Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1321 E. 2022/1507 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1321
KARAR NO: 2022/1507
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2019
DOSYA NUMARASI: 2017/1167 Esas – 2019/1075 Karar
BİRLEŞEN DAVA: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/1148
DAVA: İtirazın İptali ( Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ: 29/12/2017
BİRLEŞEN
İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2017/1148 SAYILI DAVA DOSYASINDA
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/12/2017
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan 28.04.2016 tarihli Personel Taşıma Sözleşmesi gereği müvekkili şirketin davalı/borçluya personel servis hizmeti sağladığını, bu hizmetin bedeli olarak da e-faturalar tanzim ettiğini, e-faturaların davalıya tebliğinden sonra yasal süresi içinde faturalara ve içeriklerine yapılmış herhangi bir itiraz bulunmadığını, faturaların bedelleri ödenmediğinden davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası üzerinden 126.695,61 TL tutarında icra takibi başlatıldığını, davalının borca haksız olarak itiraz etiğini belirterek, itirazını iptaline, takibinin devamına, % 20 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl dosyada davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafla 28.04.2016 tarihli 1 yıl süreli Personel Taşıma Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 24.04.2017 tarihinde sözleşme ve eklerinde değişiklik yapılmaksızın 01.05.2018 tarihine kadar uzatıldığını, davacı ile imzalanan sözleşmenin Ek-1’de güzergahlar ve Ek-2’de yazılı fiyatların belli olduğunu, sözleşmenin 4.2. maddesine göre müvekkili şirketin herhangi bir güzergah değişikliği talebi olmadığını, taşınılacak personel sayısı ile ilgili bir değişiklik olmadığını, güzergahlarda herhangi bir köprü geçişi söz konusu olmadığını, akaryakıtta da davacının düzenlediği faturalar gibi fiyatları anormal şekilde değiştirecek herhangi bir değişiklik olmadığını, akaryakıta gelen zamların sözleşmenin 5.1. maddesine göre servis ücretinin 1/3’lük bölümüne yansıtılabileceğini, davacının akaryakıt zammı olmadığı veya daha az olduğu ve açılmadığı halde açılmış gibi hayali güzergahlar göstererek müvekkili şirkete sözleşmeye aykırı şekilde fahiş fiyatlı faturalar düzenlediğini, davacının 2017/Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs aylarına ilişkin olarak … plakalı araçla taksi ring servisi koymuş gibi sözleşmeye aykırı hayali fatura düzenlediğini, davacının daha sonra bu hayali taksi ringlerini, yine müvekkilinin herhangi bir talebi olmaksızın 2017/ Haziran ve Temmuz aylarında ise Akse sapağı güzergahı altında bir güzergaha çevirdiğini, davacının müvekkili şirkete … plakalı araçla taksi ring servisi ve 16+1 servis aracı ile akse sapağı güzergahına servis hizmeti vermediğini, iddia edilen servis ve güzergahın hayali olduğunu, müvekkili şirket bünyesinde yüzlerce binek araç mevcut iken bu şekilde bir güzergaha ve taksi ringine ihtiyacı olmadığını, konulduğu iddia edilen sefer sayılarının bile abartılı olup hayatın olağan gerçekliğine aykırı olduğunu, sözleşmeye göre yeni bir güzergah eklenmesi ve sefer konulmasının sözleşmenin 4.2. maddesi uyarınca müvekkili şirketin yazılı talebine bağlı olduğunu, müvekkili şirketin böyle bir talebi olmadığını, güzergah artışını gerektirecek müvekkili şirket personelinde herhangi bir değişiklik de olmadığını, davacı tarafından hayali faturalandırma yapıldığı tarihlerde yapılan 24.07.2017 tarihli ek protokolde de mevcut güzergaha ek olarak faturalandırmaya konu taksi ring seferi ve hayali akse sapağı güzergahı eklendiğine dair sözleşmede bir hüküm olmadığını, asıl sözleşme 24.04.2017 tarihinde sözleşme ve eklerinde hiçbir değişiklik yapılmaksızın 01.05.2018 tarihine kadar uzatıldığını, ek protokolde de aynı güzergahlar ve fiyatlandırmaların geçerli olduğunu, davacının servis araçlarının uydu takip sistemi ile takip edildiğini, davacının hayali olarak koyduğu Akse sapağı ve … plakalı araçla taksi ring servisinin müvekkili şirketçe farkedilmesi üzerine Ağustos 2017 tarihinden itibaren davacı tarafından faturalandırılma işleminden çıkarıldığını, davacının müvekkili şirkette dini bayramlarda hiçbir şekilde çalışma olmadığı halde çalışılmış gibi servis faturası düzenlediğini, pazar günü müvekkili şirket personelinin 1/4 ‘ü taşındığı halde personelin tamamı taşınmış gibi fatura düzenlendiğini, davacının müvekkili şirket ile Personel Taşıma Sözleşmesi imzaladığını, davacının müvekkili şirkete verdiği taşınma hizmetlerine karşılık düzenlediği faturaları müvekkili şirkete ve müvekkili şirketin grup firmalarından olan … Tic. A.Ş. , … Turz. A.Ş., … A.Ş. … A.