Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1472 E. 2020/1144 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1472 Esas
KARAR NO: 2020/1144 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/576 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 27/07/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında bulunan cari hesap ilişkisi sebebiyle, müvekkili şirketin takibe konu cari hesaba kaydedilen tüm faturalarda yazılı bulunan ürünleri davalıya teslim ettiğini, fakat davalı/borçlunun dava konusu cari hesap borcunu ödememesi sebebiyle, alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalı/borçlunun yetkiye, takibe, ve borca itiraz ettiğini, itirazın iptali için açtıkları iş bu davada, davalı şirket hakkında uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiğini, yapılacak değerlendirme ile ilgili olarak dava konusu faturalarda yazılı ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğine dair beyan ve imzalı sevk irsaliyelerinin dilekçe ekinde dosyaya sunulduğunu, davalı şirketin mallarını kaçırmakta olduğunu Çerkezköy’den teyit edildiğini, davalı/borçlu şirketin işyerini kapatarak mallarını kaçırmakta olduğunu, dosyaya sunulan tüm belgeler (protokol üzerinde yapılan e-posta yazışmaları, beyan ve imzalı sevk irsaliyeleri gibi) göz önünde bulundurularak, müvekkil şirketin haklı alacağının tahsilinin imkansız hale gelmesini önlemek için teminat karşılığında, davalı şirkete ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki tüm hak ve alacakların üzerine dava konusu alacak miktarınca İhtiyati Haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/07/2020 tarih 2020/576 Esas (Derdest Dava Dosyası) sayılı ara kararında; ” Dosyaya sunulan dilekçe ve ekindeki belgelerin incelenmesinden; her ne kadar davalı vekili faturaya konu malların davalı tarafa teslim edilip fatura borcunun ödenmediğini ileri sürerek ihtiyati haciz talep etmiş olsa da; Dosyaya sunulan fatura ve sevk irsaliyelerinin teslim alan kişinin … adlı şahsın isim ve imzasının bulunduğu, bu şahsın şoför olduğu, …’nın dosyada her ne kadar beyanı olsa da bu hususun tek başına malın teslim edildiği anlamına gelmediği, sevk irsaliyelerinde fatura konusu malların davalı şirkete teslim edildiğine dair bir veri bulunmadığı, dosyada 17/12/2019 tarihli bir protokol bulunsa da protokolde imza bulunmadığı, dolayısıyla bu aşamada davacının HMK’nın 390/3 maddesi uyarınca haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği…”gerekçesi ile, Davacı vekilinin İhtiyati Haciz talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili şirket ile davalı arasında bulunan cari hesap ilişkisi sebebiyle, müvekkili şirketin takibe konu cari hesaba kaydedilen tüm faturalarda yazılı bulunan ürünleri davalıya teslim ettiğini, fakat davalı/borçlunun dava konusu cari hesap borcunu ödememesi sebebiyle, müvekkili şirket alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla takip başlattığını, davalı/borçlunun yetkiye, takibe, ve borca itiraz ettiğini, akabinde İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/576 E. sayılı dosyasıyla ihtiyati haciz talepli itirazın iptali davası açıldığını, Davalı/Borçlu şirketin, arabuluculuk safhasında ve sonrasında yapılan görüşmelerde takibe konu borcu ödeyeceğini söyleyerek müvekkilini uzun bir süre boyunca oyaladığını, davalı şirketin iş yerini kapatarak mallarını kaçırmakta olduğunu öğrendiklerini, bu nedenlerle davalı şirkete ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki tüm hak ve alacakların üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesinin talep edildiğini, Takip konusu faturalarda belirtilen malların davalı/borçlu şirkete teslim edildiğine dair sevk ve irsaliyeler imzalı ve dosyada mübrez olmasına rağmen yerel mahkemenin sevk irsaliyelerinde fatura konusu malların davalı şirkete teslim edildiğine dair bir veri bulunmadığı yönündeki gerekçenin kabul edilemeyeceğini, Yine dosyada mübrez olan ve tarafların karşılıklı görüşmeler neticesinde hazırladıkları, 17.12.2019 tarihli protokolün, tarafların imzalarının olmaması sebebiyle mahkeme tarafından dikkate alınmamasının da kabul edilemeyeceğini, Yerel mahkemece verilen ve HMK 390/3 maddesi uyarınca davacı tarafın haklılığını yaklaşık olarak ispat edilemeyen yönündeki kararın hukuka Yargıtay kararlarına ve yasal düzenlemenin amacına aykırı olduğunu, ( Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19.02.2018 tarih, 2016/18235 E. Ve 2018/731 K. ) İleri sürerek ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 27/07/2020 tarih ve 2020/576 E. Sayılı kararın kaldırılarak uygun bulunacak teminat karşılığında davalı şirkete ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki tüm hak ve alacakların üzerine dava konusu alacak miktarınca ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İhtiyati haciz talep eden vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkide müvekkili tarafından davalıya düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini, bunların tahsili için yaptıkları takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini ve ihtiyati haciz karara verilmesini talep etmiş, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İİK 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına (önceden) geçici olarak el konulmasıdır. Maddeye göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’ nın 258/I. maddesinin ikinci cümlesinde; “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur,” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının, alacağı ve haciz sebepleri hakkında delillerini sunması gerektiği belirtilmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Talep eden alacaklı mahkemece alacağın varlığı ve ihtiyati haciz sebeplerinin gerçekleştiği yönünde yaklaşık ispata yeterli bütün delillerini talep dilekçesine eklemek zorundadır. Tek taraflı olarak düzenlenen fatura ve sevk irsaliyesi alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. İhtiyati haciz talep eden tarafından dosyaya sunulan protokol başlıklı belge imzasız olup taraflarca düzenlendiğine ve protokol içeriği konusunda tarafların mutabık olduğuna dair yaklaşık ispata yeterli değildir. Yine sunulan e-posta örnekleri de alacağın varlığı, miktarı konusunda yaklaşık ispata yeterli belge değildir. Alacağın varlığı ve muaccel olduğu yargılamayı gerektirmektedir. İhtiyati haciz talep eden İİK 257/2. Maddede öngörülen ihtiyati haciz şartlarının mevcut olduğuna (borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığına) dair dosya içine herhangi bir belge sunmamıştır. İİK 257. Maddede öngörülen ihtiyati haciz şartlarının oluştuğuna ilişkin yaklaşık ispata yeterli delil dosya içine sunulmadığından talep eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Bu nedenle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alnımasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/10/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.