Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1236 E. 2022/1367 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1236 Esas
KARAR NO: 2022/1367 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1326 Esas 2019/1363 Karar
TARİH: 17/12/2019
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının … Ticaret Limited Şirketi’nin kurucu ortağı olduğunu, şirketin kuruluşunun 26/7/2004 tarihinde olduğunu, kuruluş sermayesinin 30 milyar TL’lik kısmının davacıya ait olduğunu, şirketin kuruluşu ile tüm işlem ve organizasyonun davalı tarafından yapıldığını, davacıya sadece %30 hisse verildiğini ancak şirketin kuruluşundan kısa bir süre sonra dağıldığını, davalının hisselerini 31.5.2005 tarihinde dava dışı ortak …’a devrettiğini, şirketin faaliyeti sırasında davalının talebi ve organizasyonu ile … Bankası Göztepe Şubesi’nden kredi kullanıldığını, 10 Milyar TL’lik limitli olanına davalı ile birlikte davacının kefil olduğunu, kredinin geri ödenmemesi üzerine alacaklı banka tarafından Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile şirket ile kefiller hakkında icra takibi başlatıldığını, sonrasında işlem yapılmadığını, ancak 2016 yılında icra dosyasının yenilendiğini ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayısı üzerinden davacının maaşına haciz konulduğunu, bu nedenle davacının icra dosyasının temlik edildiği … A.Ş. ile anlaşmak zorunda kalıp ödeme yaptığını, ödenen bu krediden davacı ile birlikte davalı ve diğer kefillerin sorumlu olduğunu, bu nedenle davalı hakkında başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibe borçlu davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davacının davalıya güvenerek ortak ve yönetici oldukları şirkete hissedar olduğunu, davalının alacaklı bankadan ibra almasının davacı yönünden hukuka aykırı olduğunun, bu nedenlerle davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyaya yaptığı haksız itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya karşı süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/12/2019 tarih ve 2017/1326 Esas – 2019/1363 Karar sayılı kararında; “… Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, beyanları, toplanan deliller bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, davacının dava dışı … Ltd. Şti. tarafından 07/09/2004 tarihinde kullanılan 10.000,00-TL tutarındaki krediye davalı ile birlikte kefil olduğu, davalı tarafın ise hem 07/09/2004 tarihinde kullanılan 10.000,00-TL tutarındaki krediye hem de 14/01/2005 tarihinde kullanılan 15.000,00-TL tutarındaki krediye olmak üzere toplam 25.000,00-TL tutarındaki krediye kefil olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosya kapsamından dava dışı …’in de 14/01/2005 tarihli kredi sözleşmesine 25.000,00-TL tutarında kefil olduğu anlaşılmaktadır. Alınan bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeterli olmadığı görülmüş ancak dava konusu uyuşmazlık hukuki uyuşmazlık olduğundan ek rapor ya da yeni rapor almaya gerek görülmemiştir. Dava dışı banka tarafından keşide edilen, Kadıköy … Noterliği’nin 03/05/2006 tarihli, … yevmiye numaralı, 14.900,00-TL borcun ödenmesi ile ilgili kat ihtarnamesinde davacının muhatap olarak bulunmadığı, ihtarname içeriğinde kredi numarası olarak 20-2 yazıldığı göz önünde bulundurulduğunda, bu kat ihtarnamesinin davalı … ve …’in birlikte kefil oldukları davacının kefaletinin bulunmadığı 15.000,00-TL tutarındaki ikinci kredi için keşide edildiği anlaşılmıştır. Yerleşik hale gelmiş Yargıtay içtihatları göz önünde bulundurularak yapılan hesaplamada, davacının 07/09/2004 tarihli 10.000,00-TL tutarlı krediye kefil olduğu, davalıların 25.000,00-TL bedelle kullanılan kredilerin tamamına kefil oldukları anlaşıldığından, toplam kefalet tutarı 60.000,00-TL’dir. Bu kefalet tutarına göre davacının kefalet oranı 2/12, davalının kefalet oranı 5/12 olmaktadır. Her ne kadar davalı …, dava dışı banka tarafından davacı ayrık tutularak keşide edilen ihtarnameden sonra ödeme yaparak ibraname almışsa da, bu ibraname davacı ile birlikte kefaleti olan kredi bakımından iç ilişkide hüküm ifade etmemektedir. Bu kapsamda davalının davacı ile birlikte kefil olduğu krediyi de kapsar şekilde, kredinin tamamından sorumlu