Ş. ‘ye alt yüklenici olarak ayrı ayrı fatura ettiğini, davacının müvekkili şirkete aynı sözleşme kapsamında Temmuz/2016 42.010,36-TL., Ağustos/ 2016 48.311,56-TL., Eylül/2016 38.181,26-TL. (Bayram günlerine denk gelen), Ekim/2016 48.647,86-TL, Kasım/2016 49.824,91 -TL. vs. fatura düzenlerken, Ocak/2017 53.213,82-TL., Şubat -/2017 50.647,55-TL, Mart/2017 59.361,09-TL., Nisan/2017 61.458,55-TL., Mayıs/2017 73.241,14-TL. Haziran/2017 56.644,63-TL. Temmuz/2017 69.753,06 vs. miktarlı faturalar düzenlediğini, davacının hayali güzergah vs. göstermeden düzenlediği 2016 yılı faturaları ile hayali güzergah vs. göstererek düzenlediği 2017 yılı faturalarındaki miktarların taban tabana zıt olduğunu, müvekkili şirketin akaryakıt fiyatlarında faturalarda arttırılan miktar kadar artış olmadığını, personel sayısında artış olmadığı ve yeni bir güzergah açılmadığı halde, davacının hayali güzergahlar ve sözleşmeye aykırı akaryakıt artışları (akaryakıt’a gelen zamlar sözleşmenin 5.1. maddesine göre, servis ücretinin 1/3’lük bölümüne vansıtılabilir.) olduğu iddiasıyla fahiş miktarda faturalar düzenlediğini, sözleşmeye aykırı düzenlenen faturaların müvekkili şirketin beyanına göre ismi sözleşmede de yazılı şirket personeli … ile davacının danışıklı işlemleri neticesi, bu faturaların … tarafından müvekkili şirket kayıtlarına girmesinin sağlandığını, bu durumun farkedilmesi üzerine …’ün bilgisayarlarını kırarak kullanılmaz hale getirdiğini ve servis taşımasıyla ile ilgili tüm evrakları alarak işyerini terkettiğini, TTK. gereği faturalara süresinde itiraz edilmemesi davacı lehine adi bir karine ise de bu adi karinenin aksinin sözleşme ile ispatının her zaman mümkün olduğunu, adi karinenin aksinin sözleşme ile ispat edildiği gibi, sözleşmeye aykırı fatura düzenlendiğinin davacının da açık kabulünde olduğunu, davacının sözleşmeye aykırı faturalandırma yaptığını kabul ettiğini ve yukarıda açıklanan nedenlerle müvekkili şirketin kendisine düzenlediği 25.09.2017 tarih, … fatura numuralı ve 44.134,74-TL. miktarlı e-fatura ve 01.11.2017 tarih, … fatura numaralı ve 56.290,00-TL. miktarlı e-faturalara itiraz etmeyerek kabul ettiğini, bu nedenle davacının takip ve dava konusu ettiği 126.695,61-TL. miktarda müvekkili şirketten alacağı olmadığını belirterek, davanın reddine, davacının % 20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde müvekkili şirketin davalıya personel servis hizmeti sağladığını ve bu hizmete istinaden faturalar tanzim ettiğini, faturaların davalıya teslim edildiğini, fatura içeriklerine davalı tarafın süresinde itiraz edilmemesine rağmen faturaların bedellerinin müvekkili şirkete ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden 11.328,00 TL tutarında icra takibi başlattıklarını, davalının yasal süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz ettiğini, söz konusu itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, itirazın iptaline ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyada davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili şirketin doğrudan sözleşmesel ilişkisi olmadığını, davacının müvekkili şirketin ana firması … Tic. A.Ş. ile 28.04.2016 tarihinde sözleşme imzaladığını, sözleşmenin 24.04.2017 tarihinde sözleşme ve eklerinde değişiklik yapılmaksızın 01.05.2018 tarihine kadar uzatıldığını, davacının … A.Ş. ile imzaladığı sözleşme ile müvekkili şirketin diğer grup firmaları olan … A.Ş., … AŞ., … A.Ş. … A.Ş. personelini de Sözleşmenin Ek-3’ncü maddesine göre taşıdığını, bu firmaların da yönetim organlarının aynı kişiler olduğunu, ana firma … A.Ş.nin grup firmaları olduğunu, davacının aylık taşıma servis bedellerini ana firma … Tic. A.Ş., ve ona bağlı … Tic. A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. … A.Ş.’ye ayrı ayrı fatura ettiğini, davacı tarafından yapılan fatura açıklamasında “Hizmet Alt Yükleniciler Tarafından Yapılmıştır” açıklaması düşüldüğünü, davacı tarafından düzenlenen fatura dikkate alındığında da sözleşmenin … A.Ş. yanında diğer firmalar açısından da aynı şekilde geçerli olduğunun davacının da kabulünde olduğunu, bu nedenle davacının müvekkili şirket grup şirketlerinden olan ana firma … İnş.ve Bet. A.Ş. ile sözleşmesel ilişkisinin, müvekkili şirket açısından davacıyı bağladığını, müvekkili şirkete de servis ve taşıma hizmetin bu sözleşme kapsamında verildiğini, davacı, müvekkili şirket ile imzaladığı sözleşme ve ekine aykırı davranmak suretiyle faturalandırma yaptığından taraflar arasında hesap mutabakatı sağlanamadığını, davacının, yaptığı sözleşmeye aykırı olarak servis çekmediği halde servis çekmiş gibi yeni güzergahlar oluşturarak müvekkili şirkete gerçek dışı fatura düzenlediğini, akaryakıta zam gelmediği halde veya daha az geldiği halde akaryakıtı gerekçe göstererek yüksek miktarlı faturalar düzenlediğini, bu nedenle taraflar arasından sözleşmenin ifasına yönelik olarak ihtilaf söz konusu olduğunu, bu durumun 2017/Temmuz ayında tespit edildiğini, müvekkili şirketin sözleşme kapsamında davacı şirkete olan borcun miktarı hususunda ihtilaf olduğunu, alacağın varlığı ve miktarının kesinleşmediğini, bu nedenle talep edilen borcu kabul etmediklerini, davacının 30.04.2017 ve öncesinde müvekkili şirkete 2.218,40-TL miktar üzerinden fatura düzenlerken herhangi bir akaryakıt zammı olmadığı veya arttırılan oranda olmadığı (Sözleşmeye göre servis ücretinin 1/3’lük kısmına yansıtılır.) ve herhangi bir güzergah artışı olmadığı halde 30.04.2017 tarihinden sonra düzenlediği faturaları 3.776,00-TL. miktar