Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1242 E. 2022/1679 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1242 Esas
KARAR NO: 2022/1679 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1161 Esas- 2019/703 Karar
TARİHİ: 02/07/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın rulman ve sekman ürünlerinin tedariki ve satışı ile iştigal ettiğini, davalı firmaya muhtelif faturalar ile yapılan satışlar sonucu ödenmeyen 123.523,30 TL cari alacağı için icra takibi yapıldığını, borçlunun süre kazanmak gayesi ile kötü niyetle borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, temerrüt ihtarnamesi bulunmadığı cihetle icra takibinde talep edilmiş bulunan takip öncesi işlemiş faiz miktarı olan 4.916,40 TL yönünden itirazın iptali ve takibin devamı talebinin olmadığını, davalı tarafın kötü niyetli itirazı ile takibi durduktan sonra ,borçlu tarafından 31/07/2017 tarihinde 23.000 TL, 18/08/2017 tarihinde 10.000 TL, 08/09/2017 tarihinde 20.000 TL, 22/09/2017 tarihinde 5.000 TL, 29/09/2017 tarihinde 10.000 TL, 01/11/2017 tarihinde 9.000 TL ve son olarak 29/11/2017 tarihinde 20.000 TL ödeme yapılmış, borcunu 26.523 TL’sine indirdiği, takipten sonra yapılan ödemeler ana para alacağından düşüldükten sonra bakiye 26.523 TL asıl alacak üzerinden borçlunun itirazının iptaline ve takibin devmaına, icra harç ve masrafları ile icra takibinde ki 123.523,30 TL üzerinden hesaplanacak icra vekalet ücreti alacağının tahsili yönünden takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, 26.523 TL bakiye asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, ödeme tarihleri ve miktarlarına göre icra dosyasından faiz hesabı yapılmasını, mahkeme masrafları ile karşı taraf vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirketten peşin ödemeli siparişle ticari alışverişte bulunduğunu, bu nedenle de rakamlarda uyuşmazlık bulunduğunu, müvekkilinin kötüniyetli olmadığı için icra inkar tazminatının da reddini talep ettiklerini beyan ile davacı taleplerinin reddine, icra inkar tazminatının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 02/07/2019 tarihi 2017/1161 Esas – 2019/703 Karar sayılı kararında;Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, satın alınan mal bedeli fatura alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkememizce davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirilmiş, yapılan incelemesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine toplam 128.439,70 TL üzerinden ilamsız icra takibinin yapıldığı, davalının yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür. Mahkememizce, dosyanın mali müşavir bilirkişi …’ya verilerek; taraf defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapıp dava ve takibe konu faturaların, taraf defter ve belgelerinde yer alıp almadığı, fatura konusu mal ve hizmetin tesliminin yapılıp yapılmadığı, taraf defter ve belgelerine göre davacının alacağının olup olmadığı varsa miktarına ilişkin rapor düzenlenmesinin istenilmesine, karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından ibraz edilen 29/04/2019 tarihli raporda; rapor içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya sunulan belge, bilgi, takip dosyası, davacı ve davalı yana ait incelenen ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan tespit inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı yanın; 31/07/2017 tarihinde borçlu aleyhine İstanbul Anadolu 6.İcra Müdürlüğü’nün 2017/18756 E.sayılı dosyası ile 123.523,30 TL tutarlı asıl alacağa için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu, tarafların 2016 ve 2017 yıllarında aralarında ticari bir ilişkinin bulunduğu, davacı … İhr. İth. San. Tic. Ltd. Şti.ve davalı … Tic. A.Ş.tarafından incelemeye sunulan 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerin 6102 sayılı yeni TTK.ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, dava dosyası incelemelerinde davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, irsaliye üzerindeki malları teslim alan ve teslim eden kısımlarının imzasız olduğu ancak davalı yan tarafından ilgili faturalara kısmi ödeme yapılmış olması faturalara davalı yanın 8 gün içerisinde itiraz etmemiş olduğundan işbu fatulararın usulüne uygun olarak düzenlendiği, davalı yan tarafından takibin başladığı 31/07/2017 tarihinden sonra davacı yana cari hesap borcuna karşılık toplam 97.000,00 TL ödeme yapıldığı ve borç tutarınn 26.523,39 TL’ye düştüğü, davacı ve davalı yanın 2017 yılı yevmiye defteri kapanış maddelerinin 26.523,39 TL bakiye olarak birbirlerini teyit ettiği, davacı ve davalı yanın incelenen ticari defterlerine göre, davalı yanın davacıya 26.523,39 TL cari hesap borçlu olduğu, tarafların inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin takdirinin mahkememize ait olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığını mahkememize bildirmiştir. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dosya içerisinde bulunan faturalar ve sevk irsaliyeleri ile cari hesap dökümünden davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu ve bu ticari ilişki kapsamında davacının davalıya satmış olduğu mala karşılık fatura düzenlediği, bu faturadan doğan alacağın tahsili için davalı hakkında icra takibi yapmış olduğu görülmüştür. Dosya taraf defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmak üzere mali müşavir bilirkişiye verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, taraf defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturaların her iki tarafın defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu, takip tarihinden sonra davalının davacıya 97.000 TL ödeme yaptığı, taraf defter ve belgelerine göre davalının davacıya 26.523,39 TL borcunun kalmış olduğunun rapor edildiği görülmüştür. Düzenlenen bilirkişi raporunun dosya içerisinde bulunan fatura, sevk irsaliyesi ve cari hesap kayıtlarıyla uyumlu, denetime açık olduğu görülmüş, faturalar ve bilirkişi raporundan takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 90.523,30 TL alacaklı olduğu, davalının takipten sonra yapmış olduğu ödemeler itibariyle davacıya 26.523 TL borçlu olduğu tespit edilmiş olduğundan, davacının davasının kabulüne, davalının takip tarihindeki borcu 90.523,90 TL olması nedeniyle bu miktar üzerinden icra inkar tazminatı ödemesine karar verilerek, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 26.523 TL alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 oranı geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan takipteki alacak miktarı olan 90.523,30 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, 1-Davacının davasının KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 26.523 TL alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 oranı geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan takipteki alacak miktarı olan 90.523,30 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin takipten sonra yapılan borçlu ödemelerini ana para alacağından düştükten sonra kalan 26.523 TL alacak üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verdiğini; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/19-1827 E. 2013/802 Kararıyla davaya konu, icra takibine davalı/borçlu tarafından itiraz edilerek icra takibinin durması sağlandığından ve mahkemece itirazın iptali yönünde bir karar verilmediği sürece icra müdürlüğünce bu dosya üzerinde alacaklı istemi yönünden bir işlem yapılamayacağını; icra takip tarihinden itibaren işleyecek faiz ve icra giderleri hakkında sonuç doğuracak şekilde itiraz konusunda yerel mahkemenin bir karar vermesi gerektiğini vurgulayarak, yerel mahkemenin kararı bozduğunu; yerel mahkemenin borçlu tarafından yapılan ödemelerinin takip tarihinden sonra ödeme emri tebligatı üzerine yapılmaya başlandığını, icra takip tarihi itibariyle takip miktarı üzerinden hesaplanacak icra dosyası vekalet ücretinin icra harç ve giderlerinin ödemeleri arasında işleyecek faiz miktarı kalemlerinden oluşan alacakları yönünde hatalı bir karar verilmediğini; kararın