Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/139 E. 2020/662 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/139 Esas
KARAR NO : 2020/662 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH :İDM tarafından sehven tarihi 21/06/2019 olarak yazılan Ek Karar ( UYAP sistemi üzerinden 20/12/2019 tarihinde oluşturulduğu tespit edilmiştir. )
DOSYA NUMARASI : 2018/418 Esas – 2019/653 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25/06/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;davalının davacı müvekkili şirket ile 1 ton kapasiteli 4 hareketli yük vinç için 140x105x70 cm ölçülerinde metal yük sepeti ve 6 metre uzunluğunda metal Vinç rayı ve montaj işçilik bedelleri de dahil 9.500,00 TL’ye anlaştıkları, müvekkilinin yaptığı 9.500,00 TL’lik satış için davalı şirketten 30.10.2016 tarihli 10.000,00 TL bedelli çek aldığı ancak çek ilgili bankaya ibraz edildiğinde karşılıksız olduğu anlaşıldığı, bu hususun davalı şirketle paylaşıldığı, davalı şirket sahibi ve yetkisi … müvekkili şirkete gelerek borcunu ödeyeceği sözünü verip karşılıksız olan çeki iade aldığı, işlerlerinin komşu olması nedeniyle …’e güvenen müvekkili şirket yetkilisi çeki iade ettiğini, ancak hiçbir ödeme yapılmadığı, ödeme günü fatura düzenleneceğine ilişkin taraflarca anlaşılmış olmasına rağmen davalı şirket yetkilisinin ilgili çeki iade aldıktan sonra bir daha müvekkili şirkete uğramaması nedeniyle irsaliye faturasının düzenlenemediğini, ödenmeyen alacağın tahsili için Bakırköy ….icra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 9.500,00 TL asıl alacak talepli 23.02.2018 tarihinde icra takibine başlatıldığı, borcu ödeme iradesi bulunmayan davalı şirketin bu icra takibine de haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, davalı şirket yetkilisi … borçtan kurtulmak ve müvekkili şirketi sindirmek düşüncesiyle, müvekkili şirket sahibi aleyhine suç duyurusunda bulunduğu suç duyurusu dilekçesi ve kolluk ifadesinde vinci satın alındığını, vincin müvekkili şirket tarafından işyerine montajının yapıldığını açıkça beyan ettiğini, borç ikrarında, bulunduğunu belirtmiş olup itirazın iptali ila davanın kabulüne, %20 oranında icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davalı duruşmaya katılmadığı ve cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 21/06/2019 tarih ve 2018/418 Esas – 2019/653 Karar sayılı kararında;”…Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davalının duruşmaya katılmadığı gibi cevap dilekçesi de sunmadığı, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafın ayıp iddiasında bulunduğu ve takibe borçlarının olmadığından bahisle itiraz ettiği, dava konusu ayıplı olduğu iddia edilen makinenin davalı tarafın siparişi üzerine özel olarak yapılan bir makine olmadığı, davacı tarafın zaten elinde hazır olarak bulunan makinelerden birini davalı tarafa sattığının anlaşıldığı, bu haliyle taraflar arasında eser sözleşmesi değil satım sözleşmesinin kurulduğu, tacirler arasında yapılacak olan ayıp ihbarının ise noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılması gerektiği, davalı tarafından ayıp ihbarının bu şekillerin hiçbirine uyulmadan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında ödeme emrine itiraz edilirken dile getirilerek yapıldığı, bu haliyle ayıp ihbarının usulüne uygun olarak yapılmadığı, zaten bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda da vincin, imalattan kaynaklı herhangi bir gizli veya açık ayıbının olmadığının, tam faal olarak çalıştığının, herhangi bir eksiğinin olmadığının, kullanılmasında herhangi bir sakınca olmadığının, dava konusu 1 ton kapasiteli … vincin gizli veya açık ayıplı olmadığının, 19.06.2018 tarihinde …Hizmetleri tarafından kontrollerinin yapıldığının ve uygunluk belgesinin 19.06.2019 tarihine kadar geçerli olduğunun, dava konusu vincin tam faal olarak çalıştığının, herhangi bir eksiğinin olmadığının, kabulünde herhangi bir sakınca olmadığının tespit edildiği de dikkate alındığında davacının davasında haklı olduğu ve davasının ispatladığı anlaşıldığı…”gerekçesi ile;”1-Açılan davanın KABULÜ İLE, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin 9.500,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,Asıl alacağın %20’sine tekabül eden 1.900,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,” karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Kesinleşen kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerince mahkemece ek karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/12/2019 tarih ve 2018/418 Esas – 2019/653 Karar sayılı ek kararı ile; ” Mahkememiz tarafından verilen 21/06/2019 tarih 2018/418 Esas, 2019/653 sayılı kararı davalı … TİC. LTD. ŞTİ. vekili tarafından istinaf edilmiş ve 2019/324 istinaf no ile kaydı yapılmış ise de, mahkememiz kararı davacı vekiline 10/09/2019 tarihinde, davalıya 17/10/2019 tarihinde tebliğ olunmuş, Tarafların Kararı İstinaf Etmemesi Üzerine hükmün 01/11/2019 tarihinde kesileştiği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir….” gerekçeleriyle; “HMK.nun 344.maddesi uyarınca davalı tarafın istinaf isteminin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen bu ek karara karşı da davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
