Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1296 E. 2022/1566 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1296 Esas
KARAR NO: 2022/1566 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 25/02/2020
NUMARASI: 2017/128 Esas 2020/60 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Afrika Ülkesi Gabon’un Librevill şehrindeki alıcı … firmasının satıcı İzmir Gaziemir Serbest Bölgesinde mukim … Tic. A.Ş.’den 3 palet 1.144 kg. ağırlığında emtia satın aldığını, alıcının emtianın taşınması için … firması ile anlaştığını, asıl taşıma anlaşmasında asıl taşıyan … firması taşıtan ve asıl gönderilen ise … firması olduğunu, … firmasının taahhüt ettiği taşımanın yapılmasını davacı …’den talep ettiği ve davacı ile … arasında alt taşıma anlaşmasının oluştuğunu, davacının taahhüt ettiği taşımanın yapılmasını 1 numaralı davalı …’den talep ettiğini, davalı ile davacı arasında davacının taşıtan davalının ise taşıyan olduğu alt taşıma anlaşmasının kurulduğunu, navlunun miktarı konusunda yapılan pazarlık yazışmaları sonucu tarafların anlaştığını, davalı yetkilisinin 09.09.2015 tarihli e-mail ile gemi detaylarını bildirdiğini, davacı yetkilisinin 10.09.2015 tarihli e-mail yazısı ile yükletenin … AŞ. olacağını davalıya bildirdiğini, davalı tarafından gönderilen e-mail ile rezervasyonun … no olarak kaydettiklerini bildirdiğini ve yükleme talimatını talep ettiğini, davacının yükleme talimatını verdiğini, davalının taşımayı … no.lu konşimento kapsamında icra ettiğini, davalı …’ nin 24.09.2014 tarih ve seri … no.lu 568,80 USD meblağlı faturası ile navlunu peşin olarak tahsil ettiğini, davalı taşıyanların yükü zayi etmesi nedeniyle asıl taşıyan … başka bir yük temin ederek nihai alıcı … firmasına testim ettiğini, kayıp edilen yük bedelinin 3.697,60 USD olarak davacıya fatura ettiğini, yükün kaybı nedeniyle davacının 1.168,30 USD miktarındaki navlun alacağım da tahsil edemediğini, davacının 3.697,60 USD yük bedeli ile davalıya ödediği 568,80 USD navlun konşimento ücreti, terminal ücreti ve 599,50 USD mahrum kaldığı kardan dolayı 4.865,90 USD zarara uğradığını, meydana gelen zararın tazmini için davalılar aleyhine 24.08.2015 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı icra takibinin açıldığını, davalıların takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek, davalıların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı takip dosyasına yaptıkları haksız itirazın iptali ile takibin devamını, davalıların asgari % 20 oranında inkar tazminatına mahkumiyetini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalılar tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Dava konusu taşımaya ilişkin … limited tarafından düzenlenmiş olan … no.lu konişmentonun ön ve arka sayfalarında taşımaya ilişkin şartlar belirlendiğini, konişmentonun arka sayfasında yetki klozunun bulunduğunu, bu kloza göre ABD’ye yapılan taşımalar dışındaki taşımalardan kaynaklanan her türlü talep ve uyuşmazlığın çözümlenmesinde Singapur hukukunun uygulanacağını, Singapur Mahkemelerinin yetkili kılındığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, taşımaya ilişkin konşimentodan anlaşılacağı üzere gönderilenin SODIM TP olduğunu, hasarı ve sorumluluğu kabul anlamında olmamak üzere dava ve talep hakkı SODIM TP’de olduğunu, ilgili yükleme yapıldıktan sonra tüm risk ve zararın gönderilende olduğunu, davacının böyle bir dava ve talep hakkının bulunmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, konşimentoda yüklemenin yükleten tarafından yapıldığına ilişkin kayıt bulunmadığını, davacı dilekçesinde 3.697,60 