödediği kısım için davalılara rücu etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle talep edilebilir tazminatın her halükarda eksik brüt ağırlığın kilogramı basma 8.33 hesap birimini (SDR) aşamayacağını, davacı şirketin rücu talebi üzerine, müvekkili tarafından talep edilen bilgi ve belgeler sunulmadan doğrudan huzurdaki davanın açıldığını, bu nedenle müvekkilinin işbu davanın açılmasında herhangi bir kusurunun veya temerrüdünün bulunmadığını, davacı şirket, müvekkiline rücu başvurusunda bulunmuş ise de, müvekkilinin, hasara ilişkin olarak talep ettiği belgeler ibraz edilmediğinden davaya konu hasarlara ilişkin gerekli incelemeyi yapamadığını, doğrudan işbu davaya konu olan icra takibi ile karşı karşıya kaldığını, ancak açılan işbu dava kapsamında dahi, talep edilen bilgi ve belgelerin sunulmadığını, hiçbir şekilde davacı şirketin haksız taleplerini kabul anlamına gelmemekle birlikte, işbu dava sonucunda davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesi ihtimalinde, müvekkili tarafından ödenecek faizin başlangıç tarihinin de TTK’nın 1427/2. maddesi kapsamında belirlenmesi gerektiğini, müvekkiline bilgi ve belgeleri sunmayan, hatta işbu dava kapsamında dahi halen sunamamış olan davacının, ilgili belgeleri sunma konusunda kendisi temerrüde düştüğünden, temerrüt faizine hak kazanamayacağını savunarak; Davanın İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/662 E. sayılı dava dosyası ile birlikte tek bir dosya üzerinden birleştirilmesine, bu taleplerinin reddi halinde ise mahkememizde seri halde açılan diğer davalarla birlikte tek bir dosya üzerinden birleştirilmesine, davacının haksız olarak başlatmış olduğu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı haksız takibinin iptaline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine, davacının haksız olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, HMK 329. Maddesi gereğince davacı Şirkefin disiplin para cezasına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, Huzurda görülmekte olan davanın davacı tarafından tarihleri belirtilmemiş süreler içerisinde yapılan ve müvekkil şirket sorumluluğunda olduğu iddia edilen taşıma kusuru ve sorumluluklarına ilişkin takip nedeniyle açılmış olduğunu, buna ilişkin usul ve esas yönünden itirazlarının olduğunu, bağlantılı ve aynı yargı bölgesindeki davaların birleştirilmesi gerektiğini, taşıma hukukunun bir senelik zamanaşımına tabi olduğunu, dava dışı … şirketinin yedek parçalarının müvekkil şirket tarafından, bayilere taşınmasına ilişkin taşımalara ilişkin olduğunu, buna ilişkin … ile müvekkil … arasında yapılan sözleşmeyi davacı tarafın sunduğunu, ancak hasar tespitinin tek taraflı ve usule aykırı yapıldığını, tazminat sorumluluğunun kanunen sınırlandırıldığını, davacı şirketin … şirketine ödemiş olduğu tutarın tamamı için müvekkil şirket ve …’ya rücu etmesinin hukuken mümkün olmadığını, taşıma hukukunun uluslar arası kurallarını belirleyen ve kısaca CMR olarak adlandırılan Karayolu Uluslar arası Yük Taşıma Anlaşması İle İlgili Uluslar arası Anlaşması’na paralel olarak düzenlenen TTK m.882’ye göre hasar hali için sigorta ettiren şirketin sorumluluğunun sınırlandırıldığını, gönderenin münferit parçalarının zıyaı veya hasan halinde taşıyıcının sorumluluğunun; gönderinin tamamı değerini yitirmişse tamamının ya da gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogram için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlı olduğunu, buna göre davacı şirketin tarafından sadece eksik bürüt ağırlığın kilogram başına 8,3 hesap birimini (SDR) aşmayan