Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1393 E. 2020/1092 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1393 Esas
KARAR NO: 2020/1092 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/362 D.iş 2019/366 Karar
TARİH: 12/11/2019 Tarihli Ek Karar
DAVA: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin fazlaya ilişkin tüm talep hakları saklı kalmak kaydıyla 110.000 ABD Doları alacağının tahsilinin garanti altına alınabilmesi amacıyla karşı tarafa ait her türlü menkul ve gayrimenkul malları, 3.kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 26/02/2019 tarihli kararı ile, alacaklarının; İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesi ile, müvekkili işci kılavuz kaptan oldğunu, menfaati ihlal edilen sıfatına istinaden aleyhine oluşturulan ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, müvekkili … kılavuz kaptan olup, Davalı Şirket’te 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na bağlı işçi olarak çalışmaya ve limanlarda Türk ve yabancı bayraklı gemilere işilkin kılavuzluk hizmetini ifa etmeye 19/06/2017 işe giriş tarihi itibariyle başladığını, işçinin işe alım sürecinde; iş sözleşmesinin tanzimi esnasında, kendisine baskı ile keza bir kısım geçerlilik unsuru boş tutularak sonradan doldurulmaya müsait kambiyo senedi niteliğine haiz olmayan bir matbu senet sayfası imzalatıldığını, müvekillinin Payas Noterliği, 13/02/2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile iş akdini sonlandırılıcağının bildirilmesine takiben aleyhine tespit istenen davalı işveren könüniyetli hareket ederek, teminat amaçlı alınan senedin işten çıktığında iade edilmeyip, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, Müvekkili, Karşı Taraf … aleyhine, İstanbul 7. İş Mahkemesi 2019/2 D.İş. dosyası üzerinden, “İstanbul … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasındaki alacağın %15 tutarında teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir karar konulması” talep edilmiş, talebimizin kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin rızası hilafına ve onayı alınmaksızın sonradan doldurulmuş olduğu bildirilerek borca itiraz ve senedin takibe eklenmediği bildirilerek şikayete havi davalar ikame edilmiş ve bu davalarda tedbir isteminde bulunulmuştur. İşveren … eş zamanlı olarak aynı kambiyo senedine dayanılarak ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ve 04/03/2019 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya üzerinden ayrıca icra takibi başlattığını, alacaklının teminatın iadesine muvafakatimiz olmağını bildirir ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, taleplerinin kabul görmemesi halinde alacaklının teminatının arttırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini mahkememizden talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/11/2019 tarih ve 2019/362 D.İş Esas-2019/366 D.İş Karar sayılı ek kararında; “Dosyada yapılan inceleme de, istem sahibinin avukatının 21/02/2019 tarihli ihtiyati haciz istemini içeren dilekçesine istinaden mahkememizce ihtiyati haciz isteminin kabulüne ilişkin 26/02/2019 tarihli karar verildiği, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenin avukatının itiraz ettiği, itirazın İcra İflas Yasasının 265/1.maddesi kapsamında bir haftalık süre içerisinde yapıldığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere ihtiyati hacze itiraz ve sebepleri İcra iflas Yasasının 265/1.maddesinde açıklanmıştır. İcra İflas Yasasının 265/1.maddesi “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir” şeklindedir. İcra İflas Yasasının 265/1.maddesinden anlaşılacağı üzere, itiraz sahibinin ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazın yerinde olduğunun kabulü için, İhtiyati haciz kararının borçlunun gıyabında verilmiş olması, Alacağın vadesi yönünden kanunun belirlediği esaslara aykırı olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olması, Alacağın rehinile temin edilmiş olması, Alacaklının hiç teminat göstermemiş ya da yetersiz göstermiş olması, İhtiyati haciz kararının görevli ve yetkili mahkemece verilmemiş olması, sebeplerinden birinin somut olayda mevcut olması gerekir.Az yukarıda açıklanan itiraz edenin avukatının itiraz sebeplerinden açıkça anlaşılacağı üzere, itiraz eden taraf ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, itiraz da bulunulmuştur. Öncelikle belirtilmelidir ki, ihtiyati haciz kararının