Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1319 E. 2022/1240 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1319 Esas
KARAR NO: 2022/1240 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 23/01/2020
NUMARASI: 2018/243 Esas – 2020/79 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını ve ödeme emri ve ekindeki takip dayanaklarının borçluya 22/12/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu vekilinin 28/12/2017 tarihinde itiraz dilekçesi vermek suretiyle icra takibinin durduğunu, davalı vekilinin itirazı hukuki dayanaktan yoksun olup tamamıyla müvekkilinin alacağını tahsilini geciktirmek maksadıyla yapılmış kötü niyetli bir itiraz olduğunu, fazlaya ilişkin hakları baki olmak kaydıyla borçlunun itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden asıl alacak ve faizi ile ferileri yönünden devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın alacağı olmadığı halde müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın müvekkilinden iddia edildiği şekilde bir hak ve alacağı bulunmadığını, takibe ve davaya dayanak yapılan faturalardaki malların müvekkiline teslim edilmediğini, takipten önce faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine,haksız takip sebebiyle alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere tazminatın davacı taraftan alınarak davalı müvekkiline verilmesine,yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/01/2020 tarih ve 2018/243 Esas – 2020/79 Karar sayılı kararında; “…Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; davanın, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı tarafın davalıdan bu alacağa istinaden asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.745,16 TL talepte bulunduğu, davalı tarafın ise hem icra takibine sundukları itiraz dilekçesinde hem de cevap dilekçesinde davacı tarafa borçları bulunmadığını bildirdikleri, mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için inceleme günü verildiği ve davalı vekiline muhtıra gönderildiği, davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, bu nedenle davacı tarafın defterlerinin incelenmesi ve diğer delillerin toplanması ile sonuca gidildiği, bilirkişi raporunda ayrıntısı yukarıda açıklandığı şekilde davacının davalıdan 12.149,37 TL asıl alacağının bulunduğunun belirtildiği, mahkememizce irsaliyeler üzerinde adı bulunan kişilerin davalı çalışanı olup olmadığı hususunda SGK kayıtlarının celp edildiği ve gelen kayıtlardan …’ün, irsaliyenin düzenlendiği 2017 Ağustos ayında davalı şirketin sigortalı çalışanı olduğu; 24/08/2017 tarihli ve … nolu sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında imzası yer alan …’a ilişkin bir kaydın incelenen belgelerde görülmediği; ayrıca irsaliyeler üzerinde ismi bulunan kişilerin davalı çalışanı olup olmadığı hususunda davalı şirket yetkilisinin isticvabına karar verildiği, davalı şirkete isticvap davetiyesinin tebliğ edildiği, şirket yetkilisinin isticvap için duruşmaya gelmediği mazeret de bildirmediği, ayrıca davalı şirketin BA formlarına göre dava konusu iki adet faturanın davalı şirketçe ilgili Vergi Dairesine bildirildiği, dolayısıyla söz konusu faturalara konu malların davalıya teslim edilmiş olduğunun ispatlandığı anlaşılmakla, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 12.149,37 TL asıl alacağının olduğu, davalı şirketin takip tarihinden önce temerrüde düştüğüne dair dosyaya herhangi bir bilgi veya belge sunulmadığından işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı sonuç olarak davacının cari hesap alacağına istinaden davalıdan 12.149,37 TL asıl alacağının olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 12.149,37 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine, alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 12.149,37 TL TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı taraf takip başlatmakta haksız olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜNE, 1-Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının KISMEN iptaline, takibin 12.149,37 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 12.149,37 TL alacağın %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacı vekilinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile haksız şekilde başlattığı ilamsız icra takibinin, müvekkilinin itirazı üzerine 28/12/2017 tarihli karar ile takibinin durdurulduğunu, davacı tarafça itirazın iptali davası açıldığını ve 23/01/2020 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilerek takibin 12.149,37 TL üzerinden devam etmesine karar verildiğini, Davacı tarafın açmış olduğu itirazın iptali davasında, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, davaya konu edilen faturaların … ve … isimli şahıslara tebliğ edildiğinin bildirildiği, 04/12/2019 tarihli ek bilirkişi