Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1252 E. 2022/1681 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1252 Esas
KARAR NO: 2022/1681 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/916 Esas – 2019/990 Karar
TARİH: 26/09/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirket ile davalı şirket tarafından satın alınan … Gıda San. ve Tic. A.Ş. arasında tedarik sözleşmesine dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğu, bu ticari ilişki nedeniyle davacı şirketin cari hesapta 01.12.2015 tarihi itibariyle 17.964,45 TL alacaklı bulunduğu, … Gıda San. ve Tic. A.Ş. tarafından davacı şirkete, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak fazladan 2 adet fatura düzenlendiği, taraflar arasındaki 2015 tarihli Tedarik sözleşmesine göre 3 adet … Reklam bedeli fatura edilecek iken 4 adet fatura edilmiş olup 30.09.2015 tarih, … no.lu, 12.053,70 TL tutarlı faturanın sözleşmeye aykırı olarak fazladan düzenlendiği, yine taraflar arasındaki özleşme uyarınca 1 adet yemek kitabı bedeli fatura edilecek iken 2 adet faturalandınldığı ve 30.09.2015 tarih, … no.lu, 12.053,70 TL tutarlı faturadanın da sözleşmeye aykırı olarak fazladan düzenlendiği, davacı şirket tarafından sözleşmeye aykırı olarak fazladan düzenlenen bu faturalar için 07.10.2015 tarih, … no.lu, 12.053,70 TL tutarlı ve 07.10.2015 tarih, … no.lu, 12.053,70 TL tutarlı 2 adet iade faturası düzenlediği, davacı şirketin, cari hesaptaki 17.964,45 TL alacağının ödenmesi için davalı şirkete Kartal …Noterliğinden 02.02.2017 tarih, … yevmiye no.lu ihtarname göndermiş olup alacağın ödenmemesi nedeniyle yasal yollardan tashili için icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin icra takibine yaptığı itiraz üzerine takibin devam ve alacağın tahsili için huzurdaki itirazın iptali davasının açılması gerektiği, davalı şirketin takibe yaptığı itirazın haksız olup, davacı şirkete takip tarihi itibariyle 20.399,99 TL ile takipten itibaren işleyecek ticari faiz ve İcra giderleri toplamı kadar borçlu olduğu, alacağın likit olup itirazın haksız olduğu belirtilerek davalı şirketin itirazının iptali ile takibin devamı ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının, alacağı bulunduğuna dair somut deliller sunamadığı, davalı şirketin davacının belirttiği tutarda borcu bulunmadığı, tarafların ticari defterlerinin ve cari hesap ekstrelerinin incelenmesi neticesinde tespit edileceği, davacının, … İstanbul tarafından fazladan fatura kesmiş olduğunu iddia ettiği, ancak bu iddianın hiçbir somut delille ispat edilmediği, zira davacı tarafından delil olarak sunulmuş olan cari hesap ekstresi ilgili dönemde farklı bir tüzel kişiliği haiz … Ankara ile ilgili olduğu, davacının … İstanbul ve … Ankara cari hesaplarını birlikte değerlendirmediği, … İstanbul ve … Ankara hesaplarının bir bütün olarak birleşme tarihi İtibariyle davalı şirkete geçtiği gözetilerek yapılan inceleme sonucu davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığı gibi davacının davalıya bakiye borcu olduğu görüldüğü, davacının talep ettiği 20.399,99 TL tutarındaki alacağın ticari dayanağının tespit edilemediği, yasal veya ticari dayanağı belirtilmeyen afaki beyanlarla başlatılan takibe itiraz eden davalının, borçlu ve kötü niyetli olmadığından icra inkar tazminatı taleplerinin reddi gerektiği, davacının, davalı şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığından icra takibi başlatmasının kötü niyetli olduğu, izah edilen gerekçeler ile davanın reddine, takibin iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 26/09/2019 tarih 2017/916 Esas 2019/990 Karar sayılı kararında;”Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davacının başlatmış olduğu cari hesaba dayalı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. Başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri 28/03/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça 7 günlük itiraz süresi içerisinde 04/04/2017 tarihinde itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında 2015 yılında “Tedarikçi Anlaşma Formu” sözleşmesinin imzalandığı, davacının takibe konu cari hesap alacağının … Ankara Mağazacılık Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye ilişkin ve 01/12/2015 yılı itibariyle bakiye alacağa yönelik olduğu görülmüştür. 