Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1292 E. 2022/1683 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1292 Esas
KARAR NO: 2022/1683 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1152 Esas – 2019/1279 Karar
TARİHİ: 16/10/2019
DAVA: Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı ile davalı … Müh. Taah. Hizm. A.Ş. arasında genel alacaklı cari hesap sözleşme yapıldığını, bu kapsamda davacıya çek karnesi teslim edildiğini, davalı lehine kesin teminat mektubu verildiğini, davalı taraf adına keşide olunan Beyoğlu …Noterliğinin 29/06/2017 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tedavülde olan çek yaprakları ile ilgili toplam 27.000,00 TL. gayri nakdi kredi borcu olduğu, söz konusu bedelin … nolu hesabına yatırılmasını aksi halde kanun yollarına başvurulacağının ihtar edildiğini, ihtara rağmen davalı tarafından haksız olarak bedelin depo edilmediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile çek sorumluluk bedeli olan 27.000,00 TL. gayri nakdi kredi borcunun davacı banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesine, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar …, … Hiz. A.Ş. .. San. Ve Tic. A.Ş. vekili mahkememize verdiği 22/10/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, resmi gazetede yayınlanan kararnameye göre TMSF’nin kayyum olarak atandığını, diğer kefil olan borçlulara müracat edilmesi gerektiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili mahkememize verdiği birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; yargı yolu itirazında bulunduklarını, teminat mektuplarının iade koşullarının oluşmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/10/2019 tarih 2017/1152 Esas 2019/1279 Karar sayılı kararında; Dava, davacı tarafından davalı elinde bulunan tedavüldeki çek yaprakları ile ilgili yasal sorumluluk miktarından kaynaklı 27.000,00 TL. gayri nakdi kredi borcunun depo edilmesi istemine ilişkindir. Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişi Bankacı … tarafından hazırlanan 23/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak: “Davacı … A.Ş.’nin davalı asıl borçlu … Hiz. A.Ş. ve diğer davalı kefillerden davalılara keşide olunan Beyoğlu … Noterliği 29/06/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tedavülde olan çek yaprakları ile ilgili toplam 27.000,00 TL. gayri nakdi kredi alacağı bulunduğu, ancak dava dosyasında kredili müşteriye teslim edilen çek karneleri ile ödenmeyen 27.000,00 TL. çek bedellerine ilişkin kaydın bulunmadığı ve bu nedenle bir tespit yapılamadığı,” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edildiği anlaşıldı. 29/05/2019 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında verilen 3 nolu ara karar gereğince taraflara tüm delillerini sunmak üzere 2 hafta kesin süre verilmiş, davacı vekili dava konusu çek riskini gösteren belgeleri dosyaya sunmamıştır. Bu süre sonunda dosya bilirkişiye teslim edilmiş, davacı taraf çek riskini gösteren belgeleri dosyaya sunmamış, bilirkişinin irtibata geçip belgeleri istemesine rağmen süresinden sonra da belgeleri ibraz etmemiştir. Yukarıda açıklandığı gibi bilirkişi raporunda “dava dosyasında kredili müşteriye teslim edilen çek karneleri ile ödenmeyen 27.000TL lik çek bedellerine ilişkin riskin, muhasebe kaydının bulunmadığı ve bu nedenle bir tespit yapılamadığı” tespit edilmiştir. Açıklanan nedenle davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkeme tarafından dava dilekçesinde belirtilen delillerin toplanmadan, müvekkili bankanın hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek hüküm kurulduğunu; Yerel mahkemece 29.05.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında süre verildiği delillerin sunulmadığını akabinde bilirkişi raporunda çek bedellerine ilişkin kaydın bulunmadığını bu nedenle bir tespit yapılmadığını belirtilmişse de bilirkişiler tarafından “davacı … A.