USD yük bedeli, 1.168,30 USD navlun bedeli tutarında zarara uğradığını belirttiğini, yük bedelin alıcıya ödediğine ya da navlun bedelini tahsil edemediğine ilişkin herhangi bir bilgi veya belge sunmadığını, bu sebeple davanın reddini gerektiğini belirterek, her türlü cevap, talep ve dava haklarının saklı tutulmasını, davanın reddini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davacı tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Dosyanın mahkemenin 2016/331 esasına kaydı yapılmış, mahkemenin 29/03/2017 tarihli oturumunda, dosyanın davalı … A.Ş. yönünden tefriki ile mahkemenin iş bu esasına kaydedilmesine, diğer davalı … Ltd açısından mahkemenin milletlerarası yetkisizliğine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/02/2020 tarih ve 2017/128 Esas – 2020/60 Karar sayılı kararında;
“….Her ne kadar davalı vekilince hak düşürücü süre itirazında bulunulmuş ise de konişmento tarihinin dahi 20/09/2014 tarihi olup, kayıp nedeniyle ziyaın her halükarda bu tarihten sonra olacağı, icra takip tarihinin ise 20/08/2015 tarihi olduğu anlaşılmakla TTK’nun 1188 madde ve fıkraları gereğince itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller birlikte incelendiğinde; açılan davanın itirazın iptali davası olduğu, tarafların husumet ehliyeti açısından yapılan değerlendirmede, davalının 24.09.2014 tarihinde davacı adına düzenlediği faturada deniz navlunu talep ettiği ve bunun karşılığı olarak ise, 568,80 USD istediği ve yapılan mali inceleme sonucunda ticari defterler ve kayıtlar ile ödemenin yapıldığı sabittir. Satış faturasında yer alan CFA kaydı gereği navlun sözleşmesini kurma borcu satış sözleşmesinin alıcısının üzerindedir. Bu sebeple, dava-dışı alıcı … eşyanın taşınması için Saga France ile anlaşmış, Saga France, taşımanın yapılması için önce davacı ile, davacı da davalı ile alt navlun sozleşmesi kurmuştur. Taşıma taahhüdünde bulunmak suretiyle navlun faturasını düzenleyen davalının davacıya karşı yükümlülüğü bulunmaktadır. Davalı ile davacı arasında alt navlun sözleşmesi mevcuttur. Davacı taşıtan, davalı ise akdi taşıyan sıfatına sahiptir ve kendisine husumet yönlendirilebilir ve davalı taşıyan TTK m. 1179 f. 1 uyarınca kendisinin ya da adamlarının kusurundan dolayı meydana gelen zararlardan sorumludur. Bu kapsamda, ihtilafta taraflarının aktif ve pasif husumetinin bulunduğu kanaatine varılmaktadır. Davacının talepleri açısından yapılan değerlendirmede, davacının mal bedeli 3.697,60 USD, Navlun bedeli 568,80 Usd, mahrum kalınan kar bedeli 599,50 USD olmak üzere toplam 4.865,90 USD talep ettiği, mal bedeli açısından yapılan değerlendirmede, konişmentoda ” LCL/LCL”, “said lo contain” ve “Shipper Load Stow And Count” kayıtlarına yer verildiği, Konişmento kayıtlarının aksi ispat olunabileceği, ihtilaf konusu olayda taraflar arası yazışmalardan, yükün niteliği ve Gümrük Müdürlüğüne ait belgelerden taşıyanın taahhüdünün yükü teslim almak, konteyner temin ederek, nihai varma yerinde malı gönderilene teslim etmeyi kapsadığı, davalı taşıyanın konşimentodaki 3 palet kaydının, esasen taşınmak üzere iki palet ve 1 kutuyu kapsadığı, Barcelona Limanı’ nda bu eksikliğin fark edildiği vc eksikliğin davalı taşıyan tarafından kabul edildiğinin de yazışmalardan sabit olduğu, TTK’nun 11178/2. maddesi uyarınca, taşıma süresince meydana gelmiş emteanın ziya ve hasarından taşıyanın sorumlu olacağı, davalı taşıyanın ise kusursuzluğunu ispat külfeti altında olduğu, emteanın ziyanın deniz yolu ile taşıma sırasında meydana geldiği, davalının bu karinenin aksini ispat edemediği, mal bedeli ile