Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1239 E. 2020/1031 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1239 Esas
KARAR NO: 2020/1031 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2020
DOSYA NUMARASI: 2019/88 Esas 2020/28 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkilleri ile diğer dosya borçlusu …’ in ortak oldukları … Ltd. Şti.’ nin … A.Ş.’ den kullandığı kredinin teminatı olmak üzere 24/10/2007 keşide, 12/05/2008 ödeme tarihli ve 50.000,00 TL bedelli teminat senedini …’ a verdiklerini, sonrasında söz konusu teminat senedinin 39.084,30 TL lik kısmının … tarafından icraya konulduğunu, …’ ın dosyayı 29/09/2010 tarihinde … A.Ş.’ ne temlik ettiğini, bir kısım borçluların malvarlıklarının satışı için dosyanın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esasına kaydedilerek işlemlere devam edildiğini, dosya borçlularından …’ in dosya borcunun 35.000,00 TL olarak ödenmesi konusunda anlaşmaya vardığını ve 17/07/2012 tarihinde dosya borcunun anlaşmaya uygun şeklde ödendiğini, 23/03/2017 tarihinde … A.Ş. ile davalı şirketin birleştiğini ve birleşme sonrasında davalı şirketin 21/05/2018 tarihinde 2012 yılında ödenmiş olan icra dosyasını yenilediğini vbe dosyanın … E numarasını aldığını, davalı şirketin sanki hiç protokol yapılmamış gibi borçlular hakkında işlem yapmaya devam ettiğini beyanla müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline, davalı taraf aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; … A.Ş.’nin dava konusu alacakları, … A.Ş., ile aralarında imzalanmış olan Alacak Temlik Sözleşmesi gereğince … A.Ş.’ye devir ve temlik edildiğini, … A.Ş., 10.06.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul kararı ile … A.Ş. ile “… A.Ş.” hükmi çatısı altında birleştiğini, … A.Ş., 17/03/2017 tarihli karar ile … A.Ş. ile “… A.Ş.” hükmi çatısı altında birleştiğini, Ticaret Sicil Gazetesi Birleşmeye dair ilanı ve vekaletnamemiz dosyada mübrez olduğunu, braz olunan evraklar uyarınca, dosyamız kayıtlarına davacı müvekkil şirket unvanının … A.Ş. olarak işlenmesini talep ettiklerini, Söz konusu temlik nedeniyle, iş bu davada … A.Ş. ’ye halefen, taraf olarak müvekkil şirketin dikkate alınmasını ve müvekkil bir varlık yönetim şirketi olduğundan, Bankacılık Kanunu’nun 143/5 maddesi uyarınca 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na göre ödenecek damga vergisinden ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre ödenecek harçlardan muaf olduğu hususunun dikkate alınmasını dilediklerini, Temlik veren … A.Ş. tarafından İstanbul … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davacı borçlular ile dava dışı … Ltd. Şti. Ve yine dava dışı … aleyhinde icra takibine başlamış olup satış işlemlerinin devamı için dosya İstanbul … İcra Müdürlüğü’ ne gönderilmiş ve işlemlere İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün …(Eski Dosya No: … Esas) sayılı dosyası üzerinden devam edildiğini, İcra dosyasından talep edilen alacak tutarına ilişkin borçlulardan … ile yapılan protokol gereği ödeme yapıldığı anlaşıldığından; açılan davayı davacıların söz konusu icra dosyasında borçlu olmadıklarının tespiti bakımından kabul ettiklerini, ancak davacı tarafında kötüniyet tazminatına ilişkin talebini kabul etmediklerini, zira söz konusu icra dosyası; alacağın tahsiline yönelik icrai işlem yapılmak üzere değil ihtiyati haciz kararı alınmak üzere ibraz edilen teminat mektubunun iadesi için açılan talep üzerine yenilendiğini, davacılar vekilinin de dilekçesinde belirttiği gibi ödeme üzerine icra dosyasındaki tüm hacizler fek edildiğini Fek işleminden sonra yapılan yegane işlemin İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2008/856 D.iş dosyasından teminatın iadesi ilişkin derkenar düzenlemesi talebi olduğunu, Teminat mektubunun iadesi için derkenar verilmesi talebi dışında dosyada herhangi bir işlem yapılmadığını, haciz talep edilemediğini, dolayısıyla, takibin yenilenmesinde müvekkili şirketin kötü niyetinden bahsedilemeyeceği gibi davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddinin gerektiğini beyan ederek davacıların borçlu olmadığına ilişkin talebini kabul ettiğimizi