Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1449 E. 2022/1468 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1449 Esas
KARAR NO: 2022/1468 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/1039 Esas – 2019/1142 Karar
TARİH: 26/11/2019
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin mobilya mağazasının bulunduğunu, davalı …’den mal almak üzere, 16.12.2018 tarihinde … Bankasına ait … hesap numarasına ait, … nolu 30.04.2018 tarih 20.000 TL bedelli, … nolu 30.08.2018 tarih 30.000 TL bedelli, … nolu 30.09.2018 tarih 20.000 TL bedelli, ve … nolu 30.10.2018 tarih 30.000 TL bedelli çekleri teslim edildiğini, çeklerin davalı şirkete tesliminden sonra, davalı tarafın çeklerin karşılığında bir kısım malı teslim ettiğini, sonrasında müvekkil tarafından istenmesine rağmen ürün verilmediğini, bunun üzerine çeklerin iadesinin talep edildiğini, davalı tarafın çeklerin iadesini kabul ederek 30.08.2018 tarih 30.000,00 TL bedelli çeki iade ettiğini, … nolu 30.04.2018 tarih 20.000 TL bedelli çekin müvekkili tarafından ödendiğini, geriye … nolu 30.09.2018 tarih 20.000 TL bedelli ve … nolu 30.10.2018 tarih 30.000 TL bedelli iki çekin kaldığını, çekin iade edilmediğini, müvekkilinin oyalandığını, müvekkilinin ısrarı sonucu davalı şirketin 30.06.2018 tarihinde mail yoluyla bir mutabakat metni gönderdiğini, mutabakat metninde, müvekkilinin davalı şirketten 30.06.2018 tarihi itibariyle 24.482,11 TL alacağı olduğu ve 25.518,19 TL’nin hesaplarına gönderilmesini ancak o şekilde çekleri iade edeceklerinin bildirildiğini, müvekkilinin 07.09.2018 tarihinde 10.518,00 TL ve 10.09.2018 tarihinde 15.000,00 TL olmak üzere toplam 25.518,19 TL’yi davalının hesabına gönderdiğini, ancak çeklerin iade edilmediğini, çeklerin bedelinin tamamının ödenmiş olmasına rağmen davalının iki adet çeki iade etmekten imtina ettiğini, çeklerin banka tarafından karşılıksız olduğuna ilişkin işlem görmesi halinde müvekkilimin ticari itibarı zedeleneceğini belirterek takdir olunacak teminat karşılığı çeklerin banka tarafından ödemesinin önlenmesi amacıyla tedbir kararı verilmesini, davalı tarafa elden teslim edilen … nolu 30/09/2018 tarih ve 20.000,00 TL ve … nolu 30/10/2018 tarih ve 30.000,00 TL bedelli çeklerin müvekkili şirkete iadesine ve boçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında Yetkili Satıcılık Sözleşmesi kurulduğunu, bu nedenle cari hesap ilişkisinin kurulduğunu, davacı tarafın sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerinden vazgeçtiğini ve çeklerin iadesini talep ettiğini müvekkili şirkete bildirdiğini, müvekkili şirket tarafından kabul edilen ve tanımlanan borcu vadesinde ödediği takdirde geri verilebileceğini ve eğer vadesini geçirirse vade farkı çıkacağının bildirildiğini, açık hesap borcunun 45.518,00 TL olduğunu, ortalama vadesinin 16/05/2018 tarihi olduğunu, 45.518,00 TL’lik borcun 20.000,00 TL’sini 30/04/2018 vadeli çek ile geriye kalan 25.518,00 TL’lik kısmının ise 09/09/2018 vadeli olarak havale yapıldığını, borç miktarının ortalama vadesinin 13/07/2018 tarihi olduğunu, KDV dahil 4.672,88 TL’lik vade farkının mevcut olduğunu, müvekkili şirket ticari defterlerinde yapılacak inceleme sonucu durumun ortaya çıkacağını, davacı tarafın sözleşmesel hakkına rağmen vadesi gelmiş çeki tahsile vermediğini ve borcun ödenmesini beklediğini, iş bu davanın ikamesi ile iyi niyetli davranılmadığının göstergesi olduğunu beyanla haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/11/2019 tarih ve 2018/1039 Esas – 2019/1142 Karar sayılı kararında; ” ….Menderes 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/41 Talimat sayılı dosyası ile aldırılan 20/06/2019 tarihli Mali Müşavir bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafın 2017-2018 