31/12/2015 tarihinde … Ankara ve … İstanbul şirketleri birleşerek davalı şirket tarafından devralınmıştır. Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce ticari defterlerin incelenmesi için taraflara gün verilmiş, her iki taraf ticari defterlerini belirlenen gün ve saatte Mahkememize ibraz etmiştir. Mahkememiz tarafından re’sen seçilen Mali Müşavir Bilirkişinin 25/01/2019 tarihli raporunda özetle: ” Davacı ve davalı şirketin defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunu, incelenen davacı yan cari hesap kayıtlarına göre davacının davalı yandan 2015 yılı itibariyle 17.964,45-TL alacaklı olduğu, incelenen davalı yan cari hesap kayıtlarına göre davalı yanın davacı yandan 2015 yılı itibariyle 7.027,29-TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı kayıtlarında olmayan cari virman açıklamalı 24.724,15-TL bedelli kayıt ile davacı kayıtlarında olup davalı kayıtlarında olmayan 131,65-TL bedelli kayıt ile 135,94-TL bedelli olmak üzere toplam 267,59-TL bedelli kayıtlardan kaynaklandığı, davalı tarafın bu firmana ilişkin herhangi bir belge sunmadığı, 131,65-TL bedelli kayıt ile 135,94-TL bedelli kaydın davalı tarafından davacı adına düzenlenen aynı bedelli iade faturalarından kaynaklandığı, konu hakkında davacı taraf izahat olarak fatura içeriği ürünlerin kendilerine tesliminin yapılmadığını bu nedenle iade faturalarının davalı yana tekrar fatura edildiğini beyan etmiş, davalı yana bu iade faturasına ilişkin fatura içeriği ürünlerin teslimine ilişkin belge olup olmadığı sorulduğunda herhangi bir belge sunulmadığını, hesaplanan işlemiş faiz tutarının 187,15-TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını ” şeklinde raporunu sunmuştur.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunmuş ve … İstanbul ve … Ankara cari hesaplarının taraflar arasında akdedilen tedarik sözleşmesi sebebiyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişiye virman için … İstanbul ticari kayıtlarının da sunulduğunu fakat bu kayıtların rapor tanzimi esnasında dikkate alınmadığını beyan etmiştir. Mahkememizce davalının rapora itirazlarının karşılanması ve … İstanbul hesabına yapılan virman işleminin değerlendirilmesi amacıyla davacı ve davalının … İstanbul ticari defterlerinin incelenmesi için ek rapor alınması yönünde ara karar oluşturulmuş olup, bilirkişi ek raporunda özetle; “Davacı yana ait 2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalının borç bakiyesini ödediğini belgelendirememesi halinde, davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle 17.964,45.-TL alacaklı olduğu, tarafların diğer taleplerinin sayın mahkemenizin takdiri içinde olduğu, davalı yanın inceleme günü defter ve kayıtlarını ibraz etmediğini” sonuç ve kanaatine ile raporunu Mahkememize sunmuştur. Öte yandan davalı vekilinin inceleme günü saat 11:43’te 23/04/2019 tarihinde resmi tatil olması sebebiyle 22/04/2019 tarihinde şirket merkezinin idari kararla kapatılma kararı alındığını, incelemenin ertelenerek ileri bir tarihte yapılmasına karar verilmesini talep etmiş, ancak Mahkememizce belirlenen defter inceleme saatinin 11:00 olduğu, HMK 220/3 maddesi gereği, mazeretin inceleme saatinden sonra verilmesi ve idari izinle şirket merkezinin kapatılmasının defterlerin incelenmesine engel olmayacağı göz önüne alınarak kabul edilebilir olmadığı anlaşıldığından