miktarını müvekkil şirket ve …’dan talep etmesinin mümkün olabileceğini, SDR hesap biriminin TL’ye çevrileceği tarihin ise TTK’da eşyanın taşıyıcıya teslim edildiği tarih olarak düzenlendiğini, davacı yanın eksik emtiaların ağırlık miktannı ispata yarayan herhangi bir delil dosyaya sunmadığını savunarak; Davanın reddine karar verilmesini ve haklı olmayan talepler için davacı aleyhine %20’ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/02/2020 tarih 2017/992 Esas – 2020/131 Karar sayılı kararında; “Dava hukuki niteliği itibariyle dava dışı şirkete ait emtianın nakliyesi işini üstlenen davalı taşıma şirketi tarafından, emtianın taşınması sırasında meydana gelen ve emtiada oluşan hasar nedeniyle ,emtianın hasarlı olarak alıcıya teslim edilmesi nedeniyle davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinden davalı taşıyıcı ile davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu iddiası ile davalılar hakkında yapılan icra takibinde davalının borca itirazının iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır. İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının … Sigorta A.Ş., borçluların … A.Ş. ile … Sigorta A.Ş. Olduğu; 15.826,07 asıl alacak, 1.106,31 TL işlemiş faiz toplamı 16.932,38-TL’nin tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu … A.Ş.’ye 10/11/2016 tarihinde, borçlu … Sigorta A.Ş.’ye 11/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu … A.Ş. vekili tarafından verilen 11/11/2016 tarihli dilekçe ile borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, borçlu … Sigorta A.Ş. vekili tarafından verilen 15/11/2016 tarihli dilekçe ile borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacıya tebliğine ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığı bu sebeple 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı ve davanın 15/09/2017 tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Taraflarca bildirilen deliller toplandıktan sonra, davanın niteliğinin teknik bilgi ve uzmanlık gerektirmesi sebebiyle dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından 13/01/2020 tarihli bilirkişi raporu düzenlenmiştir. 13/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle,” davacı sigortacının hasar ödemesini ve rücu talebini … AŞ yararına tanzimli, … sayılı ve 31.12.2014~31.12.2015 vadeli Nakliyat Abonman Blok Poliçesi ve nezdindeki …1 sayılı hasar dosyası için 18.06.2016 tarihinde düzenlenen … sayılı ekspertiz raporuna dayandırdığı, davacı tarafın kendi sigortalısına, dayanak poliçede öngörülen %20 ilave bedel dahil 18.991,28 TL hasar tazminatını 04.03.2016 tarihinde fiilen ödediği, ödediği bu bedelin %20’sine tekabül eden kısmı dışındaki 15.826,07 TL.’sını davanın dayandığı icra takibine konu etmek suretiyle davalılardan talep ettiği, 18.06.2016 tarihli ekspertiz raporundan; 04.12.2015’de hasarın ihbar edilmesi ve eksper talep edilmesi üzerine davacının görevlendirdiği eksper tarafından muhtelif tarihlerde …’nun deposunda icra edilen ekspetiz çalışmasıyla 06.10.2015~26.11.2015 tarihleri arasında davacının dava dışı sigortalısı … AŞ’nin Yurtiçindeki 19 farklı bayisine gönderdiği (kapı iç açma kolu, yedek su deposu, ön panel üst bakaliti, sol far, ön tampon üst plakası, triger muhafaza kapağı, ön cam, sürgülü sağ kapı, bagaj kapak camı, motor kaputu, kalorifer motoru, sol arka kapı, sağ ön kapı türü) oto yedek parçaları içinden 48 adedinin hasarlı olduğunun tespit edildiği, bu parçaların imha edildiği ve hasarlı parçaların kodlarını belirtmek suretiyle tazmini gereken kümülâtif hasar bedelinin sigorta sözleşmesinde kararlaştırılan %20 ilave dâhil (Toplam Hasar 15.826,07 TL.