Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1351 E. 2022/1509 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1351
KARAR NO: 2022/1509
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2020
DOSYA NUMARASI: 2015/185 Esas – 2020/230 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/02/2015
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı tarafa satmış ve ihraç etmiş bulunduğu asansör kapı ve kabin malzemeleri bedeli olan 31.196,91 Euro’yu tüm sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen tahsil edemediğini belirterek, müvekkili şirketin 31.196,91 Euro aynen veya tahsil tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası olarak, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesindeki tüm iddia ve taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirket yetkililerince bildirildiği üzere müvekkilinin kayıtlarında böyle bir borca rastlanmadığını, müvekkili şirketin yerleşim yeri adresinin Tahran/İran ” olması nedeniyle gerek MÖHUK gerekse HMK hükümleri uyarınca yetkili yer ve mahkemelerin Tahran/İran mahkemeleri olduğunu, İran’a ve İran şirketlerine karşı uluslararası bir ambargo uygulandığını, ambargonun şartlarından bir tanesinin de İran’da bulunan şirketlerin ithal ettiği ürünlerin parasının yabancı ülke şirketlerine banka kanalıyla gönderilememesi yani banka yoluyla havale/eft yasağı olduğunu, bu nedenle İran’daki şirketlerin nakit olarak alışveriş yapmadığı sürece kendilerine mal alıp gönderilemeyeceğini, bir an müvekkilinin davacı tarafından bahsedilen malları aldığı düşünülse bile paranın kendilerine nakit olarak ödenmeme imkanı olmadığını, davacının ambargonun müvekkili şirketin ispat yönünden elini kolunu bağlamış olması nedeniyle aslı olmayan borç isnadında bulunmuş olmasının kötü niyetli olduğunu belirterek, yetki itirazının kabulüne, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 06/03/2020 tarih ve 2015/185 Esas – 2020/230 Karar sayılı kararı ile;
“…. Dava, ticari satımdan dolayı ödenmeyen 31.196,91 Euronun faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafça davalının fatura bedelini ödemediğinden bahisle tahsilinin, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesini talep edildiği anlaşılmıştır. Dosyamız kapsamına alınan bilirkişi raporuna göre davaya konu olan faturaların davacının ticari defterinde kayıtlı olduğu bildirilmiş ise de davacının öncelikle faturaya konu malın teslimini ispatlaması gerekir. Davacı vekiline davaya konu … ve … seri numaralı faturalara konu malın davalıya teslimine ilişkin belgeleri sunması için kesin süre verilmiş, davacı vekili faturaya konu malların ex-works olarak satış ve tesliminin yapıldığını dolayısıyla davalıya adresinde teslim etme yükümlülükleri bulunmadığını, ancak fatura içeriği malların ihracatının gerçekleşmiş olması nedeniyle davalıya teslim edildiği ve davalı tarafından taşınarak teslim alındığının ispatı için Erenköy Gümrük Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını talep etmiş, talep üzerine yazılan müzekkere yanıtında … Tic. A.Ş adına tescilli 08.06.2012 tarihli ve … sayılı gümrük beyanname muhteviyatı eşyaların taşıyıcısı ve asıl sorumlusu aynı olan dava dışı … Ltd. Şirketi tarafından yurtdışı edildiği bildirilmiştir. Davacı satıcının fatura konusu malların davalıya teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekirken, buna ilişkin olarak herhangi bir delil sunamadığı, davacının dosyaya sunduğu deliller itibariyle iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla, kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Kanıtlanamayan davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalı şirkete asansör kapı ve kabin malzemeleri satılmış olup satışa istinaden düzenlenen faturalarda satılan malların teslim şeklinin EX-WORKS (“İşyerinde Teslim”) olarak belirlendiğini, 