bilirkişi incelemesinin başka bir gün yapılması talebinin reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir.Ancak davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın/hizmetin davalı tarafça teslim alındığına karine teşkil eder.Mal/Hizmet alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir. Davalı bu hususu ancak yazılı delillerle ispat edebilir. Diğer yandan alacağın temliki şeklinde ortaya çıkmakta olan cari hesap kayıtlarındaki virman işlemlerinin de virman yapan tarafından belgelendirilmesi gerekmektedir. Bilirkişinin tespit ettiği gibi her iki tarafın cari hesap farkının 24.724,15-TL virman ve toplam 267,59-TL tutarındaki 2 adet iade faturasından kaynaklandığı anlaşılmış olup, taraflar arasında akdedilen tedarik sözleşmesinde:”Satıcı, alıcılardan herhangi birinde olan borcunun/alacağının diğerine temlikine/nakline muvafakat eder.” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Sözleşme gereği davalı firmanın takip dayanağı olmayan … İstanbul cari hesabına virman yapabileceği ve davacının muvafakatinin bulunduğu düşünülse dahi bu virmanın büsbütün sözleşme hükümlerine aykırı olmaması, gerçek bir alacağın virmana konu edilmesi gerekir. Davalı yan ise bu virmana ilişkin belge sunmadığı gibi defterlerinin incelenmesi için belirlenen gün ve saatte … İstanbul’a ait defterlerini ibraz etmemiştir. Bu sebeple 24.724,15-TL’lik virmanın neye istinaden yapıldığı tespit edilemediği gibi davacının cevaba cevap dilekçesi incelendiğinde 12.053,70-TL’lik iki adet iade edilen faturaya istinaden bu virmanın yapıldığı değerlendirilebilir. Ancak taraflar arasında akdedilen sözleşmede … Magazin Bütçesinin 3* 3000 Euro, … Yemek Bütçesinin ise 1*3000 Euro olduğu görülmektedir. Buna karşılık davalı tarafından davacıya 12/02/2015-06/03/2015-07/05/2015-30/09/2015 tarihlerinde toplam 4 adet … Magazin Reklamı faturası, 07/05/2015-30/09/2015 tarihinde toplam 2 adet yemek kitabı faturası düzenlendiği görülmektedir. Gerçekten de sözleşme hükümlerine aykırı olarak davalı tarafça 1’er adet fazladan … magazin reklam faturası ile yemek kitabı faturası düzenlendiği anlaşılmış olup, davacının cevaba cevap dilekçesinde belirttiği davalının da itirazının olmadığı virmanın bu sebeple yapıldığı düşüldüğünde, davalının sözleşmeye aykırı biçimde kendi lehine alacak kaydettiği tespit edilmiştir. Öte yandan virman aktarımında ispat yükü davalıda olup takiple sıkı sıkıya bağlılık gereği davacının takibe konu cari hesap alacağının sadece … Ankara olduğu, davalının da … İstanbul kayıtlarını sunmadığı göz önüne alınarak, davacının ayrıca … İstanbul cari hesabının incelenmesi gerekli görülmemiştir. Taraflar arasındaki cari hesap uyuşmazlığındaki diğer husus davalı yan tarafından iade faturası düzenlenen 131,65 bedelli kayıt ile 135,94-TL bedelli kayıttır. Davacı yan iade faturasına konu ürünlerin davalı yan tarafından davacıya teslim edilmediğini beyan etmiş, davalı yan ise ürünlerin teslimine ilişkin sevk irsaliyesi gibi ispata elverişli delil sunamamış ve bilirkişi raporunda da bu husus belirtilmiş olup, ürün/hizmetin tesliminde ispat yükü davalıda olup, davalı toplam 267,59-TL bedelli iade faturası düzenlenen ürün/hizmeti davacıya teslim ettiğini ispatlayamamıştır.(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2014/14404 E. 2014/18631 K. Sayılı ilamı) Taraflar arasında ihtarname mevcut olup, bilirkişi hesabına göre davacı yanın takip tarihi itibariyle 187,15-TL işlemiş faiz talep edebileceği tespit edilmiş, taraflarca da itiraza uğramayan faiz tutarı yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında fatura düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, akdedilen sözleşme kapsamında davalı yan tarafından yapılan virmanın gerçek bir alacak olup olmadığı hususunda … İstanbul’un defterlerinin incelenmesi için oluşturulan