Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1471 E. 2022/1645 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1471
KARAR NO: 2022/1645
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2020
DOSYA NUMARASI: 2017/1350 Esas – 2020/320 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin araba alım satımı işi ile uğraştığını, davalı şirketten dava konusu aracı satın aldığını, aracın birçok el değiştirdiğini, en son …’e satıldığını, daha sonra aracın ÖTV’sinin eksik ödendiği belirtilerek 13.716 TL ödeme yapılmasının istenildiğini, son alan ruhsat sahibi …’in vergiyi ödediğini, daha sonra ise kendine aracı satanlara rücu amaçlı bu konuyu ilettiğini, müvekkili … Otonun ÖTV değeri olan 13.716 TL’yi adının ayıba karışmaması sorumluluğunda …’e ödediğini ve ibranameyi …’ten aldığını, müvekkilinin daha sonra davalı … Hizm.A.Ş’den eksik olan ÖTV’yi tahsil amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya ile parayı davalıdan talep ettiğini, davalının ise aracın kendilerine de 2. el olarak satıldığını ÖTV vergisinden aracı sıfır kilometre olarak satanın sorumlu olduğunu belirtse de dosyada adı geçen aracın ÖTV’sinin eksik olarak yatırıldığının Bakanlık yazısı ile sabit olduğunu, davacı müvekkilinin aracı noter marifeti ile davalıdan satın aldığını belirterek, davalı şirketin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan aracın birçok kere el değiştirdiğini, müvekkilinin bu el değiştirmelerde 2. el konumunda olduğunu, 6. el olarak …’in aracın son ruhsat sahibi olduğunu, dava dilekçesinde de değinildiği gibi ortada bir ayıp olduğunun aşikar olduğunu ve bu ayıbın gizli ayıp olduğunu, aracın 6. elin kullanımındayken bu gizli ayıbın ortaya çıktığını beyan ederek davacı tarafın BK md. 223/2 maddesi gereğince bildirim yükümlülüğünü hemen yerine getirmeyen alıcıya eksik ÖTV bedelinin ödenmemesi gerektiğini, ödenmemesi gereken bedelin de kendilerinden istenilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/06/2020 tarih ve 2017/1350 Esas – 2020/320 Karar sayılı kararı ile; ” ….Satılan aracın ÖTV sinin ödenmediğinini basit bir muayene ya da gözden geçirilmeyle anlaşılması mümkün değildir. Davalı- satıcının aracın ÖTV sini ödemekle mükellef iken, bu edimini yerine getirmediği, dava dışı …’in 7607 sayılı yasanın 10. Maddesinde düzenlenen yaptırımla karşılaşmamak için ödemek zorunda kaldığı ÖTV bedelini davacıdan tahsil ettiğinden davacının kendi akidi satıcı davalıdan …’e ödediği bedeli talep etmesi mümkündür ( Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11ç hukuk dairesinin 19/11/2019 tarihli 2019/327 Esas- 209/2192 Karar numaralı kararı). Davalının takibe itirazı yerinde değildir. Diğer yandan icra takibinde talep edilen alacağın likid olduğu gözetilerek davacının icra inkar tazminatı da yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KABULÜ ile, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, Alacak likit olduğundan dava konusu 13.716,00 TL alacağın %20’si oranındaki 2.743,20 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … HİZ. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu olan aracın 6. el konumunda olup, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun gözden geçirme ve satıcıya bildirmeye ilişkin 223. maddesinde taşınır mala ilişkin ayıp hükümlerine yer verildiğini, mahkemeye ulaşmış olan belgeler incelendiğinde, …’in 5607/1417 konulu yazıya istinaden bildirimi 16.08.2016 tarihinde tebliğ aldığını, bu doğrultuda Vakıfbank bünyesinde ödemeyi gerçekleştirdiğini, buna bağlı olarak davacı taraf ile yapılan 26.08.2017 tarihli ibranameden anlaşılacağı üzere davalı tarafın ayıbı öğrendiğini, ancak kendilerine herhangi bir bildirimde bulunulmadığı gibi söz konusu uyuşmazlığı dolaylı olarak müvekkili aleyhine 29.09.2017 tarihli icra takibi ile öğrenmiş olduklarını, davacı tarafın ödeme yaptığı tarih ile kendilerine icra takibi başlattığı tarihler arasında tam olarak 1 aylık süre bulunduğunu, kanun hükmü, bildirim yükümlülüğünü derhal olarak bildirmişse de, somut olayda yapılan bildirim süresinin 1 ay olduğunu, üstelik bildirim bile değil, direk icra