Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/138 E. 2022/272 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/138 Esas
KARAR NO: 2022/272 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/414 Esas – 2019/1004 Karar
TARİH: 23/10/2019
DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti-Men’i-Ortadan Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin güvenlik sistemleri sektöründe ulusal ve uluslararası alanda faaliyet gösteren “…” ticari markası üzerinde yasal hak sahibi olan köklü bir şirket olduğunu, davalı şirketin ise “www…com” adlı internet sitesinin sahibi olduğunu, söz konusu internet sitesinin ise sözde tüketicilere dilediği gibi şikayet ve yorum yapma imkanı sağlayan bir internet sitesi olduğunu, bu internet sitesinde şikayetlerini yazmak isteyen kullanıcıların basit bir üyelik işlemi ile ücretsiz bir şekilde üyelik oluşturarak şikayet ve yorum yapabilmekte olduklarını, ancak markası hakkında şikayet yazılan firmaların yapılan şikayetlere karşı cevap hakkını kullanabilmeleri için 3 adımlık üyelik formunu doldurmalarının gerektiğini, davalı şirketin cevap hakkını kullanmak isteyen firmalara ücretli üyelik zorunluluğunu getirdiğini, davalı şirketin internet sitesinde müvekkili aleyhine 5 adet şikayet bulunduğunu, müvekkili tarafından söz konusu şikayetler hakkında firma nezdinde araştırmalar yapıldığını, fakat şikayette bulunan kişiler tarafından müvekkilinden herhangi bir mal alınmadığının, konu ile ilgili olarak müvekkiline ulaşmış bir şikayetin de olmadığının tespit edildiğini, bu durumun dahi şikayetlerin rakip firmalarca yapılma olasılığını artırmakta olduğunu, bu şikayet ve yorumların düşünce özgürlüğü içinde eleştiri sınırlarında kaldığı düşünülse dahi, bu durumun destekten yoksun müvekkilinin markasının itibarını zedeleyeceğini ve müvekkilinin kamuoyunda küçük düşürülmesine engel teşkil etmeyeceğini, şikayetçilerle iletişime geçilmek veya şikayetlere cevap verilmek istendiğinde bu taleplerin ücretli üye olunmaması halinde davalı tarafça karşılanmadığını, bu durumun dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkilinin savunma yapma hakkının bu şekilde kısıtlanamayacağını, dürüstlük kuralına aykırı hareket edilmesi halinde bu durumun haksız rekabete yol açacağını, TTK 54/2 ve 55/1-a m. uyarınca davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil etmekte olduğunu, TTK 58.maddesinde ise basın, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşları aracılığıyla haksız rekabet yapılmasının düzenlendiğini ve hükme göre hizmet sağlayıcılarının kusurlu olup olmamasının öneminin bulunmadığını, ücretli üyelik uygulamasının haksız rekabet teşkil ettiğini, mağdur olan tüketicinin yapması gerekenin öncelikle muhatap firma ile iletişime geçerek soruna çözüm bulmaya çalışmak, aksi halde yasal merciler önünde talepte bulunmak olması gerektiğini ileri sürerek davalı şirkete ait internet sitesindeki söz konusu uygulamanın haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, menine ve hukuka aykırı durumun ortadan kaldırılmasına, site içeriği engellenerek haksız rekabet ortamının engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkilinin yer/hizmet sağlayıcısı olması nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, TTK 58.m. uyarınca da davanın muhatabının şikayetlerin sahipleri olduğunu, maddede yer alan istisna hallerin de söz konusu olmadığını, şikayet sahiplerinin bilgilerinin talep edilmesi halinde müvekkilinin paylaşmakta olduğunu, bu hususun davacıya gönderilen cevabi ihtar ve maillerden de anlaşılmakta olduğunu, içeriklerin tamamen üye kullanıcılar tarafından oluşturulmakta olduğunu ve müvekkilinin müdahale edemediğini, ancak kontrol edildikten sonra yayınlanmakta olduğunu, hukuka ve ahlaka aykırı içeriklerin çıkarılmakta veya yayınlanmamakta olduğunu, siteye üye olmak için sms onayı gerektiğini, dolayısıyla üye bilgilerinin gerçeği yansıttığını, tüketiciler tarafından yazılan bütün şikayetlere verilen cevapların üye-üye