beyan edip, takibin yenilenmesinde müvekkil şirketin kötü niyeti olmadığından tazminat talebinin reddini ve yargılama giderleri ve vekâlet ücreti bakımından HMK 312. Maddesi ve Avukatlık Asgarin Ücret Tarifesinin 6. Maddesi uyarınca karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/01/2020 tarih ve 2019/88 Esas – 2020/28 Karar sayılı kararında; “…Dava, davacı taraf aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibe konu borçtan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile %20 kötü niyet tazminatı talebine ilişkindir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı davacıların söz konusu icra dosyasında borçlu olmadıklarının tespiti bakımından kabul ettikleri, ancak davacı tarafından kötüniyet tazminatına ilişkin talebi kabul etmedikleri yönünde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Kabul, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olup HMK 308.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kabul davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Bu anlamda davalı taraf davayı kabul etmekle dava sona erdirilmiştir.Feragat ve kabul halinde yargılama giderleri 6100 sayılı HMK’nın 312.maddesinde; “Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkumiyet, ona göre belirlenir. Davalı, davanın açılmasına kendi hal ve davranışı ile sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmez.” düzenlenmesi yer almaktadır. İncelenen dosya kapsamına göre, icra dosyasında, davalı/ alacaklı vekilince ihtiyati haciz için yatırılan teminatın iadesi için dosya durumunu gösterir derkenarın düzenlenerek taraflarına verilmesi taleplerine yönelik dilekçeler sunulduğu, bunun dışında icra dosyasında icra takibinin devamına yönelik herhangi bir işlemin yapılmadığı, yenileme emirlerinin borçlulara tebliğe gönderildiğine ilişkin tebligatların bulunmadığı anlaşılmış ise de davalının icra dosyasından talep edilen alacak tutarına ilişkin dava dışı borçlulardan … ile yapılan protokol gereği ödeme yapıldığı yönündeki beyanı dikkate alındığında, yapılan ödemeyi icra dosyasına bildirmediği ve icra dosyasının yenilenmesi nedeniyle davalının davanın açılmasına kendi hal ve davranışı ile sebebiyet verdiği sonucuna varılarak yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar vermek gerekmiştir. Alacaklının İİK’nın 72/5 maddesi gereğince kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için haksız olmasının yanısıra kötüniyetli olması da şart olduğu, davalının kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı ve kötüniyet tazminatı koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davacıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ilişkin davanın kabul nedeniyle kabulüne, kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davacıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ilişkin davanın KABUL NEDENİYLE KABULÜNE, 2-Davacıların kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE, 3-Davanın tüketici mahkemesinden görevsizlikle mahkememiz esasına kaydedildiği, başvurma harcı ve peşin harç alınmadığı anlaşılmakla 2.669,84 nispi karar harcı ve 44,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.640,18 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 4-6100 S HMK gereğince tebligat gideri, posta masrafı olan 233,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 6. Maddesi ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı müvekkilleri ile diğer dosya borçlusu …’in, ortak oldukları … LTD.ŞTİ.’nin … A.Ş.’den kullandığı kredinin teminatı olmak üzere 24/10/2007 keşide, 12/05/2008 Ödeme tarihli ve 50.000,00-TL bedelli teminat senedinin …’a verdiklerini, Sonrasında, söz konusu teminat senedinin 39.084,30-TL kısmı, … tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icraya konulduğu, …’ın dosyayı 29/09/2010 tarihinde … A.Ş.’ne temlik ettiği, bir kısım borçluların araç, taşınmaz ve banka kayıtları haczedildiği ve taşınmaz malvarlıklarının satışı için dosya İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esasına kaydedilerek işlemlere devam edildiği, Dosya borçlularından …’ın dosya borcunun 35.000,00-TL olarak ödenmesi konusunda … A.