Ş.’nin davalı asıl borçlu … Hizmetleri A.Ş. Ve diğer davalı ve kefillerden davalılara keşide olunam Beyoğlu … Noterliği 29.06.2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tedavülde olan çek yaprakları ile ilgili toplam 27.000,00-TL gayrinakdi kredi alacağı bulunduğu” belirtildiğini ve “dava dosyasında kredili müşteriye teslim edilen çek karneleri ile ödenmeyen çek yaprakları ile ilgili toplam 27.000,00-TL çek bedellerine ilişkin kaydın bulunmadığı ve bu nedenle bir tespit yapılmadığı” kanaatine varıldığını; müvekkili banka tarafından bunun üzerine bilirkişi raporuna beyan dilekçesi sunulduğunu; işbu “Sayın Bilirkişi tarafından talep edilen bilgi ve belgeler temin edilmiş olup, dilekçemiz ekinde dosyaya sunulmaktadır. Dolayısıyla, dosyanın söz konusu belgelerin incelenmek gerekli tespit ve değerlendirmelerin dosyaya sunulmak üzere yeniden Sayın Bilirkişiye tevdiine karar verilmesini talep etmekteyiz. ” ifadesi ile birlikte söz konusu belgelerin incelenerek gerekli tespit ve değerlendirmelerin yapılabilmesi için bilirkişiye tevdiine karar verilmesinin talep edildiğini; dosya kapsamına sunulu bilirkişi raporunda bir takım belgelerin dosyaya kazandırılmasının belirtildiğini; yerel mahkemece gerekli belgelerin incelenmek ve gerekli tespit ve değerlendirmelerin dosyaya sunulması üzere Bilirkişi’ye tevdiine karar vermesi gerektiğini ancak mahkemenin dosyayı bilirkişiye tevdii etmediğini; davayı usul hukukuna aykırı biçimde reddettiğini; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/446E. 2017/514K. sayılı 26.5.2017 tarihli emsal ilamı ile; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2017/4733E. 2017/7543K. sayılı 15.06.2017 tarihli emsal ilamında; HMK’nun 190, 222 ve 220 maddeleri uyarınca delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlar ile eksik belgelerin, usulüne uygun ihtar yapılarak dosyaya celbedilmesi gerektiğinin belirtildiğini, Yerel mahkemenin dava dilekçesinde delil olarak sunulan evrak ve kayıtları bilirkişiye tevdii etmeksizin “ispatlanamayan davasının reddine karar verilmesi” şeklinde kurduğu hükmün usul hukukuna aykırı olduğunu; resen araştırma ilkesi doğrultusunda bilirkişi raporunda dosyaya kazandırılması gereken bilgi ve belgelerin temini amacıyla ilgili yerlere müzekkere yazılması gerektiğini; yazılan müzekkerelere muhatapları tarafından yanıt verilmesi ile bilirkişi raporunda belirtilen noksanlıkların tamamlanabileceğini, böylelikle sağlıklı ve hükme esas alınabilecek bir bilirkişi raporunun da tanzim edilebileceğini; istenen bilgi ve belgelerin temini bakımından müzekkere yazılması gerektiğini, bu şekilde bilgi ve belgelerin temin edileceğini; İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava genel kredi ve kefalet sözleşmelerine dayalı gayrınakdi çek risk tutarlarının davalılar tarafından depo edilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın ispat olunamadığı gerekçesi ile verilen red kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Mahkemece 29/05/2019 tarihli ön inceleme celsesinde; taraflara 6100 Sayılı HMK’nun 140/5 maddesi uyarınca dilekçelerinde gösterdikleri ancak mahkeme henüz sunmadıkları delillerini sunmaları için iki haftalık kesin süre verilmiş, aynı celse, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm delillerin değerlendirilip alacağın varlığı ve miktarı ile davalı tarafın sorumluluğu hususunda rapor tanzim edilmesi için dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından, ticari defter ve kayıtlar incelenmeksizin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu tanzim edilen raporda; dava dosyasında kredili müşteriye teslim edilen çek karneleri ile ödenmeyen 27.000,00-TL çek bedellerine ilişkin kaydın bulunmadığı ve bu nedenle bir tespit yapılamadığı bildirilmiştir. Dava dilekçesine ekli delil listesi incelendiğinde davacı bankanın ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayandığı anlaşılmıştır. Dilekçe ekinde genel kredi sözleşmesinin bir kısmının sureti ve kefalet sözleşmelerinin tamamının suretleri mevcuttur. 