Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1320 E. 2020/1025 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1320 Esas
KARAR NO: 2020/1025 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/1611 D. İş – 2019/1614 Karar
TARİH: 20/02/2020
DAVA: İhtiyati Hacize İtiraz
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili talep dilekçesi ile, borçlulardan … lehine, diğer borçluların müteselsil kefaleti ile kredi kullandırıldığını, kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle kredi hesabının kat edilerek borçlulara kat ihtarnamesi gönderildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini, borçluların borca yeter miktarda taşınır, taşınmaz malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmişetmiştir.
İlk derece mahkemesi 26/12/2019 tarihli kararı ile, İhtiyati haciz istemi alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre kanuna uygun görülmüş olmakla, yukarıda açık kimliği yazılı alacaklının borçludan alacağı olan (41.174.325,00) TL ’nin alınmasının temini için İcra İflas Kanunun 257/1. Maddesine göre borçlunun yukarıda belirtilen mal, hak ve alacaklarından borca yetecek miktarının İcra İflas Kanununun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE, karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde, müvekkili şirketin söz konusu talepten ve karardan haricen haberdar olduğunu, alacaklı tarafın müvekkili şirketin ekonomik durumunun bozulduğunu ve alacaklarından mal kaçırma amacıyla hareket etmiş olduğu iddiasının asılsız bir şekilde ileri sürerek söz konusu kararın alınmasını sağlandığını ancak böyle bir durumunun mevcut olmadığını, böyle bir durumun var olduğu kabul edilse bile bu şekilde bir iddiada bulunan alacaklı tarafından bu iddiayı ispat edecek herhangi bir beyan ya da delil sunulmadığını, alacaklı tarafın bu iddiasının doğruluğunu gösteren her türlü delili de ibraz etme yükümlülüğü olduğunu, borçlunun mal kaçırdığına ilişkin delil ibraz edilmedikçe mahkemeden ihtiyati haciz kararı isteyemeyeceği Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13/12/2007 tarih E. 11443 K.11273 nolu kararı ile sabit olduğunu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması gerektiğini, bu nedenle haksız ve hukuka aykırı şekilde tesis edilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/02/2020 tarih 2019/1611 D. İş – 2019/1614 Karar sayılı kararında; “Mahkememizce 26/12/2019 tarih 2019/1611 D.iş esas 2019/1614 D.iş karar no ile genel kredi sözleşmesi, kefalete ilişkin ek protokol, ihtarnameye dayalı olarak itiraz edenler hakkında ihtiyati haciz kararı verildiği tespit edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz sebepleri İİK 265. maddesinde sayılmış olup, borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek ikinci fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. İtiraz süresindedir. İtiraz sebebi olarak ileri sürülen borçlunun kaçması, mallarını saklaması durumu ancak muaccel olmayan alacaklar yönünden ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için aranan koşullar olup muaccel alacaklarda vadesinin gelmiş olması ve rehinle temin edilmemiş olması ihtiyati haciz kararı verebilmek için yeterlidir. ….”gerekçesi ile, İtirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı muterizler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Muterizler vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, … Bankası’nın ihtiyati haciz talebini kabul ederek 26/12/2019 tarihli Değişik İş Kararında müvekkili şirketlerin malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verildiğini, başlatılan haciz işleminin hukuka aykırı olduğunu, (İİK 257. madde) Alacaklı tarafın müvekkili şirketin ekonomik durumunun bozulduğunu ve alacaklılarından mal kaçırma amacıyla hareket etmiş olduğunu ileri sürerek söz konusu kararın alınmasını sağladığını, Borçlunun mal kaçırdığına ilişkin delil ibraz edilmedikçe mahkemeden ihtiyati haciz kararının istenemeyeceğini, (Yargıtay 19. HD’nin 13/12/2007 tarih 11443 E. – 11273 K.) İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması muaccel olmayan alacaklarda ise malların gizlenmeye, kaçırılmaya çalışılması veya borçlunun kaçmaya hazırlanması veya alacaklarının haklarının ihlal eden hileli işlere başvurduğunun ispati gerekeceğini, ancak hileli işlemin söz konusu olmadığını, İleri sürerek ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İhtiyati haciz talep eden banka vekili, borçlulardan … Lehine, diğer borçluların müteselsil kefaleti ile kredi kullandırıldığını, kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle kredi hesabının kat edilerek borçlulara kat ihtarnamesi gönderildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini, borçluların borca yeter miktarda taşınır, taşınmaz malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece talebin kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmiş, bu karara borçluların itirazı üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucunda itirazın reddine karar verilmiştir. Borçlular bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İİK 257/1 maddesine göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” İİK 265. madde de ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup bunun dışında bir nedenle ihtiyati hacze itiraz edilmesine olanak bulunmamaktadır. Kredi hesabının kat edilmesi kredi sözleşmesinden doğan alacağın muacceliyeti için yeterlidir. Somut olayda ihtiyati haciz talep eden banka tarafından kredi hesabı kat edilerek borçlulara kat ihtarnamesi tebliğe gönderilmiştir. Buna göre kredi hesabının kat edilmesi ile alacak muaccel hale gelmiş olup, dosyaya sunulan genel kredi sözleşmesi ile kat ihtarına göre alacağın varlığı yaklaşık olarak ispat edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin itiraz sebepleri İİK 257/2 maddesinde düzenlenen muaccel olmayan alacaklar yönünden ihtiyati haciz talep şartlarına ilişkin olup somut olayda alacak muaccel olduğundan itiraz ve istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Muterizlerin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/10/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.