ara karara rağmen davalı defterlerini sunmamış, neticeten davalı yanın davacı tarafa borçlu olduğu kabul edilmiş, işlemiş faiz talebi yönünden yapılan hesaplamada takip tarihi itibariyle 187,15-TL alacağın varlığı tespit edilmiş, bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, itirazın kısmen iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 17.964,45-TL asıl alacak 187,15-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.151,60-TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık %9,75 değişen oranlarda avans faizi ile devamına, 2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili Şirketin birleşme yoluyla devraldığı … Alışveriş Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş (“… İstanbul”) ve … Ankara Mağazacılık Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi (“… Ankara”) arasında 2015 tarihli tedarik sözleşmesinin akdedildiğini, Davacı taraf, müvekkili şirketin birleşme yoluyla devraldığı … Alışveriş Hizmetleri Gıda San. ve Tic. A.Ş.’nin (… İstanbul) Tedarik Sözleşmesi dolayısıyla cari hesap bakiye borcundan ötürü İstanbulAnadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası ile takibe geçtiklerini belirttiğini ve müvekkil şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulunan ve ticari faiz ile birlikte 20.399,99.TL borç için geçilen takibe müvekkili şirketin itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava ettiğini, … İstanbul ve … Ankara Türk Ticaret Kanunu’nun 155 ve 156. maddeleri hükmü ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20. maddeleri, 28.12.2013 tarihli ve 28865 sayılı Resmi Gazete’de neşr ve ilan edilen “Birleşme ve Bölünme” tebliği ve diğer mevzuat hükümlerine göre tüm aktifleri, pasifleri, hakları ve vecibeleriyle birlikte kül halinde müvekkili şirket tarafından devralındığını, Davacı tarafın, … İstanbul tarafından fazladan fatura kesildiğini iddia ettiğini ancak bu iddiasını somut delille ispat edemediğini, davacı tarafından delil olarak sunulan cari hesap ekstresi ilgili dönemde farklı bir tüzel kişiliği haiz … Ankara ile ilgili olduğunu, davacı … İstanbul ve … Ankara’nın cari hesaplarını birlikte değerlendirmediğini, Tedarik Sözleşmesi’nin “Genel Hükümler” başlıklı maddesinde açık bir şekilde “Satıcı (davacı … Paz. Ltd. Şti.), alıcılardan herhangi birinde (… İstanbul ve/veya … Ankara) olan borcunun/alacağının bir diğerine temlikine/nakline muvafakat eder.” denildiğini, … İstanbul ve … Ankara hesaplarının bir bütün olarak birleşme tarihi itibariyle müvekkili şirkete geçtiği gözetilerek yapılan inceleme sonucu müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığı gibi davacının müvekkil şirkete bakiye borcu olduğunun görüldüğünü, Davacının ticari ilişki ile ilgili olarak kayıtlarının hatalı olması ve … İstanbul ve … Ankara cari hesap kayıtlarını birlikte dikkate almadığını değerlendirilerek, davacının alacağına dayanak teşkil ettiğini iddia ettiği ticari defterlerin ve cari hesap özetlerinin incelenmesi gerektiğini, 07.05.2018 tarihinde müvekkili şirket merkezinde gerçekleştirilen yerinde incelemede birleşme işlemi sebebiyle … İstanbul’un ticari kayıtlarının da bilirkişiye sunulduğunu, bu kayıtların bilirkişi tarafından raporun tanzimi esnasında dikkate alınmadığını bilirkişinin, davacı dilekçesinde sadece … Ankara ticari kayıtlarından bahsedildiği gerekçesiyle söz konusu ticari kayıtları incelemeye dahi almadığını, davacının dava dilekçesinde görüldüğü üzere davacı dilekçesinde … Ankara’nın unvanına (… Ankara Mağazacılık Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi) dahi yer vermediğini ve dilekçesini tamamen … İstanbul (… Alışveriş Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş) ile ilişki çerçevesinde oluşturduğunu, bilirkişi davacının sadece … Ankara’ya ilişkin ticari kayıtlarını incelediğini