Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1299 E. 2020/1137 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1299 Esas
KARAR NO : 2020/1137 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/229 Esas – 2019/495 Karar
TARİH: 09/12/2019
DAVA: İtirazın İptali (Kaptanın Yetki Ve Sorumluluğundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının deniz taşımacılığı sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalıya ait emtiaların … numaralı konşimento uyarınca … sayılı konteyner ile yükleme limanı olan … tahliye limanı Mersin – Türkiye’ye ve … numaralı konşimento uyarınca … sayılı konteyner ile yükleme limanı olan Ningbo – Çin’den tahliye limanı Mersin – Türkiye’ye sevkiyatım yapıldığını, … no.lu konşimento uyarınca taşıma işine konu emtiaların 16.12.2015 tarihinde Mersin Limanına geldiğini, davalı tarafından 21 gün içerisinde teslim alınması gerektiğini, emtiaların davalı tarafından 20.01.2016 tarihinde çekildiğini, … numaralı konşimento uyarınca taşınan emtiaların 18.11.2015 tarihinde Mersin Limanına geldiğini, davalı tarafından 21 gün içerisinde teslim alınması gerektiğini, davalı tarafından 21.12.2015 tarihinde teslim edildiğini, taşımaya konu emtiaların davalı tarafından zamanında çekilmediği için davacının zarara uğradığını, demuraj bedeline hak kazandığını, doğmuş olan demuraj bedelleri sebebiyle davacı tarafından davalı aleyhine 06.01.2016 tarihli … no.lu 910,00 USD bedelli ve 27.01.2016 tarihli …. no.lu 1.050,00 USD bedelli e-faturaların tanzim edildiğini ve tebliğ edildiğini, davalı tarafından faturalara süresi içerisinde itiraz edilmediğini, borcun ödenmemesi nedeniyle davacı tarafından davalıya Beyoğlu …. Noterliğinin … yevmiye no.lu 08.03.2016 tarihli ihtarnamesini keşide ettiğini, ihtarnamede borcun ödenmesini talep ettiğini, davalının borcunu ödemediğini, ihtarnameye cevap vermediğini, alacağın tahsili amaçlı olarak davacı tarafından davalı aleyhinde İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E: sayılı dosyasına vaki itirazların iptalini ve takibin bu miktar üzerinden devamını, davalının alacak miktarının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalıdan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın süre aşımına uğradığını, bu nedenle davanın esasına girilmeksizin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının aktif dava ehliyetinin olmadığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili Mahkeme İstanbul Mersin Asliye Ticaret Mahkeme’sinin olduğunu, davalının ikametgahının Mersin olduğunu, bu nedenle yetkisizlik karar verilmesini talep ettiklerini, davanın hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, davalının talep edilen şekilde davacıya borcunun bulunmadığını, davacının iddiasının aksine davalının konteynerlerin çekilmesini geciktirmediğini, süresinde davalı W tarafından boşaltıldığım belirterek, davanın yetkisiz Mahkeme’de açılmış bulunması nedeni ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, davanın reddini, davacının % 20 icra inkar tazminatına mahkumiyetini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davacı tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/12/2019 tarih ve 2016/229 Esas – 2019/495 Karar sayılı kararında;”Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile birbirini tamamlayan kök rapor ile ek rapor birlikte incelenip değerlendirildiğinde, davanın konteynerlerin geç teslim edilmesinden kaynaklanan demuraj ücreti alacağına ilişkin olduğu, konteynerlerin iadesindeki gecikme sebebiyle bedel isteyebilecek kişinin taşıyan olması gerektiği, dosyada yer alan … nolu konişmentonun sağ üst köşesinde …. ticaret unvanının yer aldığı, davacının da kabulünde olduğu üzere dava-dışı taşıyanın acentesi olduğu, dolayısıyla dava konusu uyuşmazlıkta konteyner gecikme ücreti alacaklısının, taşıyan …. olduğu, oysa ki davacının demuraj faturasını kendi adına düzenlediği, icra takibini ve davayı taşıyana izafeten değil kendi adına açtığı, TTK’nun 105.maddesinde yer alan, (1) ” Acente aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkilidir. (2) Bu sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklardan dolayı acente müvekkili adına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir…” hükmü gereğince, davacının dava dışı …. nin acentesi olduğu, ancak müvekkili adına ona izafeten dava ve takip yapabilme yetkisine haiz olduğu, doğrudan kendi adına takip ve dava açma yoluna gidemeyeceği, dosyada dava-dışı …. nin konteyner gecikme ücreti alacağını davacıya temlik ettiğine dair herhangi bir belge de bulunmadığı görülmekle, her ne kadar davacı tarafından HMK 124. Madde gereği davacı tarafın ” … Ye izafeten …” olarak düzeltilmesi talep edilmiş ise de, davanın itirazın iptali davası olması, bu nedenle icra takip dosyasına sıkı sıkıya bağlı olması nedeniyle taraf değişikliği talebinin reddine karar verilerek, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı tarafın takip yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek…”gerekçesi