Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1379 E. 2020/1153 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1379 Esas
KARAR NO : 2020/1153 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/644 Esas 2019/1268 Karar
TARİH: 20/11/2019
DAVA: Şirketin İhyası, Tazminat (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin mobilya üretimi yapan davalı … Tic ve San Ltd Şirketine bir takım mobilya siparişi verdiğini ve müvekkilinin de daha sonra 32.500-TL ödeme yaptığını, davalı şirketin sözleşme konusu malları teslim etmiş ise de kısa bir sürede bu ürünlerde esaslı ayıpların ortaya çıktığını, bunun üzerine müvekkilinin davalı şirkete müracaatta bulunarak sözleşmeden caydığını ve bu konuda ihtar keşide ettiğini, ancak davalı şirkete yapılan müracaatın sonuçsuz kalması üzerine Keşan 2 Asliye Hukuk Mahkemesinde “Ayıplı Malın Bedelinin iadesi” davası açıldığını ve Mahkemenin 2013/393 esas 2015/437 karar sayılı ilamı ile 32.500-TL’nin müvekkiline iadesine karar verildiğini, söz konusu ilama dayalı olarak Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını ve takibin kesinleştiğini, ancak davalı şirketin ayıplı malları iade almadığı gibi bedeli de davacı tarafa ödemediğini, icra takip işlemleri sırasında davalı şirketin 17.11.2014 tarihinde tasfiye edildiğini, tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona ereceğini, ancak tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işleminin eksiksiz tamamlanması gerekeceğini, eğer tasfiye işlemlerinin gerçek olarak tamamlanmamış ve tasfiyede gerekli hususlar eksik bırakılmışsa tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemeyeceğini, dava konusu olayda da 29.02.2012 tarihli sözleşmeden kaynaklanan borcun devam ettiğinin açıkça görüldüğünü, şirketin tasfiyesinin hukuka aykırı olduğundan, TTK nun 224 ve 445 maddeleri anlamında ihyası gerektiğini, diğer davalı … davalı şirketin kanuni temsilcisi, müdürü iken dava konusu alacağı ödememek üzere ve davanın lehine sonuçlanacağını anladığından kötü niyetle ve hukuka aykırı olarak şirketi tasfiye ederek aynı adreste ve yine mobilya işi ile ilgili olarak kendi adına başka bir iş yeri açtığını ve ticari faaliyetine devam ettiğini, bu nedenlerle öncelikle davalı şirketin yeniden ihyasına ve Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip konusu alacaklarının davalı …dan tahsiline ve icra takip dosyasında borçlu taraf olarak aleyhinde icra takibi yapılmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın kabulüne, hukuka aykırı şekilde tasfiye edilen İstanbul Ticaret Sicilinde kayıtlı … Tic ve San Ltd Şirketinin yeniden İhyasına, Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip konusu alacaklarının davalı … tahsiline, icra takip dosyasında davalı … borçlu taraf olarak eklenmesine ve aleyhinde icra takibi yapılmasına, bu taleplerinin kabul olmaması halinde icra takibinin kesinleşmesinden sonraki kapak hesabı olan 45.558,54-TL‘nin hesap tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalı … tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, davalının adresi itibariyle davalı yönünden davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, dosyada Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Davacının konu ettiği Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/393 E. 2015/437 K. sayılı dosyasının, tüketici kanunundan kaynaklı bir dava olduğu ve bu davanın davalısının, tasfiye edilen … olduğunu tasfiyeye ilişkin gerekli ilanların zamanında yapılarak tasfiyenin gerçekleştiğini, davacının Keşan İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine hem icra takip dosyası dışı davalı … dahil etmek istemesinin hem de Ticari bir işlem olmayan, tüketici hukukuna dayalı bir ilama konu icra takibine verilmiş bir mahkeme kararı olduğu halde “ticari faiz işletilmesi” talebinin de kabulünün mümkün olmadığını bahisle öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle reddini ,maddi ve yasal dayanaktan yoksun davanın, zamanaşımı ve husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile, öncelikle görev ve yetki bakımından itiraz