talep edilen miktarın teknik bilirkişi raporuna göre de sorumluluk sınırı altında kaldığı, dolayısıyla davalının eşyanın zıyaı nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının navlun bedeli ve kar mahrumiyeti talebi açısından yapılan değerlendirmede; dosyada mevcut 10.12.2018 tarihli bilirkişi raporundaki mali değerlendirmeler göz önüne alındığında, davacı tarafından dava dışı … firması adına tanzim edilen 1.168, 30 USD bedelin davacının ticari defterlerine borç olarak kayıt edildiği, söz konusu faturanın tahsiline ilişkin muhasebe kaydına rastlanılmadığı, dolayısıyla, davacının davalıya ödediği navlun bedeli 560,80 USD üzerine 599,50 USD kar ekleyerek toplam 1.168,30 USD fatura düzenlediği, davacının navlunu hem de mahrum kaldığı karı davalıdan talep edebileceği göz önüne alınarak davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir….”gerekçesi ile, Davacının davasının KABULÜ ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 1 nolu icra takibi borçlusu … Açısından İPTALİ ile takibin 4.865,90 USD üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a madde ve fıkrası gereğince faiz uygulanmasına, Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20’si olan 2.801 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, işbu davanın rücu davası olduğunu, dava hakkının sahibi olan gönderilen ve/veya kaybolduğu iddia edilen yüklerin sahibi tarafından açılan bir dava olmadığını, işbu davanın TTK 1188 maddesinin 3. Fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, rücu davası açma hakkının, bu hakka sahip olan kişinin, istenen tazminat bedelini ödediği veya aleyhine açılan tazminat davasında dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren doksan gün içinde kullanılmadıkça düşeceğini, davacının 90 günlük süre içinde açtığı rücu davasının bulunmadığını bu nedenle davanın reddi gerektiğini, Aktif husumet yokluğu itirazlarının yerel mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, davanın aktif husumet yokluğundan başka bir incelemeye gerek olmaksızın reddi gerektiğini, İlgili taşımada taşıyana karşı dava hakkı, konşimentoda gönderilen olan ve kaybolduğu iddia edilen yüklerin sahibi olan, dava dışı … şirketinde olduğunu, bu şirketten, davacı lehine verilmiş herhangi bir temlikname veya dava hakkının devrine ilişkin belgenin dosya içinde bulunmadığını, bu husususun bilirkişiler tarafından değerlendirilmediğini, olayda soyut iddialar olarak dava dışı Saga France şirketinin dava hakkı bulunan … şirketine kaybolduğu iddia edilen yüklerle ilgili ödeme yaptığı davacının da Saga France şirketine ödeme yaptığının ileri sürüldüğünü, Saga France şirketinin, dava hakkı sahibi … şirketine bir ödeme yaptığını gösteren bulgu ve belgelerin dosyada bulunmadığını, İzmir Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünden alınan yazılarda toplam yükün; 1 koli içinde perçin, 5 kg ağırlığında, değeri 40 USD, 1 palet içinde 364 adet “kampana fren balatası”, ağırlığı 477 KG, değeri : 1152 USD 1 palet içinde 392 adet “disk fren balatası”, ağırlığı 662 KG değeri : 2505,60 USD olduğunu, bu yüklerin gümrüklü sahadan gelerek yine gümrüklü sahada davacı tarafından konteyner içine istiflendiğini ve yerleştirildiğini, 5 kilogramlık koli de zuhulen palet gibi değerlendirildiğini ve konşimentoya 3 palet yazıldığını, yükün 2 paletten ibaret olduğunu, palet olarak yazılan diğer kutunun, palet değil sadece 5 kg olan ve değeri 40 USD olan bir koli olduğunu, kayıp olsa bile kaybolanın 5 kglık bir koli ve 477 kg ağırlığındaki palet olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla taşıyanın ancak bir paletin ve bir kolinin ziyanından sorumlu tutulabileceğini, tüm yük bedelinin esas alınmasının anlaşılamayacağını, TTK 1199 emredici olmadığını, konşimentoda, navlunun yüklerin Taşıyan tarafından teslim alınmasıyla muaccel ve kazanılmış olacağını ve iadeye tabi olamadığına ilişkin hükmü bulunmadığını, Davacının afaki kar kayıpları iddialarının dikkate alınmaması gerektiğini, taşıyanın ödemekle sorumlu olduğu tazminat miktarının kanunla belirli olduğunu, TTK’da taşıyana yüklenen sorumlulukların sınırlamalarına uygulanması gerektiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, malın alıcısına teslim edilmemesi ve taşıma taahhüdünün yerine getirilmemesi nedeniyle, yük bedeli, navlun, konşimento ücreti, terminal ücreti ve mahrum kalınan kardan kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bir navlun karşılığında eşyayı deniz yoluyla taşımayı üstlenen kişi taşıyan, navlun sözleşmesini taşıyan ile kuran kişi taşıtan, yükleme limanında eşyayı taşıyana teslim eden ve karşılığında konşimento düzenlenmesi hakkına sahip olan kişi yükleten, boşaltma limanında konşimentonun iadesi karşılığında eşyayı teslim almaya yetkili kılınan kişi ise gönderilen sıfatını almaktadır. Somut olayda,Afrika Ülkesi Gabon’un Librevill şehrindeki alıcı … firmasının satıcı İzmir Gaziemir Serbest Bölgesinde mukim … Tic. A.Ş.’den 1.144 kg. ağırlığında emtia satın aldığı, alıcının emtianın taşınması için … firması ile anlaştığı, asıl taşıma anlaşmasında asıl taşıyan … firması, taşıtan ve asıl gönderilen ise … firması olduğu anlaşılmıştır. … firması alıcıya karşı taahhüt ettiği taşımanın yapılmasını davacı …den talep ettiği, ve Davacı tarafından, dava dışı … adına tanzim etmiş olduğu 30.09.2014 tarih, … seri nolu 1.168,30 USD bedelli fatura içeriğinden davacı ile … arasında … firmasının taşıtan, davacı … firmasının ise taşıyan konumunda olduğu 1. alt taşıma anlaşmasının oluştuğu anlaşılmışır. Dosyaya ibraz edilen mail yazışmalarından davacının taahhüt ettiği taşımanın yapılmasını davalı …’den talep ettiği ve dava konusu taşımada elektronik posta yazışmaları ile sözlü navlun sözleşmesi yapıldığı görülmüştür. … A.Ş tarafından davacı adına tanzim edilen 24.09.2014 tarih … seri nolu 568,80 USD tutarındaki “deniz navlunu, konşimento ücreti, terminal ücreti” içerikli fatura içeriğinden de davacının navlun ödeyen taraf olması sebebi ile TTK’ nın 1200. maddesi uyarınca taşıtan sıfatını haiz olduğu, davacı … şirketi ‘taşıtan’, buna karşılık davalı ise ‘taşıyan’ konumunda olduğu 2. Alt taşıma anlaşmasının oluştuğu anlaşılmıştır. Dava konusu ikinci alt taşıma anlaşması ile ilgilidir, bu anlaşmada, davacı … şirketi ‘taşıtan’, buna karşılık davalı ise ‘taşıyandır’. Dava konusu ikinci alt taşıma akdi bakımından zarar davacı taşıtanın şahsında gerçekleşmiştir, davacının aktif husumet ehliyetinin olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davaya konu taşıma deniz yoluyla yapıldığından olaya TTK ‘nun bu taşımaya ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği, TTK 1188.maddesine göre, eşyanın ziya ve hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat isteme hakkı 1 yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşeceği düzenlenmiştir. Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, TTK’nın 1188. maddesinde belirtilen mahkemeye müracaat ibaresinin, icra takibinde bulunmayı ve TBK’nun dava açılmasına eşit saydığı diğer muameleleri de kapsadığı kabul edilmektedir. Bu durumda davacının, bir yıllık hak düşürücü süre içinde icra takibine girişip girişmediğinin tespiti gerekir.
