Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1311 E. 2022/1294 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1311
KARAR NO: 2022/1294
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2020
DOSYA NUMARASI: 2019/282 Esas – 2020/280 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigorta acentesi sahibi olduğunu, yıllardır tüm ödemelerini ve birikimlerini davalı bankanın Kadıköy Şubesi nezdinde açılmış hesabı ile yönettiğini, müvekkilinin 13/12/2018 tarihinden saat 15:00 sıralarında iş yerinden çıktığını, müşterisine giderken adına kayıtlı … (…) hattın bir anda gelen ve giden aramalara kapandığını, sinyal vermediğini fark ettiğini, bunun üzerine hemen en yakınında bulunan … içerisinde bulunan … Bayisine gittiğini, … bayi çalışanı, müvekkiline sim kartının arızalandığını yeni bir sim kartı takılması halinde sorunun giderileceğini söylediğini, müvekkilinin de bayide yeni bir sim kart çıkartığını, telefonunur aramalara açıldığını, müvekkilinin eşi …’un müvekkilini aradığını, müvekkilinin eşinin “Bankanın kendisini cep telefonundan aradığını, kendisine eşi …’nun başka hattı olup olmadığını sorduklarını, eşinin başka hattı olmadığını söyledikten sonra bankanın telefonu kapattığını” söylediğini, müvekkilinin bunun üzerine durumdan şüphelendiği için hemen internet şubesinden hesabına girip hesabını kontrol ettiğinde bilgisi ve onayı dışında 65.000,00 TL’nin tanımadığı bir şahsa EFT yapıldığını gördüğünü, müvekkilinin bu eft işlemini gördükten sonra aynı gün saat 16:07’de davalı bankanın çağrı merkezini arayarak hesabından bilgisi ve onayı dışında 65.000,00 TL’lik EFT işleminin yapıldığını, buna rıza göstermediğini, bu işlemin dolandırıcılar tarafından yapıldığını belirterek davalı bankaya şüpheli bildiriminde bulunduğunu, müvekkilinin bilgisi ve onayı olmadan yapılan bankacılık işleminde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, şüpheli işlem bulunmasına rağmen davalı bankanın gerekli tedbirleri almadığını, EFT işleminin alıcısı … isimli şahsın 65.000,00 TL’yi aynı gün saat 16:33’te … Bankası A.Ş E-5 Beylikdüzü şubesindeki vezneden bizzat parayı çektiğini, müvekkilinin 04/12/2018 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek davalı banka yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2018/230514 soruşturma dosyasında ifadesini verdiğini, sorumlular hakkında şikayetçi olduğunu belirterek, davalı bankanın Kadıköy şubesi nezdinde açılmış bulunan … nolu iban hesabından bilgisi ve onayı dışında çekilmiş olan 65.000,00 TL’nin 03/12/2018 tarihinden itibaren TC Merkez Bankasınca belirlenen avans faizi ile davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, EFT’nin yapıldığı hesap sahibine yönetilmesi gerektiğini, davacı şifreli girişleri yapmak suretiyle girdiği internet şube oturumunda dava dışı kişiye ait kredi kartı hesabına EFT işlemi yaptığını, ancak bu işlemi kabul etmediğini, davacının müvekkili bankaya yöneltebileceği bir kusur ve husumet bulunmadığını, bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, davacı kendisine ait bilgilerini korumak anlamında gereken dikkat ve özeni göstermeyerek kusurlu davrandığını, davacının telefon bankacılığına girişi için sistemde kayıtlı bulunan … numaralı cep telefonu tarafından arandığını, onay SMS şifreleri gönderildiğini, bu şifrelerin doğru girilmesi neticesinde giriş yapılan oturumda … Bankası A.