Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1448 E. 2022/1535 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1448
KARAR NO: 2022/1535
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2020
DOSYA NUMARASI: 2017/1079 Esas – 2020/318 Karar
DAVA: Alacak (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının “… San. ve Tic. Ltd. Şti.” isimli borçlusu ile ilgili olarak başlattığı icra takibi kapsamında19/03/2014 tarihinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile menkul haczi yaptırdığını ve haczettirdiği aracı muhafaza edilmek üzere müvekkilinin deposuna bıraktığını, davalı ile davacı arasında saklama sözleşmesi imzalandığını, muhafaza edilen araç için günlük 11,00.TL ödenmesi konusunda mutabık kalındığını, sözleşmeye konu aracın emanet edildiği 19/03/2014 gününden 31/03/2016 gününe kada ki saklama ücreti için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz etmediğini ve dosyanın tahsilat yapılarak kapandığını, iş bu davanın konusunun ise 31/03/2016 gününden dava tarihi olan 27/11/2017 gününe kadarki saklama ücreti olduğunu, davalı sözleşme ile her ay peşin olarak ödeme yapacağını taahhüt etmiş ise de 31/03/2016 gününden sonra herhangi bir ödeme yapmadığını beyanla 31/03/2016 gününden 27/11/2017 gününe kadar geçen 605 gün için 6.655,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep edilmektedir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın niteliği ve tarafların tacir olmamaları sebebiyle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, müvekkilinin adresi itibariyle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, söz konusu araç üzerindeki hacizler kaldırıldığından husumetin borçlu şirkete yöneltilmesi gerektiğini, aynı alacağın Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, bu nedenle derdestliğin söz konusu olduğunu, her ne kadar taraflar arasında yeddieminlik sözleşmesi yapılmış ise de, araç üzerindeki haciz ve yakalama şerhi 25/01/2017 tarihinde kaldırıldığından, yeddiemin ücretinden herhangi bir sorumluluklarının olmadığını, icra müdürlüğü tarafından davacıya yönlendirildiklerinden ve matbu yeddieminlik sözleşmesi imzalamak zorunda bırakıldıklarından sözleşmenin hukuka ve hakkaniyet aykırı olduğunu, ilk takiple 8.173 TL, iş bu dava ile 6.655 TL olmak üzere 14.828.TL yeddiemin ücreti talep edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, kaldı ki hacizli aracın yeddiemine teslim edildiği tarihte bakiye dosya alacağının sadece 15.575,76 TL olduğunu, davacı tarafından neredeyse dosya alacağının tamamı kadar yeddieminlik ücreti istenmesinin hakkaniyete ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, dava konusu servis aracının yeddiemine 2014 yılında teslim edildiğini, 2014 yılı Adalet Bakanlığı’na ait depo ve garajlarda muhafaza edilen mahcuz mallar için alınacak ücret tarifesi hakkında tebliğin 2. maddesinde “Minibüs, midibüs ve kamyonetlerden günlük 6 TL ücret alınacağı”, 3. maddesinde “6 aydan sonraki muhafaza süresi için bu ücretlerin V2 oranında uygulanacağının belirtildiğini, aynı tebliğin 4. maddesinde muhafaza ücretinin mahcuz malın satışa esas değerinin %30’unu geçemeyeceğinin belirtildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 06/03/2020 tarih ve 2017/1079 Esas – 2020/318 Karar sayılı kararı ile; “İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasında 19/03/2014 tarihinde yapılan menkul haczi nedeniyle haczolunan malların … olarak davacıya teslim edildiği ve bu hususta düzenlenen yediemin teslim zaptı – ücret sözleşmesi başlıklı belgede günlük 11 TL yedieminlik ve otopark ücreti belirlendiği, sözleşmenin davacı ve davalı vekili tarafından imzalandığı görülmüştür. Bu durumda, davalı vekili tarafından imzalanan sözleşme geçerli olup, hüküm ve sonuçları itibariyle davalıyı bağladığı, ödeme sonrası 31/03/2016-27/11/2017 tarihleri arasında 605 gün süre için davacının 6.655 TL ücrete hak kazandığı, hacizli malın kapladığı alan, depoda kaldığı sürenin uzunluğu, yıllar içinde yenilenen Adalet Bakanlığı Tarifesi, hakkaniyet kuralları gibi nedenler dikkate alındığında hakkaniyet indirimi yapılmasına gerek görülmemiş, davalının tacir olmaması nedeniyle yasal faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …” gerekçeleri ile davanın kabulü ile 6.655 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında, görev ve yetki yönünden itirazları ile husumet ve derdestlik itirazları yönünden hüküm kurulmadığını, kararda açık bir gerekçe gösterilmediğini, bilirkişi raporundaki hukuki yorum esas alınarak dosyanın karara çıkarıldığını, bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeyip ek rapor alınmadan eksik inceleme ile apar topar karar verilmiş olduğunu, davanın, yeddieminlik sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağına ilişkin ve ticari bir dava olmadığını, müvekkili ve davacı …’nın tacir, aradaki ilişkinin de ticari olmadığını, davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davalının ikamet adresinin Pendik- İstanbul olması sebebiyle yetkili Mahkemenin de İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, araç haczinin kaldırılmasından sonra, aracın halen yeddieminde bulunmasından yararlanan tarafın borçlu ile yeddiemin olması sebebiyle davanın borçlu …San. Tic. Ltd. Şti.’ne yöneltilmesi gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile de 31.03.2016 tarihinden 30.10.2017 tarihine kadar yeddieminlik ücreti talep etmiş olması