+ 3.165,21 TL. %20 İlave Bedel=) 18.991,28 TL. olarak belirlendiği anlaşılmakta ise de; ekspertiz raporunda; hasarlı yedek parçalarla ilgili tespitlerin “sigortalının” (yani … AŞ.’nin) stok sahasına girdiği andan itibaren “ilk 60 gün içinde yapıldığım”, dolayısıyla da “hasarların teminat kapsamına dâhil olduğunu” ve/veya “ne şekilde” ambalajlandığım (ki “Emtea Nakliyat Sigortası Genel Şartları nın” 5. Maddesi keza CL.252 – 1/1/82’nin kamyon taşımacılığına uygulanabilen Institute Cargo Klozu’nun -Enstitü Yük Klozları A / “İstisnalar” başlığı altındaki “Genel İstisna Klozunun” 4/3. Maddesi uyarınca da” malların gereği veçhile hazırlanmamış, tertiplenmemiş olmasından veya ambalaj kifayetsizliğinden ve/veya sigorta edilen şeyin hazırlanmasındaki yetersizlik ya da uygunsuzluğun neden olduğu zıva. hasar veva masraflar sigorta teminatına dâhil değildir) tevsik edecek türde denetime (ve ekspertiz sırasında gözlemlenen ambalajın özelliğini belirlemeye) elverişli bir bilgiye yer verilmediği gibi dava dosyasında da “Transit Klozu” ile “Taşıma Sözleşmesinin Sona Erme Klozu” nazarından, poliçede de öngörülen 60 günlük azami süreyi (yani Avrupa’dan Türkiye’ye kamyonla gelen yedek parçaların sigortalının stok sahasına girdiği andan itibaren sigorta korumasının sürdüğü 60 günlük sürevi) irdelemeye elverişli herhangi bir belge olmadığından, dava konusu hasarlı yedek parçalar için davacının;”… AŞ.’nin stok sahasına hangi tarihte girdiğini irdelemeden” ve “bu andan itibaren ilk 60 günlük azami süreyi gözetmeden” dava dışı sigortalısına 04.03.2016 ‘de yaptığı hasar ödemesinin; düzenlediği poliçenin şartlan ile çelişmediğini söyleyebilmenin dosya münderecatı üzerinden mümkün olmadığı, “Hasar Tespit Tutanağı” başlıklı matbu belgelerin “bazılarında” yedek parçanın gönderildiği bayi adı, hasarlanan parçanın referansı, parça numarası yazılı olmakla birlikte formlarla ilgili … AŞ.’nin “sevk irsaliyelerinde” (bazı taşıma irsaliyelerinde “1 adet camın kırık, 1 adet camın çatlak teslim alındığı” şeklindeki notun haricinde) hasar meşruhatı ve/veya sevk irsaliyelerine kayden dava dışı bayilere yapılan “teslimatlar sırasında” düzenlenmiş olan “hasar tutanağı” bulunmadığından ve derdest davada tartışılan hasarın tamamı dava dışı alıcıların/bayilerin depolarında değil, davacı sigortacının somut olayla ilgili olarak 04.12.2015’de görevlendirdiği bağımsız eksper tarafından “iade edilen oto yedeklerinin bulunduğu depoda. 1 nolu davalı …’nun sorumluluğu altında icra edilen taşımaların tamamlanmasından uzunca bir süre geçtikten sonra muhtelif tarihlerde “toplu bir şekilde yapılan inceleme” ile değerlendirildiğinden, eksper tarafından belirlenen hasarların ne zaman ve ne şekilde oluştuğu denetime elverişli bir şekilde dosya üzerinden tespit edilemediği, dava dosyasında bedeli tazmin edilen parçaların ağırlıklarını gösteren herhangi bir bilgi, denetime elverişli bir veri olmadığından; davalı taşıyıcının, dolayısıyla onun sorumluluğuna sigorta güvencesi sağlayan diğer davalının, bedeli davacı tarafından tazmin edilen oto yedek parçaları yüzünden (davacı ya da dava dışı sigortalısı karşısında) mesul tutulabileceği tazminatın üst sınırının belirlenemediği, rücu konusu yapılan miktarın davalı taşıyıcının mesuliyet limitini aşıp aşmadığı tespit edilemediği ancak tartışılan miktarın taşıyıcının mesuliyet sının dâhilinde kaldığı varsayılsa bile; davalı taşıyıcının ve dolayısıyla onun mesuliyetine güvence sağlayan davalı sigortacının, dava konusu hasardan/zarardan