raporuna göre müvekkili şirketin SGK kayıtlarının incelendiğinde 7.865,88 TL (KDV dahil) tutarlı 24/08/2017 tarihli … nolu sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında imzası yer alan …’a ilişkin bulunmadığının belirtildiğinin, …’ın müvekkil şirketin çalışanı olmadığını, bu sebeple davacı tarafın fatura içeriği malları müvekkil şirkete teslim ettiğini ispatlayamadığını, bu nedenle 24/08/2017 tarih … nolu 7.865,88 TL’lik fatura açısından davalı müvekkiline mal teslimi yapılmadığından bu faturaya ilişkin alacağın söz konusu olmadığını, Dolayısıyla davacı yan davasını ispatlayabilmiş sayılmadığından davanın kabulüne karar verilerek müvekkilinin mağdur edildiğini, mal tesliminin yapıldığının ispatlanamadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine,, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; taraflar arasındaki ticari satıma dayalı 11/08/2017 tarihli 4.283,49 TL.lik fatura ve 24/08/2017 tarihli 7.865,88 TL.lik fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptaline, takibin 12.149,37 TL asıl alacak üzerinden devamına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde, müvekkili şirketin alacaklı tarafa borcu bulunmadığı belirtilerek borca itiraz etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, takibe ve davaya dayanak faturalardaki malların müvekkiline teslim edilmediği belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece taraf ticari defterleri incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, davacı tarafın bilirkişi incelemesine defterlerini ibraz ettiği, davalı tarafın bilirkişi incelemesine defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın ticari defterleri incelenmek suretiyle mahkemece mali müşavir bilirkişiden rapor alındığı, bilirkişi raporunda ; Dava ve takip konusu 11/08/2017 tarihli, … nolu ve 4.283,49 TL (KDV dahil) tutarlı fatura ile 24/08/2017 tarihli, … nolu ve 7.865,88 TL (KDV dahil) faturanın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip ve dava tarihine göre davacının davalıdan 12.149,37 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davalı şirkete ait SGK kayıtlarının getirtilip dosya arasına konulduğu, incelendiğinde; 11/08/2017 tarihli ve … nolu sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında imzası yer alan …’ün, irsaliyenin düzenlendiği 2017 Ağustos ayında davalı şirketin sigortalı çalışanı olduğu, 24/08/2017 tarihli ve … nolu sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında imzası yer alan …’a ilişkin bir kaydın olmadığı tesbit edilmiştir. Mahkemece, irsaliyeler üzerinde ismi bulunan kişilerin davalı çalışanı olup olmadığı hususunda davalı şirket yetkilisinin isticvabına karar verildiği, davalı şirkete isticvap davetiyesinin tebliğ edildiği, şirket yetkilisinin isticvap için duruşmaya gelmediği mazeret de bildirmediği anlaşılmıştır.Mahkemece davalıya ait BA formlarının istenmesi için Sancaktepe Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı, müzekkereye Sultanbeyli Vergi Dairesi Müdürlüğünden cevap verildiği, gönderilen kayıtlar bilirkişi tarafından incelendiği ve bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere, davacı şirket tarafından kesilmiş dava konusu iki adet fatura ve dava konusu olmayan 04/08/2017 tarihli fatura da dahil olmak üzere üç adet faturanın KDV hariç toplam bedeli olan 12.196,00 TL.’nin davalı tarafça 2017 yılı Ağustos dönemine ilişkin BA formu ile bildiriminin vergi dairesine yapılmış olduğu tesbit edilmiştir. Takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’ nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) Somut olaya döndüğümüzde; Davacı tarafça ibraz edilen 24/08/2017 tarih ve … nolu sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında imzası yer alan …’ın dosyaya getirtilen SGK kaydına göre davalı şirket çalışanı olduğu tesbit edilemese de, dava konusu ve icra takibinin dayanağı faturaların, 2017 Ağustos dönemine ilişkin BA formu ile davalı şirket tarafından vergi dairesine bildirildiği sabit olduğuna göre bu durum fatura ve içeriği malların davacı alacaklı tarafından davalı borçluya teslim edildiğini gösterir. Bu durumda ispat yükü BA formuyla bildirimde bulunan davalıya geçmiştir. BA formuyla vergi dairesine bildirilen faturayı alan davalının faturayı ve içeriğini oluşturan emtiayı almadığını veya iade ettiğini kanıtlaması gerekmektedir. Davalının davaya konu faturaları ve fatura içeriğini almadığını veya iade ettiğini veya fatura bedellerini ödediğini isbat edemediği anlaşılmakla, mahkemenin kabulüne yönelik davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraftan alınması gereken 829,92.TL istinaf karar harcının istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 207,48.TL harcın mahsubu ile bakiye 622,44.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.