EK KARARA KARŞI İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili ek karara karşı sunmuş olduğu istinaf dilekçesine özetle; İlk derece mahkemesi gerekçeli karar usulüne uygun ve Tebligat Kanununa uygun tebliğ edilmediğinden ve esasa dair de dosyada mevcut tamamıyla birbirlerine zıt -çelişkili rapor var iken aradaki çelişkiyi giderici 3. rapor alınmadığından bahisle; davalı vekili olarak istinaf talebinde bulunulduğunu,Ancak yerel mahkeme 19/12/2019 tarihinde istinaf isteminin reddine ilişkin karar verdiğini, Müvekkiline gerekçeli karar usulsüz tebliğ edildiğini, hukuki haklarını kullanamayan müvekkilinin adil yargılanma hakkı ve savunma hakkının kısıtlandığını, Adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı kısıtlanan müvekkili, istinaf isteminin reddine ilişkin kararı istinaf etmek zorunda kaldığını,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararını ve istinaf isteminin reddine ilişkin kararı istinaf etmekle; usulsüz tebligattan dolayı müvekkilinin adil yargılanma, savunma hakkı kısıtlandığı için erel mahkeme kararının kaldırılmasına ve istinaf isteminin ve İstinaf isteminin reddine ilişkin istemlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, açılan davanın kabulü ile, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin 9.500,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş, ilk derece mahkemesinin 20/12/2019 tarihli ek kararıyla, HMK’nın 344. maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından, HMK’nın 346/2.maddesi uyarınca yasal bir haftalık süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.HMK’nın 346.maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeden önce, ilk derece mahkemesinin, HMK’nın 346.maddesi uyarınca verdiği ek kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Uyuşmazlık, davalıya gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği ve ilk derece mahkemesince verilen ek kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır.Davalı vekilinin gerekçeli kararın müvekkili şirkete usulüne uygun tebliğ edilmediğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. 01.11.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile değişik, TK’nun 35/4. maddesinde; “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır”, Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 57/4. maddesinde ise; “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından ana statü, sicil ve tüzük ve kuruluş senedi gibi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır” düzenlemeleri yer almaktadır.01.11.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun’un 9. maddesinin gerekçesinde; “….Maddenin dördüncü fıkrası, tüzel kişiler bakımından özel ve açık bir düzenleme getirmektedir. Tüzel kişilerin adreslerinin, bir sicil veya resmi kayıtta belirli olması sebebiyle meçhul olması düşünülemez. Bu çerçevede daha önce kendilerine tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlarındaki adreslerinin esas alınacağı ve bu madde hükümlerinin uygulanacağı açıkça düzenlenmiştir….” ifadesine yer verilmiştir.Somut olayda mahkemece, gerekçeli kararın davalı şirketin dosya arasında bulunun sicil kaydındaki adresine tebliğe çıkartıldığı ve tebligatın adreste tanınmadığı belirtilerek bila tebliğ iade edilmiştir.Bunun üzerine mahkemece, davalı şirketin sicil kaydındaki adresine TK. 35/2 maddesine göre gerekçeli kararın tekrar tebliğe çıkartıldığı ve kararın ” Tebligat K. 35 maddesi gereğince çıkış merci tarafından düzenlenen 6 örnek no. lu tebliğ evrakının bir parçası muhatabın kapısına yapıştırılarak tebliğ edilmiş olup durumdan komşusu kat 3 bay haberdar edilmiştir,” şeklinde yazılıp 17/10/2019 tarihinde tebligat yapıldığı anlaşılmıştır.Adrese dayalı kayıt sistemi gerçek kişiler yönünden olup, tüzel kişiler hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Zira tüzel kişiler adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Buna göre davalı şirkete yapılan gerekçeli kararın tebliği usulüne uygun olup ilk derece mahkemesince verilen ek karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu dairemizce tespit edilmiş olup davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme ek kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkemece verilen ek karar usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 162,24.TL harçtan mahsubu ile bakiye 107,84.TL harcın talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/06/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.