Ş. müşterisi …’a ait … iban nolu hesaba 65.000,00 TL tutarında EFT işlemini gerçekleştirildiğini, ilgili mobil bankacılık giriş şifrelerinin davacıya özel olduğunu, davacının ve müvekkili bankanın hak ve yükümlülüklerinin imzalanan Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ile belirlendiğini belirterek, davanın husumet yönünden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/06/2020 tarih ve 2019/282 Esas – 2020/280 Karar sayılı kararı ile; ” ….Bankalar kendilerine yatırılan paralan mudilere istediğinde veya belli bir vadede aynı veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 sayılı yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi) Bu tanımlamaya göre mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir Bankalar birer güven ve itimat kunımları olduklarından kural olarak hafif kusurlarından da sorumludurlar. Davacının kişisel bilgilerini koruyamadığı, bu konudaki özen yükümlülüğünü ihmal ettiği sabit olmadığı sürece davacı müşteri bankada bulunan paranın telefon bankacılığı yoluyla başka hesaba aktarılmasından dolayı sorumlu tutulamaz. Mahkemece bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken davacının da kusurlu bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir…” şeklinde belirtildiği gibi davacının kişisel bilgilerini koruyamadığı ve bu konudaki özen yükümlülüğünü ihmal ettiği sabit olmadığı sürece, davacının oluşan zarardan sorumlu tutulamayacağı, olayımızda davacının kart ve hesap bilgileri ile şifresini paylaştığına dair bir bilgi olmadığı, davalının kusurlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile 65.000,00 TL’nin paranın mevduat hesabından çekildiği tarih olan 03/12/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KABULÜNE, 65.000,00 TL’nin 03/12/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İşbu davanın EFT’nin yapıldığı hesap sahibine yöneltilmesi gerektiğini, zira davacının şifreli giriş yapmak suretiyle girdiği internet şube oturumunda dava dışı kişiye ait kredi kartı hesabına EFT işlemi yaptığını, ancak bu işlemi kabul etmediğini, davacının müvekkili bankaya yöneltebileceği bir kusur ve husumet bulunmadığını, bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle de reddini talep ettiklerini, Davacı tarafın, hesabından yapılan transferin kendisine iadesi hususunda Bankaları Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunduğunu, bankaca yapılan inceleme neticesinde ise; ” …bilginiz dışında gerçekleştirildiğini belirtmiş olduğunuz işlemlerin size ait müşteri numarası / kart numarası / cep telefonunuza gönderilen tek kullanımlık sms şifre bilgilerinin doğru olarak girilmesi sonucunda İnternet şube aracılığıyla yapıldığı tespit edilmiştir. Bankacılık Hizmet Sözleşmesinin Elektronik Bankacılık Hizmetleri başlıklı maddesinde; Elektronik Bankacılık kanalları ile yapılacak işlemlerde kullanılan parola, şifre ve tek kullanımlık şifre bilgilerinin müşteri tarafından korumakla yükümlü olduğu belirtilmektedir. Bu kapsamda, İtiraza konu işlemlerin sorumluluğunuzda bulunan bu bilgilerle İnternet Şubeye giriş yapılarak gerçekleştirilmiş olması nedeniyle Bankamızın sorumluluğu bulunmamaktadır..” şeklinde değerlendirme yapılarak davacının talep ve itirazlarının, olumsuz kaydı ile kapatıldığını, Davacının, kendisine ait bilgilerini korumak anlamında gereken dikkat ve özeni göstermeyerek kusurlu davrandığını, söz konusu para transferinde bankalarının kusuru veya ihmali bulunmadığını, davacının telefon bankacılığına girişi için sistemde kayıtlı bulunan … numaralı cep telefonu tarafından arandığını, onay SMS şifreleri gönderilmiş olup, bu şifrelerin doğru girilmesi neticesinde giriş yapılan oturumda dava konusu EFT işlemini gerçekleştirildiğini, ilgili mobil bankacılık giriş şifrelerinin davacıya özel olup, davacının iddialarının hukuka aykırı olduğunu, davacının iddiası şeklinde gerçekleşecek bir oluşumun yalnızca davacının kendisine özel olan ve korumakla yükümlü olduğu bu bilgilerinin üçüncü şahıslarca zararlı yazılım yolu ile ele geçirilmesi veya üçüncü şahıslarca bu bilgilerin paylaşılması neticesinde oluşabileceğini, Müşteri yerine çağrı merkezleri aranarak, müşteriye ait güvenlik sorularına doğru cevap verilmesi neticesinde üçüncü şahıslarca hesabından 03.12.2018 tarihinde 65.000,00-TL tutarında EFT gerçekleştirildiğini, müvekkili bankanın, her bir müşterisinin kendisine ait bilgileri girmek suretiyle işlemini başarıyla tamamlaması halinde, söz konusu işlemle ilgili oluşan sıkıntılardan hem sözleşme, hem mevzuat, hem de uluslararası bankacılık uygulaması anlamında bir sorumluluğunun aranmasının mümkün olmadığını, zira kendisine kredi kartı, banka kartı, dialog/ çağrı merkezi hizmeti, internet bankacılık hizmeti tahsis edilen müşterinin yapacağı transfer işlemlerinde güvenlik duvarının birtakım özel bilgilerden oluştuğunu, somut olayda da davacının kendisine ait özel bilgilerle para transferi işlemi gerçekleştirtiğini veya bu bilgileri dava dışı şahıslarla paylaşarak kusurlu davrandığını, Müvekkili banka her ne kadar sorumlu olmasa da müşteri memnuniyeti kapsamında ilgili banka olan … Bankası A.