Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1476 E. 2022/1701 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1476 Esas
KARAR NO: 2022/1701 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/799 Esas – 2020/111 Karar
TARİH: 03/02/2020
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkil … Sigorta A.Ş. sigortalısı … firması tarafından ÇİN’de yerleşik … ismli firmaya 1 kap 60,00 kg Tıbbi Malzeme … uçağına yüklendiği, … isimli nakliyeci firma sorumluluğunda ÇİN’e sevk edildiğini, emtianın Öeıjlng Havalimanında uçaktan tahliyesi sırasında ıslak vaziyette olduğu tespit edilerek yetkililer tarafından “Kargo Hasar Raporu’ düzenlendiğini, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalılar … ve … itirazda bulunduğu, takibin durduğunu, sigortalı hasarın tespit ve tazmini için müvekkil …’ya ihbarda bulunduğunu, müvekkil sigorta şirketinin ekspertiz çalışması için … Sigorta Ekspertiz şirketini yönlendirdiğini, nihai ekspertiz raporu ile hasarın toplam miktarı İS,878,92 TL olarak hesaplandığını, sigortalı … firmasına 8.878,92 TT ödendiğini, şuna göre müvekkil firmanın sigortalısının zararı müvekkil / … tarafından karşılanmış olup, TTK’nın 1472. Maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu, taşıyanın sorumluluğunda, Taşıyan bu taşıma işlemlerinden bazılarını sözleşme ile yükletene taşıtana veya gönderilene bıraksa dahi taşıyanın bu işlemlere ihtimam borcunun devam ettiğini, taşıyan, ağır ihmal ve kusurundan dolayı sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağını, eksper raporunun bağlayıcı olması de icra İnkar taleplerinin olduğunu, davanın kabulüne, borçlunun takibe, asıl alacağa ve faize İlişkin haksız İtirazlarının kaldırılmasına, takibin devamına, davalı borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği,tutulan tutanağın ihbar yerine geçmeyeceği, dava konusu emtianın davalı müvekkili ortaklık nezdinde ve sorumluluk kesitinde hasarlandığına ilişkin belge ve/veya tespiti olmadığını, tutulan kargo hasar raporunda da sadece ambajaının hasarlandığına ilişkin bilgi olup kargonun muhteviyatının hasarlandığına ilşkin bulgu olmadığını, diğer yandan davacı tarafından ancak karar tarihinden itibaren faiz talep olunabileceğini, davacı tarafından geriye dönük olarak takip tarihinden itibaren faiz talep olunamayacağını, davacının %20 icra-inkar tazminatı talebi yerinde olmadığını, ihbar yükümlüluğü yerine getirilmediğini, Ortaklığın maddi tazminat ödemekle sorumlu tutulması halinde, müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı sorumluluk limitleri içinde davacının ancak gerçek zararı kadar olduğu göz önünde bulundurularak fazla talebinin reddine davacının haksız ve mesnetsiz icra inkar tazminatının da reddine, tüm mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin de davacıya tahmiline kara verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, avanın yetkisiz mahkemede açılmıştır, davacının aktif husumet ehliyeti olmadığını, taşıma ve satış sözleşmesine uygun yapılmış bir sigorta sözleşmesi olmadığını, dava konusu zarar oluşmamış olup yapılan ödeme lütuf ödemesi olduğunu eğer bir zarar var ise iddia edilen her türlü zarardan fiili taşıyan …’nin sorumlu olduğunu, hasar bildirimi yasal süresi içerisinde gerçekleştirilmemiş olduğundan, davacının dava açmasının mümkün olmadığını, iddia olunan hasarın taşımanın hangi aşamasında ve kimin kusuru neticesinde meydana geldiğinin belli olmadığını, her halükarda müvekkil şirket yalnızca taşıyanın sınırlı sorumluluk hükümleri gereğince sorumlu olacağını, davanın öncelikle aktif ve pasif husumet itirazı yönünden reddine, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu davanın esastan ve delil yetersizliğinden reddine, davacı aleyhine %20 