olduğu göz önünde bulundurulduğunda, davacının toplam kredinin 2/12’si oranında sorumluluğunun bulunduğu, yani davaya konu takip tarihi itibariyle davacı tarafından yapılan toplam 36.740,00-TL ödemenin 2/12’lik kısmına rast gelen 6.123,33-TL’den sorumlu olduğu, bakiye kısımdan davalı ve dava dışı …’in birlikte sorumlu olduğu sonucuna varılmış, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin 12.247,00-TL alacak üzerinden devamına karar verilmiş, davalının takibe yapmış olduğu itirazın haksız olduğu anlaşıldığından ve alacak likit olduğundan, davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, Davanın KABULÜNE, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin davalı yönünden 12.247,00-TL üzerinden devamına, Kabul edilen 12.247,00-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Diğer müteselsil kefalet ilişkisi bulunan …’in sorumluluk miktarı raporda irdelenmediği, incelenmediği, sanki tüm borçtan neredeyse tarafı sorumlu gibi gösterilmek sureti ile hüküm kurulduğunu, bu nedenle ilgili bankaya yaptığı ödeme ve almış olduğu ibraname nazara alınarak davanın reddi gerekirken kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında ek rapor alınması talebi kabul edilmemiş olup eksik incelemeye davayı, hüküm kurmaya elverişsiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olup bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava konusu takibe ilişkin banka kredisinden kaynaklanan borçtan dolayı herhangi bir sorumluluğu ve borcu bulunmadığını, tarafına düşen borç tutarı ilgili bankaya ödenmiş olup bu hususa ilişkin bankadan ibraname de alındığını, Kullanılan kredi sebebi ile bankaya olan borcun üzerine düşen kısmı ödenmiş olmasına rağmen aynı borç için hakkında icra takibi başlatılması ve ikinci kez ödeme yapmak durumunda bırakılmasının açıkça hak ihlaline sebebiyet verdiğini, Açıklanan nedenlerle, dava konusu irca takibine dayanak teşkil eden banka kredisi sebebi ile doğan borçtan dolayı sorumlu olduğu meblağ ilgili bankaya ödenmiş ve ibraname alındığını, ancak buna rağmen davacı tarafından kefalet sebebi ile yeniden ödeme talep edilerek hakkında icra takibi başlatıldığını, haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan işbu takibe tarafınca itiraz edildiğini, söz konusu kredi sebebi ile sorumlu olduğu borç miktarının zaten ödendiğini, aynı borç için yeniden ödeme yapmak zorunda bırakılmasının hakkaniyete, usul ve yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiğini, bir kişinin aynı borçtan dolayı birden fazla kez ödeme yapma yükümlülüğü altında bırakılmasının hiçbir hukuki norm ile bağdaşmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, aksi takdirde dosyadaki eksik ve hatalı yapılan hataların giderilmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, kredi borcuna kefaleti nedeniyle hakkında yapılan icra takibi kapsamında borcun tamamını ödeyen kefilin diğer kefillere karşı rücuen tahsili talebiyle başlattığı ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık konusu; davacının davalıya rücu etme koşullarının oluşup oluşmadığı bu bağlamda icra takibindeki alacağın mevcut olup olmadığı noktalarındadır. Davanın taraflarının her ikisinin de dava dışı …Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı ve bu şirketin dava dışı … Bankası ile imzaladığı … kodlu 10.000.000.000,00 ESKİ TL. (10.000,00 yeni TL. ) miktarlı 07/09/2004 tarihli GKS. İmzaladığı, bu GKS. ‘ni davacı … ve davalı …’in müşterek borçlu-müteselsil kefil olarak 10dan kullandığı kredi sözleşmesini 10.000.000.000,00 ESKİ TL. (10.000,00 yeni TL. ) kefalet limitiyle müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında ek sözleşme ile sözleşme limitinin 15.000.000.000,00 ESKİ TL. (15.000,00 yeni TL. ) artırıldığı ve sözleşme limitinin 25.000.000.000,00 ESKİ TL. (25.000,00 yeni TL. ) ‘ye yükseltildiği, sözleşme limitinin artırılması başlıklı ek sözleşmeyi Davalı … ve dava dışı …’in 15.000.000.000,00 ESKİ TL. (15.000,00 yeni TL. ) kefalet limitiyle müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, bu durumda davacının kefalet limitinin 10.000.000.000,00 ESKİ TL. (10.000,00 yeni TL. ), davalının kefalet limitinin 25.000.000.000,00 ESKİ TL. (25.000,00 yeni TL. ) ve