olmayan ayrımı yapılmadan yayınlanmakta olduğunu, yani ücretsiz cevap verilebildiğini, hiçbir firmanın cevap hakkının kısıtlanmadığını, üye firmalara verilen öncelik hakkı ile şikayetin yayınlanmadan çözülmesi imkanının verilmekte olduğunu, üyelik ile firmaların içerisinde … verilerinin de bulunduğu uzun yıllar sonucu büyük bir emekle oluşturulan verilere ve benzer imkanlara kavuşmakta olduğunu, kaldı ki davacının cevap hakkını ücretsiz olarak kullanmak için herhangi bir başvuruda bulunmadığını, müvekkilince amaçlanan hususun tüketici bilincini oluşturmak olduğunu, tüketicilerin şikayet ettikleri firmaların tüketici memnuniyetini sağlayarak kurumsallaşma yolunda önemli adımlar atmakta olduklarını, haksız rekabet iddiasının haksız ve hukuki temelden yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/10/2019 tarih ve 2017/414 Esas 2019/1004 Karar sayılı Kararı ile; ” ….….Mahkememizce ileri sürülen hususta bilirkişi incelemesi yapılmış, dosya kapsamına delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır. Davacı taraf, cevabının ücretsiz olarak yayınlanmadığı, cevabının yayınlanması için ücretli üyelik gerektirdiğini iddia etmiş, davalı taraf ise cevabın şikayet ile aynı sayfada ücretsiz olarak yayınlandığını savunmuş olup, bilirkişi heyetinde ise davalının bu savunmasının ispat olunamadığı kanaatine yer verilmiştir. Sunulan, celp edilen deliller kapsamında sübutu tartışmak münhasıran mahkememiz görevinde bulunmakla, bilirkişilerin bu tespitine iştirak olunmamış, ayrıca öncelikle davacının iddiasını ispat yükü altında olması itibariyle bu hukuki yoruma itibar edilmemiştir. Yine benzer iddialar yönünde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 20.Hukuk Dairesi’nin 2018/1139 esas sayılı istinaf bavurusunun esastan red kararı ile dayanağı ilk derece Mahkemesi’ndeki tespitler gözetilmiş ve ayrıca Mahkememizce alınan rapordaki teknik tespitlerde davacı şirketin ücretli üye olmadan şikayetçi müşterilerine ulaştığı ve teşekkür mesajlarının anılan site üzerinde yayınlandığının tespit edilmiş olması, davacı tarafça, ücretli üyelik olmadan cevap veremedikleri yönündeki iddiaları yönünden ispat yükü altında olup bu hususun ispat olunamadığı, kaldı ki aksi olsa dahi bu hususun başlı başına haksız rekabet teşkil etmeyeceği kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleri ile; “Sübut bulmayan davanın reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının dayanak yapıldığı raporda dahi “…davalılar, şikayette bulunulan bir firmanın cevabını iletmesi halinde bu cevabın şikayet ile aynı sayfada ücretsiz olarak olarak yayınlandığını savunmuş ise de dava dosyası bu savunmayı kanıtlayan delil bulunmadığı ve şikayet firma tarafından yazılı cevap verilmesinin esas yönetiminin www…com’a ücretli kurumsal üyelik yaptırma olduğu kanaati hasıl olmuş olup..” şeklinde değerlendirme yapıldığını, Müvekkili tarafından cevap verildiği iddia edilen şikayete, davalıların ısrarla aranmaları sonucu davalı tarafından bir kereliğine cevap hakkı tanınması sonucu gerçekleştiğini, ücretsiz cevap verme hakkı olmuş olsaydı hakkında yapılan diğer şikayetlere de cevap verebilecekken vermemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Teşekkür mesajlarının ise müvekkilinin talimatı üzerine bayi tarafından müşterinin sorunu çözüldüğü için müşteriler tarafından yazıldığını, ancak kim tarafından yazıldığı belli olmayan diğer şikayetler hakkında savunma yapılamadığını, Bilirkişi raporunda yapılan şikayetlerin yanlış, yanıltıcı vb olup olmadıklarının tespiti mümkün olmayacağından ücretli üyelik koşulunun sadece TTK m.55/1-a kapsamında haksız rekabet oluşturmayacağının belirtildiğini, fakat TTK’nın 55. maddesinde, sayılı hallerin başlıca haksız rekabet halleri olduğunu ve sınırlayıcı şekilde düzenlenmediğini, davalılara ait sitede müvekkili firmanın yapılan şikayetlere tıpkı tüketiciler gibi ücretsiz cevap verme hakkı olsa idi söz konusu haksız fiil temelindeki dürüstlük kurallarına aykırılığın