takibine konu edildiğini, mahkemenin kararında da belirttiği bu hususu göz ardı ederek, davanın kabulü yönünde vermiş olduğu kararın usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Davacı tarafın cevap dilekçesinin 4. maddesinin sonuncu paragrafında ” Allah başka dert vermesin biz hiçbir şekilde ödeme yapmayacağız , hakkınız varsa mahkemeden ararsınız” iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın da uzun yıllardır otomotiv sektöründe hizmet veren bir tüzel kişilik olduğu göz önünde bulundurulduğunda, taşınır ile ilgili ayıp bildiriminin bu şekilde yapılmayacağının da, rahatlıkla bilinebilecek bir husus olduğunu, bu sebeple davacı tarafın iddialarının hayatın olağan akışıyla bağdaşmadığını, gerekli görülmesi halinde arandığı iddia edilen zaman ile alakalı olarak ilgili kurumdan telefon kayıtları istenerek, davacın tarafın iddiasının basit bir şekilde çürütülebileceğini, borcun gereği gibi ifa edilmediğine dair iddiaları reddettiklerini, aracın kullanılmasından doğan mesuliyetler ve mükellefiyetlerin satıcıya, teslim tarihinden sonraki mesuliyet ve mükellefiyetlerin ise alıcıya ait olduğunu, bu mükellefiyetin, TBK ilgili hükmü olan m. 223/2’ye dayandığını, 6. el konumundaki araç hakkında … ve davacı tarafın ayıbı hemen, derhal bildirmeyerek; bildirim yükümlülüğüne aykırı davrandıklarını ve bunun sonucu olarak aracı ayıplı bir şekilde kabul ettiklerini, davacı tarafın BK md 223/2 maddesi gereğince bildirim yükümlülüğünü hemen yerine getirmeyen alıcıya eksik ÖTV bedelini ödememesi gerektiğini, ödememesi gereken bedeli ise kendilerinden istemesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, … BK md 223/2 maddesi gereğince bildirim yükümlülüğünü hemen yapmadığından aracı ayıplı kabul ettiğini, aynı şekilde davacı tarafın da 26.08.2017 tarihli ibranameden anlaşılacağı üzere ayıbı öğrenmiş olup, kendilerine icra takibi başlattığı tarihin ise 29.09.2017 olduğunu, buradan da davacı tarafın BK md 223/2 maddesi gereğince bildirim yükümlülüğünü hemen ve yasada belirtilen süre içerisinde yapmadığının ortaya çıktığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, Üstelik icra takibinde bile bir belirsizlik varken, hangi sebeple ÖTV bedeli istendiği veya plaka yazılmadığı halde müvekkili sanki ilk satıştaki ÖTV bedelini haksız yere istendiğini anladığı için itiraz ettiğini, söz konusu aracı ikinci el olarak alıp sattığı için haliyle sorumluluğunun olmadığını düşünerek itiraz edildiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yanlış olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulü kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, davalı tarafça davacıya satılan araçtaki gizli ayıp nedeniyle davacı tarafça yapılan ÖTV ödemesinin, davalı satıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, satılan aracın ÖTV’nin ödenmediğinin basit bir muayene ya da gözden geçirilmeyle anlaşılmasının mümkün olmadığı, davalı- satıcının aracın ÖTV’ni ödemekle mükellef iken, bu edimini yerine getirmediği, aracın son maliki 7607 sayılı yasanın 10. maddesinde düzenlenen yaptırımla karşılaşmamak için ödemek zorunda kaldığı ÖTV bedelini davacıdan tahsil ettiğinden, davacının kendi akidi satıcı davalıdan ödediği bedeli talep etmesinin mümkün olduğu, icra takibinde talep edilen alacağın likid olduğu gerekçeleri ile, davanın kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği; satılan aracın ÖTV’nin ödenmediğinin basit bir muayene ya da gözden geçirmeyle anlaşılmasının mümkün olmadığı, 6098 sayılı TBK’nın 219. maddesi uyarınca satıcının maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp sayılabilecek tüm hususlardan kendisi bilmese dahi sorumlu olacağı, dolayısıyla aracın satışı sırasında ödenmiş olması gereken ÖTV’yi ödeyen alıcı davacının, ödediği bedeli satıcı davalıdan talep edilebileceği, yine takibe dayanak alacak likit olduğundan, mahkemece davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 936,94 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 234,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 702,7‬ TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.