Ş. ile anlaşmaya vardığı ve 17/07/2012 tarihinde dosya borcu, anlaşmaya uygun şekilde ödendiği, dosya borcunun ödenmesi sonrasında, 2012 yılında dosyadaki mevcut hacizler kaldırıldığını, 23/03/2017 tarihinde … A.Ş. ile … A.Ş. Birleştiği, birleşme sonrasında … A.Ş., 21/05/2018 tarihinde 2012 yılında ödenmiş olan icra dosyasını yenilediği ve dosyanın … E. numarasını aldığını, Davalı tarafça yenilenen İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına, dava dışı borçlu … ile yapılan borç ödeme protokolü konulmadan ve bu dosya için yapılan ödemeler beyan edilmeden, sanki hiç protokol ve ödeme yapılmamış gibi borçlulara hakkında işlem yapılmaya devan edildiği, Protokol gereğice ödenen ve ödeme nedeniyle bedelsiz kalan senede dayalı takibin yenilenmesi ve icra işlemlerine devam edilmesinden ötürü, davacı müvekkilleri için huzurdaki dava açılmak zorunda kalındığı ve davalı şirket yöneticileri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/193353 sayılı soruşturma dosyası ile bedelsiz kalan senedi kullanma, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından ötürü şikayette bulunulduğu, soruşturmanın devam ettiğini, Davalı taraf, dava öncesinde ve sonrasında, davacı müvekkilleri sık sık arayarak, mesajlar atarak, olmadığını kabul ettikleri borcun ödenmesi konusunda baskı yaptığı, bu aramalar dava sürecinde de devam ettiği, bir yanan davayı kabul eden, borç yok diyen davalı taraf diğer yandan davacı müvekkilleri arayarak borcunu ödemesini istediği, Davalı tarafın icra dosyasına ibraz ettiği 14/05/2018 tarihli yenileme talebinin son paragrafında; borçlular hakkındaki ihtiyati haciz talebinden alacak baki kalmak kaydı ile vazgeçildiği, Teminat iadesi talebi öncesinde ve sonrasında dosya borcunun haricen ödendiğine dair dosyaya hiçbir beyanda bulunulmadığı ve teminat iadesinden sonra dosyanın kapatılması yönünde de alacaklı tarafça hiçbir talepte bulunulmadığı, Hatta davayı kabul eden davalı taraf, Yerel Mahkemenin karar duruşmasından bir kaç gün önce dava konusu icra takibini tekrar yenilediği ve işlemlerine devam ettiğini, söz konusu yenileme emri duruşmada dosyaya ibraz edilmiş ise de yerel mahkemece dikkate alınmadığını, Davalı tarafın haksız işlemlerinden ötürü, davacı müvekkiller hiçbir bankadan kredi kullanamadığı, Bütün bu nedenlerle; haricen yaptığı tahsilatı dosyaya beyan etmeyen davalı taraf davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatı ile nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ancak, yerel mahkeme kararında kötü niyetin ispat edilemediği belirtilerek davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatı ile davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun %20 kötü niyet tazminatı ve davacı lehine hükmolunan vekalet ücreti yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulü ile davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkeme kararının “ davalının kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı ve kötüniyet tazminatı koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davacıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine, “ dair kararına itirazları bulunmadığını, Yerel Mahkeme’nin 16/01/2020 tarihli vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin kararları yasaya ve usule aykırı olup, kaldırılması gerektiğini, .. A.Ş.’nin dava konusu alacakları, … A.Ş., ile aralarında imzalanmış olan Alacak Temlik Sözleşmesi gereğince … A.Ş.’ye devir ve temlik edildiği, … A.Ş., 10.06.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul kararı ile … A.Ş. ile “… A.Ş.” hükmi çatısı altında birleştiği, … A.Ş., 17/03/2017 tarihli karar ile … A.Ş. ile “… A.Ş.” hükmi çatısı altında birleştiği, Ticaret Sicil Gazetesi Birleşmeye dair ilanı ve vekaletnamemiz dosyada mübrez olduğunu, Müvekkili bir varlık yönetim şirketi olduğundan, Bankacılık Kanunu’nun 143/5 maddesi uyarınca 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na göre ödenecek damga vergisinden ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre ödenecek harçlardan muaf olduğunu, Davacı taraf Yerel Mahkemede ikame ettiği dava ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibe konu borçtan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile %20 kötü niyet tazminatı hükmedilmesini talep ve dava ettiğini, Temlik veren … A.