bu yönü ile bozulması gerektiğini; Davalı tarafın kötü niyetli itirazı ile takibi durdurduktan sonra borç ikrarı anlamına gelecek şekilde borcunu ödemeye başladığını; borçlu tarafından yapılan ödemelerin; 31.07.2017 tarihinde 23.000.TL 18.08.2017 tarihinde 10.000.T.L.;08.09.2017 tarihinde 20.000.TL.;22.09.2017 tarihinde 5.000.TL 29.09.2017 tarihinde 10.000.TL 01.11.2017 tarihinde 9.000.TL ve son olarak 29.11.2017 tarihinde 20.000.TL olduğunu, böylelikle borcunu 26.523-TL’ye indirdiğini; Dava dilekçesinde bulunan netice ve talep başlıklı bölümün “Netice ve Talep: Takipten sonra yapılan ödemeler ana para alacağımızdan düşüldükten sonra bakiye 26.523,00-TL asıl alacağımız üzerinden borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini , İcra harç ve masrafları ile icra takibindeki 123.523,30-TL.üzerinden hesaplanacak icra vekalet ücreti alacağımızın tahsili yönünden de takibin devamına karar verilmesini, itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu açık olan davalının 26.523,00-TL bakiye asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, ödeme tarihleri ve miktarlarına göre icra dosyasından faiz hesabı yapılmasını, Mahkeme masrafları ile karşı taraf vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederiz. ” şeklinde ifade edildiğini,27/09/2018 tarihli dilekçede ise; 678,00-TL icra dosyası takip harcının olduğunu, 13.025,00-TL icra dosyası vekalet ücretinin olduğunu, ana paranın ödenmeyen kısmı olan 26.523,00-TL’sına isabet edecek olan icra vekalet ücreti mahsup edilince bakiye 10.510,00-TL icra vekalet ücreti alacağının olduğunu, takip tarihi itibariyle borçlu ödemeleri arasında işleyen toplam faiz miktarının da 2.416,00-TL olduğunu, bu kalemlerin toplamı olan 13.604,00-TL üzerinden eksik harcı ödeyerek, 26.523,00-TL üzerindeki itirazın iptalı ile birlikte takibin devamının yanısıra 13.604,00-TL bedelli alacaklarının da tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, Yerel mahkemenin hem dava dilekçesinde yer alan hem de 27.09.2018 tarihli dilekçede yer alan talepleri konusunda hiçbir karar vermediğini, sadece takibin 26.523,00-TL üzerinden devamına denilerek, icra takibindeki feri alacaklarının toplamı olan 13.064,00-TL tutarındaki alacaklarının kaybına yol açacak bir karar verdiğini, İleri sürerek icra dosyasındaki feri alacakların toplamı olan 13.064,00.TL alacağı yönünden takibin devamına ve davalıdan tahsiline yönelik karar verilmesini yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; ilk derece mahkemesince müvekkilinin bakiye 26.523.39-TL borçlu olduğuna karar verildiğini, müvekkil şirket aleyhine, takip tarihindeki alacak miktarı olan 90.523,30-TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatına hükmedildiğini, Davacının , takip talebinde talep ettiği miktar ile ( 123.523,30 TL. sı ) Müvekkil Şirketin takip tarihindeki kayıtları arasında uyuşmazlık bulunduğu için haklı olarak takibe itiraz edildiğini, müvekkil şirket tarafından ödemeler yapıldığını, mahkemece, icra inkar tazminatının da takip tarihindeki miktar olan 90.523,30- TL üzerinden hesaplanmasına karar verilmesinin yasalara hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, İleri sürerek; istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizin 2019/2065 Esas, 2019/1546 Karar sayılı 11/11/2019 Tarihli ilamı ile davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile nispi karar harcının yatırılmadığı tespit edildiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, İlk derece mahkemesince davalı şirket vekiline istinaf harç ve gider avansının HMK’nun 344 maddesi uyarınca bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması ihtarını içerir 28/01/2020 tarihli muhtıra 03/02/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilince tebliğden önce 28/01/2020 tarihinde eksik istinaf gider avansı, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve nispi karar harcı dosyaya yatırılmış, ancak mahkemece 05/03/2020 tarihli ek karar ile davalı vekilinin muhtıranın