dayanağı bononun Türk Ticaret Kanunun 776.maddesinin aradığı unsurları içermesi, itiraz edenin iddia ettiği gibi teminat senedi niteliğinde olduğu yönünde senet metninde her hangi bir ibarenin olmaması, senedin hukuki mahiyyetinin ne olduğunun(teminat senedi) yargılamayı gerektirmesi sebebiyle…”gerekçesi ile, İtiraz eden tarafın mahkememizin ihtiylati hacze hükmedilmesine ilişkin 26/02/2019 tarihli kararına yaptığı itiraz icra iflas yasasının 265.maddesi kapsamında yerinde olmadığından reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesinin işbu dosyada ihtiyati hacze itirazlarının İİK 265.maddede sayılı itirazlardan olmadığı gerekçesi ile, ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verdiğini, İşbu dosya tahtında ihtiyati haciz kararına itiraz dilekçeleri sunulmasından sonra ihtiyati hacze konu senet hakkında menfi tespit davası açılmış olup, işbu hal ek bir dilekçe ile dosyaya dayanak tensip tutanağı birlikte bildirildiği, Beyan dilekçesinde senet hakkında İstanbul 5. İş Mahkemesi 2019/121 Esas sayılı dosya üzerinden 28/03/2019 ya dayanak tensip tutanağı birlikte bildirildiği, Beyan dilekçesinde senet hakkında İstanbul 5. İş Mahkemesi 2019/121 Esas sayılı dosya üzerinden 28/03/2019tarihinde menfi tespit davası açıldığını, üstelik söz konusu menfi tespit davası açılmadan evvel de bir zorunlu dava şartı olması sebebiyle 04/03/2019 tarihinde İstanbul Arabuluculuk Bürosuna başvurulmakla menfi tespite yönelik yasal süreç anılan 04/03/2019 tarih itibariyle başlatıldığını, İhtiyati haciz kararına itiraz eden tarafından menfi tespit davası açmış olması halinde ihtiyati haciz kararına itirazın menfi tespit davası açılan mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini, BAM ve Yargıtay kararlarının bu yönde olduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/717E ve 2018/625K sayılı ilamı; “Somut olayda, ihtiyati haciz talebine konu alacağın esasına dair olarak ihtiyati haciz kararına itiraz eden tarafından İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1058 E. sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açıldığı ileri sürülmüş olup; böyle bir dava açılmış ise işbu itirazın da esas davaya bakan mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2015/5015 esas 2015/5640 Karar sayılı ilamı) Bu itibarla, mahkemece ihtiyati hacze konu alacağın esası hakkında dava açılıp açılmadığı araştırılarak şayet böyle bir dava açılmış ise ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın bu mahkemece değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus araştırılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.” ifadelerinin bulunduğunu, İstinaf dilekçesinde esasa yönelik itirazlar değerlendirilmeden evvel kararın usul hukuku yönünden değerlendirilmesini ve kararın itirazlarına dayanılarak kaldırılmasını ve devamla davanın yeniden görülmesi için İstanbul 5. İş Mahkemesi 2019/121 E. sayılı dosyasına gönderilmesini talep ettiklerini, Dosyada mübrez beyan dilekçelerinde; Teminatın iadesine muvafakatlerinin olmadığını, İhtiyati hacze konu senede dayanan icra takibi hakkında İş Mahkemesi değişik iş dosyası üzerinden alacağın %15’inin borçlu tarafından teminat olarak tevdii edilmesi ile ihtiyati tedbir kararı verildiğini, İcra takibine ihtiyati tedbir kararının uygulanması amacıyla ayrıca alacağın %100’ünün borçlu tarafından teminat olarak tevdi edildiğini, İcra takibi hakkında ödeme emrinin iptali ve borca itiraz konulu İcra Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını,İhtiyati hacze konu senede ve icra takibine yönelik menfi tespit davası açıldığını, İhtiyati haczi hukuki işlemi sebebiyle müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zarara yönelik yasal süre içerisinde dava açılacağını, İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından dosyaya tevdi edilen teminat mektubunun alacaklıya iade edilmesine muvafakatlerinin olmadığını, Alacaklı şirketin bu yöndeki talebinin reddini talep ettiklerini dosyaya bildirdiklerini, öncelikle dilekçelerinin içeriğini aynen tekrar ettiklerini ve işbu taleplerinin devam ettiğini, İhtiyati haciz kararına itiraz dilekçesinde belirttikleri üzere söz konusu senedin müvekkili işçinin işe alımı esnasında şirketin iş taahhüdü ile baskı kurması neticesinde iş sözleşmesi ile birlikte imzaladığı sair senet unsurları matbu bir kambiyo senedi olduğunu, İş sözleşmesi tarihi, işe