ile, Davacının davasının AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince, taşıyan ….’nin Türkiye acentesi olan müvekkili için, huzurdaki davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin, usule, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, Ortada sehven yapılan bir maddi hata olduğu ve müvekkili şirketin armatör adına hareket etmiş olduğu, dosya kapsamındaki tüm kayıt ve belgelerden sabit olmasına rağmen HMK’nın 124.maddesinin 3.fıkrasında bu gibi durumlarda taraf değişikliği yapılabileceği açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince HMK’nın 124.maddesi kapsamında yaptıkları düzeltme talebinin kabul edilmemesinin tamamen hatalı olduğu, ilk derece mahkemesince dosya kapsamı, taraflarınca dosyaya ibraz olunan acentelik sözleşmesi ve HMK madde 124 uyarınca yaptıkları düzeltme talebi kapsamında davacı tarafın ….’ya izafeten … A.Ş. Olarak düzeltilmesi gerekirken, işbu talebin reddedilerek davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin açıkça usule, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporu tamamen hatalı ve eksik inceleme neticesinde hazırlanmış olup, hüküm kurmaya elverişli olmadığını, ilk derece mahkemesinden somut duruma, hukuka ve hakkaniyete uygun, hüküm kurmaya kurmaya elverişli bir bilirkişi raporu alınabilmesi için dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesini talep ettiklerine rağmen, ilk derece mahkemesince işbu taleplerinin dikkate alınmadığı, işbu bilirkişi raporlarına dayalı olarak hatalı ve hukuka aykırı bir şekilde hüküm kurulduğunu, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda “davacının davalı tarafından tanzim olunan iade faturasına itirazına ilişkin belgeleri dosyaya ibraz etmediği tespit edilmiştir.” şeklinde bir değerlendirme yapılmış ise de, işbu belgelerin dosyada mübrez olduğunu, Bilirkişilerin ısrarla davalıya 21 günlük serbest verildiğinin ispatlanamadığını ifade ettiğini, normal şartlarda 7 gün olan free time yani serbest boşaltma süresinin 21 güne çıkarılması davalı lehine bir durum olduğu, ayrıca bilirkişilerin “alıkonma ve depolanma eki” adlı belgelerin ingilizce metinlerinin dosyada olmadığını belirttikleri ise de işbu belgelerin dosyada mübrez olduğunu, Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki demuraj miktarına ilişkin hesaplama ve değerlendirmenin hatalı olduğunu, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, alıcısı tarafından teslim alınmış bir yük için “yükün teslimi sırasında hapis hakkı kullanılmadığı” ve “davalının taşıma masrafları ve navlundan sorumlu olması için tahahhütte bulunması gerektiği” şeklinde yorum yapılmasının açıkça hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, Dava konusu olayda dosya kapsamından konteynerlerin davalı tarafından geç teslim aldığı ve konşimento hükümleri uyarınca müvekkili şirketin demuraj alacağının oluştuğunun sabit olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, demuraj faturasından kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, yukarıdaki gerekçeyle Davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,Dosyaya sunulan … nolu konişmento incelendiğinde, asıl taşıyanın …. olup taşımaya konu konteynırlara da bu şirketin malik olduğu, davacı … AŞ.’nin acente olduğu, bu konteynırlar için doğan demuraj ücretine ilişkin olarak davacı … AŞ. tarafından davalıya dava ve takip konusu olan 06/01/2016 tarihli 00119 nolu 910,00 USD bedelli ve 27/01/2016 tarihli … nolu 1.050,00 USD bedelli demuraj masrafına ilişkin faturayı düzenlediği, takibin ve davanın acente sıfatıyla ….’ ye izafeten … olarak açılması gerektiği halde takibin ve davanın acenta … adına açıldığı görülmüştür. Buna göre davaya konu taşıma işini dava dışı …. üstlenmiş olup, davacı, bu şirketin acentası sıfatı ile demuraj faturası düzenlemiştir. TTK 105/2. Maddesine göre bu durumda davanın asıl taşıyıcıya izafeten onun acentası olan davacı adına açılması gerekir. Takip ve dava ise doğrudan davacı acente adına açıldığı görülmüştür. Acentanın doğrudan davacı sıfatı bulunmamaktadır. (Yargıtay 11 HD. 2015/12240 Esas, 2017/186 Karar sayılı ilamı da benzer mahiyettedir.) Her ne kadar davacı tarafından HMK 124. Madde gereği davacı tarafın ” …. Ye izafeten …” olarak düzeltilmesi talep edilmiş ise de, davanın itirazın iptali davası olması, bu nedenle icra takip dosyasına sıkı sıkıya bağlı olması nedeniyle ve icra dosyasında da taraf değişikliği yapılamayacak olup ilk derece mahkemesince bu talebin reddine yönelik verdiği karar dosya kapsamına usul ve yasaya uygun olup buna göre dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ilk derece mahkemesince sunulan deliller, dava dosyasındaki tespitler ışığında kurulan hüküm gerekçesinde davacı vekilinin istinaf nedenleri de karşılanmış olmakla; yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı, istinaf eden davacı tarafından yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/10/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.