dönemlerine ait ticari defterlerinin açılış – kapanış tasdiklerinin kanuni süreler dahlinde yapıldığı ve lehine kesin delil olma özelliğine haiz olduğunu, taraflar arasında 19/12/2016-2017-2018 dönemlerinde ticari ilişki bulunduğunu, dava konusu çeklerin düzenlenme ve davalı tarafa teslim tarihinin 16/12/2017 tarihi olduğunu, davalı şirket yevmiye defterinde ise 29/12/2018 tarihinde kayıtlı olduğu, davacı yanın çeklerinin düzenlendiği 26/12/2017 tarihindeki borcunun 27.000,11 TL davalı yevmiye defterinde kayıtlı olduğunu, davalı tarafın 28-29/12/2017 tarihlerinde düzenlemiş olduğu 5 adet e-Arşiv Satış Faturası ile davacının borcu 45.517,89 TL’nin davalı tarafın yevmiye defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, 30/04/2018 tarihinde … nolu çekin davalı tarafından tahsil edilerek 02/05/2018 tarih banka hesaplarına aktarıldığı davalı yevmiye defterlerinde kayıtlı olduğunu, 02/05/2018 tarihi itibariyle davacının 25.517,89 TL borçlu olduğu, 07/09/2018 tarihinde 10.518,00 TL ve 10/09/2018 tarihinde de 15.000,00 TL … A.Ş. havale dekontları ile davalı şirketin yevmiye defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından 45.518,00 Cari hesap alacağı vade tarihinden sonra ödenme tahsil ettiği ve alacağı % 54 yıllık değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile davalı şirket tarafından 25/10/2018 tarihinde düzenlenmiş olduğu 4.673,01 vade farkı faturası ile davacı borcunun 4.672,90 TL davalı şirket yevmiye defterlerinde kayıtlı olduğu, dava konusu olan 30/09/2018 adeli 20.000,00 TL ve 30/10/2019 vadeli … karşılıksız nolu 30.000,00 TL bedelli çeklerin kargo firması aracılığı ile 19/02/2018 tarihinde davacı … ‘nin kayıtlı adresine gönderildiği, davacı … ‘nin adreste bulunamaması sebebiyle davalı şirkete 2702/2019 tarihinde iade edildiği, … nolu ve … nolu çeklerin davalı şirket bünyesinde olduğu tespit ve rapor edilmiştir. Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Hükme esas olarak alınan Menderes 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/41 Talimat sayılı dosyası ile aldırılan 20/06/2019 tarihli mali müşavir bilirkişi raporu dayanak yapılarak; Davalı tarafın 2017-2018 dönemlerine ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine kesin delil olma özelliğine haiz olduğu, davacı taraf ile davalı taraf arasında 19/12/2016 – 2017 – 2018 tarihlerinde ticari ilişkinin olduğu, cari hesap ilişkisine haiz hizmete ait belgenin davalı yevmiye defterine kayıtlı olduğu, dava konusu çeklerin düzenleme ve davalı tarafa teslim edildiği, davalı şirket yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın çeklerin düzenlendiği 16/12/2017 tarihindeki borcunun 27.000,11 TL davalı yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın 28-29.12/2017 tarihlerinde düzenlemiş olduğu 5 adet e-arşiv satış faturası ile davacının borcunun 45.517,89 TL olarak davalı yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, 30/04/2018 tarihinde … numaralı çekin davalı tarafından tahsil edilerek 02/05/2018 tarihinde banka hesaplarına aktarıldığı, 02/05/2018 tarihi itibari ile davacının 25.517,89 TL borçlu olduğu, 07/09/2018 tarihinde 10.518,00 TL ve 10/09/2018 tarihinde de 15.000,00 TL’nin … A.