oranından az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına, hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 03/02/2020 tarih ve 2018/799 Esas – 2020/111 Karar sayılı kararında;”…Yukarıda anılan içtihat uyarınca hasar ihbarının süresinde yapıldığı ve her iki davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmakla ;Davacının rücu talebini Konvansiyon hükümleri neticesinde SDR üst limitimi aştığı bu hali ile karar tarihindeki SDR üzerinden ;Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyasına yapılan itirazın her iki davalı yönünden (Davacının 81,51 ÖÇH (SDR)x karar tarihinde ki SDR karşılığı 8,19-TL = 667,56-TL üzerinden sınırlı sorumluluk ilkesi uyarınca tazminat talebinin kabulü ile) 667,56-TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Açılan davanın kısmen kabulüne, 2-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyasına yapılan itirazın her iki davalı yönünden (Davacının 81,51 ÖÇH (SDR)x karar tarihinde ki SDR karşılığı 8,19-TL = 667,56-TL üzerinden sınırlı sorumluluk ilkesi uyarınca tazminat talebinin kabulü ile) 667,56-TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Asıl alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkat tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, dosya kapsamında hazırlanan bilirkişi raporuna tarafların itiraz etmesine rağmen yerel mahkeme tarafından ek rapor alınmasına ya da yeni bilirkişi incelemesine karar verilmediğini, delillerin toplanmaması nedeniyle hükmün eksik inceleme neticesinde kurulduğunu, (Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 266) Taşınan emtianın karton üzerine kalın plastiğe sarılarak ambalajlandığını, gönderici sigortalı tarafından emtianın ambalajlanmasında herhangi bir noksanlığın söz konusu olmadığını, plastik ambalajın özellikle kullanılmasına rağmen emtinanın tamamının kullanıma mahal vermeyecek şekilde ıslanması; taşıyıcının emtiayı uygun şartlarda taşımadığını gösterdiğini, hava yolu taşımalarında; kargonun uçak içeresinde su ile temasının olmaması gerektiğini ancak davaya konu taşımada görüldüğü üzere emtianın tamamen ıslandığını, bilirkişi raporunda ambalaj ve kusur hususlarının değerlendirilmediğini, Bagaj ve eşya taşımacılığı ile ilgili hükmün değerlendirildiği ilgili yargıtay kararının da iddialarını desteklediğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/11659 E., 2014/20096 K. Ve 19.12.2014 tarih sayılı kararı) Taşıyıcı emtianın tıbbi ürün içerdiğini bilerek yükü teslim aldığını ve tıbbi malzemelerin su ile temasının olmaması gerektiğini de bildiğini, buna karşılık emtiayı sıvı teması olabilecek bir kısımda taşıdığını ve naylon ambalajdan içerisine tamamıyla nüfuz etmesine sebep olduğunu, hasarın meydana gelmesinin tek sebebinin taşıma esnasında emtianın sıvı ile temas etmesi olduğunu, taşıyıcının hiç bir emtiayı sıvı içerisinde taşımaması gerektiği ve özellikle emtianın niteliği göz önüne alındığında meydana gelen hasardan ağır ihmalle sorumlu olduğunu, bu kapsamda da taşıyıcının zararın tümünden sınırsız şekilde sorumlu olduğunun kabulü ve yerel mahkeme kararının da bozulması gerektiğini, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, sınırlı sorumluluk hükmünün uygulanacağı varsayımında; bilirkişi tarafından yapılan ve yerel mahkemece uyulan SDR hesabının hatalı olduğunu, 11/10/2019 tarihli uluslararası havacılık organizasyonu bildirisi ile sorumluluk sınırının kilogram başına 22 SDR’ye yükseltildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılamaya Türk Mahkemelerinde devam edilmesine ve davanın 18.878,92.TL tutar üzerinden kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, uluslararası havayoluyla taşınan emtianın kısmen hasarlanmasından dolayı TTK 1472. maddesi gereğince