dava dışı kefil …’in kefalet limitinin ise 15.000.000.000,00 ESKİ TL. (15.000,00 yeni TL. ) olduğu anlaşılmıştır. Dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin dava dışı bankadan … kodlu 07/09/2004 tarihli GKS. İstinaden kullandığı kredi borcunun ödenmemesi üzerine …Bankası tarafından muhataplar … Tic. Ltd. Şti., …, …’e Kadıköy … Noterliğinden çekilen 03/05/2006 tarih ve … Sayılı ihtarname ile;” …25/04/2006 tarihi itibariyle anapara, faiz, KKDF, BSMV ve sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer kalemlerden oluşan 14.900 YTL.’nin derhal ödenmesi ihtaren bildirilmiştir.Borcun ödenmemesi üzerine Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile alacaklı … Bankası tarafından borçlular … Ltd. Şti., …, … hakkında 17/08/2007 tarihinde 4.339,09 YTL. Asıl alacak, 10.790,07 YTL. İşlemiş faiz, 539,50 YTL. BSMV olmak üzere toplam: 15.668, 66 YTL. Üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, alacaklı banka tarafından alacağın dava dışı … A.Ş.’ye temlik edildiği, dosya borcunun davacı borçlu tarafından ödenmesi üzerine diğer kefillerden paylarına düşen miktarın tahsili talebiyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 16/06/2017 tarihinde borçlular …, … aleyhine 24.494,00 TL. Alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu … 20/07/2017 havale tarihli dilekçesi ile borca ve tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine bu borçlu yönünden takibin durduğu ve davacı alacaklı tarafından süresi içerisinde 12.247,00 TL. Miktar yönünden eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.Davalı … tarafından ilk derece mahkemesine ibraz edilen 24/01/2018 teslim tarihli dilekçe ile,ilgili bankadan çekilen kredilerin hissesi oranında ödendiğini ve banka tarafından ibra edildiğini belirtip dilekçe ekinde ödeme belgesi ve banka yazısını ibraz ettiği görülmüştür. Dilekçe ekinde ibraz edilen … Bankası tarafından düzenlenen yazıda; ‘… Tic. Ltd. Şti. Firması lehine kullandırılan KİK kredisine kefaleti alınan …’in 14/12/2006 tarihinde 5.930 YTL. Tutarında ödeme yapmasından dolayı gayri kabili rücu olarak ibra edildiği,” belirtilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 587. ve 596. maddeleri (818 sayılı BK’nın 488. ve 496. maddeleri) birlikte kefalet ve kefilin rücu hakkına ilişkin düzenlemeler içermektedir. Buna göre; birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olacak, borçluyla birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri, borcun tamamından sorumlu olacaktır. Aksine anlaşmalar saklı kalmak kaydıyla, borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olacaktır.Borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahip olup davalı savunmasında icra takibinden önce kendi payını ödediğini ve bankadan borcunun olmadığına ilişkin ibraname aldığını belirttiği ve dava dışı bankanında davalı hakkında icra takibi yapmadığı gözetildiğinde davalının bu savunması üzerinde durularak davalı kefilin ve tüm kefillerin sorumluluklarının tayini için kredi sözleşmesinin,limit artırım belgesinin ( hesap kat ihtarında bahsi geçen 07/09/2004 tarih ve … numaralı GKS.) tam sayfalarını içerir aslı veya onaylı sureti, kat ihtarı, tebliğ parçaları, kat ihtarından sonra yapılan ödemeler ve davalının yaptığı ödeme belgelerinin dosyaya celbi ile dava dışı bankadan davalının ibra edilip edilmediğinin davalının mahkemeye ibraz ettiği belgede eklenmek suretiyle sorulup gelen belgeler ve banka kayıtları üzerinde uzman bankacı bilirkişiye inceleme yaptırılmak suretiyle, genel kredi sözleşmesinin tarafı dava dışı bankanın davalının ödeme yaptığı tarih itibariyle alacak miktarının (asıl alacak ve ferileri yönünden) tespit edilerek, davalı kefilin kendi payını ödeyip ödemediği, bankanın yaptığı takip tarihi itibariyle davalı kefilin sorumluluğunun olup olmadığı, rücu şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuşsa miktarı hususunda uzman bankacı bilirkişiden denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Sonuç itibariyle, Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2019 tarih ve 2017/1326 Esas – 2019/1363 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/10/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.