Ş. havale dekontları ile davalı şirketin yevmiye defterine kayıtlı olduğu, dava dosyasında davacı taraftan 45.518,00 TL cari hesap alacağı, vade tarihinden sonra ödenme tahsil ettiği ve asıl alacağa işleyecek %54 yıllık değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile davalı şirket tarafından 25/10/2018 tarihinde düzenlenmiş olduğu 4.673,01 TL vade farkı faturası ile davacı borcunun 4.672,90 TL olarak davalı şirket yevmiye defterlerine kayıtlı olduğu, dava konusu olan çeklerin kargo firması aracılığı ile 19/02/2019 tarihinde davacı …’nin kayıtlı adresine davalı şirket tarafından gönderildiği ancak davacı …’nin adresinde bulunmaması sebebiyle davalı …’ye 27/02/2019 tarihinde iade edildiği, dava konusu çeklerin davalı şirket elinde olduğu, taraflar arasında 19/12/2016 tarihinde yapılan satış sözleşmesinin 5. maddesinde cari hesap sözleşmesi kısmında cari hesap alacağına vade farkı faizin uygulanacağının kararlaştırıldığı anlaşılmakla davacının cari hesap borcu nedeni ile mali müşavir bilirkişi tarafından da hesaplanan 4.672,90 TL cari hesaptan kaynaklanan vade farkı borcunun bulunduğu, davacının menfi tespit davasının kısmen kabulü ile davacının, davalıya 50.000 – 4.672,90 = 45.327,10 TL borçlu olmadığının tespitine, davalının davacıdan ise cari hesap alacağına istinaden vade farkı alacağı olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında itirazi kayıtla ödemesi yapılan 4.672,90 TL asıl alacak miktarı alacak olduğunun tespitine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davacının menfi tespit davasının KISMEN KABULÜ ile; 2-Davacının, davalıya 50.000 – 4.672,90 = 45.327,1 TL borçlu olmadığının tespitine, 3-Davalının davacıdan ise cari hesap alacağına istinaden vade farkı alacağı olarak İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … e sayılı takip dosyasında itirazi kayıtla ödemesi yapılan 4.672,90 TL asıl alacak miktarı alacak olduğunun tespitine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının eksik bilirkişi incelemesine dayandığını, hukuka aykırı karar verildiğini, Müvekkilinin, davalı ile olan ticari ilişkisi kapsamında ve cari hesaba mahsuben davalı tarafa peşin olarak çeklerle ödeme yaptığını, müvekkilinin vereceği siparişlerin karşılığında yapması gereken ödemeleri, peşin olarak ve bu mallar teslim alınmadan davalı tarafa ödediğini, çekin bir ödeme aracı olduğundan müvekkilinin her halükarda davalıdan alacaklı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı tarafın vade farkı faturasını kesemeyeceğini ve vade farkı talebinde bulunamayacağını, Davalı tarafından kesilen vade farkı faturasına müvekkili tarafından yasal süresi içinde Kadıköy … Noterliğinin 05.11.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, söz konusu faturanın ticari teamüllere aykırı olarak davalı tarafından mail yoluyla gönderildiğini müvekkiline her hangi bir tebligat ve yazılı bildirim yapılmadığını, müvekkilinin bu maili öğrenir öğrenmez davalı tarafa ihtarname göndererek 25.10.2018 tarihli vade farkı faturasına itiraz edildiğini, Davalı tarafın, müvekkiline iadeli taahhütlü olarak 27.09.2018 tarihinde ihtar göndermesinden ve gönderdiği bu ihtarnamede çeklerin bedelsiz kaldığı ve kendisine iade edilmesi aksi halde suç duyurusunda bulunulacağının belirtilmesinden sonra bu çekleri iade etmediğini ve ihtarnamenin kendisine tebliğ edildiği 28.09.2018 tarihinden yaklaşık 1 ay sonra vade farkı faturası kestiğini, borç ödendikten sonra fatura kesildiğini bu faturaya itiraz edildiğini, Bilirkişinin yaptığı incelemede ”biz çekleri kargo ile gönderdik ama karşı taraf almamış” şeklindeki beyanını rapora derç ederek davalı tarafın sorumluluğunu yerine getirdiği izlenimini doğurduğunu, bu tespite katılmadıklarını, davalı tarafın çekleri kargo ile gönderildiği ama teslim alınmadığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, gönderilen çeklerin alınmaması durumunda, davalı tarafın temerrütten ve dolayısıyla sorumluluktan kurtulması için tevdi mahalli tayini için mahkemeye başvurarak bu çekleri mahkeme kalemine teslim ederek sorumluluktan kurtulması gerektiğini, davalının bunu yapmayarak elinde bulunan çekleri tüm talep ve ihtarlara rağmen teslim etmeyerek davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, Müvekkili tarafından alınan mallar karşılığında davalı