tebliğinden itibaren verilen kesin süre içerisinde harcı tamamlamadığından bahilse 6100 Sayılı HMK’nun 344 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine, ek karara karşı bir hafta içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiş, işbu ek karar davalı vekiline 18/03/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, ek karar karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; açık hesaba dayalı yürütülen ticari satış ilişkisinde bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu takip dosyası incelendiğinde, davacının davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü nezdinde 123.523,30-TL asıl alacak ve 4.916,40-TL işlemiş faizin tahsili amacıyla 31/07/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsubunu talep ettiği, davalı vekilinin 04/08/2017 tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca, işlemiş faize itiraz ettiği, yetki itirazının kabulü üzerine dosyanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esasına kaydedildiği, ödeme emrinin davalı/takip borçlusunun vekili bulunmasına rağmen 24/08/2017 tarihinde asile tebliğ edildiği, tebliğin usulsüz olduğu, itiraz süresinin işlemeye başlamadığı, davalı vekili tarafından icra dosyasına sunulan 05/09/2017 havale tarihli borca itiraz dilekçesinin bu nedenle süresinde olduğu, itiraz dilekçesinin davacı/takip alacaklısına tebliğ edilmediği, itirazın iptali davasının da süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı yan dava dilekçesi ile 31/07/2017 tarihinde davalı aleyhine 123.523,30-TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığını, davalının 31/07/2017 tarihi ve sonrasında çeşitli tarihlerde ödemeler yaptığını, dava tarihi itibariyle bu ödemelerin tamamının asıl alacaktan mahsubu sonucu 26.523,00-TL alacağın kaldığını, takipte talep ettikleri takip öncesi işlemiş faizi dava konusu etmediklerini iddia ederek, davalının takibe itirazının 26.523,00-TL üzerinden iptaline ve bu tutar üzerinden davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesine, takip tarihi itibariyle mevcut 123.523,30-TL asıl alacak üzerinden icra vekalet ücreti alacağının tahsili için takibin devamına, yine takip ve dava tarihi arasında yapılan ödemelerin tarihlerine göre işlemiş faiz tutarının hesap edilmesine karar verilmesini talep etmiş, 27/09/2018 tarihli beyan dilekçesi ile; takipte 678,00-TL icra takip harcı, ödenmeyen asıl alacak tutarına isabet eden icra vekalet ücretinin mahsubu sonucu, ödemesi yapılan asıl alacak tutarı için 10.510,00-TL icra vekalet ücreti alacağı, takip tarihi ile takipten sonra yapılan ödeme tarihleri arasında işlemiş 2.416,00-TL işlemi temerrüt faizi alacağı olmak üzere toplam 13.604,00-TL fer’i alacaklarının da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, bu tutar üzerinden eksik harcı tamamladıklarını beyan etmiş, aynı tarihli dilekçe ile takipten sonra borçlu tarafından yapılan ödemelerin davacıya ait … Bankası Arapcami şubesi nezdindeki İBAN: … no.lu hesaba yapıldığını, son ödemenin 29/11/2017 tarihli olduğunu belirterek, ilgili bankadan 2017 yılına ait 12 aylık hesap özetinin celbini talep etmiştir. Mahkemece hesap ekstresinin celbedilmediği anlaşılmıştır.Yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, takip dayanağı açık hesaba konu faturaların her iki tarfaın ticari defter ve kayıtlarında mevcut olduğu tespit edilmiş, davalının davacıya 31/07/2017 tarihinde 23.000,00-TL, 18/08/2017 tarihinde 10.000,00-TL, 08/09/2017 tarihinde 20.000,00-TL, 22/09/2017 tarihinde 5.000,00-TL, 29/09/2017 tarihinde 10.000,00-TL, 01/11/2017 tarihinde 9.000,00-TL ve son olarak 29/11/2017 tarihinde 20.000,00-TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. UYAP sisteminden incelenen icra dosyası kapsamından, davacının takip harcını yatırdığı ve sayman mutemet alındısının(tahsil harcı makbuzu) düzenlendiği tarihin 31/07/2017 saat 14:38:29 olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalının 31/07/2017 tarihinde 23.000,00-TL ödeme