nakliyat emtia sigortacısı tarafından akdi ve fiili hava taşıyıcıları aleyhine halefiyet ilkesine dayalı rücuen tazmin talepli başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosya kapsamına göre, dava dışı sigortalı … Tic. Ltd. Şti.’nin ÇiN’de yerleşik müşterisine gönderdiği muhteviyatı 1 kap, 60 kg/brüt Tıbbi Malzeme olan kargonun … Kargo Acentesi (… Kod …) davalı … Hiz. A Ş. Tarafından … nolu Ana Hava Yük Senedi, … no.lu …/Ara Yük Senedi tahtında, Türk Hava Yollarının … seferi ile İstanbul’dan Pekin’e ödemeli (navlun peşin ödenmiştir), konsolide kargo olarak taşındığı, dolayısıyla taraflar arasında Taşıma Sözleşmesinin kurulduğu anlaşılmıştır. Davalı … tarafından dava dışı sigortalı adına 06/03/208 tarih ve … no.lu İstanbul/Beijing ‘Navlun ücreti’ açıklamalı 215,00 USD bedelli E-Fatura düzenlendiği tespit edilmiştir. Akdi taşıyıcı, taşıma işini göndericiye karşı taahhüt eden davalı … Hiz. A Ş.’dir. Fiili taşıyıcı ise Türk Hava Yolları’dır. Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2015/2835 Esas, 2015/7582 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere konişmento ve navlun faturasına göre davalı …’in akdi taşıyıcı olarak ve davalı …’ nın ise alt/fiili taşıyıcı olarak zarardan sorumlu olduğu ve bu sebeple davada pasif dava ehliyetine sahip oldukları anlaşılmıştır. Dava konusu havayolu taşımasının Türkiye ile Pekin/ÇİN arasında yapıldığı, Türkiye ve Çin Varşova/Montreal Konvansiyonu’na taraf olmaları dikkate alındığında Montreal Konvansiyonu hükümlerine göre ihtilafın çözülmesi gerekir. TTK’nın halefiyet başlıklı 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder. Dosya kapsamındaki 21/03/2018 tarihli … Bankasına ait ”hesaptan hesaba” havale dekontunun dava dışı sigortalı …LTD. ŞTİ.’ye yapılan hasar ödemesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacının aktif dava ehliyeti mevcuttur.Montreal Konvansiyonu 18. maddesi uyarınca, akdi taşıyıcı Davalı …, hasarın hava yolu taşıması sırasında meydana gelmesi halinde sorumlu olacaktır. Yine Konvansiyon’un 31. maddesindeki düzenleme uyarınca, hasarın, teslimden itibaren 14 günlük sürede taşıyıcıya ihbarı gerekmektedir. Aksi halde gönderilene, taşınan emtianın eksiksiz ve hasarsız teslim edildiği karine olarak kabul edilir. Montreal Sözleşmesi’nin 31. maddesinde ihbar yükümlülüğü eşyanın hasara uğraması haline özgü olarak düzenlenmiştir. Somut olayda taşıma sonrası davalı havayolu şirketinin yer hizmetleri firması tarafından tutulan hasar tespit tutanağı incelendiğinde davalılara süresi içerisinde gerekli bildirimin yapıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece alınan bilirkişi raporuna karşı davacı vekili tarafından verilen 18/09/2019 tarihli beyan dilekçesi ile ihbar süresine yönelik beyanda bulunulduğu, ek rapor alınmasına ilişkin talebinin olmadığı anlaşılmıştır.HMK’nın 146.maddesine göre hakim delillerden davanın yeterince aydınlandığı kanaatine varırsa tahkikatı bitirebilir. Diğer taraftan, HMK’nın 282.maddesi uyarınca bilirkişi raporu takdiri delil olup mahkemece, diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirileceğinden ve mahkemenin vardığı sonuç gerekçeli ve denetime elverişli olduğundan, davacı vekilinin, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğine yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemesi ile, İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, kargo hasar raporu, sigorta eksper raporları, hasar fotoğrafları ve bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler de gözetildiğinde, davacı sigorta şirketinin TTK. 1472 Madde hükmü uyarınca sigorta ettirenin haklarına halef olarak davalılara rücu edebileceği, bu kapsamda somut olayda davacının sigortalısına ait emtianın hasarı