Ş. tarafından İstanbul …icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davacı borçlular ile dava dışı … Ltd. Şti. ve yine dava dışı … aleyhinde icra takibine başlamış olup, satış işlemlerinin devamı için dosya İstanbul … İcra Müdürlüğü’ ne gönderilmiş ve işlemlere İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … (Eski Dosya No: … Esas) sayılı dosyası üzerinden devam edildiğini, Davaya cevap süresi içinde taraflarınca yapılan araştırma neticesinde icra dosyasından talep edilen alacak tutarına ilişkin borçlulardan … ile yapılan protokol gereği ödeme yapıldığı anlaşıldığından; açılan dava davacıların söz konusu icra dosyasında borçlu olmadıklarının tespiti bakımından kabul edildiği, ancak davacı tarafın kötüniyet tazminatına ilişkin talebinin taraflarınca kabul edilemeyeceği beyan edildiği, Zira söz konusu icra dosyası; alacağın tahsiline yönelik icrai işlem yapılmak üzere değil ihtiyati haciz kararı alınmak üzere ibraz edilen teminat mektubunun iadesi için açılan talep üzerine yenilendiği, davacılar vekilinin de dilekçesinde belirttiği gibi ödeme üzerine icra dosyasındaki tüm hacizler fek edildiği, fek işleminden sonra yapılan yegane işlem, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2008/856 D.iş dosyasından teminatın iadesi ilişkin derkenar düzenlemesi talebi olduğunu, Teminat mektubunun iadesi için derkenar verilmesi talebi dışında dosyada herhangi bir işlem yapılmadığı, haciz talep edilmediği, dolayısıyla, takibin yenilenmesinde müvekkili şirketin kötü niyetinden bahsedilemeyeceğinden davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddi talep edildiği, nitekim yerel mahkeme tarafından da davalının kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı ve kötüniyet tazminatı koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davacıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verildiği, Davaya son veren taraf işlemleri 6100 SAY.HMK’ nın 307-315 maddelerinde düzenlendiğini, Harçlar Kanunu’n 22. Maddesi’ne göre, davayı kabul eden davalı karar ve ilam harcının 2/3’sini ödeyeceği, kabul delillerin toplanmasına ilişkin ara kararın yerine getirilmesinden önce yapılırsa, tarife ile belirlenen vekalet ücretinin yarısına; daha sonra yapılmışsa tamamına hükmedileceği, kabul ilk celsede gerçekleşirse, karar ve ilam harcının 1/3’ü davalıdan tahsil edileceğini, Yerel mahkeme tarafından cevap dilekçesi ekinde yer alan vekaletnamede davayı kabule ilişkin ibarenin açık olmadığından bahisle taraflarına açıklama yapmak ve davayı kabul yetkisi içeren vekaletname sunmak üzere süre verildiği,vekaletnamede kabul yetkisinin bulunduğu tekrar edilince bu kerre mahkemece davalı asile vekilin yaptığı işlemleri kabul ettiğine ilişkin beyanda bulunmak üzere süre verildiği ve nihayetinde karar verildiğini, Yerel Mahkeme gerekçeli kararın 4 nolu bendi ile “davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 6. Maddesi ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verdiği, ancak tarifedeki ücretin yarısına değil tamamına hükmettiği, Gerekçeli kararın 2 nolu bendi ile ise davacı tarafından yatırılmayan ve mahkeme tarafından tamamlatılmayan 2.669,84 nispi karar harcı ve 44,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.640,18 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verildiği, HMK’nın 323/1-ğ maddesinde vekille takip edilen davalarda mahkemece takdir olunan vekalet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu belirtildiği, 326/1. maddesinde ise, yargılama giderlerinin, kanunda yazılı haller dışında, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hükme bağlanmış; aynı kanunun 312/2. maddesinde, davalının, aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve ilk oturumda davacının talep sonucunu kabul etmesi halinde yargılama giderlerinin kendisine yüklenemeyeceği belirtilerek hemen yukarda açıklanan genel kuralın istisnası gösterildiği, (Yargıtay 4. H.D. 2017/3197 E., 2017/4600K, Tarih : 6.07.2017, Yargıtay 3. H.D. E: 2016/20763 K: 2018/8425 K.T.: 12.09.2018) Dava konusu icra