üzerinden, %70’in üzerinde bir artışla fatura düzenlediğini, davacı tarafla 28.04.2016 tarihli 1 yıl süreli Personel Taşıma Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme 24.04.2017 tarihinde sözleşme ve eklerinde değişiklik yapılmaksızın 01.05.2018 tarihine kadar uzatıldığını, (Aynı güzergahlar ve aynı fiyatlar ve aynı fiyat politikası geçerlidir.) bu bağlamda, davacı ile imzalanan sözleşmenin Ek-1’de güzergahlar ve Ek-2’de yazılı fiyatların belli olduğunu, sözleşmenin 4.2. maddesine göre müvekkili şirketin herhangi bir güzergah değişikliği talebi olmadığını, taşınılacak personel sayısı ile ilgili bir değişiklik olmadığını, güzergahlarda herhangi bir köprü geçişi de söz konusu olmadığını, akaryakıt’ta da davalının düzenlediği faturalar gibi fiyatları anormal şekilde değiştirecek herhangi bir değişiklik olmadığını, akaryakıta gelen zamların sözleşmenin 5.1. maddesine göre, servis ücretinin 1/3’lük bölümüne yansıtılabileceğini, açıklanan nedenlerle davacının sözleşmeye göre, 30.04.2017 tarihinden sonra %70’in üzerinde bir artışla 3.776,00-TL miktar üzerinden fatura düzenleme yetkisi ve hakkı olmadığını, davacının ana firma … A.Ş. ile yaptığı sözleşmeye aykırı faturalandırma yaptığını kabul ettiğini ve … A.Ş’nin açıklanan nedenlerle kendisine düzenlediği 25.09.2017 tarih, … fatura numaralı ve 44.134,74-TL. miktarlı e-fatura ve 01.11.2017 tarih, … fatura numaralı ve 56.290,00- TL. miktarlı e-faturalara itiraz etmeyerek kabul ettiğini, sözleşme ve eklerine aykırı hareket ettiğinin davacının açık kabulünde olduğunu, davacının ana firma … ile imzaladığı sözleşme uyarınca, … A.Ş. alt firması olan müvekkili şirkete servis taşıma hizmeti verdiğinden bu sözleşmenin müvekkili şirket açısından da hüküm ifade ettiğini, yapılacak yargılama sonucunda davacının 30.04.2017 tarihinden sonra düzenlediği faturalar içeriğinin ve miktarının sözleşmeye aykırı düzenlendiği açıkça ortaya çıkacağını, bu nedenlerle davanın reddine, davacının % 20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/12/2019 tarih ve 2017/1167 Esas – 2019/1075 Karar sayılı kararı ile; “…Davalı … A.Ş. Yönünden; Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde bahsettiği davalı … A.Ş.’nin “Fiyat Farkı” açıklaması ile düzenlemiş olduğu 25.09.2017 tarih ve … numaralı 44.134,74 TL tutarındaki faturanın davacı şirketin ticari defterlerine davalı şirket lehine işlenerek davalı borcundan düşüldüğü, yani, davacı şirketin 126.695,61 TL alacağının, davalı şirketin 44.134,74 TL tutarındaki faturası davalının cari hesap borcundan düşüldükten sonra kalan bakiye olduğu, zaten, davalının düzenlemiş olduğu 44.134,74 TL tutarındaki fatura mazot farkını da içermekte olup, davacı tarafında kabul edildiği, yine, davalı vekilinin cevap dilekçesinde bahsettiği davalı … A.Ş.’nin 01.11.2017 tarihli 56.290,00 TL tutarındaki “ Ocak-Temmuz 2017 Dönemi Fiyat Farkı” açıklamalı faturası ise, davacı … A.Ş.’nin ticari defterlerine işlemediği, yani davalının borcundan düşülmediği, zaten, taraf ticari defterlerinin arasındaki farkın da, davalı … A.Ş.’nin bu faturası olduğu, davacı şirket ile davalı … A.Ş. arasındaki uyuşmazlık davalının söz konusu 56.290,00 TL tutarındaki faturası olup, davalı … A.Ş.’nin söz konusu fatura tutarını borcundan mahsup edip edemeyeceği hususunun çözümlenmesi gerektiği, Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde ibraz ettiği ve davacı taraftan …’ün davalı taraftan …’a 17.01.2018 tarihli e-posta ekinde göndermiş olduğu 2017 yılında düzenlenmiş faturaların detay listelerinde “…” açıklamaları ile hizmet bedeli hesaplandığı ve Ocak-Temmuz/2017 dönem faturalarına bu açıklamalardaki hizmet bedelinin de dahil edildiği, davalı …’in söz konusu taşıma hizmetinin alınmadığını iddia ederek, davacı şirket ticari defterlerinde rastlanılmayan 56.290,00 TL tutarındaki fiyat farkı faturasını düzenlediği, “davalı şirketin hizmetin alınmadığına ilişkin iddiası ile ilgili davacı tarafça hizmetin verildiğine ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediği” anlaşılmış, davacı şirketin icra takibindeki alacağının 126.695,61 TL – 56.290,00 TL = 70.405,61 TL olacağı kabul edilerek davacı tarafın, davalı şirketin süresinde faturalara itiraz etmeyerek ticari defterlerine işlediği, takibe yakın bir tarihte fiyat farkı faturası düzenlediği, faturaları itirazsız defter kayıtlarına işleyen davalı şirketin 56.290,00 TL fiyat farkı talebinde bulunamayacağı, 126.695,61 TL borcunu ödemesi gerektiği yönündeki iddialarına davacı tarafça hizmetin verildiğine ilişkin belge sunulamaması karşısında itibar edilmemiştir. Davalı … A.Ş.’nin tebliğ tarihinden çok sonra 01.12.2017 tarihinde e-faturaları ticari defterlerine işlediği tespit edilmekle birlikte davalının bu yöndeki itirazlarını kanıtlayamadığı zira, defterlere geç işlenmesinin e-faturaların 8. günde tebliğ edilmediği anlamına gelmediği, davacı şirketin takibe konu 126.695,61 TL alacağı 07.12.2017 icra takip tarihinde muaccel hale geldiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davacı şirket, davalının 56.290,00 TL fiyat farkı faturası düşüldükten sonraki bakiye 70.405,61 TL (126.695,6 TL – 56.290,00 TL) asıl alacak ve takipten itibaren faiz talebinde bulunabileceği sonucuna varılmış, Asıl davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı … Tic. A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 70.405,61 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalı … Tic. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, reddolunan kısım yönünden % 20 oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalı … Tic. A.Ş’ye verilmesine karar vermek gerekmiştir. Davalı … A.Ş. yönünden; Davacı şirket, ticari defterlerinde birleşen dosya davalısı … A.Ş.’den 07.12.2017 icra takip tarihinde 15.104,00 TL alacaklı olduğu, bu tutar içerisinde yer alan 11.328,00 TL’yi İstanbul … İcra Md’nün … E. sayılı dosyasına konu ve talep ettiği, davacı … A.Ş. ile birleşen dosya davalısı … A.Ş. ticari defter kayıtları arasında fark bulunmadığı, her iki tarafın ticari defterlerinde de davacı şirket icra takip tarihinde 15.104,00 TL alacaklı olup, davacı şirket ödeme vadesi gelmeyen 11. ay faturası hariç ödeme vadesi gelen toplam 11.328,00 TL’sı alacağını icra takibine konu ve talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı … A.Ş.’nın davalı … A.Ş. firmasına düzenlediği faturalar e-fatura olmadığı, kağıt ortamında düzenlenen faturalar olduğu, davalı şirketin Temmuz/2017 ayı faturasını fatura tarihinde ticari defterlerine işlediği, Ağustos ve Ekim/2017 ayların faturalarını ise 01.12.2017 tarihinde ticari defterlerine işlediği, davalı şirketin Temmuz/2017 ayına kadar düzenlenen davacı şirketin tüm faturalarını fatura tarihinde ticari defterlerine işlediği tespit edilmekle birlikte davacı tarafın Ağustos ve Ekim/2017 aylarında düzenlediği faturaları ilgili ayda davalı şirkete tebliğ edildiğini kanıtlayacak belge ibraz ederek alacağının muaccel olduğunu kanıtlaması gerektiği, ancak davacının Ağustos ve Ekim/2017 aylarında düzenlediği faturaları tebliğ ettiğine dair belge ibraz edemediği, bu durumda Ağustos ve Ekim/2017 aylarında düzenlediği faturalara yönelik alacak talebinde bulunamayacağı, Temmuz/2017 fatura tutarının 3.776,00 TL olacağı, davacı şirketin takip tarihindeki alacağı 3.776,00 TL Temmuz faturası– 1.365,49 TL Temmuz/2017 Akaryakıt fiyat farkı = 2.410,51 TL olacağı kabul edilerek Birleşen davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı … Tic. A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 2.410,51 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalı … Tic. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, reddolunan kısım yönünden % 20 oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalı … Tic. A.Ş’ye verilmesine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” Asıl davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı … Tic. A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 70.405,61 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalı … Tic. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, reddolunan kısım yönünden % 20 oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalı … Tic. A.Ş’ye verilmesine, Birleşen davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı … Tic. A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 2.410,51 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalı … Tic. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, reddolunan kısım yönünden % 20 oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalı … Tic. A.Ş’ye verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, asıl ve birleşen davada davacı vekili ile asıl ve birleşen davada davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
A) ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; … Tic. A.Ş. Yönünden: Müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiye istinaden müvekkili şirketin vermiş olduğu hizmete karşılık davalı şirkete e- faturalar düzenlediğini, davalı şirketin de ödemelerini yaptığını, ancak takip ve dava konusu olan Ağustos-Ekim 2017 aylarına ait olan e-faturaların davalı tarafından iade-itiraz olmaksızın defterlere işlemesine rağmen ödenmemiş olduğunu, Tarafların en başından beri e-fatura sistemini kullandığını ve e-fatura uygulamasının taraflar arasında teamül hale geldiğini, davalı şirkete düzenlenip gönderilen e- faturaların TTK madde 21/2 açık hükmünde de belirtildiği üzere; ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. ” Yani davalı işbu faturaları defterlerine faturaların tebliğ edilmesinden çok sonra 01.12.2017 tarihinde işlemiş olsa dahi faturaların 8. günde tebliğ edilmiş olduğu, faturalara kanunda belirtilen süre içerisinde herhangi bir itiraz olmadığı veya iade fatura olmadığı, bu sebeple alacaklarının muaccel olduğu hususunun dosya kapsamında sabit olduğunu, Mahkemenin gerekçeli kararında; davalı tarafça hizmet alınmadığı iddia edilerek düzenlenen 56.290,00 TL tutarındaki faturanın, davacının hizmetin verildiğine dair herhangi bir belge sunmaması sebebiyle takip tutarı olan 126.695,61 TL’den düşülerek takibin 70.405,61 TL üzerinden devamına karar verdiğini, ancak davalı yanın müvekkili şirkete düzenlenen her faturayı itiraz