6100 Sayılı HMK’nun 199 maddesinde ispat vasıtası olarak belgenin tanımı yapılmış olup; uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. Ticari defter ve kayıtların da HMK anlamında ticari belge niteliğinde delil olduğu hususunda tereddüt yoktur. TTK’nın 83/2. maddesinde, HMK’nın senetlerin ibrazı zorunluluğuna ilişkin hükümlerinin ticari işlerde de uygulanacağı düzenlenmiş olup, 6100 sayılı HMK’nın 220. maddesinde genel olarak ticari belgelerin,  222. maddesinde ise özel olarak ticari defterlerin ibrazı ve delil olması hususları ayrıca hüküm altına alınmıştır. Hükmün birinci fıkrasına göre ticari davalarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. HMK’nın 220. maddesindeki düzenlemeye göre, mahkemece, ibrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna kanaat getirilirse ilgili tarafa bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verilmesi, belgenin kendisinin elinde bulunduğunu inkarı halinde ise kendisine yemin teklif edilmesi gerekir. Tarafın kendisine verilen kesin süre içerisinde makul bir mazereti bulunmaksızın belgeyi ibraz etmemesi, belgenin kendisinin elinde bulunduğunu inkarı halinde ise bu hususta teklif olunan yemini kabul ve icra etmemesi halinde mahkemece, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilecektir. HMK’nun 222. maddesi ise, münhasıran ticari defterlere ilişkin olarak, ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi koşullarını düzenlemiştir. Taraflardan ticari defterlerin ibrazının ne şekilde isteneceğine dair HMK’nun 222. maddesinde doğrudan bir düzenleme bulunmamakta ise de, ticari defterlerin aynı zamanda belge niteliği bulunduğundan bu hususta HMK’nun 220 maddesi uygulanmalıdır. Somut olayda; davacı banka tarafından ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanılmış olmasına rağmen, defterlerin ibrazı için davacı vekilne 6100 Sayılı HMK’nun 220 maddesine uygun şekilde sonuçları hatırlatılarak kesin süre verilmediği, defter ve kayıtların dosyaya ibrazı sağlanmaksızın, yahut talep halinde ve koşulları mevcut ise bilirkişiye HMK’nun 218/1 ve 278/son fıkraları uyarınca yerinde inceleme yetkisi verilmeksizin, yalnızca dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, deliller toplanmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuş, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur. Mahkemece yapılması gereken, dayanak genel kredi sözleşmesinin aslının veya okunaklı ve eksiksiz örneğinin dosyaya getirtilmesi, davacı bankaya ticari defter ve kayıtlarını dosyaya ibraz etmesi için HMK’nun 222 ve 220 maddeleri uyarınca, defter ibraz etmemenin sonuçları hatırlatılarak kesin süre verilmesi, talep halinde ve koşulları mevcut ise HMK’nun 218/1 ve 278/son fıkraları uyarınca bilirkişiye ticari defter ve kayıtları yerinde inceleme yetkisi verilmesi, deposu talep edilen çek sorumluluk bedellerine yönelik gayrınakdi alacağın mevcut olup olmadığı hususunda ek bilirkişi incelemesi yaptırılması, verilen kesin süre içerisinde defter ve kayıtların ibraz edilmemesi ve yerinde inceleme de talep edilmemesi halinde HMK’nun 220 maddesi kapsamında belgenin ibraz edilmemesinin sonuçlarına göre değerlendirme yapılması, kefillerin gayrınakdi çek depo bedellerinden sorumlu olup olmadıklarının kefalet sözleşmeleri hükümlerine göre ayrıca değerlendirilmesi ve elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesidir. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın kaldırma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2019 tarih ve 2017/1152 Esas – 2019/1279 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.