ettiklerini, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret Mahkemelerinin olduğunu, Müvekkilinin TTK’nun 32 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Tasfiye memuru tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurun sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduklarını, vadesi gelmeyen borçlardan ihtilaflı veya şarta bağlı borçların notere tevdii yada kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bunun yapılmadan şirketin tasfiye sürecinin sonuçlandırılıp, bakiye, mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kaydı sicilinden terkin edilmiş ise, terkin işleminin iptali ile şirket tüzel kişiliğinin ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını,bu davanın ihya ile sınırlı olması gerektiğini ve belirttiği diğer nedenlerle öncelikle yetki ve görev yönünden davanın reddine, bu olmadığı takdirde tasfiye sürecinde eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabı, tasfiye memurları olduğunu ve yasal hasım olan müvekkilinin aleyhine hiçbir şekilde vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin yüklenmemesine, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 20/11/2019 tarih ve 2019/644 Esas – 2019/1268 Karar sayılı kararında;”Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/993 Esas 2018/432 Karar Sayılı 11/09/2018 Tarihli İlamı İle “açılan Davanın Yetki Yönünden Reddi İle, Mahkememizin Yetkisizliğine, Yetkili Mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğuna” karar verildiği, dosyanın mahkememiz esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.Dava; davalı şirketin ihyası istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın ihya koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının dosya içerisinde bulunduğu incelenmesinde; Alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, borçlu aleyhine Keşan 2 Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinin 2013/393 esas 2015/437 karar sayılı , 01.09.2015 tarihli ayıplı malın satım bedeli olan 32.500-TL nin mobilyaların tamamı ile davalı şirkete iade edildiği tarihten itibaren yasal %9 faizi ile birlikte borçludan tahsiline ilişkin karara istinaden 32.500-TL asıl alacak, 1,081,55-Yargı giderleri, 3,875,00-TL vekalet ücreti ve 84,33-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.540,88-TL üzerinden para borcuna veya teminat verilmesine veya bir işin yapılması veya yapılmamasına, irtifak hakkının kaldırılmasına veya yükletilmesine ilişkin takip başlatıldığı, Ödeme icra emrinin borçluya 17.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.6102 sayılı TTK’nun Geçici 7. maddesi uyarınca, sicilden terkin edilen şirketin aynı maddenin 15. bendine göre ihyası mümkündür; bu bentte, “… Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir…” düzenlemesine yer verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebiler” düzenlemesine yer verilmiştir.İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verildiği …Mobilya Sanayi Ticaret Ltd.Şti.nin 29/05/2013 tarihinde tasfiyesine karar verildiği 22/07/2013 tarihinde tescil tasfiyesinin ise sona erdiği tarihin 17/11/2014 tarihinde tescil edildiğinin bildirildiği görülmüştür.Mahkememizce yapılan incelemede Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının derdest olduğu, davacının şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 33478-0 sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin Keşan İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile sınırlı olarak ihyasına, şirketin son tasfiye memuru… tasfiye memuru olarak atanmasına, ihyası talep edilen şirkete husumet yöneltilmiş ise de, sicilden terkin edilen davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davalı şirkete karşı açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile,