etmeden, müvekkiline iade etmeden ticari defterlerine işlediğini, Davalının ihtilaf konusu olan 56.290,00 TL tutarında 01.11.2017 tarihli ”Ocak-Temmuz 2017 dönem fiyat farkı” açıklamalı faturasını müvekkili şirkete takip tarihi olan 07.12.2017 tarihinden çok sonra 09.01.2018 tarihinde gönderdiğini, Ayrıca söz konusu faturanın davalı şirketin e- fatura sisteminde hata olması sebebiyle sistemlerine düşmediğini, öğrenildiği an ise faturaya derhal itiraz edildiğini, davalının ihtilaf konusu faturayı takip tarihinden sonra göndermesinin borçtan kurtulma çabasında olduğunun göstergesi iken, yargılama safhasında bu hususlara yazılı-sözlü beyanlarında yer verdikleri halde mahkemece hiçbir beyanlarının dikkate alınmadığını, bu sebepten verilen kararın hakkaniyetten yoksun olduğunu, Müvekkili şirketçe verilen hizmet sonrası düzenlenen faturaları itiraz/ iade etmeyerek tebliğ alıp ticari defterlerine işleyen davalı şirketin takip tarihinden sonra faturaları kabul etmediğini bildirip fiyat farkı faturası düzenlemesinin bu aşamadan sonra itiraz edilse dahi sonuca bir etkisinin bulunmayacağı ve ticari defterlerinde yer alan faturalardan sorumlu olacağı hususunun Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ile yerleşik Yargıtay İçtihatlarıyla da sabit olduğunu (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.01.2018 tarihli ve 2018/19-4 E., 2018/80 K.–Yargıtay 23. Hukuk Dairesi E. 2014/3309 – K. 2015/127 – T. 13.1.2015 tarih)Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesi kararlarında da görüleceği davalının bu aşamadan sonra defterlerine kaydetmiş olduğu faturalar için iade faturası düzenlemesinin sonuca etkisi olmayacağından ve defter kayıtlarında da müvekkilinin davalı Kibsaştan 126,695,6 TL alacağı bulunduğundan; mahkemenin 56.290,00 TL tutarındaki fiyat farkı faturasını haksız yere müvekkilinin alacağından düşerek takibe 70.405,61.TL’den devam edilmesi yönündeki kararının kaldırılması gerektiğini, … Tic. A.Ş. Yönünden: Müvekkili şirket ile davalı şirket … A.Ş.’ ye arasındaki ticari ilişkiye istinaden müvekkili şirketin vermiş olduğu hizmete karşılık davalı şirkete kağıt faturalar düzenlediğini, davalı şirketin de ödemelerini yaptığını, ancak takip ve dava konusu olan Temmuz – Ağustos – Ekim 2017 aylarına ait faturaların davalı tarafından iade – itiraz olmaksızın defterlere işlemesine rağmen ödenmediğini, Dosyada mübrez raporda; davalı şirketin Temmuz ayı faturasını fatura tarihinde, Ağustos ve Ekim ayı faturasını 01.12.2017 tarihinde defterlerine işlediği hususunun tespit edildiğini, davalı şirketin kendisine gönderilen Ağustos ve Ekim ayı faturasını defterlerine kötü niyetli olarak geç işlediğini, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Hizmet Bedeli ve Ödeme başlıklı 5. maddesinde açıkça görüleceği üzere, köprü ve otoban geçişlerinde fiyat değişikliklerinin hizmet bedelinin tamamına aynen, akaryakıta gelen zammın ise uygulamaya geçtikten itibaren servis ücretinin 1/3’lük bölümüne yansıtılacağını, motorin fiyatlarının sözleşme kurulduktan sonra % 26,63 artmış olup, faturaların artan motorin fiyatları üzerinden ve sözleşmenin açık hükmüne göre düzenlenmiş olduğunu, Müvekkili şirketin yüksek oranda zam yapmadığını, artan motorin fiyatlarına göre, sözleşmenin açık hükmüne göre ve davalı şirket yetkilisinin de onayı ile faturaları tanzim ettiğini, davalı şirkete gönderdiğini ve davalı şirketin de defterlerine işlediğini, Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere; davalının faturalara itiraz etmeyip ticari defterlerine işlemesi, sözleşmenin bu yeni tutarlara göre devam ettiğinin göstergesi olduğundan, davalının defterlerine işlediği faturalardan sorumlu olacağını, bu sebepten yerel mahkemenin bu faturalara yönelik alacak talebinde bulunma hakları olmadığına kanaat getirmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Ayrıca mahkemenin vermiş olduğu kararında, müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmettiğini, ancak müvekkilinin ticari defter kayıtlarında her iki şirkete ait borç miktarlarının belli olup, bu miktarların bilirkişilerce de tespit edildiğini, defter kayıtlarına göre takip başlatan müvekkilinin kötü niyetli olduğunun düşünülmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle hükmedilen kötü niyet tazminatının da kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek, ilk derece mahkemesince verilen kararın incelenerek kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