yaptığı kabul edilmiş olup bu ödemenin yapıldığı saat bilgisi dosyada mevcut değildir. Davacı yan, takip tarihi itibariyle 123.523,30-TL alacaklı olduğunu ve icra vekalet ücretinin bu tutar üzerinden hesaplanmasını talep ettiğine göre, takip tarihi itibariyle davacının iddia ettiği asıl alacak tutarının tespit edilmesi zorunludur. Şayet davalı yanın ödemesi takibin açıldığı saatten önce ise asıl alacak tutarı buna göre belirlenmelidir. Davacı tarafça ödemelerin yapıldığı davacı şirkete ait hesap bilgileri dosyaya bildirilmiş ve hesap hareketlerinin celbi talep edilmiş olmasına rağmen, hesap hareketlerinin celbedilmediği, davalının yaptığı 23.000,00-TL’lik ödemenin takipten önce mi sonra mı olduğunun tespit edilmediği, ancak mahkemece icra inkar tazminatına esas asıl alacak tutarının 90.523,30-TL olarak kabul edilmesinden, ödemenin takipten önce yapıldığının kabul edildiğinin anlaşıldığı, gerekçede bu kabulün dayanağının bilirkişi raporu olduğu belirtilmiş ise de; raporda bu yönde bir tespit bulunmadığı görülmüştür. Davacı dava tarihi itibariyle, takip talebinden farklı olarak, takip ve dava arasındaki ödemelerin doğrudan asıl alacaktan mahsubunu talep etmiş, takip ve dava tarihi arasında yapılan ödemeler arasında işlemiş faizin de hesaplanmasını istemiştir. Şu halde mahkemece davacıya ait banka hesap hareketlerinin celbi ile 31/07/2017 tarihli davalı ödemesinin hangi saatte yapıldığının tespiti, buna göre takip tarihindeki asıl alacak tutarının tespiti, davacı talebi gibi takip ve dava tarihinde yapılan ödemelerin ödeme tarihlerine göre sırayla asıl alacaktan mahsubu ile dava tarihine dek işlemiş temerrüt faizinin bilirkişiye hesaplattırılarak tespiti, buna göre takip ve dava tarihleri itibariyle alacak tutarlarının ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken, takip ve dava tarihi arasında yapılan ödemelerin tarihlerine göre davacının talep edebileceği işlemiş faiz alacağını tahsil imkanını ortadan kaldıracak şekilde, dava tarihi itibariyle mevcut 26.523,00-TL’ye takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi hatalı olmuş, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Kabule göre de; davacı vekili dava dilekçesinde 26.523,00-TL üzerinden icra inkar tazminatı talep etmiş olmasına rağmen, HMK’nun 26 maddesine aykırı şekilde talep aşılarak 90.523,30-TL’nin %20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmiş olması hatalı olmuş, kamu düzenine ilişkin bu husus HMK’nun 355 maddesi uyarınca dairemizce re’sen nazara alınmıştır. Davacı vekilince 27/09/2018 tarihli dilekçede fer’i alacakların ayrıca tahsili talep edilmiş ve tamamlama harcı yatırılmış ise de; bu talebin hukuki niteliği üzerinde durulmaması, talebin ıslah mahiyetinde mi, dava dilekçesi ile ileri sürülen taleplerin açıklanması mahiyetinde mi olduğunun yerinde tartışılıp değerlendirilmemesi ve talep hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi 6100 Sayılı HMK’nun 297/1-c ve 297/2 fıkralarına aykırı olduğundan davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi haklı bulunmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a6 ve 355 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, dosyanın kaldırma kararı doğrultusuda mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmış, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin 2017/1161 Esas- 2019/703 Karar, 05/03/2020 tarihli ek kararının davalı vekiline 18/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ek karara karşı tebliğden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 344 maddesi atfı ile 346/2 fıkrası uyarınca bir haftalık kesin süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, diğer ifade ile davalı yanca yapılmış ve dairemizce değerlendirilecek bir istinaf başvurusu bulunmadığı anlaşıldığından şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2019 tarih ve 2017/1161 Esas – 2019/703 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6,355. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.