şirket tarafından düzenlenen faturaların hiç birinde vade ve vade farkına yer verilmediğini, Davalı şirket kendi yaptığı sözleşmeye aykırı olarak sonradan vade farkı faturası düzenleyerek aleni bir şekilde kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, yazılı ödeme vadesinin bir geçerliliği olmadığını, ödeme vadesinin ne olduğunun sözleşmede yazılı olması gerektiğini, davalı ile yapılan sözleşmede de vade süresi, ödemenin ne zaman yapılacağı ve temerrütün ne zaman doğacağı belirtilmediğindenYargıtay içtihadı birleştirme kararı gereği de vade farkının faturada düzenlenmiş olması ve faturaya itiraz edilmemiş olması halinde bile hukuken geçerli olmadığını, bu nedenle davalı tarafın vade farkı talebi ve bunun talep edilebileceğine ilişkin bilirkişi raporunun da hukuka aykırı olduğunu, (Yargıtay Büyük Genel Kurulu 2001/1E 2003/1 K. 27.06.2003 Tarihli Kararı) Davalı şirketin kanuna ve aralarındaki sözleşmeye de aykırı olarak vade farkı işleterek çekleri iade etmekten imtina ettiğini, üstelik bedeli alacaklı olduğunu iddia ettiği tutardan çok daha yüksek olan ve bir tanesi bile iddia ettiği alacağını karşılamaya yetecek olmasına rağmen iki adet çeki elinde tuttuğunu, fatura kesmesine rağmen elindeki iki adet çekten bedeli en yüksek olan çekle işlem yaptığını, bankaya çeki ibraz ederken alacaklı olduğu tutar kadar değil çekin tamamı üzerinden çekin arkasını yazdırdığını, davalının iyi niyetli olmadığını, İleri sürerek istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına, bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka ve usule aykırı olduğunu, Davacı tarafın söz konusu sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerinden vazgeçtiğini ve çeklerin tarafına iadesi talebini müvekkili şirket yetkililerine ilettiğini, Açık hesap borcu 45.518 TL olup ortalama vadesinin 16/05/2018 tarihi olduğunu, 45.518.TL borcun 20.000,TL sinin 30/04/2018 vadeli verdiğini bağlantının ilk çeki ile geriye kalan 25.518 TL’lik kısmının tarafına 09/09/2018 ortalama vadeli olarak havale yaptığını, borcuna karşılık yaptığı ödemenin 45.518.TL ve ortalama vadesinin 13/07/2018 olduğunu, KDV dahil 4.672,88.TL’lik vade farkının mevcut olduğunu, müvekkili şirket defterlerinde yapılan bilirkişi incelemesinde bu hususun ortaya konulduğunu, Müvekkili şirketin davacı taraf vekilinin, müvekkili ile iletişime geçmesi üzerine sözleşmesel hakkına rağmen vadesi gelmiş çeki tahsile vermediğini borcun ödemesini beklediğini, iyi niyetli davrandığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı tarafa elden teslim edilen … nolu 30/09/2018 tarih ve 20.000,00 TL ve … nolu 30/10/2018 tarih ve 30.000,00 TL bedelli çeklerin bedelinin ödendiği halde iade edilmediği belirtilerek iki adet çekten kaynaklı borçlu olmadığının tesbiti ile çeklerin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde, Davacı taraf, davalıya ticari satımdan kaynaklı dava konusu çekleri verdiklerini, çek bedellerini ödemelerine rağmen çeklerin iade edilmediğini, bedeli ödenen çeklerin bedelsiz kaldığını, bu nedenle borçlu olmadığının tespitini, davalı taraf ise, cari hesap sözleşmesinden kaynaklı vade farklı alacağının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Somut olayda taraflar arasında imzalanan 16/12/2016 tarihli satış sözleşmesine istinaden ticari ilişkinin başladığı anlaşılmıştır. Mahkemece davalı tarafın ticari defterleri incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davalının ticari defterlerine göre 16/12/2017 tarihinde davacı borcunun 27.000,11 TL olarak davalı yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın 28-29.12/2017 tarihlerinde düzenlemiş olduğu 5 adet e-arşiv satış faturası ile davacı borcunun 45.517,89 TL olarak davalı yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, 30/04/2018 tarihinde … numaralı çekin davalı tarafından tahsil edilerek 02/05/2018 tarihinde banka hesaplarına aktarıldığı, 02/05/2018 tarihi itibari ile davacının 25.517,89 TL borçlu olduğu, 07/09/2018 tarihinde 10.518,00 TL ve 10/09/2018 tarihinde de 15.000,00 TL’nin … A.