B) ASIL VE BİRLEŞEN DAVALARDA DAVALILAR VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; … Tic. A.Ş. ( Yeni Unvan … A.Ş.) yönünden: Davacının icra takibi ile müvekkili şirketten 11.328,00-TL. talep ettiğini, yargılama sonunda ise sözleşme, akaryakıt fiyatları üzerinden yapılan inceleme değerlendirme ile davacının müvekkiline fazla tutarda fatura düzenlendiğinin tespit edildiğini ve müvekkili şirketin davacıya 2.410,51-TL ödeyeceğine hükmedildiğini, davacının alacağının likit olmadığını, bu nedenle de mahkemenin alacak likit olmadığı halde müvekkili şirket aleyhine % 20 tazminata karar vermesinin yasal olmadığını, kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, … A.Ş. Yönünden: Mahkemenin … A.Ş. yönünden kabul ettiği alacak tutarına bir diyecekleri olmadığını, fakat mahkemenin kabul ettiği alacak tutarının, icra takip tarihi itibariyle muaccel olmadığını, Tacirler arasında sözleşme serbestisi bulunduğunu, sözleşme kurulmadan önce de tarafların e-fatura mükellefi olup, sözleşme kurulduğu andan itibaren e-fatura düzenlediklerini, tarafların e-fatura mükellefi olduklarını bildikleri halde, alacağın vadesini belirlemek adına imzaladıkları sözleşmenin 5.1. maddesi ile, her ayın 30/31’inde düzenlenecek faturaların elden imza karşılığı ya da kargo marifetiyle müvekkili şirkete gönderilmesini müteakiben 30 gün içinde davacıya ödemesinin yapılacağını kararlaştırdıklarını, Sözleşmenin 9.1. maddesi ile sözleşmede değişiklik yapılmasının, yazılı olması ve taraflarca imzalı olması koşuluna bağlandığını, yine sözleşme ile herhangi bir belge arasında uyuşmazlık bulunması halinde sözleşme hükümlerinin uygulanacağının açıkça hüküm altına alındığını, tarafların vadeyi belirlemek adına koydukları sözleşmenin 5.1. maddesini değiştirdiklerine dair yazılı bir sözleşme olmadığını, vade hükmünün geçerli olduğunu ve davacıyı bağlayacağını, yani sözleşmede kararlaştırılan vadenin uygulanacağını, takip tarihinin 07.12.2017 olduğunu, davacının, faturaları, müvekkili şirkete elden imza karşlığı teslim ettiğine veya kargo marifeti ile gönderdiğine dair dosyada bir delili olmadığını, Dosya kapsamından, davacının dava ve takip konusu ettiği faturaları, 01.12.2017 tarihinde müvekkil kayıtlarına girdiğinin sabit olduğunu, bu durumda, 01.12.2017 tarihinde müvekkili kayıtlarına giren faturaların ödeme vadesinin daha gelmediğini, ödeme vadelerinin sözleşmenin 5.2. maddesi gereğince 31.12.2019 tarihi olduğunu, ancak bu tarihte mahkemenin hükmettiği tutarın ödeneceğini, İtirazın iptali davalarının sıkı sıkıya takibe bağlı olduğunu, tarafların sözleşmeye dayandığını, tarafların dayandığı sözleşmeye göre icra takip tarihi itibari ile alacağın vadesinin gelmediğini, bu nedenle davacının takip tarihi itibariyle müvekkili şirketten talep edebileceği bir alacağı olmamasına karşın, mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmenin aksine verdiği kararın hatalı olduğunu, Alacak likit olmadığı halde, hükmedilen % 20 tazminatın yasal olmadığını, müvekkili şirketin davacıya ödeyeceği tutarın yargılama sonunda belirlendiğini, davacının müvekkili şirket aleyhine 126.695,61-TL. alacağı olduğundan bahisle icra takibi başlattığını, yargılama sonunda ise müvekkili şirketin davacıya 70.405,61-TL. borcu olduğu tespit edilerek, bu tutara hükmedildiğini, bu nedenle davacının talep ettiği alacağı likit olmadığı halde, mahkemenin müvekkil aleyhine tazminata hükmetmesinin yasal olmadığını belirterek, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.12.2019 tarih ve 2017/1167 E – 2019/1075 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına ve istinaf talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl ve birleşen davalar, servis taşıma hizmeti verilmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacının Asıl ve Birleşen Davaya ilişkin İstinaf Başvurusu Yönünden; Davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine 07/12/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takip talebi ile 2017 yılı içerisinde davalı şirket adına düzenlenen 9 adet faturadan kalan bakiye 126.695,61 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, bilirkişi raporu ile takibe dayanak faturaların tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilerek, icra takip tarihi itibarı ile davacının ticari defterlerine göre davalıdan 186.318,37 TL alacaklı; davalının ticari defterlerine göre ise davacının 130.028,41 TL alacaklı olduğu belirlenmiş ise de, hesaplamalara dahil edilen 59.622,76 TL meblağlı faturanın icra takibine konu edilmediği, bu hali ile icra takip tarihi itibarı ile davacının, davacı defterlerine göre 126.695,61 TL alacaklı, davalı defterlerine göre ise 70.405,65 TL alacaklı olduğu, aradaki farkın davalı tarafça davacı adına düzenlenen 01/11/2017 tarihli 56.290,00 TL bedelli ” Ocak Temmuz 2017 Fiyat Farkı” açıklaması ile düzenlenen faturadan kaynaklandığı, bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, 01/11/2017 tarihli 56.290,00 TL bedelli faturanın 09.01.2018 tarihinde gönderildiği, ancak … Tic. A.Ş.’nin e-fatura sisteminden kaynaklı bir hata nedeniyle sisteme düşmediği, bunun öğrenilmesiyle derhal ilgili fatura içeriğine ve faturaya itiraz edildiği beyan edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafça tanzim edilen “Fiyat Farkı” açıklamalı 25.09.2017 tarih ve 44.134,74 TL tutarındaki fatura davacı şirketin ticari defterlerine davalı şirket lehine işlenerek davalı borcundan düşülerek talepte bulunulmuş ise de, taraflar arasında yapılan sözleşmede davalı lehine fiyat farkı faturası ile ilgili bir hüküm bulunmadığı gibi davalının bu faturayı, davacının hangi fatura/ faturalarına karşılık ve neye istinaden düzenlendiği de açıkça belirtilmemiştir. Ayrıca faturadaki ” Ocak Temmuz 2017 Fiyat Farkı” açıklamasına göre de belirtilen dönemdeki faturalara süresinde itiraz edildiği ve/ veya ilgili faturaların iade edildiği de iddia ve ispat edilmemiştir. Bu hali ile davalı tarafça fiyat farkı faturası düzenlenmesine dayanak faturalar kabul edilerek ticari defterlere kayıt edilmekle faturalar içeriği hizmetin davacı tarafça yerine getirildiği ve borcun davalı tarafça benimsendiğinin kabulünün gerektiği, süresinden sonra fiyat farkı faturası düzenlenmesinin sonuca etkili olmadığı gözetilerek asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekir iken, yazılı gerekçe ile kısmen kabul kararı verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Birleşen dosyada davalı … Tic. A.