Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1518 Esas
KARAR NO: 2020/1164 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 23/06/2020 ( Ek Karar)
DOSYA NUMARASI: 2020/41 D.İş – 2020/49 Karar
DAVA: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; söz konusu çek bankaya ibraz edilmeden önce borçlunun, müvekkili ile irtibata geçerek çekin bankaya ibraz edilmemesini, kendisinin maddi durumunun şu an elverişli olmadığını, kendisine biraz zaman tanımasını, çekin bankaya ibrazı halinde çekin karşılıksız çıkacağını, bu durumun da bankalarla ilgili sicilini etkileyeceğini, bu sebeple kendisine zaman tanınması halinde çek bedelini ödeyeceğini taahhut ettiğini, müvekkilinin yaptığı araştırma ile borçlunun mal kaçırma gayesinde olduğunu, kötü niyetli davranarak sureci uzatmak istediğini öğrendiğini, keza söz konusu olan çekin süresinde bankaya ibraz edilmiş ve muhatap bankanın ” T.C Alaçam Asliye Hukuk Mahkemesinin ödeme yasağı kararı olduğu, bu sebeple ödeme yapılmayacağı” şeklinde çek arkasına şerh düştüğünü, daha sonra çekte cirosu olan borçlulardan olan …’un müvekkilini arayarak söz konusu olan ödeme yasağı kararını kendisinin aldığını, amacının zaman kazanmak olduğunu ifade ettiğini, borçluların müvekkilini oyaladığını, bu şekilde çeki sürüncemede bırakarak mal kaçırma gayesine düştüklerini ileri sürerek, alacağın rehinle teminat altına alınmamış olduğundan ve alacak için İİK’nun 257. maddesinin aradığı şartlar da gerçekleştiğinden borçluların, borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiş; İlk derece mahkemesince 05/02/2020 tarihli kararı ile; “Davacının iddia ettiği yukarıda belirtilen alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere borçlunun / borçluların; a)Taşınır mallarının, b)Taşınmaz mallarının, c)Üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının, İHTİYATEN HACZİNE, İstemde bulunandan nakit yada kesin ve süresiz banka teminat mektubu şeklinde olmak üzere %15 güvence alınmasına,…” karar verilmiştir. İhtayati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararına konu edilen çek hakkında Alaçam Asliye Hukuk Mahkemesine “Kıymetli Evrak İptali” davası açıldığını, anılan dosyadan 29/01/2020 tarihinde T.T.K 757 maddesi gereğince ödeme yasağının konulduğunu, bu durumun … Bankası Samsun Şubesine tebliğ edildiğini ve çek tutarının banka şubesinde bloke edildiğini dosya alacaklısı tarafından “ödeme” yasağı konulan çek yaprağının bir şekilde ele geçirilmiş olduğunu, ödenmek üzere … Bankasının herhangi bir şubesine ibraz etmek yerine … alacaklı rolünü üslenerek ihtiyati haciz kararı aldığını ve bu haciz karanın da Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu, diğer borçlu …’in ise takip dosyasında 2. sırada takip borçlusu rolünü üstlendiğini, her iki şüphelinin tek amacının gayri yasal yollardan bir şekilde ele geçirdikleri ve hakkında ödeme yasağı bulunan çek bedelini müvekkili şirketin haberi olmadan haciz yoluyla tahsil etmek olduğunun icra dosyasından anlaşıldığını, 2. sırada borçlu sıfatını üstlenen dosya borçlusu …’in daha kendisine ödeme emri tebliğ edilmeden 06/02/2020 tarihinde takip dosyasına şahsen müracaat ederek ödeme emrini elden tebliğ aldığını, bu davranış şeklinin şüphelilerin koordineli bir şekilde hareket ettiklerinin çok açık göstergesi olduğunu, bu durum ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunduklarını belirterek; öncelikle üzerinde ödeme yasağı bulunan çek üzerine konulan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, dosyaya yatırılan 9.900,00 TL teminatın taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, daha sonra sunmuş olduğu 11/02/2020 tarihli dilekçesinde; mahkemenin yetkisiz olduğu, ihtiyati haciz kararına dayanak teşkil eden çekin ödeme yeri ve keşide yeri dikkate alındığında görevli ve yetkili olmadığı, Samsun ili İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu belirtilmiştir. İhtiyati haciz talep eden alacaklı beyanında; ihtiyati hacze itiraz edenin taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, zira ileri sürülen itiraz sebeplerinden çekin ödeme yasağı sebebi ile ihtiyati hacze konu edilememesi konusu hukuken kabul edilebilir bir durum olmadığını, diğer yandan çek de ciranta olarak borçlulardan …’in adresinin mahkemenin yetki sınırları içerisinde olup HMK 7 maddesi kapsamında mahkemenin tüm borçlular yönünden yetkili olduğunu beyan ederek: itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 05/02/2020 tarih 2020/41 D.