Ş. havale dekontları ile davalı şirketin hesabına davacı tarafça ödendiği ve bu ödemelerinde davalı yevmiye defterine kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Mahkeme gerekçesinde ve bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, dava konusu olan çeklerin kargo firması aracılığı ile 19/02/2019 tarihinde davacı …’nin kayıtlı adresine davalı şirket tarafından gönderildiği ancak davacı …’nin adresinde bulunmaması sebebiyle davalı …’ye 27/02/2019 tarihinde iade edildiği, dava konusu çeklerin davalı şirket elinde olduğu belirtilmiştr.Yukarıdaki açıklamalar gözetildiğinde davaya konu çek bedellerinin davacı tarafından davalı tarafa ödendiği, ödemelerin davalı ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalı tarafça ödemeye istinaden davaya konu çekleri davacıya kargo firması aracılığıyla gönderdiği, davacının adresinde bulunmaması sebebiyle çeklerin davalıya iade edildiği, dava konusunun çeklerden kaynaklı davacının davalıya borçlu olmadığı ve bu çeklerin davacıya iadesi istemine ilişkin olduğu gözetildiğinde, bu tesbitlere göre davacının davaya konu çeklerden kaynaklı davalıya borçlu olmadığı ve çeklerin iadesi gerektiği anlaşılmakla; mahkemece davanın kabulüne yönelik karar verilmesi gerekirken yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Dairemizce verilen kararın mahiyetine göre davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak dairemizce davanın kabulüne yönelik yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/11/2019 tarih ve 2018/1039 Esas – 2019/1142 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; Davacının dava konusu, a) … T.A.Ş.’ye ait, keşidecisi …-… MOBİLYA olan, … hesap no / … çek nolu, 30/09/2018 keşide tarihli, 20.000,00 TL bedelli çek ile, b) … T.A.Ş.’ye ait, keşidecisi …-… MOBİLYA olan, … hesap no/ … çek nolu, 30/10/2018 keşide tarihli, 30.000,00.TL bedelli çekden kaynaklı davalıya borçlu olmadığının tesbiti ile dava konusu iki adet çekin davalı tarafından davacıya iadesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Dairemiz karar tarihi itibari ile alınması gereken 3.415,50.TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62.TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 894,98.TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 5-Davacı tarafından sarf edilen toplam 533,00.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Kullanılmayan bakiye gider avansı var ise talep halinde yatıran tarafa iadesine, iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 148,60’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 10-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf kanun yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 3.415,50.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin olarak yatırılan toplam: (54,40 TL + 719,67=) 774,07 TL. harcın mahsubu ile bakiye 2.641,43.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 11-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının, talep halinde iadesine, 12-Davalı tarafından sarf edilen istinaf harç ve giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 13-Davacı tarafından sarf edilen 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve dosyanın istinafa gidiş dönüş masrafı 31,50.TL toplamı 180,10.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 14-Bakiye gider avansı varsa, talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 15-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.