sorumlu tutulabilmesi; dolayısıyla da gönderenin, alıcının ya da onlardan birinin halefi sıfatıyla davacı sigortacının, taşıyıcının sigortacısı konumundaki davalı …’ya ve/veya davalı taşıyıcı …’ya rücu edebilmesi, her halükarda “zararın /hasarın eşvanm taşıyıcıya teslim edildiği an ile alıcısı emrine teslim edildiği an arasında ortaya çıktığının sûbuta ermesi”ne bağlı olup işbu dava yönünden de 06.10.2015~26.11.2015 tarihleri arasında davacının dava dışı sigortalısı … AŞ’nin Yurtiçindeki 19 farklı bayisine gönderdiği yedek parçaların dağıtımı esnasında, yani “davalı …’nun sorumluluğu altında ifa edilen taşımalar sırasında vuku bulduğunun kanıtlanmış olması” şartına bağlı olduğu, taşıyıcının ve onun üzerine düşebilecek mesuliyeti düzenlediği poliçenin bağlı olduğu şartlara göre üzerine alan sigortacı yönünden hal böyle olmakla birlikte; dosya münderecatı üzerinden veya davacının hasar ödemesini dayandırdığı eksper raporunda belirtilen “dava konusu malzemenin …’nun temin ettiği araçlarla sigortalının bayilerine yapılan sevkiyatlar ya da yükleme, boşaltma operasyonları sırasında hasara uğramış olabileceği” yönündeki görüşten hareketle, denetime elverişli bir şekilde; “kapı iç açma kolu, yedek su deposu, ön panel üst bakaliti, sol far, ön tampon üst plakası, triger muhafaza kapağı, ön cam, sürgülü sağ kapı, bagaj kapak camı, motor kaputu, kalorifer motoru, sol arka kapı, sağ ön kapı türü toplam 48 adet yedek parçada oluşan hasann (muhtelif tarihlerde dava dışı sigortalının bayi ya da servislerinin uhdesine geçtikten sonra yapılan elleçleme sırasında değil de) dağıtım İçin davalı …’nun sorumluluğu altında icra edilen nakliye sırasında vuku bulduğunun sübuta erdiğini; dolayısıyla da taşıyıcı sıfatıyla davalı …’nun ve/veya mesuliyet sigortacısı sıfatıyla …’nun üzerine düşebilecek sorumluluğa düzenlediği poliçelerin şartları ve limitleri dâhilinde sigorta güvencesi sağlayan diğer davalı …’nun, davacının dava dışı sigortalısı … A.Ş. ya da davacı sigortacı karşısında “zarar sorumlusu olduğu sübuta ermediği halde sorumluluğunun doğduğunu” söyleyebilmek, takdiri mahkeme’ye ait olması kaydıyla mümkün görünmediği” yönünde rapor düzenlenmiştir. Tüm dosya kapsamı toplanan deliller ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ile davacı sigorta şirketinin gerek halefiyet gerekse alacağın temliki hükümleri kapsamında yapılan ayrı ayrı incelemelerde dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu hasar bedelini davalılara rücu etmesinde dosyada toplanan deliller itibariyle yasal koşulların bulunmadığı anlaşılmakla, bilirkişi raporundaki ayrıntılı tespitler mahkememizce de denetime ve hükme elverişli görülerek davacının davasının reddine, davacı taraf takip başlatmakta haksız olmakla ile birlikte dosya kapsamı itibariyle kötü niyetli olduğuna ilişkin bilgi ve belge bulunmadığından davalılar vekillerinin yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine, davalı … Sigorta vekilinin yasal koşulları oluşmayan HMK 329 maddesine ilişkin taleplerinin reddine, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.”gerekçesi ile, -Davanın reddine, -Davalılar vekillerinin yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatının reddine, davalı … Sigorta vekilinin yasal koşulları oluşmayan HMK 329 maddesine ilişkin taleplerinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı şirketin sigortalısı mal satıcısı/taşıtan … A.Ş.ile (…) 1 nolu davalı taşıyan … A.