Ş. ile iletişime geçtiğini ve …’ın hesabına bloke konulmasını talep ettiğini, fakat EFT yapılır yapılmaz tutarın tamamı çekildiği için mümkün olmadığını, İşbu davaya konu transfer işleminden kaynaklanan müvekkili bankaya atfedilebilecek hiçbir kusur ve sorumluluk bulunmadığını, bu nedenle haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini(Yargıtay 13. H.D.’nin 12.05.2011 T., 2010/16966 E. 2011/7829 K. -Yargıtay 19. H.D.’nin 07.06.2017 T., 2016/14402 E. 2017/4674 K. -Yargıtay 19. H.D.’nin 19.04.2016 T., 2015/15712 E. 2016/6776 K. -Yargıtay 19. H.D.’nin 27.03.2008 T., 2007/7397 E. 2007/3029K) Banka tarafından tüm müşterilerine şifre ve kişisel bilgilerini banka perosneli dahil kimse ile paylaşmamaları gerektiğine dair bilgilendirme SMS’leri gönderildiğini ve gerekli bilgilendirmelerin yapıldığını, bu hususa rağmen davacı tarafından internet bankacılığına giriş şifre ve bilgilerinin 3. şahıslarla paylaşılmasının kusurlu davranışın bir göstergesi olduğunu, davacının kusurlu davranışı dolayısıyla uğradığını iddia ettiği zararını müvekkili bankadan tahsil edebilmek amacıyla ikame ettiği işbu davanın hukuki temelden yoksun olduğunu, Davaya konu transfer işlemlerine ilişkin davacının ve Müvekkil Banka’nın hak ve yükümlülüklerinin imzalanan “Bankacılık Hizmet Sözleşmesi” ile belirlendiğini, ilgili maddelerde müşterinin kendisine özel bilgileri korumakla yükümlü olduğu hususunun belirtildiğini, bu kapsamda dava konusu olayla ilgili olarak müvekkili bankaya atfedilecek bir kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın kabul edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının beyanları doğrultusunda kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacı, davalı bankada bulunan mevduat hesabından davalı bankanın çağrı merkezi kullanılarak bilgisi dışında dava dışı bir şahsın hesabına EFT yapıldığını belirterek uğradığı zararın davalı bankadan tahsilini talep etmiş; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafça kusurlu bankacılık hizmeti verilmesi nedenine dayalı olarak dava açıldığından, davalının pasif hususmet ehliyetine haiz olduğu, mahkemece ve bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, Bireysel Müşteri Bilgi Formu’nda davacının cep telefon numarasının … olarak yer aldığı, davalı bankanın bilgisayar sisteminden alınan Bireysel Müşteri Bilgi Formu’nda da davacının cep telefon numarasının … olduğu, davacının, davalı banka nezdindeki hesabından bankanın Çağrı Merkezi aracılığıyla 03.12.2018 tarihinde dava dışı … isimli şahsa dava konusu 65.000,00 EFT yapılmış olup, EFT işlemin gerçekleştirilmesi için davalı bankanın Çağrı Merkezinin … no.lu cep telefonundan arandığı, çağrı merkezi yetkilileri tarafından, arayanın gerçek hesap sahibi olup olmadığının tespiti amacıyla sorulan sorulara net bir şekilde cevap verilmediğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, işlemin internet bankacılığı ile değil çağrı merkezi aracılığıyla gerçekleştirildiği nazara alındığında, söz konusu EFT işleminin yapılmasında davalı bankanın tam kusurlu olduğu kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, aksi yönde ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.440,15 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.110,03.TL (1.055,63.TL+54,40TL) harcın mahsubu ile bakiye 3.330,12 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.