Davacının … istanbul’a ilişkin ticari defter ve kayıtlarının incelenmeden dosyanın müvekkili şirket aleyhine sonuçlandırılmasının yasaya ve hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiğini, müvekkil şirket tüzel kişiliği altında … Ankara ve Kiler İstanbul’un birleştiği gerçek dikkate alındığında, sadece müvekkili şirketin ticari defterleri değil, davacının da hem … İstanbul hem de … Ankara’ya ilişkin ticari kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Yerel mahkeme tarafından yeni bir bilirkişi görevlendirilerek yeni bir bilirkişi raporu hazırlatılmasına hükmedilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun esas alınarak Müvekkili Şirket aleyhine hüküm kurmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24.12.2008 tarih ve 2008/4-734E. , 2008/766K sayılı kararı) İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı şirket tarafından devir alınan … Ankara Mağazacılık San ve Tic. A.Ş.’den bakiye cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı yan, … Grubu şirketleri olan … Alışveriş Himzetleri San ve Tic A.Ş(… İstanbul) ve … Ankara Mağazacılık San ve Tic A.Ş.(… Ankara) ile 01/04/2015 tarihli tedarik sözleşmesi yapıldığını, sözleşmede her iki şirketin ayrı ayrı alıcı olduklarının kararlaştırıldığını, davacının her iki şirket cari hesabını ayrı hesaplarda muhasebeleştirdiğini, her iki şirketin dava sonra davalı şirket tarafından devralındıklarını, … Ankara şirketinden 01/12/2015 tarihi itibariyle 17.964,45-TL bakiye cari hesap alacağının bulunduğunu, davalı şirkete borcu ödenmesi için Kartal .. Noterliği’nden 02/02/2017 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamenin çekildiğini, davalının cevabi ihtarnamesi ile davacıya belirtilen tutarda borcun bulunmadığını, asıl kendilerinin davacıdan alacaklı olduğunu beyan ettiğini, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, … İstanbul Şirketi tarafından davacıya 30/09/2015 tarihli, … no.lu, 12.053,70-TL … reklam magazin faturası ile 30/09/2015 tarih, … no.lu, 12.053,70 TL tutarlı yemek kitabı bedeli faturalarının kesildiğini, bu faturaların her ikisinin de sözleşmeye aykırı olduğunu, zira … İstanbul tarafından 3 adet magazin reklam faturası kesilmesi gerekirken fazladan bir adet fatura kesildiğini, yine bir adet temek kitabı faturası kesilmesi gerekirken fazladan bir adet fatura daha kesildiğini, sözleşmeye aykırı olarak kesilen her iki faturanın … İstanbul’a 07/10/2015 tarihli iki ayrı iade faturası ile iade edildiğini, … İstanbul’un bu faturaları defterlerine kaydetmediğini, davalı şirketin … Ankara ve İstanbul firmalarını devraldıktan sonra, … İstanbul cari hesap bakiyesini … Ankara cari hesabına virman ettiğini, bu virman nedeniyle davacının … Ankara’dan cari hesap bakiyesi nedeniyle alacaklı olmasına rağmen borçlu hale getirildiğini, devirden önce ayrı tüzel kişiliğe sahip her iki şirketin hesaplarının ayrı olduğunu, devir sonrası davacının muvafakatleri olmaksızın böyle bir virman yapamayacağını ileri sürmüştür. Dava konusu takibin dayanağının … Ankara cari hesabı olduğu, davacının bu cari hesaptan bakiye 17.967,45-TL asıl alacak ve 2.435,54-TL işlemiş faiz toplamı 20.399,99-TL’nin tahsilini talep ettiği, davalının borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiği tespit edilmiştir. Davalı yan tarafından, dava konusu Tedarik sözleşmesinin “Genel Hükümler” başlıklı maddesinde açık bir şekilde “Satıcı (davacı … Paz. Ltd. Şti.), alıcılardan herhangi birinde (… İstanbul ve/veya … Ankara) olan borcunun/alacağının bir diğerine temlikine/nakline muvafakat eder.” denildiğini, … İstanbul ve … Ankara hesaplarının bir bütün olarak birleşme tarihi itibariyle davalı şirkete geçtiğini, bu nedenle davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacının davalıya bakiye borcunun bulunduğunu savunmuş, bilirkişi