Ş. (…) arasında delil sözleşmesi niteliğinde olan bir “nakliye sözleşmesi”nin akdedildiğini, Halefiyet/alacağın temliki hükümleri icabı davacı müvekkiline hak ve borçları ile devrolunan bu nakliye sözleşmesinin tarafları olan … ve …’nun , muhtelif hükümlerle birlikte, “Zarar ve Ziyanlar Konusundaki Sorumluluk- Tazminat” başlıklı 7.madde ile T.T.K. ve CMR’nin ilgili maddelerine kıyasla daha geniş hükümler tesis ederek taşınan bir emtiada zarar meydana gelmesi halinde davalı taşıyan … şirketinin sorumluluğunu (kusurunu) ve sorumlu olduğu tutarı bazı kriterlerle belirlemiş durumda olduğunu, davalı taşıyan … şirketinin, kolilerin sayısından ve iyi durumda olmasından sorumlu olduğunu ve herhangi bir ayırıma gidilmeksizin yükleme, taşıma ve boşaltma sırasında meydana gelen tüm ziya ve hasarlardan sorumlu bulunduğunun hüküm altına alındığını, buna göre; anlaşmazlık ve Türkiye’de uygulanan kurallara göre alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasarın veya zararın meydana gelmesi halinde, alıcının …’ ya şikayette bulunacağını; bunun üzerine …’un, alıcı adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak, ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar, alıcıyı tazmin edeceğini; bu referans faturasının ve yine tazminat talebinin, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen POPAS’ nun tazminat talebi için kanıt teşkil edeceğini, …’un, dosya kanıtlayıcı belgeleri de ekleyerek, bütün bayilerinin bir önceki aydaki …’nun yükümlülüğünde olan anlaşmazlıkları içeren aylık bir global fatura göndereceğini, …’nun yükümlü olduğu bütün anlaşmazlık tutarlarını …’nun faturayı göndermesinden itibaren 30 günlük bir süre içerisinde ödemeyi taahhüt ettiğini, Hasar veya eksik durumda (kısmi veya tam), tekrar teslimat yapma masraflarının …’ nun yükümlülüğünde olacağını, …’nun, kendi sigorta şirketi tarafından ekspertız amacıyla bayiler nezdindekı bütün hasarlı malları, masrafı kendısıne aıt olmak üzere toplama hakkını saklı tutacağını, bu durumda …’ nun, bır aylık bır süre ıçerısınde masrafı kendısıne aıt olmak üzere imha edılmesı gereken hasarlı parçaları tekrar satmasının kesinlıkle yasak olduğunu, Tarafların, …’nun borçlu olduğu meblağın, yapılmakta olan diğer ödemelerle ilgili bir mahsup konusu teşkil edemeyeceği konusunda kendiliğinden kararlaştırılmış bir şekilde mutabakata vardıklarını, Her durumda, …’nun anlaşmazlıkları doğrudan doğruya …‘nun müşterileri ile görüşmekten kaçındığını, bunların münhasıran … tarafından görüşüldüğünü, Nakliye sözleşmesinin 7.maddenin birinci paragrafında (ilk 3 cümle) görüleceği üzere sözleşme taraflarının, T.T.K. ve CMR’deki taşıyanın sorumluluğunu düzenleyen hükümlerini genişlettiklerini ve davalı taşıyan gefco şırketinin, kolilerın sayısından ve iyi durumda olmasından sorumlu olduğunu ve de herhangi bir ayırıma gidilmeksizin yükleme, taşıma ve boşaltma sırasında meydana gelen tüm ziya ve hasarlardan sorumlu bulunduğunu hüküm altına aldıklarını, ancak Mahkemenin, bahse konu Nakliye Sözleşmesi’nin varlığını dikkate almayarak dava konusu emtiaların hasarlanmasından davalı taşıyan …’yu sorumlu tutmadığını ; davanın reddine karar verdiğini, Hasarlı emtiaların, sözleşmenin 7.maddesinin 6.paragrafı çerçevesinde davalı taşıyan … tarafından toplanarak kendisine ait … Tuzla tesisleri’ne (depoya) konulduğunu, bunun sebebinin, davalı taşıyanın mal alıcısı bayiler nezdinde hasara uğrayan bütün malları ekspertiz raporunun hazırlanması amacıyla toplama hakkına sahip oluşu olduğunu, Dolayısıyla dava konusu emtianın hasara uğradığının, emtianın davalı taşıyanın depoya alınması ile belli olduğunu ve davalı taşıyan, emtiayı deposunda tutması sebebiyle hasarı bildiğini, emtianın