dosyası; alacağın tahsiline yönelik icrai işlem yapılmak üzere değil ihtiyati haciz kararı alınmak üzere ibraz edilen teminat mektubunun iadesi için açılan talep üzerine yenilendiği, yapılan yegane işlem, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2008/856 D.iş dosyasından teminatın iadesi ilişkin derkenar düzenlemesi talebi olduğunu, teminat mektubunun iadesi için derkenar verilmesi talebi dışında dosyada herhangi bir işlem yapılmamış, haciz talep edilmediği, Bu sebeple yerel mahkemede ikame edilen dava, taraflarınca davaya cevap süresi içinde kabul edilmiş olmasına rağmen kabul beyanı olmadan yapılacak yargılama sonunda davanın aleyhlerine sonuçlanma ihtimalinde takdir edilecek yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, İİK. 72 Maddesi gereğince açılan menfi tesbit davasıdır. Mahkemece, davacıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ilişkin davanın KABUL NEDENİYLE KABULÜNE, dDavacıların kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekilinin haricen yaptığı tahsilatı dosyaya beyan etmeyen davalı aleyhine kötü niyet tazminatı ile davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmediğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, İcra dosyası incelendiğinde; alacaklı … tarafından borçlular … LTD. ŞTİ., …, …, … hakkında 13/06/2008 tarihinde 12/05/2008 vade tarihli ve 50.000,00 YTL. Bedelli bonodan kaynaklı toplam:39.084, 74 YTL. Alacak yönünden icra takibinde bulunulduğu, Alacağın 29/09/2010 tarih ve … yevmiye nolu temlik sözleşmesi ile … A.Ş.ye temlik edildiği, alacaklı vekilinin 17/07/2/12 hacale tarihli dilekçesindeki talebi doğrultusunda dosyadaki hacizlerin fekkine ve yakalamaların kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı … A.Ş. Vekili 14/05/2018 tarihli dilekçesi ile icra dosyasının yenilenmesine, teminatın iadesi için İstanbul 6 ATM.ne ibraz edilmek üzere derkenar verilmesini talep ettiği ve dilekçe ekinde … Şirketinin birleşmesine dair sicil gazetesini ibraz ettiği, icra müdürlüğü tarafından 21/05/2018 tarihinde yenileme emrinin düzenlendiği, yenileme emrinin borçlulara tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının olmadığı ve İcra Müdürlüğü tarafından İstanbul 6 ATM.nin 2008/856 D.İş Esas sayılı dosyasına sunulmak üzere derkenar düzenlendiği görülmüştür.Menfi tespit davasında, dava borçlu lehine hükme bağlandığında borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, davacının talebi üzerine tazminata hükmedileceği İİK’nın 72/5. maddesinde hükme bağlanmıştır. Bu durumda davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, davalının yaptığı icra takibinin haksız olması yeterli olmayıp aynı zamanda bu icra takibinin kötüniyetli olarak yapıldığının ispat edilmesi gerekir. Davacı borçlular tarafından davalının kötüniyetli olarak icra takibi yaptığı kanıtlanamamıştır. Bu nedenle, mahkemece kötü niyet tazminatı talebinin reddine yönelik karar vermesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.HMK. 308/1 Maddesinde;” (1) Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir,” hükmü düzenlenmiştir.Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 6. maddesinde; “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur” düzenlemesi yapılmıştır. Davalı ön inceleme duruşması yapılmadan önce davayı kabul etmiştir. Bu nedenle AAÜT 6. maddesine göre tarife hükümlerine göre hükmedilecek av. ücretinin 1/2.sidir.Bununla beraber Av. Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesine göre: Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Tarifenin 13/1.maddesinde hükmedilecek vekalet ücretinin maktu ücretin altında kalamayacağını hükme bağlamıştır. Davacılara hükmedilecek av. ücreti dava değerine göre 5.862,65 TL’ dir. Bunun 1/2 si 2.931,32 TL’dir. Bununla beraber bu tutar maktu vekalet ücretinin altında olamayacağından mahkemece davacılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olup, davacılar vekilinin bu yöndeki istinafı da yerinde değildir. Davalı vekilinin mahkemece aleyhine harç, vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine ilişkin kararın yasaya ve usule aykırı olduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,Davalı (temlik alan) … A.