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Davalı Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’ne karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 33478-0 sicil numarasında kayıtlı TASFİYE HALİNDE BE-KA MOBİLYA TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’nin Keşan İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyası ile sınırlı olarak ihyasına, Şirketin son tasfiye memuru … tasfiye memuru olarak atanmasına, ücret takdirine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile;Yerel Mahkemece delillerin takdirinde hataya düşüldüğü ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, Dava dilekçesinde …. Tic. Ltd. Ş.ti’nin yeniden ihyası talebinin yanı sıra Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takip konusu alacağı davalı … tahsiline ve icra takip dosyasında borçlu taraf olarak aleyhinde icra takibi yapılmasına, bu talebin reddi halinde ise Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibinin kesinleşme tarihi 05.01.2016 tarihli kapak hesabı olan 45.558,54.-TL’nin 05.01.2016 tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle birlikte (dava konusu ihtilaf ticari iş niteliğinde olup ticari faiz uygulanması gerektiğinden) davalı …’den tahsiline karar verilmesi talebi de bulunduğunu, ancak yerel Mahkemece bu konuda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığı, delillerin toplanmadığı ve bu talep hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığını, bu hali ile kararın eksik ve yetersiz olduğunu, Davalı Baki …, davalı …. Tic. Ltd. Şti.’nin kanuni temsilcisi/müdürü iken, davacı müvekkili tarafından Keşan 2.Asliye Hk. Mh. 2013/393 E. – 2015/437 K. sayılı dosyası ile aleyhinde açılan “Ayıplı Malın Bedelinin iadesi” davasının aleyhte sonuçlanacağını anladığı noktada 17.11.2014 tarihinde dava konusu alacağı ödememek üzere kötü niyetle ve hukuka aykırı olarak şirketi tasfiye ederek aynı adreste ve yine mobilya işi ile ilgili olarak kendi adına başka bir işyeri açtığı (Avcılar V.D VKN:….) ve ticari faaliyetine devam ettiğini, HMK.’nın 31. (HUMK.’nın 75/2-3.) maddesi gereğince; maddi olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime ait olduğu, dava dilekçesindeki açıklamaları karşısında şirket perdesinin aralanması teorisi kapsamında, dava sürecinde tasfiye edilen davalı …. Tic. Ltd. Ş.ti’nin sahibi ve aynı zamanda tasfiye sürecini yürüten tasfiye memuru davalı … de Keşan 2.Asliye Hk. Mh. 2013/393 E. – 2015/437 K. Sayılı ilama dayalı Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı takip konusu alacaktan …. Tic. Ltd. Ş.ti ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekmekte olduğunu, Yargıtay uygulamalarında da bu teori benimsendiğini, (Emsal Yargıtay 15. HD 06.03.2013 T., 19. HD 07.06.2011 T. 2010/1147 E. – 2011/756 K., 19. HD 12.05.2006 T. 2005/8774 E. – 2006/5232 K., 9 HD 27.06.2011 T. 2011/30349 E. – 2011/19150 K., 23. HD 19.06.2012 T. 2012/3083 E. 2012/4296 K.) Perdenin aralanması ile şirket kurucusu gerçek kişilerin sorumluluğuna gidilebildiği gibi, ayrnı şirketler içerisinde yer alan kardeş şirketler arasında da sorumluluğun gerçekleştiğinin kabulü sağlanabileceğini, Davalı …. Tic. Ltd. Ş.ti arasında organik bir bağ bulunmakta olduğunu, her iki işyeri da aynı adreste ve aynı iş kolunda (mobilya üretim), aynı makine ve üretim malzemeleri ile ticari faaliyet gösterdiği, aynı müşteri kitlesine hitap etmiş ve aynı müşteri portföyü ile ticari kazanç sağladığını, şirket pay sahibi …, şirket tüzel kişiliği ile özdeşleşmiş, şirketin mal varlığı ile şirket ortağının mal varlığı birbirine karışmış, art niyetli ve hesaplı davranışlarla sırf sorumluluktan sıyrılmak amacıyla şirketi tasfiye ederek aynı adreste şirket malvarlığı ile kendi adına yeni bir işyeri açtığını, Delillerin toplanması ve her iki işyeri ticari defter kayıtları üzerinden yapılacak inceleme ve alınacak bilirkişi raporu ile bu iddiaların sabit olduğu görüleceğini, buna ragmen yerel Mahkeme tarafından bu hususta hiçbir inceleme yapılmadığı ve delilleri toplanmadığını, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/5148 E. -2017/7084 K. sayılı ve 11.12.2017 tarihli kararı.) Diğer yandan, Anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğu Kanun’un 553. ve 644. maddesinde belirtildiği, buna göre, yönetim kurulu üyeleri veya müdürler, kanundan ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete, hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacaklarını, Davalı …davalı …. Tic. Ve Sanayi Ltd. Ş.ti aleyhinde devam eden bir alacak davası söz konusu iken davayı kaybedeceğini anladığı noktada şirketi tasfiye ederek aynı adreste ve aynı sektörde kendi adına bir işyeri açarak ticari faaliyetine devam etmekte olması Ticaret Kanunu 553 ve 644. maddesindeki koşulların gerçekleştiğinin açık göstergesi olduğunu, Bu durum karşısında davalı … Keşan 2.Asliye Hk. Mh. 2013/393 E. – 2015/437 K. Sayılı ilama dayalı Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı takip konusu alacaktan …Tic. Ltd. Ş.ti ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekmekte olduğunu, Bunun yanında Yerel Mahkemece her ne kadar “….ihyası talep edilen şirkete husumet yöneltilmiş ise de, sicilden terkin edilen davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davalı şirkete karşı açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle ,AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Davalı Tasfiye Halinde …Limited Şirketi’ne karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE…” karar verilmiş ise de yerel Mahkemenin bu kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamı ile dava ve talepleri karşısında davalı şirkete de husumet yöneltilmesi gerektiği ve husumet ehliyetinin söz konusu olduğunu, bu nedenle yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmekte olduğunu, Delil listesinde yemin deliline başvurmuş olmasına rağmen ispat edilmediğine karar verilen hususlar açısından davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmayışı usul ve yasaya aykırı olup, açık bir bozma sebebi olduğunu, Yerel Mahkeme kararında yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılması ve lehlerine vekalet ücretine takdir edilmeyişi de usul ve yasaya aykırı ol olduğunu, Yine yerel Mahkeme kararında harçların hesaplanmasında da usul ve yasaya aykırılık olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile;Dava şartlarının yerine getirilmediğini, Davacının TTK 547/1 maddesinde sayılan dava açabilecekler arasında olmadığını, zira alacağı olduğunu iddia eden tarafın alacağına ilişkin dosyaya sunduğu mahkeme kararının bir hükmü olmadığını, Keşan 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/393 E. 2015/437 K. sayılı kararı ve Keşan İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyalarının usulsüz olarak kesinleştirildiğini, Kararı veren merci olan mahkemece bu yöndeki itirazlarının değerlendirilmediğini, Davacının dilekçesinde beyan ettiği ve kendilerininde duruşmada dile getirdikleri üzere ihyasına karar verilen … firması 17/11/2014 yılında tasfiyesi tamamlanarak kapandığını, tasfiye tarihinden sonra verilen kararların yetkisiz VEKİLE tebliğ edilerek kesinleştirildiğini, Usulsüz tebliğler neticesinde kesinleşen mahkeme kararına dayanılarak açılan davanın kabulünün mümkün olmadığını,İhya kararının davacı için bir faydasının bulunmadığını, İhyası istenen şirketin, Ticaret Sicil kayıtlarında yer aldığı üzere alacağı, borcu olmadan tasfiyeyi tamamladığını,İhya kararı verilmesinin davacıya ekonomik olarak bir faydası bulunmadığını, işbu hususun göz ardı edilerek karar verildiğini, Davanın kısmen reddi ile taraflarına vekalet ücreti taktir edilmesi gerekirken karar verilmeyişinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, şirket ihyası ve tazminat davasıdır.Davacı vekilinin ihya talebi dışında diğer alacak talepleri hakkında araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,Davacı dava dilekçesi ile ;” 1-) Hukuka aykırı şekilde tasfiye edilen İstanbul Ticaret Sicilinde kayıtlı … Tic ve San Ltd Şirketinin yeniden İhyasına, 2-) Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip konusu alacaklarının davalı …’dan tahsiline, icra takip dosyasında davalı … borçlu taraf olarak eklenmesine ve takip dosyasında Davalı … borçlu taraf olarak eklenmesine ve Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası ile aleyhinde icra takibi yapılmasına, 3-) Bu taleplerinin kabul olmaması halinde Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin kesinleşmesinden sonraki kapak hesabı olan 45.558,54-TL‘nin hesap tarihi olan 