giriş bildirgesi ve “Senet” keşide tarihlerinin paralellik göstermesi, İşçinin istifa bildiren noter ihtarı ile sonradan yazılan “Senet” ödeme tarihinin paralellik göstermesi, İş sözleşmesi cezai şart bedeli ile “Senet” bedelinin “110.000-USD” olmakla birebir aynı olması, “Senet” üzerindeki yazıların ilk bakışta bile anlaşılabildiği üzere, farklı iki el ürünü olması ve farklı kalemlerle farklı zamanlarda düzenlenmiş olması, İşçinin işverenine iş sözleşmesi imzalanması esnasında “110.000-USD” gibi fahiş bir meblağı borçlanmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması, Alacaklı Şirket’in ticari defter ve kayıtlarında senet kaydına rastlanmayacak olması ve daha bir çok husus bir araya geldiğinde söz konusu “Senet” in kambiyo senedi niteliğini haiz olmadığı nazarı dikkate alınarak itirazların değerlendirilmesi talebini yineleyeceklerini, İİK madde 257/1’de belirtilen ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığını yani “Bir Para Alacağının Bulunması” ve keza “Alacağın Teminat Altında Olmaması” şartının oluşmadığını,
Zira ihtiyati haciz kararına itiraz beyanlarını yineleyen ve senedin teminat senedi olduğu, sonradan doldurulduğu iş ilişkisi kurulumu sırasında işveren tarafından baskı ile imza edildiği yönündeki haklı savunmalarımızı içeren menfi tespit istemimize ilişkin hukuki yolda, halihazırda iş mahkemesi hakimliği tarafından “ihtiyati tedbir” kararı verilmiş olup işbu hususun bir para alacağının bulunmadığı iddialarına karine teşkil ettiğini, Ayrıca verilen ihtiyati tedbir kararı uyarınca, İstanbul 7. İş Mahkemesi 2019/2 D.iş. sayılı ve Birleşen İstanbul … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyalara sunulan banka teminat mektupları toplam değeri ile borcun %115’inin teminat altına alındığını, Gelinen noktada ayrıca ihtiyati haczin sebeplerinin oluşmadığını ve kambiyo senedi vasfı olmayan ve vade tarihi sonradan doldurulduğu aşikar olan borca dayanak belgenin borçlu hilafına vade tarihi belirlenmesi borcun vadesinin gelmediğine delalet edeceğinden vadesi gelmemiş borç senedi olarak kabul edilerek değerlendirilmesi gerektiğini, Özetle; müvekkili kılavuz kaptan olup, yıllardan beri ülkemiz karasularında, 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na bağlı işçi olarak çalışmaya ve limanlarda Türk ve yabancı bayraklı gemilere ilişkin kılavuzluk hizmetini ifa etmekte olan saygın ve sayılı mesleklerden birine sahip yerleşim yeri sabit bir gerçek kişi olduğunu, Müvekkilinin kendisi aleyhine öncelikle esastan takibe geçildiği ve ihtiyati haczen devam edildiği müvekkili huzurdaki dosyadan derhal haberdar olduğundan, haklı itirazını bildirmiş olup borçlunun belirli bir yerleşim yerinin olmaması İ.İ.K. M 257/II,b,1 şartı da oluşmadığını, Müvekkilinin yukarıda izah olunduğu üzere gerek iş mahkemesine gerekse icra dosyasına sunduğu banka teminat mektupları ile alacağın %115’ini teminat altına aldığı düşünüldüğünde, ihtiyati haciz kararına itiraz nedenlerinin haklı olduğu ve borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemesi, kaçırması veya kendisinin kaçmaya hazırlanması yahut kaçması ya da bu maksatla alacağının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması İ.İ.K. m257/II,b,2 şartı oluşmadığını, İhtiyati haczin şartlarının oluşmadığı iddiaları yanında sebeplerinin de oluşmadığını, yerel mahkemenin ihtiyati haciz kararını haksız ve hukuka kabul etmesi gerekirken, aksine itirazın reddi kararının kaldırılmasını gerektiğini, İşbu dosya tahtında, gerek ihtiyati haciz kararında gerekse ek kararda ihtiyati haciz talep eden yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiğini, menfi tespit esas davası ile birlikte değerlendirilmesi gereken itirazlarında dikkate alındığında ve her halükarda yerel mahkemenin vekalet ücreti takdirinde hukuka aykırılık bulunduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/362 D.İş. 2019/366 K sayılı ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin karara itiraz ettiklerini, kararın öncelikle usul yönünden kaldırılmasına, dosyanın ihtiyati hacze itirazlarının halli için İstanbul 5. İş Mahkemesi 2019/121 E. sayılı menfi tespit dosyasına gönderilmesine, aksi kanaatte olunması halinde esasa yönelik, istinaf talebimizin kabul edilmesini ve yeniden yargılama yapılmasını ve yeniden yargılama yapılarak ihtiyati hacze itirazlarının kabulüne, her halükarda talep doğrultusunda menfi tespit davası sonuna dek karşı tarafa teminatının iade olunmamasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Uyuşmazlık konusu, mahkemece verilen ek kararın yerinde olup olmadığı ve ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Alacaklı … ANONİM ŞİRKETİ.’nin talebi üzerine İstanbul 6 Asliye Ticaret Mahkemesi 26/02/2019 tarih ve 2019/362 D.