meydana gelmeyeceğini, bu tür siteler tarafından tüketiciye sağlanan özgürlüğün, ticaret şirketlerinden para kazanma amacı olarak kullanılmasının TMK kapsamında da hakkın kötüye kullanılması olduğunu, savunma hakkının kullanılması hiç bir şekilde kısıtlanamayacağını, Yargıtayın son yerleşmiş içtihatlarında ücretli üyelik sistemi ile şirketlerin kendisini savunma hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile dürüstlük kurallarına aykırılık dolayısı ile haksız rekabet oluştuğuna kanaat getirildiğini(Yargıtay 11. Hukuk Daires’inin 2014/9072-E, 2014/15983-K, 20/10/2014-T sayılı ilamı) Şikâyet sitelerinin iş modelinin bizatihi kendisinin haksız rekabet açısından kabul edilemeyeceğini, tüketicilerin ifade özgürlüğü ve şikâyet hakkının arkasına sığ̆ınarak yazılan şikâyetler yoluyla firmaların üyeliğe zorlandığı, üye olmayanlar hakkında bu sitelerde yazılanlar konusunda hukuki cevap hakkı bile tanınmamasının haksız rekabeti ortaya çıkarmakta olduğunu, TTK m. 58/4 gereğince şikâyet siteleri haksız rekabet fiilinin iletimini başlattığ̆ından, iletimin alıcısını veya fiili oluşturan içeriği seçtiğinden veya fiili gerçekleştirecek şekilde değiştirme ihtimali dahi mümkün olduğundan davalılara ait sitenin haksız rekabet ortamına müsaade ettiğinin açık olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i ve ortadan kaldırılması istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, davalıların sahibi olduğu “www…com” adlı internet sitesinde şikayetlerini yazmak isteyen kullanıcıların basit bir üyelik işlemi ile ücretsiz bir şekilde üyelik oluşturarak şikayet ve yorum yapabilmekte olduklarını, ancak markası hakkında şikayet yazılan firmaların yapılan şikayetlere karşı cevap hakkını kullanabilmeleri için ücretli üyelik zorunluluğu bulunduğunu, ayrıca kendisi hakkında şikayette bulunanlar araştırıldığında kendisinden mal almadıklarının ve kendisine ulaşan bir şikayet bulunmadığının tespit edildiğini, ücretli üyelik uygulamasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ve TTK 54/2 ,55/1-a, 58 m. uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürmüş; davalı taraf ise, kendilerinin yer/hizmet sağlayıcısı olması nedeniyle husumet yöneltilemeyeceğini, şikayet sahiplerinin bilgilerinin talep edilmesi halinde firmalarla paylaşılmakta olduğunu, siteye üye olmak için sms onayı gerektiğini, dolayısıyla üye bilgilerinin gerçeği yansıttığını, tüketiciler tarafından yazılan bütün şikayetlere verilen cevapların üye-üye olmayan ayrımı yapılmadan yayınlanmakta olduğunu, ancak üye firmalara verilen öncelik hakkı ile şikayetin yayınlanmadan çözülmesi imkanının verildiğini, ayrıca davacının ücretsiz cevap hakkını kullanma yönünde bir talebinin olmadığını savunmuştur. Dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporunda, davacı şirketin ücretli üye olmadan şikayetçi müşterilerine ulaştığının ve çeşitli teşekkür mesajlarının site üzerinden yayınlandığının tespit edildiği, ancak şikayete firma tarafından yazılı cevap verilmesinin esas yönteminin www…com’a ücretli kurumsal üyelik yaptırılması olduğu kanaatine varıldığı, www…com’da yayınlanan şikayetlere cevap verebilmenin “ücretli üyelik” koşullarına bağlanmasının başlı başına haksız rekabet oluşturan bir durum olmadığı, www…com üzerinde davacı hakkında yapılmış şikayetlerin TTK.md.55/1-a uyarınca “yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici” olup olmadıklarının heyetlerince tespitinin mümkün olmadığı, bu kişilerin davacıdan herhangi bir mal almadıkları ileri sürülmüş ise de bu iddianın delillerinin sunulmadığı hususları tespit edilmiştir. TTK’unda Haksız Rekabeti düzenleyen Amaç ve İlke başlıklı 54/2 m. “(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde düzenlenmiş olup, aynı Yasanın 55/1-a m. ise başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemeyi başlıca haksız rekabet halleri arasında saymıştır. Yine aynı Yasanın 58.m. “(1) Haksız rekabet, her türlü basın, yayın, iletişim ve bilişim işletmeleriyle, ileride