08.06.2012 tarihinde düzenlenen … sayılı Gümrük Beyannamesi’nde de malların teslim şeklinin EX-WORKS teslim olduğu hususunun “EXW” kısaltması ile belirtildiğini, 15.06.2012 tarihinde davalı şirket tarafından 4.613,35 Euro ödeme yapılmışsa da bakiye kalan 31.196,91 Euronun, müvekkili şirketin yazılı ve sözlü her türlü girişimine karşın davalı şirket tarafından ödenmediğini, EX-WORKS Incoterms’i, başka bir ifade ile “İş Yerinde Teslim” teriminin, satıcının, malları kendi mahallinde veya ismen belirlenmiş başkaca bir yerde (işyerinde, fabrikada, depoda vb.) alıcının tasarrufuna bırakarak teslim etmesini ifade ettiğini, EX WORKS teslimde malların teslim için işyerinde/depoda hazır bulundurulması ile satıcının sorumluluğunun sona ereceğini, dolayısıyla, aksi düzenlenmemişse teslim alınan malların ihracat gümrük işlemleri ile ithalat işlemlerinin alıcı tarafından yapıldığını, teslim sonrasındaki her türlü masraf ve riskin alıcı üzerinde olduğunu, malların nakliyesi için taşıma acentesi ile anlaşma ve ilgili navlun bedelinin ödenmesinin de yine alıcının sorumluluğunda olduğunu, Gümrük Mevzuatımıza göre ihracat işlemlerini gerçekleştirecek olan şirketin, Türkiye’de yerleşik bir şirket olması gerektiğini, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun ilgili maddeleri ile Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yönetmelik m.6 uyarınca ihracat işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için vergi numarasına sahip gerçek veya tüzel kişi olma, tüzel kişi statüsü olmasa da hukuki tasarruf yapma yetkisine sahip ortaklık olma ve ilgili İhracatçı Birliği Genel Sekreterliği’ne üye olma şartları bulunmakta olduğunu, Türkiye’de yerleşik olmayan dolayısıyla vergi numarası bulunmayan yabancı şirketlerin, İhracatçı Birliği Genel Sekreterliklerine üye olamadığını, Türkiye’den doğrudan ihracat yapamadıklarını, uygulamada ihracat yapmak isteyen yabancı ülkede yerleşik ve Türkiye’de şubesi bulunmayan şirketlerin, ihracatçı birliğine üye temsilci şirket vasıtası ile ihracat işlemlerini gerçekleştirdiklerini, Somut olayda, yabancı ülkede yerleşik davalı şirket tarafından, temsilci şirket vasıtasıyla ihracat ve nakliye işlemlerinin gerçekleştirildiğini, EX-WORKS teslim klozu uyarınca ihracat işlemlerini gerçekleştirmek kendi üzerinde olan davalı şirketin, her ne kadar aksini iddia etmişse de işbu iddiasını ispatlayamadığını, teslim şeklinin EX WORKS olarak belirlenmesi neticesinde Gümrük Beyannamesi verildiğini, Erenköy Gümrük Müdürlüğünden gelen 18.03.2019 tarihli müzekkere cevabı uyarınca malların … vergi numaralı … İth. İhr. Ltd. Şti. tarafından yurt dışına çıkartıldığının belirtildiğini, müvekkili şirket ile söz konusu şirket arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, ihracat işlemlerini Türkiye’de yerleşik olmaması nedeniyle gerçekleştiremeyen davalı şirketin, … İhracatçılar Birliğine üye … Şirketi ile anlaşarak malların İran’a teslimini gerçekleştirdiğini, ihracat (gümrük) beyannamesinin 11.06.2012 tarihinde “kapanmış” statüye gelmiş olduğunu, davada alacak iddialarına konu malların, kara yoluyla yurt dışı edildiği ve gümrük beyannamesinin “Alıcı” tarafı olan davalı şirkete teslim edildiği hususlarının açık olup, alıcı söz konusu malları teslim almadığını iddia etmekteyse işbu iddiasını ispatla mükellef olduğunu, Davalı şirketin, malları teslim almadığını ispatlayamadığını, alacaklarının dayanağı olan faturalar 2012 yılına ait olmasına karşın yalnızca 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin defter ve belgeleri ibraz ettiğini, davada dayandığı hiçbir olguyu ispatlayamadığını ve ispata elverişli herhangi bir delil sunamadığını, Davalı cevap dilekçesinde, İran’a uygulanan ambargo nedeniyle, nakit haricinde bir ödeme kanalı ile ödeme yapılamadığını, bu sebeple müvekkili şirket ile mal alım