05/01/2016 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalı … tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.”Davada birden fazla talep bulunmakla birlikte esas olarak ihya davasıdır.Dava dosyasında HMK 110.md anlamında davaların-taleplerin yığılması söz konusudur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Davalı Tasfiye Halinde …. Sanayi Limited Şirketi’ne karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 33478-0 sicil numarasında kayıtlı TASFİYE HALİNDE BE-KA MOBİLYA TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’nin Keşan İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile sınırlı olarak ihyasına, Şirketin son tasfiye memuru … tasfiye memuru olarak atanmasına, ücret takdirine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Öte yandan davacının istinaf nedenleri açısından, ihya davasının yanında ortaya konulan talepler (yığılan talepler) açısından mahkeme kararında olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme ve red kararı bulunmamaktadır. Kararın hüküm fıkrasında Davanın Kısmen Kabul kısmen reddine, … denilmiş olmakla birlikte reddedilen talebin ihya davasıyla birlikte görülen diğer taleplere ilişkin değil, ihya davasında davalı şirkete yönelik açılan davaya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Zaten gerekçe kısmında da davacının ihya davası dışında dava dilekçesindeki diğer talepleri açısından olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmamıştır. Yalnızca ihya davası ve ihya davasında ihyası istenilen davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği yönünde bir değerlendirme yapılmıştır. Her ne kadar ön inceleme duruşmasında davanın esas itibariyle şirket ihyası olduğuna hasredilmiş ise de, HMK 297/1-c ve 297/2. maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında ne hüküm verildiği ve gerekçesinin açıklanması gerekmektedir. İhya davasıyla birlikte görülen talepler tefrik edilmediğine göre, bu taleplere ilişkin yürütülen tahkikat işlemleri bu işlemlerden ulaşılan sonuçların, gerekçeleriyle birlikte ayrıntılı olarak kararda belirtilmesi; bu taleplere ilişkin istinaf incelemesi yapılabilmesinin de hem anayasal hem de yasal düzeyde zorunlu bir gereğidir. Davacının bütün talepleri (birlikte açılan ve yığılan talepler) açısından gerekçeli ve istinaf incelemesine konu bir karar verilmediği görülmüştür.HMK’nın 297/2 maddesine göre mahkemenin tarafların taleplerinin her biri hakkında karar vereceği düzenlenmiş olup, yine 297/1-c. fıkrasına göre gerekçe yazılması zorunlu bulunmaktadır.Davacının bütün talepleri (birlikte açılan ve yığılan talepler) açısından gerekçeli ve istinaf incelemesine konu bir karar verilmediği görülmekle ; HMK’nın 297. maddesine uygun olarak verilmeyen kararın istinaf aşamasında denetlenmesine imkan bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Tarafların davada ileri sürdükleri iddia ve savunmalarının bir kısmının hiç bir şekilde değerlendirilmemiş olması halide HMK’nın 353/1-a-6 maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. Sonuç itibariyle, denetime elverişli usulün aradığı niteliklere haiz bir kararın bulunması istinaf incelemesinin yapılabilmesinin ön şartı olup bu nitelikte olmayan bir kararla ilgili olarak istinaf denetim ve yargılaması yapılarak bir hüküm verilebilmesi mümkün olmayacağından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü ile ve davalı ….Vekilinin istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının bu sebeplerle HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kaldırılarak, HMK’nın 294-297. maddelerine uygun hüküm kurulmasının temini için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 20/11/2019 tarih ve 2019/644 Esas – 2019/1268 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-İstinaf eden davalı … istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 148,60’ar TL. istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 54,40’ar.TL istinaf karar harçlarının talep halinde yatıran tarafa iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/10/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.