Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/125 E. 2022/270 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/125 Esas
KARAR NO: 2022/270 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/204 Esas – 2019/1019 Karar
TARİH: 11/11/2019
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilince davalıya verilen havayolu ile taşıma hizmetine ilişkin olarak düzenlenen 6 adet faturadan 3 adet faturanın bedelinin ödenmediğini, yasa ve uluslararası kurallara uygun olarak hizmet verildiğini ve faturaların davalıya gönderildiğini, ancak faturalara yasal sürede itiraz edilmediğini, borcun ödenmesi yönünde ihtarname de gönderilmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibine konu borcun davalı tarafından ürünlerin antrepoda fazla bekletilmesinden kaynaklanmakta olduğunu, müvekkiline ait siparişlerin Ağustos ayında davalı deposuna girdiğini, ancak 1 adet ürüne ilişkin olarak bakanlıktan izin alınamadığından bahisle tüm ürünlerin davalı elinde tutulduğunu ve müvekkiline teslim edilmediğini, bu yüzden de müvekkiline yüklü miktarda antrepo ücreti çıkartıldığını, müvekkiline ulaşmayan ve/veya karşılığında mal/hizmet satışı gerçekleşmeyen faturaların bedellerinin ödenmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin ticari defter kayıtlarında davacıya borcunun görünmediğini savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/11/2019 tarih ve 2019/204 Esas 2019/1019 Karar sayılı Kararı ile; ” ….…. Davalı tarafça bilirkişi raporuna karşı sunulan itiraz dilekçesinde, davacı tarafın gelen ürünleri kendi deposunda salt daha fazla para kazanabilmek için gereksiz yere beklettiği bundan dolayı fazladan bir borç yarattığı bildirilmiştir. Dolayısıyla söz konusu malların davalı tarafça teslim alınmadığı yönünde bir itiraz mevcut olmayıp, uyuşmazlığın malların davacı tarafça gereksiz yere deposunda fazla bekletilip bekletilmediği, davalıya gereksiz yere antrepo ücreti çıkartılıp çıkartılmadığından ibaret olduğu saptanmıştır.Davalı tarafça her ne kadar tanık deliline dayanılmış ise de davanın değeri ve mahiyeti itibariyle tanıkla ispat caiz olmadığı gibi davalının cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasında tanık listesi de sunmadığı görülmüştür. Dava konusu faturaların davalıya tebliği yönünde her ne kadar bir delil sunulmamış ise de ticari ilişki ve mal tesliminin davalı tarafça inkar edilmediği, alacağın davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın malların gereksiz yere davacı tarafça antrepoda bekletilmesi nedeniyle fazladan borç çıkartıldığını ileri sürerek ispat yükünü üzerine aldığı, HMK’nun 190.maddesi uyarınca ispat yükünün iddia edilen bu vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran davalıda bulunduğu, ancak bu hususun davalı tarafça ispatlanamadığı, dolayısıyla icra takibine konu yapılan asıl alacağın mevcut olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne ve alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile; “Davanın kabulüne, Davalının Bakırköy … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 12.735,61 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizinin uygulanmasına, Asıl alacağın %20 si orasında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra takibine konu borcun davalı tarafından ürünlerin antrepoda fazla bekletilmesinden kaynaklanmakta olduğunu, müvekkiline ait siparişlerin Ağustos ayında davalı deposuna girdiğini, ancak 1 adet ürüne ilişkin olarak bakanlıktan izin alınamadığından bahisle tüm ürünlerin davalı elinde tutulduğunu ve müvekkiline teslim edilmediğini, bu yüzden de müvekkiline yüklü miktarda antrepo ücreti çıkartıldığını, müvekkiline ulaşmayan ve/veya karşılığında mal/hizmet satışı gerçekleşmeyen faturaların bedellerinin ödenmesinin mümkün olmadığını, bu konuda taraflar arasındaki yazışmaların mahkemeye ibraz edildiğini, Davacının tek taraflı tuttuğu faturalara göre hüküm kurulamayacağını, söz konusu faturaların müvekkiline tebliğ edildiğine ilişkin belge sunulmadığını, İcra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını, alacağın likit olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, muhtelif faturalardan doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı, davalıya hava yoluyla taşıma işi yaptığını ve takibe konu faturaların düzenlendiğini ileri sürmüş, davalı ise faturaların davacı tarafça talep edilen haksız depolama ücretine ilişkin olduğunu savunmuştur. Dosya kapsamında mevcut faturalar incelendiğinde, bazılarında depolama, gümrük vergisi, yakıt masrafı gibi açıklamalar olduğu, bazılarında açıklama bulunmadığı görülmüş olup, gerek faturalar gerekse e-posta yazışmalarından davacının davalıya taşıma işi yanında depolama hizmeti de verdiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava konusu faturaların davalıya gönderildiği belirtilmişse de, dosya kapsamında fatura tebliğine ilişkin bilgi veya belgeye rastlanılmamıştır. Bu durumda mahkemece öncelikle hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında HMK 31.m. uyarınca davacıya takibe konu faturaların mahiyetinin açıklattırılması, yine davacıya faturaların davalıya tebliğine ilişkin belgelerin ve faturaların dayanağı olan tüm belgelerin sunulması için süre verilerek, dosya kapsamında mevcut tüm fatura, dayanak belgeler, ücret tarifesi ve e-posta yazışmaları üzerinde ve emsal ücret araştırması da yapılmak suretiyle gümrük ve taşıma alanında uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak davacı tarafça davalıya depolama hizmeti verilip verilmediği, talep edilen ücretin fahiş olup olmadığı hususlarında düzenlenecek rapor sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlarda herhangi bir değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile ve ispat yükü ters çevrilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. HMK.nın(Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2019 tarih ve 2019/204 Esas – 2019/1019 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/02/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.