sebebiyle derdestlik itirazında bulunduklarını ve davanın reddinin gerektiğini, müvekkili davalı …’in, Bakırköy İş Mahkemesinin dosyasından kaynaklanan işçilik alacağını tahsil amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile borçlu işveren …Ltd. Şti. aleyhine icra takibi yaptığını, borçluya ait, davaya konu … plakalı araç üzerine haciz konularak davacıya yeddiemin olarak teslim edildiğini, davacıyı yeddiemin olarak seçen kişinin müvekkili olmadığını, icra müdürlüğünün belirlediği kişiye aracın teslim edildiğini ve mecburen matbu bir sözleşme imzalandığını, müvekkilinin yeddieminlik ücreti olarak talep edilen günlük 11 TL gibi fahiş bir miktarı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına toplam 8.173,00 TL olarak ödemiş olduğunu, daha sonra borçlu …San. Tic. Ltd. Şti.’nin … plakalı aracına konulan haciz ve yakalama şerhlerinin 25/01/2017 tarihinde kendileri tarafından kaldırılmış olduğunu, bu nedenle yediemin ücretinden herhangi bir sorumluluklarının kalmadığını, bugüne kadar toplam 14.828,00 TL yeddieminlik ücreti talep edilmiş olduğunu, müvekkilinin bakiye dosya alacağının zaten 15.575,76 TL olduğunu, davaya konu servis aracının, yeddiemine 2014 yılında teslim edilmiş olduğunu, 2014 yılı Adalet Bakanlığı’na ait depo ve garajlarda muhafaza edilen mahcuz mallar için alınacak ücret tarifesi hakkında tebliğine aykırı miktarda ücret talep edildiğini, üstelik altı aydan sonraki muhafaza süresi için indirim de yapılmadığını, baskı altında ve seçme hakkı tanınmadan matbu olarak imzalanan sözleşmede, sözleşme serbestisinden bahsedilemeyeceğini, bu durumda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini beyanla Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.03.2020 tarih ve 2017/1079 E – 2020/318 K sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 561 ve devamı maddelerine dayalı olarak yediemin ücreti (saklama ücreti) alacağının tahsili talebine ilişkindir. TTK’nın 4. maddesinde, TBK’nın saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580. maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları mutlak ticari dava olarak düzenlendiğinden mahkemenin görev itirazının reddine dair kararı usul ve yasaya uygun olup davalının bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İstanbul Küçükçekmece … İcra Dairesinin … talimat sayılı dosyasında yer alan “Yediemin Teslim Zarfı Ücret Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin davalı vekili Av. … ve davacı … tarafından imzalandığı, sözleşmede mahcuz araç için günlük 11.TL yedieminlik ve depo ücretinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Somut olayda davacı, yediemin konusu aracın 31.03.2016 tarihinden 27.11.2017 tarihine kadarki ücretini talep etmekte olup Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası ile de 31.03.2016 ila 30.10.2017 tarihleri arasında işlemiş yedieminlik ücretinin tahsilini talep etmiş ve fakat takip davalının itirazı üzerine durmuştur. Davacı alacağının tahsili için itirazın iptali davası yerine alacak davası açmıştır. Bu nedenle davalının derdestlik yönünden istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacının talebi saklama sözleşmesi uyarınca karşı tarafın edimi olan para alacağının ifası niteliğindedir. HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu, bu kapsamda TBK’nın 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcunun alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiği ve davacının yerleşim yeri itibariyle (Küçükçekmece/İstanbul) Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğundan Mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmayıp davalının bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davaya konu araç davalının alacağına binaen haczedilmiş, saklama sözleşmesi uyarınca davacıya teslim edilmiş, talep edilen dönem içerisinde de yediemin deposunda kalmış olup İİK’nın 88/6. maddesi uyarınca haczin icra müdürlüğünce kaldırıldığına dair işlemin davacı yediemine tebliğ edildiğine dair bir belge de sunulmadığından davalının husumet yönünden istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ücretin belirlendiği, davacı tarafın sözleşmede açık şekilde sözleşme konusu malı Adalet Bakanlığı’nın depo ve garajlarla ilgili yönetmeliğine göre teslim almayacağını belirttiği görülmüştür. Davacı depo işletmecisi, takip ve borcun tarafı olmayıp, yediemin deposunun da lisanslı depolardan olmadığı taraflar arasındaki sözleşmeden anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının talep edeceği ücretin belirlenmesinde Lisanslı Yediemin Depoları Yönetmeliği’nin 26. maddesi ve bu yönetmelik kapsamında çıkarılan ücret tarifesinin uygulanması mümkün değildir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2019/1909 Esas ve 2020/886 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin bağlayıcı olduğu ve ücretin sözleşmede belirlenen günlük 11 TL’ye göre belirlenmesi gerektiği açıktır. Sözleşme uyarınca saklanan malın niteliği, belirlenen ücretin makul olması, davacıya araç üzerindeki haczin kaldırıldığının bildirilmemesi karşısında davalı lehine hakkaniyet indirimi yapılmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının esasa yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 454,60 TL harçtan, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 113,65 TL ( 54,40 TL+59,25 TL) harcın mahsubu ile bakiye 340,95 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.