Ş.(Eski Ünvanı: … A.Ş.)’nin alacağı …’dan temlik aldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay 19.Hukuk Dairesi; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 123/son maddesindeki harç istisnasını yurt dışından alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olmak üzere uygulamakta ve bu yöndeki uygulamasını istikrarlı biçimde sürdürmektedir. ( Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 20/03/2018 tarih 2017/4346 esas 2018/1385 karar sayılı ilamı) Kaldı ki; 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 143/6. maddesinde ” varlık yönetim şirketlerinin kuruluş işlemleri de dâhil olmak üzere kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan muaf olacakları ” düzenlemesi mevcut olup, dosya içerisinde bulunan vekaletnameler, ticaret sicil gazetesi örnekleri ile Dairemizce İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün Bilgi Bankasından alınan firma sicil kayıtlarına göre; dava konusu alacağı … Bankasından temlik alan … A.Ş’nin 01/02/2008 tarihinde kurulduğu, daha sonra 10/06/2014 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile … A.Ş ile birleştiği, … A.Ş’nin de 17/03/2017 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile … A.Ş ile birleştiği, dolayısıyla harç muafiyetine ilişkin 5 yıllık sürenin de dolduğu, buna göre; davalı şirketin harçtan muaf olmadığı anlaşılmıştır.Bu sebeble davanın kabul nedeniyle kabulüne karar verilmek ,hükmün ferilerinin de buna göre hüküm altına alınması gerekmektedir. Ancak ; HMK 312(1)” feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi mahkum edilir,” hükmü uyarınca davalı vekilinin yargı giderine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. AAÜT nin 6.bendinde de 1/2 oranında vekalet ücreti takdir olunacağı ancak AAÜT. 13/1 maddesine göre hükmedilecek vekalet ücreti maktu vekalet ücretinin altında olamayacağı düzenlenmiş olup davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinafı da yerinde değildir. Anlatılanlara göre davalının geçerli bir kabul beyanında bulunduğu, davalının yargı gideri ile sorumlu olduğu ancak Harçlar Kanunu 22.madde ilk celse de kabul halinde 1/3 oranında karar harcı alınacağı düzenlenmiştir. Harçlar K. 22 maddesi gereğince mahkemece 1/3 oranında (890,21 TL.) nisbi karar harcına hükmedilmesi gerekirken tamamına hükmedilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf nedenleri kısmen yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak dairemizce hükmedilen karar harcı yönünden yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2020 tarih ve 2019/88 Esas – 2020/28 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurularak; 1-Davacıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ilişkin davanın KABUL NEDENİYLE KABULÜNE, 2-Davacıların kötü niyet tazminat taleplerinin REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Davanın Tüketici Mahkemesi’nden görevsizlikle geldiği ve başvurma harcı ile peşin harcın alınmadığı anlaşılmakla, Harçlar Kanunu 22.maddesi gereğince 890,21.TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 4-Davacılar tarafından sarf edilen toplam 233,00.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 5-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 6. ve 13/1. maddeleri gereğince davacılar vekili için taktir olunan 3.400,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 148,60’ar.TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 8-Alınması gereken 54,40.TL karar harcı istinaf eden davacılar tarafından yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, alınan harcın hazineye gelir kaydına,9-Davalı tarafından yatırılan 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 10-Davalı tarafından sarfedilen 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 23,75.TL dosyanın istinafa gidiş – dönüş gideri olmak üzere toplam: 172,35.TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 11-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 12-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 13-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/10/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.