İş – 2020/49 Karar sayılı kararında; “…İncelenen tüm dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz kararına itiraz nedenlerinin şekli ve sınırlı olarak İİK.nun 265.maddesinde düzenlenmiş olup; ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu vekilince ileri sürülen ödeme yasağı konulan çek üzerinde haczin kaldırılmasına yönelik talebin anılan maddede belirtilen itiraz sebeplerinden biri olmadığı gibi mahkememizin yetkisine ilişkin itirazın da usule uygun yapılmadığı, bunun yanında İİK. 50. Maddesi gereğince bu kanundan doğan ihtilaflarda HMK’nın yetkiye ilişkin düzenlemelerinin uygulanacağının belirtildiği, HMK 7. Maddesi gereğince davanın borçlulardan birinin yerleşim yerinde açılabileceğinin düzenlendiği, somut olayda da borçlulardan …’in adresinin mahkememiz yetki sınırları içerisinde olduğu … ” gerekçeleri ile; “…İtiraz sebebi olarak bildirilen hususlar İİK 265. maddesinde yazılı hususlardan olmadığından ihtiyati hacizin kaldırılması talebinin reddine…,” karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden … Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; … Bankası Samsun Şubesi Müdürlüğünün 13.02.2020 Tarihli yazısı gereğince ihtiyati haciz kararına dayanak yapılan 31.01.2020 tarih … numaralı 66.000.-TL bedelli çekin keşide tarihi itibariyle çekin bağlı bulunduğu … İban nolu hesapta 387.436.30 TL karşılığının bulunduğunu, çekin karşılıksız olmadığını, çekin keşide tarihi itibariyle karşılığı hesapta misli ile mevcut olduğunu, bu nedenle de ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, (İİK Md.257) İhtiyati Haciz konusu yapılan 31.01.2020 tarihli 0593126 numaralı 66.000.-TL bedelli çekin ibraz süresi içerisinde bankaya veya takas işlemine ibraz edilmediğini, Bir çek, düzenlendiği yerde ödenecekse on gün; düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmesinin gerektiğini, Çekin hangi tarihte bankaya ibraz edildiğine dair çek arkasında bir kaydın bulunmadığını, bu nedenle … numaralı çekin “çek vasfını kaybettiğini” bu nedenle ihtiyati haciz kararına konu edilemeyeceğini, (Yargıtay 12. HD. 04.05.2017 T. E: 2016/15472, K: 7215; (Yargıtay 12. HD. 03.04.2017 T. E: 1690, K: 5157)
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesinin 23.06.2020 tarihli kararının müvekkili lehine kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. İhtiyati haciz talep eden vekili, müvekkilinin hamili olduğu çek bedelinin ödenmediğini, ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu belirterek borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiş, mahkemece talebin kabulü ile çeke dayalı olarak teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmiş, verilen karara karşı keşideci/borçlunun itirazı üzerine yapılan duruşmalı inceleme sonucunda itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı itiraz eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İİK 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına (önceden) geçici olarak el konulmasıdır. Maddeye göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’ nın 258/I. maddesinin ikinci cümlesinde; “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur,” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, sunulan delillerin alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispata yeterli olmalıdır. Somut olayda ihtiyati haciz talep edenin sunduğu belgeler alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık ispata yeterli olup, İİK 257. Maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmuştur. İtiraz eden dayanak çekin bankaya süresinde ibraz edilmediğini, çekin muhatap bankada karşılığının bulunduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de dosya içine sunulan dayanak çek örneğine göre söz konusu çek bankaya ibraz edilmiş, bankaca mahkemenin (Alaçam Asliye Hukuk Mahkemesinin) ödeme yasağı şerhi çek arkasına yazılmış olup itiraz edenin istinaf sebebi İİK 265/1 maddede sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden de olmadığından istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Muterizin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden borçlu tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden borçlu üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/10/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.