incelemesinin … İstanbul ve … Ankara cari hesap dökümleri de incelenerek yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece gösterilen deliller toplanmış, taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan mali bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen 25/01/2019 tarihli kök raporda; davacı defter ve kayıtlarına göre, davacının davalıdan 2015 yılı itibariyle 17.964,45-TL alacaklı olduğu; davalının defter ve kayıtlarına göre; davalının davacıdan 2015 yılı itibariyle 7.027,29-TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı kayıtlarında olmayan cari virman açıklamalı 24.724,15-TL bedelli kayıt ile davacı kayıtlarında olup davalı kayıtlarında olmayan 131,65-TL bedelli kayıt ile 135,94-TL bedelli kayıt olmak üzere toplam 267,59-TL bedelli kayıtlardan kaynaklandığı, davalı yanın virman işlemine ilişkin herhangi bir belge sunmadığı; 131,65-TL bedelli kayıt ile 135,94-TL bedelli kaydın davalı tarafından davacıya düzenlenen aynı bedelli iade faturalarından kaynaklandığı, konu hakkında davacı tarafın, fatura içeriği ürünlerin kendilerine tesliminin yapılmadığını bu nedenle iade faturalarının davalı yana tekrar fatura edildiğini izah ettiği, davalı yana bu iade faturalarına ilişkin fatura içeriği ürünlerin teslimine ilişkin belge olup olmadığının sorulduğu, herhangi bir belge sunulmadığı, hesaplanan işlemiş faiz tutarının 187,15-TL olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Davalı vekilince bilirkişi kök raporuna, inceleme sırasında bilirkişiye sunulmasına rağmen bilirkişi tarafından … İstanbul firmasının kayıtlarının incelenmediği ileri sürülerek itiraz edilmiş, mahkemece söz konusu virman işleminin kaynağının tespiti ile takip tarihi itibariyle alacağın varlığı ve miktarının tespiti için her iki tarafın 2016 ve 2017 ( davalının … İstanbul) yıllarına ait tüm yasal ticari defterleri ile davalının … Ankara 2014-2017 yılları ticari defterleri üzerinde 22/04/2019 saat 11:00 itibariyle bilirkişi incelemesi yapılarak ek rapor alınmasına karar verilmiş, taraf vekillerine defterlerin inceleme gününde mahkeme duruşma salonunda hazır edilmesi, tarafların ibrazda güçlük beyan ederek yerinde inceleme talep etmeleri halinde ticari defterlerini şirket merkezinde incelemeye hazır bulundurması için kesin süre verilmiş, kesin süre içinde defter ibraz etmeyen tarafın veya defterlerini şirket merkezinde incelemeye hazır bulundurmayan tarafın defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılacağı, dosyadaki delillerin ve defterlerini ibraz eden tarafın kayıtlarının incelenmesi ile yetinileceği ihtar edilmiştir. Davalı vekili tarafından 22/04/2019 saat 11:43 itibariyle sunulan dilekçe ile 23/04/2019 tarihinin resmi tatil olması nedeniyle 22/04/2019 tarihinde davalı şirket merkezinin kapatılması yönünde idari karar alındığı, ticari defterlerin yerinde incelenmesinin ve incelemenin ileri bir tarihe ertelenmesinin talep edildiği; davacı vekilinin süresinde defterlerini ibraz etmeyen ve yerinde inceleme de talep etmeyen davalının inceleme saatinden sonra sunduğu dilekçe ile ileri sürdüğü talebi kabul etmediklerini beyan ettiği, defterlerin inceleme gününde sunulmadığı ve dosyanın ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdii edildiği, mahkemece 26/09/2019 tarihli celsede alınan ara kara ile; davalının göndermiş olduğu mazeret dilekçesinin, defterlerin incelenmesi için belirlenen saatten, yaklaşık 1 saat sonra gönderildiği, mazeretin gecikmiş olduğu, HMK 220/3 maddesi uyarınca mazeretinin kabul edilebilir bir gereğinin olmasının gerektiği, ancak davalının mazeretinin o tarihte şirketin idari izinle kapatılmasına ilişkin olduğu, şirket çalışmasa bile mali müşavir ve avukatlar aracılığı ile belirlenen gün ve saatte defterlerin incelenebileceği, herhangi bir hukuki elverişsizlik olmadığı