davalı taşıyanın deposuna alınmasının, hasarın davalı taşıyanın sorumluluğunda gerçekleştiğinin açık delili olduğunu; hasarlı emtianın, davacı taşıyanın deposuna alınmasının başka izahının olmadığını, Dava konusu “nakliye sözleşmesi” ile sözleşme taraflarının, davalı taşıyan …’nun tazminat sorumluluğunu, T.T.K ve CMR’de düzenlenen brüt ağırlığının kg başına 8.33 sdr azami değeri yerine, malın uğradığı zarar kadar / mal değeri kadar kararlaştırdığını, bu nedenle sınırlı sorumluluk hükmünün uygulanamayacağını, Mahkemenin, bahse konu Nakliye Sözleşmesini incelemeye almaksızın T.T.K ve CMR çerçevesindeki … hesabına esas teşkil eden, hasarlanan emtianın brüt ağırlıklarını gösterir ilgili belgelerin dosyada bulunmadığına kanaat ettiğini, davalı taşıyan …’nun tazminat sorumluluğunun, her bir mal alıcısının (bayi) ayrı ayrı kesmiş olduğu iade faturasındaki tutarlar (mal değerleri) kadar olduğunu, İleri sürerek, davanın reddi kararının kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ile dava vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, nakliyat abonman poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin, davalı taşıyan ile onun sigortacısından rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça yasal sürede istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Somut olayda, dava dışı sigortalının yurtiçindeki muhtelif bayi ve servislerine gönderilecek yedek parça emtiasının taşıma işini davalı … A.Ş.’nin gerçekleştirdiği ve bu taşıma işinin diğer davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalandığı çekişmesiz olup, uyuşmazlık, sigortalı emtia hasarının taşıma, yükleme veya boşaltma sırasında meydana gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır. TTK’nun 875.maddesi “ (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. (2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.” hükmünü haizdir. Dava dışı sigortalı ile davalı … A.Ş. arasında akdedilen Nakliye Sözleşmesinin “Zarar ve Ziyanlar Konusundaki Sorumluluk-Tazminat” başlıklı 7.madddesi “… yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumludur. Kendisinin bu sorumluluğu … mağazasında yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlar ve konuyla ilgili hiçbir şerhde bulunmayıp kaşelerini basan alıcılara teslimata kadar devam eder. … Alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcı …’a şikayette bulunacaktır. Bunun üzerine … alıcı adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edecektir. Bu referans fatura ve yine tazminat talebi, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’ın tazminat talebi için kanıt teşkil edecektir. … kendi sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutar….” şeklinde düzenlenmiştir. Davacı tarafça, hasarlı emtiayaya ilişki hasar tespit tutanakları sunulmuş ise de, sevk irsaliyelerine göre, taşımaya konu emtiaların alıcısı olan bayiilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, teslim belgelerinde hasara ilişkin herhangi bir şerhin bulunmadığı, hasar tespit tutanaklarında hasar ayrıntılarına ve hasarın ne zaman meydana geldiği konusunda ayrıntıya veya bilgiye yer verilmediği, bu tutanakların teslim sırasında düzenlendiklerine dair de dosyada delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususunda kabulünü içeren herhangi bir tutanak sunulmadığından davaya konu hasarın davalının taşıması, yüklemesi ve boşaltılması esnasında meydana geldiğinin, sözleşmenin 7. maddesi koşullarının oluştuğunun dosya kapsamı ile ispatlanamadığı, davacı tarafça ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.