satımına ilişkin herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını iddia etmişse de, davalı şirketin işbu iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, zira 12.06.2016 tarihinde beyan dilekçeleri ekinde dosyaya sunulan belgeler uyarınca, davalı şirket ile müvekkili şirketin ticari ilişkilerinin başladığı 2011 yılından itibaren Euro kuru ile davalı şirket tarafından müvekkili şirkete birden fazla kez ödeme yapıldığını, yine bilirkişi raporları ile sabit olduğu üzere, davalı şirket tarafından davaya konu faturalara istinaden 4.613,35-Euro ödeme yapıldığını, ancak bakiye kalan kısmın ödenmediğini, davalı şirketin ABD tarafından İran’a uygulanan ekonomik yaptırımları gerekçe göstererek, ödeme yapamayacağından bahisle, müvekkil şirkete herhangi borcu bulunmadığını iddia etmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketten 31.196,91 Euro alacaklı olduğu hususunun 07.04.2016 ve 08.11.2017 tarihli bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, Alacak iddialarına konu olan ve teslimi EX-WORKS olarak belirlenen malların, kara yoluyla yurt dışı edilmiş olup mübrez gümrük beyannamesinin “alıcı” tarafı olan davalı şirkete teslim edildiğini, malların Gümrük Yönetmeliği uyarınca, kara yoluyla yapılan ihracatlarda gümrük idaresince çıkış işlemleri tamamlanıp kara sınırından yabancı ülkeye fiilen çıkmış olduğunu, dosyada mübrez bilirkişi raporlarının da müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğu hususunu somut bir şekilde ortaya koyduğunu, bu hali ile mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılarak, yeniden yapılacak yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari satımdan kaynaklanan fatura alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davacı, davalı firmaya davaya dayanak faturalara konu malları sattığını, ancak davalının satış bedelini ödemediğini belirterek, iki adet faturadan kaynaklanan bakiye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; davalı ise, mal satışı ve teslimini inkar etmiştir. Mahkemece, davacı tarafça mal tesliminin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı firma tarafından tanzim edilen 07.06.2012 tarih … Seri no’lu 8.457,10 Euro bedelli ve 07.06.2012 tarihli … seri no’lu 27.353,16 Euro bedelli faturalarda teslim şeklinin Ex works -mal mukabili olarak gösterildiği, davacı şirket tarafından Erenköy Gümrük Müdürlüğüne verilen 08.06.2012 tarihli … numaralı gümrük beyannamesinde, alıcının …, teslim şeklinin EXW- İstanbul, faturaların 07.06.2012/ 230813- 230814 ve İhr. Yön. 11. Maddeye İstinaden İthal Edilen Eşyaların İhracı, parsiyel yükleme ve malların gideceği ülkenin İran İslam Cumhuriyeti olarak gösterildiği görülmektedir. Erenköy Gümrük Müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderilen 18.03.2019 havale tarihli yazı cevabında, … Tic.AŞ firması adına tescilli 08.06.2012 tarihli ve on … sayılı gümrük beyannamesi ile alakalı olarak yapılan sistemsel sorgulama neticesinde, mezkur beyanname muhteviyatı eşyaların … sayılı transit refakat belgesi ile taşıyıcısı ve asıl sorumlusu aynı olan … Ltd Şti. firması tarafından yurtdışı edildiği ve mezkur ihracat beyannamesinin 11.06.2012 tarihinde “kapanmış” statüye geldiği belirtilmiştir. Mahkemece ticari defterlerin ibrazı hususunda süre verilmesi üzerine davalı tarafça 2010 ve 2011 yıllarına ait ticari defterler ibraz edilmiş ise de, davaya dayanak fatura tarihleri ve dolayısıyla uyuşmazlık 2012 yılına ait olmasına rağmen 2012 yılı ticari defterleri bilirkişi incelemesi için ibraz edilmemiştir. Davacı şirkete ait ticari defterler üzerinde yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olabileceği, davacının davalı yana satmış olduğu ürünler için düzenlediği faturaları … nolu “…” hesabında takip ettiği, davacı yan tarafından düzenlenen faturalar karşılığı davalı