İş Esas – 2019/366 D. İş Karar sayılı kararı ile; İİK. 257/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı vermiştir. Karşı taraf borçlunun itirazı üzerine İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 12/11/2019 tarih ve 2019/362 D.İş Esas-2019/366 D.İş Karar sayılı ek kararı ile;” İhtiyati haciz kararına itirazın REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İtiraz eden vekili Uyap sisteminden gönderdiği 09/04/2019 tarihli dilekçesinde, alacaklı aleyhine İstanbul 5 İş Mahkemesi’nin 2019/121 Esas sayılı dosyası ile senetten ve icra dosyasından borçlu olmadıklarının tespiti talepli menfi tespit davası açtıklarını belirtip dilekçe ekinde tevzi formu örneğini ve istinaf dilekçe ekinde de 04/03/2019 başvuru tarihli arabuluculuk başvuru formunu eklediği görülmüştür. İcra İflas Kanunu’nun 265/1. maddesi uyarınca kendisi dinlenilmeden ihtiyati haciz kararı verilen borçlu, verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı kararı veren mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Ancak, ihtiyati hacze konu alacak hakkında dava açılması, ihtiyati hacze itirazı incelemeye bu kararı veren mahkemenin görevli bulunduğuna ilişkin kuralın istisnasını teşkil etmektedir.Somut olayda, muteriz tarafından esas davanın İstanbul 5 İş Mahkemesi’nde dava açılmadan önce 04/03/2019 tarihinde İstanbul Arabuluculuk Bürosu’na başvurulduğu, arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşmama tutanağının düzenlenmesi üzerine 28/03/2019 tarihinde dava açıldığı, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3 maddesinde 5 madde kapsamında açılacak davalar bakımından zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulması zorunlu dava şartı olarak düzenlendiği, borçlunun, itirazından önce açılması gereken davanın bir ön şartı olarak arabuluculuğa başvurulduğu, itirazın ise zorunlu arabulucuğa başvuru tarihinden sonra 05/03/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. İhtiyati hacze itiraz tarihinden önce dava şartının yerine getirilmesi için zorunlu arabuluculuğa başvurulduğu görülmekle; işbu itirazın da esas davaya bakan mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2015/5015 esas 2015/5640 Karar sayılı ilamı) İlk derece mahkemesince itirazın esas davanın açıldığı İstanbul 5 İş Mahkemesi’nce değerlendirilmesi gerektiğinden İhtiyati hacze itirazın incelenmesi için dosyanın davayı gören mahkemeye gönderilmesine yönelik karar verilmesi gerekirken yukarıdaki şekilde itirazın reddine karar verilmesi yerinde olmayıp muteriz vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, muteriz vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme ek kararının HMK ‘nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, ihtiyati hacze itirazın incelenmesi için dosyanın davayı gören İstanbul 5 İş Mahkemesi’ne gönderilmesine yönelik karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Muterizin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarih ve 2019/362 D.İş Esas – 2019/366 D.İş Karar sayılı itirazın reddine dair ek kararının HMK’nın 353/1-b2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden hüküm kurularak; 1-Muterizin itirazının incelenmesi için dosyanın İstanbul 5. İş Mahkemesi’nin 2019/121 Esas sayılı dosyasına GÖNDERİLMESİNE, 2-Kayıtların kapatılarak, borçlunun ihtiyati hacze ilişkin itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın İstanbul 5. İş Mahkemesi’nin 2019/121 Esas sayılı dosyasına gönderilmek üzere kararı veren İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne İADESİNE, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden borçlu tarafından yatırılan 148,60.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 54,40.TL karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf aşamasında borçlu tarafından sarf edilen 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ihtiyati haciz talep eden taraftan alınarak itiraz edene verilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/10/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.