gerekçeleri ile reddedildiği, davalı vekilinin yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebinin de reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi ek raporunda; davalının inceleme günü defter ve belge ibraz etmediği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 17.964,45-TL alacaklı olduğu kanaati bildirilmiştir. Davalı vekilinin kök rapora itirazı kapsamında, cari hesapta görünün virman kaydının dayanağının tespiti için mahkemece davalı vekiline sonuçları hatırlatılarak HMK’nun 222, 220 maddelerine uygun kesin süre verildiği, davalı tarafça verilen kesin süre içerisinde inceleme tarih ve saatine dek defterlerin ibraz edilmediği ve yerinde inceleme de talep edilmediği, inceleme saatinden ve verilen kesin süreden sonra dosyaya mazeret dilekçesi sunularak inceleme gününün ertelenmesinin ve yerinde inceleme talebinin iletildiği, davacının açıkça muvafakat etmediğini beyan etmiş olması karşısında, kesin süre içerisinde defter ibraz etmeyen ve mazeret de bildirmeyen davalının mazeretinin ve yeniden inceleme talebinin reddine dair mahkeme ara kararında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşılmış olup, davalı yanın bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Ticari şirketlerin devralma yolu ile birleşmeleri halinde, devralınan şirketlerin alacaklılarının teminat altına alınmasına ilişkin TTK’nun 157 maddesi dışında TTK’da bir hüküm mevcut değildir. Şu halde burada genel hüküm niteliğindeki TTK’nun ticari işletmenin devrine ilişkin 11/3 ve TBK’nun malvarlığının veya işletmenin devralınmasına ilişkin TBK’nun 202 maddelerinde düzenlenen tamamlayıcı hükümler somut olaya doğrudan uygulanacaktır. TTK’nun 11/3 maddesi uyarınca; ” Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir”. TBK’nun 202 maddesine göre; “bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar. Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleşmesinden doğan sonuçlarla özdeştir. Bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından yerine getirilmedikçe, ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre işlemeye başlamaz.” Somut olayda, iki ayrı tüzel kişiliği bulunan … Ankara ve … İstanbul şirketlerinin devir yoluyla davalı şirket ile birleştikleri çekişme konusu değildir. Anılan şirketleri devralan davalı bu şirketlerin borçlarından dolayı şirket alacaklılarına karşı sorumludur. Diğer ifade ile bu şirketlerin devirden önce mevcut olan borçları devir sonrasında da aynen devam eder. Davacının devir öncesinde her iki şirket ile ayrı tedarik ilişkisi kurduğu 01/04/2015 tarihli sözleşmede kararlaştırılmış olduğuna göre, davalının devir sonrasında bu bu iki şirketin davacı ile olan alacak ve/veya borçlarını virman yolu ile birbirinden mahsup etmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki sözleşmenin genel hükümler bölümünde, satıcı davacının, alıcılar … İstanbul veya … Ankara’dan olan borç ve veya alacaklarının bir diğerine nakline veya temlikine muvafakat edeceği düzenlenmiş ise de; devir öncesinde … İstanbul’un davacıdan varlığı iddia olunan alacağını … Ankara’ya temlik ettiğine dair dosyaya delil sunulmadığı gibi verilen kesin süre içerisinde … İstanbul’un defter ve kayıtları da ibraz edilmemiştir. Şu halde davalının, … Ankara’nın cari hesabında kayıtlı, ancak davacı defterlerinde kayıtlı olmayan 24.724,15-TL tutarlı virman işleminin dayanağını ispat edemediği gibi, … İstanbul’un davacıdan virman tutarı kadar alacaklı olduğunu ve bu alacağın … Ankara’ya temlik edildiğini ispatlayamadığı anlaşılmış, davalı vekilinin buna yönelik istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.239,93.TL harçtan, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 470,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 769,93.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.