yan tarafından yapılan ödemeler doğrultusunda taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, 07.06.2012 tarih … Seri No’lu 8.457,10 Euro bedelli fatura ile 07.06.2012 tarih … Seri No’lu 27.353,16 Euro bedelli faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ihracata konu 08.06.2012 tarih … no’lu gümrük beyannamesi ile ihracatın yapılmış olduğu, ihracat bedelinin 35.810,26 Euro olduğu, bu ihracat bedeline ilişkin davalı yan tarafından davacı yana 15.06.2012 tarihinde 4.613,35 Euro ödeme yapıldığı, sonuç olarak davacının 35.810,26 Euro -4.613,35 Euro = 31.196,91 Euro alacaklı olduğu, Euro alacaklarına 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıl vadeli Euro mevduata verdiği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz talep edilebileceği belirtilmiştir. Bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere, taraflar arasında uyuşmazlığa konu satımdan da önceye dayalı açık hesap şeklinde işleyen bir ticari ilişki bulunduğu, davaya dayanak faturalarda teslim şeklinin Ex Works – Mal Mukabili şeklinde belirtildiği, bu teslim şeklinin, alıcının yani ithalatçının, malları, satıcının yani ihracatçının fabrika veya deposundan teslim alarak, nihai varış noktasına kadar, gümrükleme, sevkiyat, sigorta dahil tüm masraf ve riski üstlendiği süreci ifade ettiği; Ex Works teslimde malların teslim için iş yerinde, depoda hazır bulundurulması ile satıcının sorumluluğunun sona ereceği; satıcının malları işletmesinde alıcı emrine hazır tutmakla teslim yükümlülüğünü yerine getirmiş olacağı; satıcının aksi kararlaştırılmadıkça malın alıcı tarafından sağlanan bir araca yüklenmesinden ya da malların ihraç gümrüğünden geçirilmesinden sorumluluğu bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça davaya dayanak faturalara konu malların gümrük beyannamelerinin düzenlendiği, beyannamede alıcı olarak davalı firmanın gösterildiği, gümrük müdürlüğü yazı cevabına göre, beyanname muhteviyatı eşyaların yurtdışı edilerek ihracat beyannamesinin kapanmış statüye geldiği, yine bilirkişi raporu ile, davaya dayanak faturalara konu malların satışına ilişkin davalı tarafça davacıya 15.06.2012 tarihinde 4.613,35 Euro ödeme yapıldığının tespit edildiği, davalı vekilinin rapora karşı beyan dilekçesinde buna dair bir açıklama yapmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, faturalara konu malların davalı firmaya teslim edildiğinin kabulünün gerektiği, davalı tarafça da mal bedelinin tamamının ödendiği ya da teslim edilen malların iade edildiğinin de iddia ve ispat edilmediği dikkate alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/03/2020 tarih ve 2015/185 Esas – 2020/230 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Davanın KABULÜ ile, 31.196,91 Euro’nun dava tarihinden ( 04/02/2015) itibaren 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca faiz yürütülmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 5.860,46 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.465,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.395,34‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan toplam 1.496,92 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında, davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 198,7 TL posta/ tebligat gideri ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere; toplam 1.198,7 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edilen 700,00 TL bilirkişi ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve takdir olunan 13.726,72 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 9-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 48,50 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş- dönüş masrafı olmak üzere; toplam 197,1 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 11-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.