gerçekleşecek teknik gelişmeler sonucunda faaliyete geçecek kuruluşlar aracılığıyla işlenmişse, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davalar, ancak, basında yayımlanan şeyin, programın; ekranda, bilişim aracında veya benzeri ortamlarda görüntülenenin; ses olarak yayımlananın veya herhangi bir şekilde iletilenin sahipleri ile ilan veren kişiler aleyhine açılabilir; ancak; a) Yazılı basında yayımlanan şey, program, içerik, görüntü, ses veya ileti, bunların sahiplerinin veya ilan verenin haberi olmaksızın ya da onayına aykırı olarak yayımlanmışsa, b) Yazılı basında yayımlanan şeyin, programın, görüntünün, ses veya iletinin sahibinin veya ilan verenin kim olduğunun bildirilmesinden kaçınılırsa, c) Başka sebepler dolayısıyla yazılı basında yayımlanan şeyin, programın, görüntünün, sesin, iletinin sahibinin veya ilan verenin meydana çıkarılması veya bunlara karşı bir Türk mahkemesinde dava açılması mümkün olmazsa, yukarıda anılan davalar, yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni, program yapımcısı, görüntüyü, sesi, iletiyi, yayın, iletişim ve bilişim aracına koyan veya koyduran kişi ve ilan servisi şefi; bunlar gösterilemiyorsa, işletme veya kuruluş sahibi aleyhine açılabilir. (4) Haksız rekabet fiilinin iletimini başlatmamış, iletimin alıcısını veya fiili oluşturan içeriği seçmemiş veya fiili gerçekleştirecek şekilde değiştirmemişse, bu maddenin birinci fıkrasındaki davalar hizmet sağlayıcısı aleyhine açılamaz; tedbir kararı verilemez. Mahkeme haksız rekabet eyleminin olumsuz sonuçlarının kapsamlı veya vereceği zararın büyük olacağı durumlarda ilgili hizmet sağlayıcısını da dinleyerek, haksız rekabet fiilinin sona erdirilmesini veya önlenmesine ilişkin tedbir kararını hizmet sağlayıcı aleyhine de verebilir veya içeriğin geçici olarak kaldırılması dâhil somut olaya uyan uygulanabilir başka tedbirler alabilir. “ hükmünü haizdir. Somut olaya döndüğümüzde bilirkişi raporunda söz konusu şikayetlerin içeriklerinin TTK 55/1-a m. kapsamında kabul edilebilecek haller olup olmadığı yönünde bir tespitte bulunulmamış ise de, bu kapsamda olduğu kabul edilse dahi, davalı tarafça firmalarla şikayet edenlerin bilgilerinin paylaşıldığı dikkate alındığında, yer sağlayıcı olan davalı taraf aleyhine bu maddeye dayalı olarak dava açılamayacağı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte TTK 55.maddesinde haksız rekabet halleri sınırlı olarak sayılmamış olup, TTK 54/2 m. uyarınca rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar da haksız rekabet teşkil edecektir. Davacı bu bağlamda davalı tarafın şikayetlere cevap vermek isteyen firmalara ücretli üyelik uygulaması olduğunu ve bu uygulamanın başlıbaşına haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürmektedir. Davacı tarafça söz konusu internet sitesinde hakkında yazılan bir şikayete cevap vermek isteyen bir firmanın ücretli üye olunması gerektiği yönünde ekran uyarısı ile karşılaşmakta olduğu ileri sürülmüş ise de, davalı taraf cevap vermek için üye olunması gerekmediğini, ancak üye olan firmalara şikayet yayınlanmadan önce çözülmesi imkanının verildiğini, davacının da ücretsiz cevap hakkının kullanma yönünde bir talebinin olmadığını savunmuştur. Dosya kapsamında davacı tarafın ücretsiz cevap hakkı tanınması talebinde bulunduğuna dair bir yazı, e-posta, ihtar vb. rastlanılmamış olması ve davacı tarafın istinaf dilekçesinde taraflarının yoğun ısrarı ile cevap verilmesine izin verildiğini belirtmiş olması karşısında, üye olmayan firmalara cevap hakkı tanınmadığı yönündeki iddianın ispat edilemediği, kaldı ki iddianın doğru olduğu kabul edildiğinde dahi, bu uygulamanın başlı başına haksız rekabet teşkil etmeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 02/03/2020 tarih 2019/4144 E.,2020/2250 K. sayılı emsal kararı). Bu itibarla mahkemenin davanın reddi yönünde verdiği kararında isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 23/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.