Ş.’nin davacı tarafça düzenlenen Temmuz /2017 faturasını fatura tarihinde, Ağustos ve Ekim ayı faturalarını ise 01.12.2017 tarihinde defterlerine işlediği hususu bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Davacı şirketin davalı … Tic. A.Ş. adına düzenlediği faturaların e-fatura olmadığı gözetildiğinde davacı tarafça Ağustos ve Ekim ayı faturalarının davalıya ilgili aylarda tebliğ edildiğini ve takip tarihi itibarı ile alacağın muaccel olduğunu ispatlaması gerekmektedir. Ancak dosyada mübrez delillerle Ağustos ve Ekim/2017 aylarına ilişkin düzenlenen faturaların davalıya 01/12/2017 tarihinden önce tebliğ edildiğinin ispatlanmadığı, bu durumda Ağustos ve Ekim/2017 aylarına ilişkin düzenlenen faturalara konu alacağın sözleşmenin 5.2 maddesi uyarınca takip tarihi itibarı ile muaccel olmadığı; Temmuz/2017 fatura tutarı ise 3.776,00 TL olup, davacı tarafça fazla talep edilen ve bilirkişi raporu ile belirlenen 1.365,49 TL Temmuz/2017 Akaryakıt fiyat farkı tutarının mahsubu ile davacının bakiye 2.410,51 TL alacaklı olduğu gözetilerek davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Her ne kadar mahkemece davacı aleyhine gerek asıl gerekse birleşen dosyada red edilen kısım üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmiş ise de, davacı tarafça takibe konu edilen faturaların davalı şirketlerin ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, bedellerinin ödendiğinin iddia ve ispat edilmediği dikkate alındığında davacının davalılar aleyhine kötüniyetli olarak icra takibi başlattığının kabulünün mümkün olmadığı gözetilerek davalıların kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi yerinde görülmemiştir. Asıl Dosyada Davalı … Tic. A.Ş.’nin istinaf başvurusu yönünden: Davacı ile davalı … Tic. A.Ş. arasında imzalanan taşıma sözleşmesinin 5.2 maddesinde, ödemelerin her ayın 30/31’inde davacı şirket tarafından düzenlenecek faturaların elden imza karşılığı ya da kargo marifetiyle firmaya gönderilmesini müteakiben 30 gün içinde davacının bildireceği banka hesabına havale suretiyle nakden ve defaten ödeneceği düzenlenmiş ise de, taraf vekillerinin istinaf dilekçelerindeki beyanlarından anlaşılacağı üzere, sözleşme tarihinde davacı ve davalı şirket e-fatura mükellefi olup, sözleşme kurulduğu andan itibaren faturaların e-fatura şeklinde düzenlendiği, davalı tarafça ihtilaf konusu olmayan ve ödemesi yapılan faturaların elden imza karşılığı ya da kargo marifetiyle tebliğ edildiğinin de iddia ve ispat edilmediği, bu hali ile e-fatura uygulamasının taraflar arasında teamül haline geldiği ve davacı tarafça davalı şirket adına düzenlenip gönderilen e- faturalara TTK madde 21/2 hükmü uyarınca sekiz gün içinde itiraz ve faturalar iade edilmeyerek davalı defterlerine kayıt edildiği nazara alındığında, takip tarihi itibarı ile alacak muaccel olup, bir kısım faturaların davalı defterlerine 01.12.2017 tarihinde kayıt edilmesi sonuca etkili değildir. Yine alacak faturaya dayalı ve likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de yerindedir. Açıklanan nedenlerle asıl dosyada davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Birleşen dosyada davalı … Tic. A.Ş. ( Yeni Unvan … A.Ş.)’nin istinaf başvurusu yönünden: 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nun 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00-TL olmuştur. Birleşen dosyada dava değeri 11.328,00-TL. olup, mahkemece 2.410,51 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu hali ile, istinafa konu edilen miktar kabul edilen 2.410,51 TL’ye ilişkin davalı aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatına yönelik olup, ilk derece mahkemesince verilen karar davalı yönünden kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, birleşen dosyada davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 352 maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince asıl ve birleşen dosyada verilen kararların kaldırılarak, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına; asıl dosyadaki davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine; birleşen dosyadaki davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352 maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