nedeniyle oluşan zarardan, davalı akdi ve fiili taşıyıcılar sorumludur. Taşıyıcının sorumluluğu Konvansiyonun 22/3. maddesine göre sınırlı olup, sınırlı sorumluluk halinin istisnası ise, “paket taşıyıcıya verilirken, göndericinin, varış yerinde teslim anındaki menfaatine ilişkin özel bir bildirimde bulunması ve gerekiyorsa ek bir meblağ ödemesi” halidir. Göndericinin bu şekilde bir özel bildirimde bulunması halinde, taşıyıcı, bildirilen meblağın göndericinin varış yerinde teslim anındaki gerçek menfaatinden büyük olduğunu ispat etmedikçe, bildirimi yapılan meblağa kadar ödeme yapmakla sorumludur. Ancak somut olayda davacı tarafından özel değer bildirimi ve bu nedenle ek bir ödeme yapılmamıştır. Somut olayda , Varşova Konvansiyonu’nun 1975 tarihli 4 sayılı Montreal Protokolü ile değişik 22. maddesi uyarınca davalı taşıyıcının sorumluluğu sınırlı olup, sorumluluk sınırını ortadan kaldıran bir anlaşmanın varlığının da ileri sürülmemiş olmasına göre, mahkemece taşınan emtianın ağırlığına göre davalının sınırlı sorumluluğuna hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından 2019/751 sayı ve 13.11.2019 tarihli “1999 Montreal Konvansiyonu Kapsamında Revize Edilen Sorumluluk Limitleri” konulu bir duyuru yapılmıştır. Bildiride kilogram başına 19 SDR olan sorumluluk limitinin güncellenerek 22 SDR’ye çıkarıldığı bildirilmektedir. Montreal Konvansiyonu 22/3. madde hükmü gereği, taşıyıcının sınırlı sorumluluk şartları kapsamında davalının sorumluluğunun karar tarihinden önce kg başına 22 SDR’ye çıkartıldığı ve davalıların ödemesi gereken miktarın, 4,29 kg.X22=94,38 SDR olmak üzere, mahkemece verilen karar tarihi itibariyle SDR karşılığı 8,19-TL. Den olmak üzere toplam (94,38 SDR X 8,19) = 772, 97 TL. üzerinden sınırlı sorumluluk ilkesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken sınırlı sorumluluğun kg başına 19 SDR’den hesaplanması yerinde görülmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak dairemizce davanın kısmen kabulüne yönelik yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2020 tarih ve 2018/799 Esas – 2020/111 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; Davalıların Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı icra dosyasına yaptıkları itirazın 772,97-TL üzerinden iptali ile her iki davalı yönünden takibin 772,97 TL. üzerinden takip talebindeki şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Alacağın varlığı ve miktarının tesbiti yargılamayı gerektirdiğinden ve şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Karar tarihine göre alınması gereken 80,70.TL. harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 322,41.TL harçdan mahsubu ile bakiye 241,71.TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yatırılan 80,70.TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında, davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 177,95.TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 1.677,95.TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren ( %4 ) 67,11.TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediği anlaşılmakla, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. deki esaslara göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 772,97.TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. deki esaslara göre reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 9-Bakiye gider avansının talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine, 11-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 48,50.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam: 197,10.TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 12-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 13-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.