TTK 1188.maddesine göre, sürenin eşyanın ziya tarihinden itibaren başlaması gerektiği, somut olayda,konişmento tarihinin dahi 20/09/2014 tarihi olup, kayıp nedeniyle ziyaın her halükarda bu tarihten sonra olacağı, icra takip tarihinin ise 20/08/2015 olup ziya ile takip tarihi olan 20/08/2015 tarihi arasında henüz bir yıllık hakdüşürücü sürenin dolmadığı, eldeki davanın 1 yıllık süreden sonra 3 ay içinde açılabilen rücu davasını düzenleyen TTK. 1188/3. maddesi ile ilgisinin olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. HMK 282 maddesinde “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” yasal düzenlemesi yer almaktadır. Davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yargılama aşamasında verilen itiraz ve beyan dilekçeleri ile de ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi rapor raporlarında bu iddialar ve itirazlar değerlendirilmiştir. Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere davacının mal bedeli 3.697,60 USD, Navlun bedeli 568,80 USD, mahrum kalınan kar bedeli 599,50 USD olmak üzere toplam 4.865,90 USD talep ettiği, mal bedeli açısından yapılan değerlendirmede, konişmentoda ” LCL/LCL”, “said lo contain” ve “Shipper Load Stow And Count” kayıtlarına yer verildiği, Konişmento kayıtlarının aksi ispat olunabileceği, ihtilaf konusu olayda taraflar arası yazışmalardan, yükün niteliği ve Gümrük Müdürlüğüne ait belgelerden taşıyanın taahhüdünün yükü teslim almak, konteyner temin ederek, nihai varma yerinde malı gönderilene teslim etmeyi kapsadığı, davalı taşıyanın konşimentodaki 3 palet kaydının, esasen taşınmak üzere iki palet ve 1 kutuyu kapsadığı, davalının 45 gün içinde Afrika’ya götürmek üzere İzmir’den teslim aldığı yükün birbirini tamamlayan oto yedek parçası olup Barcelona Limanı’ nda 1 palet ve 1 kutunun bulunamadığı, 1 paletin ise gümrük ve liman kayıtlarına uygun olmadığından aktarma limanı Barselona’da kaldığı ve yükün hiçbir kısmının varış yeri Gabon’ un Libreville şehrine götürülemediği, yükteki eksikliğin davalı taşıyan tarafından kabul edildiğinin de dosyaya ibraz edilen mail yazışmaları ile sabit olduğu, TTK’nun 1178/2. maddesi uyarınca, taşıma süresince meydana gelmiş emtianın ziya ve hasarından taşıyanın sorumlu olacağı, TTK. 1178/5 madde hükmü uyarınca, Eşyanın zayi olmasına dayanarak tazminat isteminde bulunabilecek kişi, dördüncü fıkra uyarınca teslim süresinin dolmasından itibaren aralıksız altmış gün içinde teslim olunmayan eşyayı zayi olmuş sayabileceği, somut olayda tüm yükün TTK. 1178/5 md. gereğince zayi edildiğinin anlaşıldığı, davalı taşıyanın ise kusursuzluğunu ispat külfeti altında olduğu, emtianın ziyanın deniz yolu ile taşıma sırasında meydana geldiği, davalının bu karinenin aksini ispat edemediği, mal bedeli ile talep edilen miktarın teknik bilirkişi raporuna göre de sorumluluk sınırı altında kaldığı, dolayısıyla davalının eşyanın zıyaı nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Davacının navlun bedeli ve kar mahrumiyeti talebi açısından yapılan değerlendirmede; dosyada mevcut 10.12.2018 tarihli bilirkişi raporundaki mali değerlendirmeler göz önüne alındığında, davacı tarafından dava dışı … firması adına tanzim edilen 1.168,30 USD bedelin davacının ticari defterlerine borç olarak kayıt edildiği, söz konusu faturanın tahsiline ilişkin muhasebe kaydına rastlanılmadığı, dolayısıyla, davacının davalıya ödediği navlun bedeli 560,80 USD üzerine 599,50 USD kar ekleyerek toplam 1.168,30 USD fatura düzenlediği, davacının navlunu hem de mahrum kaldığı karı davalıdan talep edebileceği anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesince ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, hüküm ve gerekçede davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 956,68.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 243,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 713,68.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/11/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.