G.D:Gerekçesi ayrıntılı kararda gösterileceği üzere; 1-Asıl davada davalı … ANONİM ŞİRKETİ’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Birleşen davada davalı … ANONİM ŞİRKETİ’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 352 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 3-Asıl ve birleşen davada davacı … ANONİM ŞİRKETİ’nin; A-Asıl dava yönünden istinaf başvurusunun KABULÜ, B-Birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2019 tarih ve 2017/1167 Esas 2019/1075 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; 4-Asıl davanın KABULÜ İLE, Davalı … Tic. A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptali ile takibin devamına, Asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalı … Tic. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, Davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine, 4-Birleşen davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Davalı … Tic. A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 2.410,51 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, Asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalı … Tic. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, Davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine, 5-Asıl dava yönünden; Harçlar Kanununca alınması gerekli 8.654,58 TL ilam harcından peşin yatırılan 1.530,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.124,41 TL harcın davalı … Ticaret Anonim Şirketi’nden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 6-Asıl davada davacı tarafından yatırılan toplam 1.566,17 TL harcın davalı … Anonim Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine, 7-Asıl dava yönünden; Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 20.004,34 TL vekalet ücretinin davalı … Tic. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, 8-Birleşen dava yönünden; Harçlar Kanununca alınması gerekli 164,66 TL ilam harcından peşin yatırılan 100,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 63,84 TL harcın davalı … Tic. A.Ş’den alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 9-Birleşen davada davacı tarafından yatırılan toplam 136,82 TL harcın davalı … Tic. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, 10-Birleşen dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.410,51 TL avukatlık ücretinin davalı … Tic. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, 8.917,49 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı … Tic. A.Ş’ye verilmesine, 11-Asıl ve birleşen davalar yönünden davacı tarafından sarf edilen 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ile 135,00 TL tebligat ve müzekkere giderleri olmak üzere toplam 1.535,00 TL yargılama giderinin, davanın kabulü oranında 1.442,9 TL’sinin asıl ve birleşen davaların davalılarından müştereken ve müteselsilen alınarak (birleşen davada davalı … Tic. A.Ş. ‘nin haklılık oranı %79 olmakla 303,1 TL’den bu davalının sorumlu olması kaydı ile) davacıya verilmesine, 12-Asıl davada davalı … Tic. A.Ş. tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 13-Birleşen davada davalı … Tic. A.Ş. tarafından yargılama gideri sarf edilmediği anlaşılmakla; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 14-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 15-Harçlar Kanunu gereğince taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 16-Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden; davacı tarafından yatırılan 54,40.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 17-Harçlar Kanunu gereğince birleşen dava yönünden; davacı tarafından yatırılan 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 18-Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden; istinaf eden davalıdan alınması gereken 4.809,40 TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 1.202,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.607,05‬ TL harcın asıl davada davalı … Ticaret Anonim Şirketi’nden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 19-Harçlar Kanunu gereğince birleşen dava yönünden; istinaf eden davalıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,3 TL harcın birleşen davada davalı … Tic. A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 20-Asıl davada, davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının asıl davanın davalısı … Ticaret Anonim Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine, 21-Birleşen davada, davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının birleşen davanın davalısı … Tic. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, 22-Asıl davada davalı … Anonim Şirketi ile birleşen davada davalı … Tic. A.Ş. tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına, 23-Asıl dava davalısı … Ticaret Anonim Şirketi ile birleşen dava davalısı … Tic. A.Ş. tarafından istinaf aşamasında yargılama gideri sarf edilmediği anlaşılmakla; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 24-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş- dönüş gideri 32,5 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 25-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda asıl dava yönünden HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, birleşen dava yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olarak 27/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.