Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1430 E. 2020/1189 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1430 Esas
KARAR NO: 2020/1189 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/238 Esas – 2020/209 Karar
TARİH: 24/06/2020
DAVA: Şirketin ihyası
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkil firma aleyhine gönderilen ödeme emirlerinin iptali davası öncesinde şirket re’sen terkin edildiğinden ve müvekkil firmanın davada taraf olarak yer alabilmesi için şirketin ihyası talebinde bulunmuştur. Müvekkil firma ortaklarına usulsüz olarak idare tarafından; damga vergisi, işsizlik sigortası primi ve diğer prim borçları olduğu iddiasıyla 15 adet ödeme emri gönderilmiştir. İş bu usulsüz ödeme emirlerinin iptali için müvekkil firma adına İstanbul 19. İş Mahkemesi 2017/410 Esas Sayılı dosyasından Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 88. maddesi uyarınca dava açılmıştır. İş bu dava sonucunda davanın reddine karar verilmiş daha sonra karar istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi 2018/1356 E. 2019/2351 K. Sayılı dosyasından istinaf incelemesi neticesinde verilen kararda; ”…davacı … Ltd. Şti.’nin dava tarihinden önce 2015 yılı Şubat ayında ticaret sicilinden terkin edildiği belirgin olduğundan, davacı şirket hakkında ihya yapılması için yasal prosedür işletilmek suretiyle ihyasına dair karar alındıktan sonra, usulüne uygun şekilde taraf teşkilinin sağlanması ve sonrasında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.” demek suretiyle istinaf incelemesi talebinin kabul edildiği, Mahkemenin görüldüğü İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesince de ihya davası açmak üzere taraflara süre verildiği belirtilerek, davanın kabulü ile davalı şirketin ihyasının sağlanarak, … Ltd. Şti. (VKN:…)’nin İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi 2020/2 E sayılı davasının ve müteakip işlemlerinin sonuçlandırılıncaya kadar TTK. 642 ve 547/1 hükümleri kapsamında ticaret siciline yeniden tesciline, verilen kararın tescil ve ilanı için gerekçeli kararın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya dava dilekçesi, tensip zaptı ve tevzi formunun tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/06/2020 tarih ve 2020/238 Esas – 2020/209 Karar sayılı kararında; “Eldeki davanın … Ltd. Şti.’nin ihyası istemine ilişkin olduğu, davacının da aynı şirket olduğu, ticaret sicil kayıtlarına göre ihyası istenilen ve davacı sıfatındaki şirketin 6102 sayılı TTK geçici 7. Maddesi gereği 18/02/2015 tarihinde re’sen terkin edildiği, terkin edilmekle artık tüzel kişiliğinin kalmadığı, tüzel kişiliği kalmayan şirketin taraf ve dava ehliyetinin bulunmadığı, yine TTK 547 ve geçici 7. Maddesi gereği ek tasfiye gereken hallerde, şirketin ihyasının alacaklıların, ilgililerin talep edebileceğinin düzenlendiği, taraf ehliyetinin 6100 sayılı HMK 114/1-d bendi gereği dava şartı olduğu, dava şartlarının her aşamada mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği, bu davadaki dava şartının da giderilme imkanının bulunmadığı anlaşılmakla, eldeki davanın dava şartı yokluğu…”gerekçesi ile, Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-d, 115/2 Maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili şirketin ihya davası açması için İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi 2020/2 sayılı dosyasında 10/01/2020 tarihli ara karar ile kesin süre verildiğini, 19. İş Mahkemesi tarafından verilen kararda “DAVACI ŞİRKETİN TÜZEL KİŞİLİĞİNİN İHYA DAVASI AÇMAK ÜZERE İHTAR TARİHİNDEN İTİBAREN 2 HAFTALIK KESİN SÜRE VERİLMESİNE..” denildiğini, müvekkilinin ihya davası açmasında ve davanın yürütülmesinde açık menfaati bulunuğunu, “Davadan sonra şirket tüzel kişiliği sicilden terkin edilmiş olup, yargılama boyunca şirketin tüzel kişiliğinin devamı zorunludur. Mahkeme anılan şirketin ihyası için davacıya, dava açmak üzere süre vermeli, dava açıldıktan sonra bunun sonucu beklenmelidir. Şirketin ihyasından sonra, davaya dahil edilmesi gerekir” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2003/8626 E. 2004/3655 K. sayılı 6.4. 2004 tarihli ilamı) müvekkili şirketin dava açması için kesin süreyi bizzat başka bir mahkemenin verdiğini, Dava konusu olayda esasen terkin edilen bir şirket tarafından açılan bir dava söz konusu olduğu ve bu yanılmanın başka bir Mahkemenin kararına dayandığından hakimin şirketin tasfiye memuru ya da ortaklarının davaya davacı olarak dahil edilebilmesi için mehil vermesi gerektiğini, Yargıtayın da aynı görüşte olduğunu,(Yargıtay 21. HD, 5.3.2012, 8862/2955 sayılı kararı) İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davalı şirketin ihyasını sağlayabilmesi için … Ltd. Şti. (VKN:…) ortakları,, yönetim kurulu üyeleri ya da tasfiye memurunun davaya dahil edilebilmesi için mehil verilmesini, İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi 2020/2 E sayılı davasının ve müteakip işlemlerinin sonuçlandırılıncaya kadar TTK . 642 ve 547/1 hükümleri kapsamında ticaret siciline yeniden tesciline karar verilmesini, verilen kararın tescil ve ilanı için gerekçeli kararın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, İstanbul Anadolu 19 İş Mahkemesinin 2020/2 Esas sayılı dosyasından verilen yetki üzerine açılan şirket ihya davasıdır. Mahkemece, yukarıdaki gerekçeyle davanın 6100 sayılı HMK 114/1-d, 115/2 Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/1575 Esas – 2017/4857 Karar sayılı kararı, Yargıtay 11 . Hukuk Dairesinin 2016/4169 Esas – 2016/4542 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Dava, TTK’nin geçici 7. maddesi gereğince resen sicilden terkin edilen davacı şirketin yeniden ihyası istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. İşbu davayı TTK’nin geçici 7. maddesi gereğince 18/02/2015 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edilen şirket açmış olup, dava tarihi itibariyle şirketin tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Aktif husumet ehliyeti, 6100 sayılı HMK’nin 114/d maddesi gereğince dava şartı niteliğindedir ve aynı Kanunun 115. maddesi gereğince davanın her safhasında ve re’sen nazara alınması gerekir. Bu durumda, mahkemece, davanın aktif husumet ehliyeti yönünden usulden reddine karar verilmesinde, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/10/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.